TamSaha Dergisi - page 82-83

ğıtması zor bir negatif enerji yayı-
yor. Hele ki şimşekler geçmişte
Casillas ve Sergio Ramos’a olduğu
gibi takım içindeki bir isme yöne-
lince işler toparlanamaz hale geli-
yor.
Sezon başındaki Eva Carneiro
krizi gayet güzel bir örnek. O
kadar gereksiz bir noktadan bu
denli yıpratıcı bir sorun yarattığı
içinmuhtemelen Mourinho’nun
kendisi bile artık içten içe piş-
manlık duyuyor olmalı. Yalnızca
işini yapan bir çalışanı hunharca
eleştirerek federasyondan tutun
feminist kuruluşlara kadar geniş-
leyen bir yelpazenin tepkisini
çekti. Medyanın da olayı sürekli
sıcak tutmasıyla beraber Chel-
sea’nin düşüşünü resmî olarak
başlatan Carneiro krizi bugün bile
Jose’nin dertlerine tuz biber ol-
maya devam ediyor.
Takımdaki kötü gidişat iyice belir-
ginleşmeye başladığında Carneiro
hikâyesinden sıkılanmedya bu
kez “Üçüncü yıl sendromu”nu or-
taya atmayı akıl etti. Beklendiği
gibi Mourinho’dan gayet sinirli ve
tokat gibi bir cevap gelse de bu
klişe tâbirin doğruluk payı yok
değil. Zira kısa vadede Jose’nin ta-
vırları takım için koruyucu ve itici
bir güç olsa bile zaman geçtikçe
işler ister istemez tersine dönü-
yor. Mourinho’nun akıl oyunları
ile hiç alakası olmayan Jürgen
Klopp bu hissi Dortmund’daki ye-
dinci ve son sezonunda yaşamıştı.
Yine de kendi deyimiyle kulüpte
tek bir kişi bile ona güvensizlik
duymuyordu. Üstelik devre ara-
sında işleri yoluna koyabileceği
6 haftalık bir süreye de sahipti.
Mourinho ise bu iki konuya dair
o kadar şanslı görünmüyor.
Sahadakiler
Elbette Mourinho’nun oluştur-
duğu negatif ortamChelsea’deki
düşüşün tek sebebi değil. Saha içi
unsurları hiçbir zaman görmez-
den gelemeyiz çünkü bugünkü
ortamı hazırlayan temel etkenler-
den biri de son yıllarda oluşan iki-
lemde saklı. Örneğin 2012’den beri
kulübü ve millî takımı adına en
fazla maça çıkmış 10 Premier Lig
oyuncusundan beşi Chelsea for-
ması giyiyor. Hazard, Ivanovic,
Oscar, Cahill ve Ramires ligde
herkesten fazla maç oynadı. Özel-
likle Hazard son üç yılda tümkul-
varlarda 200’den fazla karşılaş-
maya çıktı. Chelsea’deki bu beşli-
nin artık yokları oynadığını düşü-
nürsek ortada ciddi bir yorgunlu-
ğun olduğunu söyleyebiliriz. Böy-
lesine yoğun bir tempoya dayana-
bilmek adına Messi ve Ronaldo
gibi “başka bir gezegen” seviye-
sine ulaşmak veya belki de Car-
ragher gibi sonsuz bir azme sahip
olmak gerek.
Chelsea’deki ikilemin bir ucunda
nispeten küçük bir oyuncu havu-
zunun demirbaşlarında oluşan
yorgunluk varken, diğer ucunda
da sürekli değişen isimler söz ko-
nusu. Bugün Manchester United
ilk 11’inin değişmezlerinden olan
Juan Mata, Avrupa’nın en gözde
asistçilerinden De Bruyne ve
Everton’ın golcüsü Lukaku’nun
Chelsea’de yeterince şans buldu-
ğunu söylemek imkânsız. Nitekim
onlar Stamford Bridge’e veda
ederken kapıdan içeri giren
Schürrle ve Salah da benzer ka-
deri yaşadı. Bu hızlı ve garip dön-
güye sadece 6 ay dayanan
Cuadrado ve bir sezon sonunda
kürkçü dükkânına geri dönen Fi-
lipe Luis transferleri de sorgulan-
maya değer. İşte bu ikilem sonu-
cunda takımın bir kısmı nere-
deyse alternatifsiz olarak sahada
çok süre alırken, bir kısmı da sü-
rekli kendi içinde değişti. Sonuç
olarak verimli bir rotasyon den-
gesi ortaya çıkamadı. Sezon ba-
şında Mourinho yıldız oyuncusu
Hazard’ın Ronaldo ile başa baş oy-
nadığını söylerken gözden kaçır-
dığı şey, genç ismin o elit seviyeye
henüz gelemediği ve tamda bu
ikilem sonucu yıpranmaya başla-
dığıydı.
Özellikle Mourinho döneminde
Chelsea’nin temel taktiği ortada:
Hazard, Diego Costa ve Fabre-
gas’ın öldürücü yetenekleri so-
nucu erken bir gol bul ve sağlam
defansın sayesinde skoru koru,
hatta hızlı kontratak silahınla bir
yandan rakibi tehdit etmeye
devam et. Bu anlayış Porto’daki
günlerinde Mourinho tarafından
başlatıldı ve yavaşça tümbüyük
liglerde benimsendi. Dortmund’un
ve Atletico’nun yakın zamanda
Şampiyonlar Ligi finaline yükse-
lişlerinde de bu anlayış hâkimdi.
