TamSaha 129. Sayı - page 120-121

120
121
gün öncesinde, Kosta Rika ile
yaptıkları özel bir maçta Amillî
takım formasını da ilk kez ver-
mişlerdi. Zaten en başta da belirt-
tiğimiz gibi kendisi Kamerun’un
1998 Dünya Kupası kadrosuna da
dâhil edilecekti.
Beklentiler çok yüksek olsa da
genç oyuncunun İspanya’ya
uyum sağlaması pek kolay olma-
mıştı. Leganes’te geçirdiği tek se-
zonda da bunun etkileri açıkça
görülüyordu. 30maçta forma giy-
miş olmasına rağmen sadece dört
gol atabilmişti. 1998 Dünya Kupası
onun açısından bu anlamda
önemli bir fırsattı. Oynama şansı
bulması halinde kupa tarihinin en
genç ikinci oyuncusu olarak adını
duyuracaktı, hele bir de gol atarsa,
Pele’nin elindeki kupa tarihinin
gol kaydeden en genç oyuncusu
olma rekorunu ele geçirecekti.
Kamerun, kupadaki ikinci ma-
çında güçlü İtalya önündeyken, bu
hayallerden ilki gerçekleşecekti.
Karşılaşmanın 66. dakikasına gi-
rilmek üzereyken oyuncu deği-
şikliği için kalkan iki tabeladan
birinde 11 numara yer alıyordu.
Kamerun’un kaptanı Omam-
Biyik saha kenarına gelirken, 11
numara oyuna giriyor ve böylece
Whiteside’dan sonraki en genç
ikinci oyuncu olarak kupa tari-
hindeki yerini alıyordu. Fakat maç
3-0 İtalya’nın üstünlüğüyle so-
nuçlanırken genç oyuncu golle
tanışamıyor, haliyle Pele’nin reko-
runu da eline geçiremiyordu. Yine
de o 11 numaranın üzerinde yazan
Eto’o adı, birçok futbolsever tara-
fından hafızalara kaydedilmişti.
Öyle ya, bu kadar genç yaşta fut-
bolun en büyük sahnesine çıkan
bir oyuncu gelecekte mutlaka
büyük şeyler başarabilmeliydi.
Onun adını kafasının bir köşesine
kazıyan herkes, birkaç sene son-
rasında neler yapabileceğini me-
rakla bekliyordu.
Samuel Eto’o’nun futbol kariyeri-
nin ilk yıllarının kısa özeti böy-
leydi. 1998 Dünya Kupası zama-
nında 17 yaşında olan Eto’o, bugün
onun iki katı kadar, yani 34 ya-
şında… Aradan geçen 17 yıl içeri-
sindeyse o günlerde kendisinden
beklenenlerden belki çok daha
fazlasını başardı. Bir futbolcunun
kazanabileceği neredeyse tüm
kupaları kazandı. Rakip filelere
yüzlerce gol bıraktı. Birçok kişiye
göre modern zamanlarda Afri-
ka’dan çıkan en büyük futbolcu
oldu ve haliyle futbol dünyasında
da tüm zamanların en önemli
isimleri arasına girdi.
Böylesine parıltılarla dolu 17 yıllık
bir kariyerin son demlerindeyse
Eto’o’nun yolu ülkemize, Antal-
yaspor’a düştü. Süper Lig’de
2015-16 sezonunda futbolseverle-
rin gözlerini en çok çevirecekleri
isimlerden biri kuşkusuz o olacak.
Zaten yıllarca hep oynadığı lig-
lerde, hatta Avrupa kupalarında
şampiyonluklar kovalamış
Eto’o’nun, Antalyaspor gibi lige
yeni yükselmiş ve şampiyonluk
hedeflemeyen bir takımın çehre-
sini nasıl değiştireceği şimdiden
Türk futbol kamuoyunun en
büyükmerak konularından biri
olmuş durumda.
Bu uzun girişin ardından isterse-
niz tekrar bıraktığımız yere, 1998
Fransa Dünya Kupası sonrasına
dönelimve Samuel Eto’o’nun fut-
bolculuk yıllarının o günden bu-
güne nasıl şekillendiğini mercek
altına alalım.
Madrid’de yapamadı,
Mallorca’da parladı
Real Madrid, Eto’o’nun beklediği
şansı kendisine bir türlü sunama-
yacaktı. 1998-99 sezonunda genç
oyuncu Beyaz Şimşekler adına
sadece tek bir ligmaçına çıktı, ar-
dından da ara transfer döneminde
Espanyol’a kiralandı. Lâkin Eto’o,
Espanyol’da da forma giyme fır-
satı bulamayacaktı. Ertesi sezon
Real Madrid’le yine benzer bir
başlangıç yaşadı. Önce iki maçta
az da olsa süre aldı, sonrasında da
kiralık olarakMallorca’ya gönde-
rildi.
