TamSaha 129. Sayı - page 138-139

sporcuyum. Ben de en iyisini yapa-
rım. Ben de ülkemi temsil ederim.
Diğer engelli olmayan kardeşlerim
gibi ben de en iyisini yapabilirim.
Ama tabiî bunu azimle yapmamız
gerekiyor. O çalışarak gelen kar-
deşlerimbugün Milli Takım’da.
Siz daha hırslı bir şekilde mücadele
ediyorsunuz izlediğimiz kadarıyla…
Ali Budak:
Kesinlikle öyle… Biz çok
çok iyi hazırlanıyoruz. Profesyonel
hocalarımız bize çok yardımcı olu-
yor. Normal futbolcu ne idman ya-
pıyorsa biz daha fazlasını yapıyoruz.
Daha ileri nasıl gidebiliriz diye oda-
larımıza notlar asıyoruz. Herkes
bunu karıştırıyor, harmanlıyor. Millî
Takım’da bu iş nasıl ileri gider? Bu-
nu ileriye götürecek en büyük et-
kenler Türkiye Futbol Federasyonu
ve basın… Çünkü insanlar TFF’nin
sitesinde, dergilerinde gördükçe,
TFF’nin imkânlarından yararlan-
dıkça bu sporu daha çok benimsi-
yor. Sporcular da daha çok çaba
sarf ediyor. Bugün herkes biliyor
ligin parasını TFF’nin verdiğini…
Millî Takımlara çok değer verildiğini
herkes biliyor. Bu işe artık zavallı
gözüyle bakılmayıp; mücadelenin
ne kadar üst düzeyde olduğunu
herkes yavaş yavaş öğreniyor.
Oyuncuların ne kadar hırslı olduk-
larını herkes görüyor. Kazanma
hırsı çok üst düzeyde. Bizim alın teri
döktüğümüzü ve acınacak durum-
da olmadığımızı; Türkiye’nin ne
kadar büyük bir potansiyelinin ol-
duğunu herkes biliyor, duyuyor.
Ben futbola başladığım zaman re-
habilitasyonmerkezinde 15 kişi
vardı. Bugün 700’le 1000 arası
oyuncu var. Bunu biz bir yere kadar
taşıyabiliriz. Bu yükü bizden alacak
üç kurumvar. Türkiye Bedensel
Engelliler Federasyonu, Türkiye
Futbol Federasyonu ve basın…
Basın da sizlersiniz. Siz elinizi ne
kadar taşın altına sokarsanız; o
kadar insan bizi görür. Siz elinizi
taşın altından çekerseniz biz sadece
burada kalırız. Sizin desteğinizle bir
kişi, beş olur. Beş kişi, 10, 20, 50 olur.
Böylece kitlelere yayılır. Kendi ara-
mızda nasıl büyüyeceğimizi tartışı-
yoruz ama gücümüz sınırlı. Bir yere
kadar bir şeyler yapabiliriz. Sonra-
sında basının desteğine ihtiyacımız
var. Bakın basın ilgi gösterdikçe
bugün 1000 sporcuya ulaştık.
İsmail Temiz:
Yaşadığımız bir olayı
anlatayımben size… Engellinin ken-
dine güveniyle alâkalı durumunu
anlatayım. 2007 Dünya Şampiyona-
sı müsabakalarımız televizyonlar-
dan yayınlandı. Sonrasında herkes
oyuncuları sokakta görünce, “Bu
Rahmi, bu Barış” demeye başladı.
Bizim çocukların protezleri yoktu;
canadianla yürüyorlardı. Sonra pro-
tez yapıldı arkadaşlara… Ancak pro-
tezi giymediler. Çünkü protezi giy-
seler insanlar tanımayacaktı. Bu
olay, ampute futbolun en ucuz bir
şekilde rehabilite yolunu gösteriyor.
İnsanları en ucuz şekilde ancak
sporla rehabilite edebilirsiniz. Has-
tanelerde veya psikologla insanları
rehabilite etmek çok zor.
Ali Budak:
Ankara’da çalışıyorum.
İşyerinde herkes işini-gücünü ya-
par. Ama hocamgeldiği zaman ar-
tık bir Millî TakımAntrenörü olarak
saygı ve sevgi görüyor. Milli Ta-
kım’da oynadığımızı biliyorlar. Bizi
takip ediyorlar. İşyerlerinde normal
seviyeden yukardayız. Çünkü in-
sanlar bize gıptayla bakıyor. “Keşke
ben de sizin gibi azimli olsam” di-
yorlar. Haftanın üç günü idmana, bir
günümaça gidiyoruz. Vaktimiz yok.
Ailelerimiz var, çocuklarımız var.
Onlar da bizi sabırla bekliyor. Çünkü
biz çok uzun zamandır beraber ça-
lışıyoruz. Lig bitiyor, Millî Takım
başlıyor. Millî Takımbitiyor, Şampi-
yonlar Ligi başlıyor. Aşağı yukarı
10-12 yıldır bu tempoda yaşıyoruz.
Yani çocuklarımızın büyüdüğünü
bile tamolarak göremiyoruz. Sü-
rekli kampta ya da maçtayız. İşten
çıkıyoruz, direkt idmana gidiyoruz.
İsmail Temiz:
Profesyonel futbolda
bu tempo var. Şampiyonlar Ligi,
Türkiye Kupası maçları vesaire…
Para kazanıyor muyuz bu işten?
Yok… Aynı tempo bizde de var ama
para maalesef yok.
Hocampeki şampiyon olan takım-
lar kimler dünyada?
İsmail Temiz:
Son dünya şampiyonu
Rusya. Daha önce dört yıl üst üste
Özbekistan şampiyon olmuştu.
