TamSaha 129. Sayı - page 130-131

130
131
15. Vartanyan Futbol
Kulübü (İzmir)
Kuruluş tarihi 1900’lerdir.
İzmir’de yaşayan Ermeni azınlığın
kurduğu bilinen ilk kulüptür.
Gerek Pelops, gerekse Vartanyan
kulüpleri ile ilgili erken dönem
oynadıkları birkaç müsabaka dı-
şında elimde pek bir bilgi maale-
sef yok.
16. Elpis Futbol Kulübü (İstanbul)
Mevki:
Kadıköy, İstanbul
Tesis Tarihi:
1900 civarı
Renkleri:
Mavi-Beyaz
Bilinen İlkMüsabakası:
Elpis,
İstanbul Ligi’nin ilk sezonuna
(1904-05) iştirâk etmiştir.
Bununla birlikte rastladığım ilk
müsabakası 1906 güzünde Kadı-
köy’e büyük bir farkla mağlup ol-
dukları ligmaçıdır.
Bilinen İlk Kadrosu:
Yorgo - Aleko
Kaliya (Tahtaperde), Mihal (Boya-
cıköy’den) - Kiryako, Papazın oğlu
Vasil, Boyacı Niko - İstefo Kurabi-
yeci, Todori, Yorgo, Vasil, Yorgo La-
gopolos.
Kadıköylü Rumlar tarafından ku-
rulan ve Yunan dilinde ümit anla-
mına gelen Elpis, İstanbul’un uzun
soluklu futbol kulüplerinden biri-
dir. İlk İstanbul Ligi’ne de katılan
Elpis bu ligde uzun yıllar müca-
dele etmiştir. En önemli oyuncu-
ları arasında Tahtaperde lakaplı
Aleko Kaliya sayılabilir.
Elpis, İstanbul Futbol Birliği’nin
kurucu üyesidir. Dolayısıyla futbol
tarihimiz bakımından büyük bir
hususiyet taşır. Forma renklerini
Yunan Bayrağından alan bu kulüp,
1910 senesinde dağılıp atıl duruma
geçtikten sonra Harb-i Umûmî’nin
başladığı sene yeniden faaliyete
geçmiştir. Bu dönemde pek büyük
varlık göstere-meyen kulüp, İs-
tanbul’un işgâli sırasında yeniden
açılmış, Türk Ordusu’nun İstan-
bul’u teslimalmasıyla birlikte bir
daha gözükmemiştir.
17. Kadıköy Futbol
Kulübü (İstanbul)
Mevki:
Kadıköy, İstanbul
Tesis Tarihi:
1900
Renkleri:
Beyaz-Mavi
Bilinen İlk Müsabakası:
25 Eylül
1902 Perşembe günü James La
Fontaine’nin kaptanlığında H.M.S.
Imogene İngiliz kulübü ile hususi
bir maç yapılmıştır. Neticesi bilin-
meyen bumüsabaka Kadıköy
F.C.’nin kayıtlı ilkmüsabakasıdır.
Bilinen İlk Kadrosu:
Antoine Dar-
mis - H.Gregoriades, Mose - Yani
Vasilliades, S.Anastasiades, Thot-
horo (Thodori) - Horace Armitage,
Fuad (Hüsnü) Bey, James La Fon-
taine (Kaptan), T.Anastasiades,
Kimon.
1899 yılında kurulduğu yönünde
bazı hâtıralar olsa da 1900’de
James La Fontaine ve Harry Pears
tarafından kurulduğu kuvvetle
muhtemel olan futbol kulübüdür.
İstanbul Futbol Ligi’nde iki yıl üst
üste şampiyon olmuştur. Kulüp
üyeleri ve oyuncularının çoğunlu-
ğunu Rumların oluşturması ne-
deniyle bir Rumkulübü olarak
anılabilir.
Kadıköy Futbol Kulübü, İstanbul
Futbol Birliği Şild Şampiyonlu-
ğu’na adını hakkettiren ilk kulüp-
tür. Sadece bu hususiyeti bile
onun futbol tarihimiz açısından
ehemmiyetini göstermektedir.
İlk nesil futbolcularımız; Fuad
Hüsnü, Hasan Basri ve Dalaklı
Hüseyin kulübünmavi-beyaz for-
masını giymiştir.
James La Fontaine’nin büyük to-
runundan edindiğimbir fotoğrafta
kulübün kuruluş tarihi 1900 se-
nesi olarak belirtilmiş ve fotoğra-
fın üzerine daktilo ile
“The first
association football club in Tur-
key - Kadikioi Association Foot-
ball Club - Established 1900”
ibaresi yazılmıştır. Moda Futbol
Kulübü’nde olduğu gibi Club de
Constantinople bünyesinde Kadı-
köy namı ile tesis edilen kulüp,
münhasıran 1902 senesinde faali-
yete başladığından tesis tarihi
bazı kaynaklarda 1902 olarak
geçer.
KadıköylüRumlardanmürekkepElpisKulübü 1905 senesinde.
İstanbul 1905-06 sezonuşampiyonuKadıköyFutbol Kulübü
şampiyonlukşildi ile.