Ne var ki bugün itibariyle Mou-
rinho kendi yarattığı canavara ye-
nilmeye başladı. Chelsea’ye en
çok bela çıkaran takımlar Jose’nin
bileğini bu şekilde büktü. West
Ham’da Payet, Swansea’de Jeffer-
son Montero, Crystal Palace’ta
Zaha ve Bolasie bu taktiğe sürat-
lerini katarak Chelsea orta saha-
sını adeta iki beden zayıf gösterdi.
Uzun süredir ilk golü atıp üç puan
almaya alışmış Maviler bu yeni
ortama alışamadı.
Art arda kaybedilen puanların ge-
tirdiği güvensizlik de Chelsea for-
ması giyen oyuncuların alışık
olmadığı bir durum. Geçen sezon
makine gibi işleyen takımbu dön-
güye bir kez girdiği anda futbol-
cular normalde gözü kapalı
atacağı pası bile iki kez düşünerek
kullanıyor. Takım öne geçtiğinde
aynı sebepten ötürü skoru koru-
yamıyor. Veya ilk golü yediği anda
“Yine mi?” düşüncesi oyuncunun
ayağına pranga vuruyor. Mayıs
ayında Chelsea için bunların hiç-
birini hayal bile edemezdik ancak
6 ay gibi bir sürede takımın düş-
tüğü bu durumda mental güçsüz-
leşmenin payı yadsınamaz.
Finansallar
Chelsea’nin geçtiğimiz sezona
dair resmî finansal performansı
henüz açıklanmadı. 2013-14 ra-
kamları ise Abramovich döne-
minde kârlı geçen ilk sezonu
simgeliyor. NitekimFinansal Fair
Play kurallarının da bastırmasıyla
beraber kulüp bir önceki sezon
yazdığı 51 milyon sterlin tutarın-
daki zararı 19 milyon sterlin kâra
çevirebildi. Bu 70milyon sterlinlik
olumlu gelişmenin perde arka-
sında elbette Premier Lig’in TV
yayın haklarındaki artış ve Chel-
sea’nin ticarî anlaşmalarındaki
atılımları sayabiliriz. Ancak bu iki
kalemdeki yaklaşık 65 milyon
sterlinlik kazancın çoğu futbolcu
maaşlarına ve transferlerine ak-
tarıldı. Kulübün kârlılığını kurta-
ran asıl unsur ise oyuncu satışla-
rından kazanılan 50milyon sterlin
oldu.
Chelsea’nin benzer finansal stra-
tejiyi ve transfer politikasını son
iki sezondur devam ettirdiğini
varsayarsak kulüp şimdilik ucu
ucuna da olsa kâr etmeye devam
edebilir. Bu döngünün sürmesi
için oyuncu satışlarından elde et-
tiği kazancı koruyabilmek şart.
Tıpkı en başarılı olduğu dönem-
lerde Olympique Lyon’un yaptığı
gibi… Ancak bu sezon süregelen
felâket takımperformansı, Chel-
sea’yi bu noktada yaralayacak
gibi görünüyor.
Örneğin transfermarkt.comveri-
lerine göre Hazard’ın değeri geçti-
ğimiz yaz 70milyon euroyu
bulmuştu. Bugünkü performan-
sını düşünürsek Belçikalı yetenek
için bu parayı veren kulüp bulmak
imkânsız gibi. Takımda benzer bi-
çimde yıldız oyuncu profilinden
sıyrılıp tek başına maç kurtaran
elit oyuncu kategorisine yüksel-
meye çabalayanWilian, Oscar,
Pedro ve hatta Fabregas gibileri
toparlanmadığı sürece Chel-
sea’nin saha içi performansının
yanı sıra finansal çarkı da hare-
ketsiz kalacak. Üstelik bu sezon
sonunda Şampiyonlar Ligi’ne
katılamamak işleri daha da zor-
laştıracak.
Mourinho 2013 yazında Stamford
Bridge’e ikinci kez ayak basarken
nispeten olgunlaşmış ve kulüp
bazında her şeyi kazanarak
dünya çapında bir isimhaline gel-
mişti. 9 yıl önceki imza töreninde
kendini “özel biri” olarak tanım-
larken artık “mutlu biri” olduğunu
ifade ediyordu. Benzer başarıları
millî takımbazında elde edecek
yaşa ulaşmadan önce Chelsea
belki son durağı olacaktı ve bu-
rada uzun yıllar kalması bekleni-
yordu. Fakat bugün itibarıyla
Mavilerin rengi Mourinho’yu
Mourinho yapan özellikler sonucu
soluyor. Bu ikinci evlilik ne kadar
uzun soluklu olur bilinmez ancak
sular bir an önce durulmadığı
sürece Chelsea’nin kayıpları
yakın vadede çok daha ciddi
olacağa benziyor.
82
83
1...,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77,78-79,80-81 84-85,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,...152
Powered by FlippingBook