Ondan önce de Brezilya’nın şampi-
yonluğu var. Kısmet olursa bu sene
biz olacağız. 2016 Dünya Şampiyo-
nası kısmet olursa Türkiye’de yapı-
lacak. Onu da söyleyelim. İnşallah
bunun hazırlıkları yapılıyor. Am-
pute Federasyonu Avrupa Başkanı
buradaydı. Onunla detaylar konu-
şuldu. İnşallah bir ay içerisinde net-
leşecek ve Türkiye Futbol Federas-
yonu’nun destekleri, Engelliler Fe-
derasyonu Koordinasyon Kurulu
Başkanı Ömer Gürsoy’un çabala-
rıyla Türkiye’de yapılacak. Herhalde
Antalya olur… Çünkü daha önce
orada yapılmıştı. Dünyadan katılım
30-32 ülke civarında olacak. Seri
başıyız. İyi oynarsak, akıllı oynar-
sak iyi yerlere geleceğiz. Biz daha
önce de şampiyon olabilirdik.
Ancak eksikler, yanlışlar vardı.
Ama artık şampiyon olacağımızı
düşünüyorum. Olursak da bir daha
bırakmayız. Alttan çok iyi yetenek-
ler çıkıyor. Önümüzde artık geç-
mişten gelen doneler de olacak.
Ampute futbolun 60 yıllıkmazisi
var ama elimizde done yok. Çünkü
bu süreçte kimse çalışmalarını bir
yere kaydetmemiş. Bunlar yeni
yeni yapılıyor. Zaman zaman id-
manları kayda alıp Youtube’a atıyo-
ruz. Başka ülkeler de faydalansın
istiyoruz. Akademik anlamda çalış-
malar olacak. Bugün normal fut-
bolla ilgili birçok çalışma şekli
çıkartılır internetten. Fakat ampu-
tede bu yok. Biz dünyaya örnek
olacağız inşallah. İlerleyen süreçte
Türkiye’nin ismi daha da çok
anılacak.
Rahmi, Riva’yı nasıl buldun? Bu te-
sislerde kamp yaparken ne hisse-
diyorsun?
Rahmi Özcan:
Bundan önceki yıl-
larda hiç bu kadar lüks bir ortam,
çalışma zemini, profesyonel spor-
cular ve hocaları görmemiştik. Ça-
lışma fırsatımız olmamıştı. Burada
ilk defa kamp yaptık. Böyle profes-
yonel bir ortamda idman yapmış
olmak, insanı sahaya çıkarken cez-
bediyor. Herhangi bir yerde idman
yapmakla Riva’da yapmanın ara-
sında çok fark var. Burada insana
çok değer veriliyor. Yeni katılan ar-
kadaşlar geçmişte sıkıntı çekme-
dikleri için Millî Takım’ın nasıl bir
yer olduğunu daha iyi görebiliyor.
Genç sporcu çocuklar, “Millî Takım
çok iyi, çok lüks. Çok güzel yerlerde
idman yapıyorlar” diye düşünmeye
başlıyor. Bizim için burası bulunmaz
bir nimet. “AMillî Takımda Ampute
Millî Takımı da aynı seviyede. İkisi
de bizim için eşdeğerdir” dendiğini
çok iyi görüyoruz burada.
Ali Budak:
Burada insanlara engelli
gözüyle bakmıyorlar. İnsana değer
veriyorlar. Burada havuza girebili-
yor, sahaları kullanabiliyoruz. Bi-
siklete binebiliyoruz. İşte insana
verilen değer burada… Buranın beş
yıldızlı olması değil, bakış açısı
önemli. Benim arkadaşlarımın hiç-
bir beklentisi yok. Sadece millî
forma… Burada milyon dolarlar da
dönmüyor. Burada sadece bayrak
var. Biz diyoruz ki, söz konusu bay-
raksa gerisi teferruattır. Burada
herkes, “En iyiyi nasıl yaparız?” diye
düşünüyor. İnşallah Avrupa Ku-
pası’nı buraya getirdiğimiz zaman
oturup bir daha konuşuruz. Sağ
olsun TFF içeriye bizim fotoğrafları-
mızı asmış. Bunu gördüğümüz
zaman çokmutlu oluyoruz.
Rahmi Özcan:
Sayın yöneticileri-
mizden şunu talep etmek isterim.
Ampute futbolun tesis eksiği var.
TFF’nin saha yaptığını biliyorum.
Küçük ölçeklerde de olsa en azın-
dan ampute futbol olan illere stat
yapılabilir. Böylece stat sorunu da
kalmamış olur. Bizim stadımız çok
büyük olmadığı için küçük ölçek-
lerdeki bir yapı da yetebiliyor.
Normal futbolcu ne
idman yapıyorsa biz
daha fazlasını
yapıyoruz. Bunu sporu
ileriye götürecek en
büyük etkenler TFF ve
basın. İnsanlar TFF’nin
sitesinde, dergisinde
gördükçe, TFF’nin
imkânlarından
yararlandıkça bu sporu
daha çok benimsiyor.
Ali Budak
Kaptan - Güneydoğu Gazisi
15 yaşında Millî Takım’a
seçildim. Ampute futbol
sayesinde Gazi
Üniversitesi Beden
Eğitimi Yüksek
Okulu’ndanmezunum.
Millî sporcu olarak Devlet
Dairesi’ne atandım.
Bugünkü kariyerime
ampute futbol sayesinde
sahip oldum.
Rahmi Özcan
Gol Kralı
Avrupa’nın En iyi Oyuncusu
138
139
1...,118-119,120-121,122-123,124-125,126-127,128-129,130-131,132-133,134-135,136-137 140-141,142-143,144-145,146-147,148-149,150-151,152-153,154-155,156-157,158-159,...180
Powered by FlippingBook