2- Siyah Çoraplılar
Elpis ile birlikte kadim zamanın
kulüplerini bitirmiş oldum. Şimdi
sıra ilk Müslüman-Türk futbol
kulübü olan Siyah Çoraplılar’a
geldi... Bu kulübün teessüsünü,
kulübünmüessislerinden olan
Bahriyeli Fuad Hüsnü Bey
fevkalâde bir surette anlatmış.
Black Stocking’in kuruluşunu ve
hikâyesini ilk Türk futbolcusu
sayılan Fuad Hüsnü Bey’in kale-
minden okuyalım:
“Mâzi, hâl ve istikbâl”
“315 (1899) senesi Sonbaharı idi.
O devrin; ictimâyı töhmet
(toplantı yapmayı suç), kulübü
fesad ocağı telakkî eylediği elemli
günlerinde adedi mahdud (sınırlı)
bazı gençler sporun câzibesine
tutulmuş ve ayakları ilk defa fut-
bol tesmiye olunan (ismi verilen)
topa temas etmiş idi. Spor o dev-
rede mergub (rağbet gören)
değildi. Birkaç gencin çayırlarda
baldırı çıplak top oynaması halkın
nazar-ı hususiyetini celb eder,
ihtiyarlar baldırı çıplak nâmıyla
tevsim ettikleri (adlandırdıkları)
‘futbolist’lere fena nazarla bakar,
hanımlar hüsn-ü hicap (utanma
hissi) ile başlarını çevirir, hanım
neneler ise oyuncuların yanından
kâh nasihat kâh tekdir (azarla-
ma) ile geçerlerdi...”
Fuad Hüsnü Bey bumuazzam
makâlesinde devrin gençliğini ve
içinde bulunduğu fena vaziyeti de
anlatıyor:
“... Filhakika o devrin şebânında
(gecelerinde) zevk-i hayat
namına sefâhat, azamet namına
da derin bir atalet hükümran idi.
Meyl-i sefâhatla heder olan vü-
cutlar, iddiâ-yi azamet (büyüklük
iddiası) ve ârzû-yi debdebe ile
tebâh (yok) olan servetler, nesli
kurt gibi kemirmekte, gençliği
çürütmekte idi.
Cehlin (cehaletin) fikre telkin
eylediği muzırr ve bîsûd (zararlı
ve yararsız) düşüncelerle meşbû
(dolu) olan halkı meyhanede
kadeh kıran, çift atlı arabada,
Fener’de (Fenerbahçe) tur yapan
genci takdir, fakat sporu ve
sporcuyu hakîr (değersiz) görür,
tezyif (alay) ederdi.
Doğrudan doğruya hakikat-ı
hâlde, bu sukût-i müellemde
(elemli çöküşte) o zamanın
gençliğine bir kabahat atf etmek
biraz müşkildir (zordur). Zirâ
efrâd-ı milleten, velev üç beş
kişinin ictimâından husûle gele-
cek netaic ve... (okunmuyor)
göğüs germek...”
Fuat Hüsnü Bey yirminci asrın
başında Türkler meyanında spor
nâmına herhangi bir eylembu-
lunmadığını belirtiyor ve spor ya-
panlara hoş gözle bakılmadığını
söyledikten sonra da ekliyor:
“... hele kulüp teşkili gibi mûcib-i
idbâr (beyhûde) bir işe teşebbüs
etmek herkesin kârı değildi. Fakat
her nasılsa ibtilânın (düşkün-
lüğün) ruha verdiği kudret,
kudsiyet ile birkaç genç bumehâ-
like (tehlikeli yerlere) atıldı.
317 (1901) Sonbaharında Black
Stocking Futbol Kulübü nâm-ı
tahtında sırf Türk faslından
mürekkeb bir kulüp teşkil olundu.
İşte bugünkü futbolunmeşgur
(övülmüş) faaliyeti o zamanın
üzüntülü teşebbüsatınınmesud
netâicidir (sonuçlarıdır)...”
Devam ediyor Fuad Beymakâle-
sine... O zaman ile bu zamanı
kıyasıya kıyaslayarak:
“... O zamanın sönük hatırâlarını
yokladıkça, bugünün futbolunda
bariz bir tezâd nazara çarpıyor.
Fakat bu tezâd umûmi değildir.
Zîrâ o devrin futbolunda şekl-i
fenniyyâtın tecellîyatı o kadar
vâsi olmadığı gibi vukûfsuzluk
yüzünden ‘çarpmak’ bir cesaret
ve topu bir grup hâlinde kovala-
mak bir meziyet telakki olunurdu.
Bu nokta-i nazardan, bugünün
fenne adem-i rağbetle (rağbetsiz-
likle), münferidenmeziyet-i şah-
siye göstermeye hasr-ı mesai
edenlerle, ilk futbolcuların vukuf-
suzluğu arasındaki fark pek çok
değildir.
Ve o günün küme hâlinde top
peşinden koşmak hususu,
bugünün topumanasız, düşünce-
siz sürmek veya bîsûd çalımyap-
mak şekline inkılâb eylemiştir ki;
her iki şekilde de husûle gelecek
netice de ancak hemen hemen
yekdiğerine müsavidir (eşittir).
Bu tezâd bazı müstesna şah-
siyetlerde pek ayân (açık) olarak
7
8
1...,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121,122-123,124-125,126-127,128-129 132-133,134-135,136-137,138-139,140-141,142-143,144-145,146-147,148-149,150-151,...180
Powered by FlippingBook