Öte yandan 2000 yılının Ocak
ayında, Eto’o’nun yeteneklerini
ciddi anlamda geniş kitlelere gös-
terebileceği ilk ciddi fırsat ayağına
geliyordu. Kamerun ile birlikte
Afrika Kupası’nda mücadele ede-
cekti. İlk tur gruplarında Fildişi
Sahili’ni 3-0 yendikleri karşılaş-
mada millî forma altındaki ilk go-
lünü kaydeden Eto’o, daha sonra-
sında çeyrek finalde Cezayir’i 2-1
ve yarı finalde Tunus’u 3-0 yen-
dikleri maçlarda da birer gol at-
mayı başardı. Nijerya ile oynanan
final maçında da başroldeki isim-
lerden biri oydu. 120 dakikası 2-2
sona erenmücadelede Kame-
run’un gollerinden biri ondan gel-
mişti. Kamerun, daha sonrasında
penaltı vuruşlarıyla kupaya uza-
nırken Eto’o, Mboma ile birlikte
takımının en golcü iki isminden
biri olarak bu başarıda aslan pa-
yını da almıştı.
Afrika Kupası sonrasında Mal-
lorca günlerine gelecek olursak…
Eto’o nihayet doğru yerdeydi. Yıl-
dızı Mallorca’da iyice parlayacaktı.
Kırmızı-siyahlı ekipte geçirdiği
yarım sezonda 13 maçta altı gol
atarak bir anda takımın en gözde
isimlerinden birisine dönüş-
müştü. Ancak bu performansı,
kadrosunda birbirinden büyük
yıldızları barındıran Real Madrid’e
dönebilmesi için yeterli olmaya-
caktı. Aslında bu durum, Mallorca
kulübünün de işine gelmişti. Ken-
disinden çokmemnun oldukları
Eto’o’yu bu vesileyle transfer ede-
bileceklerdi. Nitekim o yaz trans-
fer döneminde de bu yönde
imzalar atılıyor ve Eto’o tamamen
Mallorca’nın futbolcusu oluyordu.
Altınmadalyalı golcü
2000 yılının yazında, Mallorca’ya
transfer olmasından kısa bir süre
sonra, Eto’o’yu bir büyük sınav
daha bekliyordu. Kamerun’u bu
kez olimpikmillî takım forması
altında temsil edecekti. Oyunlar-
daki turnuvada müthiş bir perfor-
mans ortaya koyan Kamerun, Çek
Cumhuriyeti, Şili ve Brezilya gibi
takımları saf dışı bırakarak finale
kadar gelmişti. Finaldeyse rakip-
leri Marchena, Albelda, Capdevila,
Puyol ve Xavi gibi isimleri kadro-
sunda bulunduran İspanya’ydı.
Kamerun, maçın ilk yarısını 2-0
yenik kapamasına rağmen ikinci
yarıda iki gol buluyor, bu gollerden
biri Eto’o’dan geliyordu. Sonra-
sında maç penaltılara gidecek,
Eto’o’nun da gole çevirdiği atışlar
sonunda Kamerun altınmadalya-
nın sahibi olacaktı.
Olimpiyatlar sonrasında Mal-
lorca’daki ilk tam sezonunda 11
gol atarak takımının ligi üçüncü
sırada bitirmesinde de önemli pay
sahibi olan Eto’o, artık futbol ka-
muoyunun büyük çoğunluğu ta-
rafından dikkatle takip edilen bir
isimhaline gelmişti. Real Madrid
yönetimi de böylesine genç bir
oyuncuyu çok kolay bir biçimde
elden çıkarmış olması nedeniyle
hayli eleştirilmekteydi.
Mallorca’da geçirdiği sonraki üç
sezonunda da ligde toplamda 37
gole imzasını atan Eto’o, bu süre
zarfında Kamerun formasıyla
2002’de bir Afrika şampiyonluğu
daha yaşarken aynı yılki Dünya
Kupası’nda da oynayıp bir de gol
atmış fakat takımının ilk turdan
ötesine gitmesini sağlayamamıştı.
2003 Konfederasyonlar Kupa-
sı’ndaysa Eto’o’lu Kamerun
Fransa ile final oynayıp bumaçı
1-0 kaybetmişti ama turnuva,
Kolombiya ile oynanan yarı fi-
nalde Marc-Vivien Foe’nin sahada
hayatını kaybetmesiyle gölgelen-
mişti.
Barcelona’da
şöhretin zirvesinde
Mallorca ve Kamerun formaları
altında gösterdiği başarılı perfor-
manslar sonrasında Eto’o, henüz
çocuk yaştayken değerlendire-
mediği büyük bir kulüpte oynama
fırsatını da yeniden yakalaya-
caktı. Bu kez kapısını çalan, Real
Madrid’in ezeli rakibi Barcelo-
na’ydı. 2004 yazında 24milyon
euro karşılığında Katalan ekibine
transfer olan Eto’o, bu kulüpte ka-
riyerinin en parlak günlerini ya-
şayacaktı. Barcelona ile ilk yılında
La Liga şampiyonluğu yaşayan
Eto’o, attığı 25 golle takımının en
golcü oyuncusu da oluyordu. Hü-
cumda özellikle Ronaldinho ile
kurduğu ortaklık, rakip savunma
oyuncularının uykularını kaçıra-
cak cinstendi.
1...,100-101,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119 122-123,124-125,126-127,128-129,130-131,132-133,134-135,136-137,138-139,140-141,...180
Powered by FlippingBook