

TerimHocanın takımın başında bu-
lunması, istikrarın sağlanması, iyi
oyuncuların varlığı gibi faktörler
karşısında biz sürekli transferler
yapan, yenilenen bir takımhalin-
deydik. Dolayısıyla bire bir maçlarda
başarı sağlayabiliyorduk ama takım
olarak kupa kazanamıyorduk. Mus-
tafa Hocanın gelişiyle birlikte farklı
bir ortam oluştu. Yönetimde o des-
teği ve güveni sağladı. Doğru trans-
ferler yapıldı. Bir teknik direktör için
ilk senesinde şampiyon olmak
kolay bir iş değildir. Çünkü Fener-
bahçe’de ya şampiyon olursunuz,
ya gidersiniz mantığı vardı o dö-
nemlerde. Mesela Joachim Löw çok
iyi bir sezon geçirmesine rağmen
ikinci oldu ve gönderildi. Löw kötü
bir teknik direktör müydü? Elbette
hayır. Zaten sonrasında nerelere
geldiğini hep birlikte gördük. Dünya
Kupası’nı kazandı. Mustafa Deniz-
li’nin tecrübesi çok önemliydi o
dönem. İlk kez bir Türk teknik
direktör şampiyon oldu o sene
Fenerbahçe’de…Mustafa Hocanın
tecrübesi, ülkeyi bilmesi, güven
vermesi hepimizi itti. Sonmaçta
şampiyonluğu kazandık.
Mustafa Denizli ile oyuncu olarak
çalıştınız. Şimdi yardımcısısınız.
Sizin gözünüzde oyuncuyken nasıl
bir Mustafa Denizli vardı, şu an
yardımcısı olarak nasıl bir Mustafa
Denizli var?
Muhakkak arada fark var.
Çünkü futbol gelişiyor. İyi teknik
direktörlerin de bu gelişime uyum
sağlaması lâzım. Tabiî ki temel
prensipleri hâlâ aynı. Benim futbol-
culuğumdöneminde gördüğüm
noktaları bugün de kendisinde
yakalayabiliyorum. Ama dediğim
gibi futbol gelişiyor ve teknik direk-
törler de kendilerini geliştiriyor.
Zaten geliştiremezlerse bu eroz-
yonda ayakta duramıyorlar.
Futbolcu olarak çok şey öğrendim
Mustafa Hocamdan. Şimdi de tek-
nik direktör olarak çizginin diğer
tarafında onun tecrübelerinden
faydalanmaya çalışıyorum. Tabiî
teknik direktörlük yapmak isteyen
bir insanın da kendisini geliştirmesi
lâzım. Yoksa bütün teknik direktör-
ler aynı olur.
FriedhelmFunkel ismi kariyeriniz
için önem arz ediyor. Funkel, Uer-
dingen 05’te sizi A takıma aldı.
Fenerbahçe’den ayrıldığınızda da
bir sezon yine Funkel’in çalıştırdığı
FC Köln’de forma giydiniz. Gözü hep
üzerinizde miydi? Kendisiyle nasıl
bir ilişkiniz var?
Funkel’le 16 yaşında çalışmaya
başladım. A takımda idmanlara
çıkartıyordu beni. Hafta sonu genç
takımda oynuyordum. Dolayısıyla
benimher yönümü bilen, gelişimimi
takip eden birisi. Zaten ben Fener-
bahçe’de oynarken Alman Amillî
oldum. Benimmillî takımdaki
maçlarımı da izledi. Gelişimimi
zaten biliyordu. Bildiği, tanıdığı
oyuncuyu transfer etmiş olması da
doğal bir şeydi. Zaman zaman halen
görüşüyorum.
Köln’den sonra dört sezon
Beşiktaş’ta forma giydiniz. Hatta
gollerinizden birisini eski takımınız
Fenerbahçe’ye attınız. Beşiktaş
günleriniz nasıl geçti?
Türkiye’de camia değiştirmek kolay
bir iş değildi. Köln üzerinden Beşik-
taş’a geldiğim için bu sıkıntıyı çok
yaşamadım. Ama bence taraftar
samimiyete bakıyor. Eğer sen
imzayı attığın andan itibaren ger-
çekten kendini o camiaya ait görü-
yorsan, sahada terini akıtıyorsan,
o samimiyeti verebiliyorsan seyirci
seni kabulleniyor. Ben yayıncı ku-
ruluşta yorumculuk yaptığımdö-
nemlerde Beşiktaş Stadı’na gidince
de sevgi ve saygıyla karşılanıyor-
dum, Fenerbahçe Stadı’nda da aynı
şekilde karşılanıyordum. Galatasa-
raymaçlarına gittiğimde de tepki
almadım. Galatasaray’da da futbol-
severler sevgi-saygı gösterdi. Bu
bence futbolu bırakmış birisi için
taş’ın, Galatasaray’ın,
Trabzonspor’un büyük
takımlar olduğunu bili-
yordum. Fenerbahçe’yi
seçersem şampiyonluk
yarışında olan bir takıma
gelecektim. Alman-
ya’daki takımımküme
düşmemeye oynayan,
orta sıralarda bir takımdı.
Fenerbahçe ile Şampi-
yonlar Ligi’nde oynama
şansını elde edecektim.
İyi de bir teklif yaptılar ve
ben de bu teklifi kabul
ettim. İyi ki de etmişim.
7 senede Fenerbahçe’de
13 hocayla, sayısını bile-
meyeceğimoyuncuyla
çalıştım. Büyük takıma
gelmek zordur, ama
kalmak daha da zordur.
Hele ki gençseniz!..
Aslında gelişimimi
Fenerbahçe ile devam
ettirdimdiyebilirim.
196maçta sadece 10
Mayıs 1998 tarihinde 2-1
kazandığınız Gençlerbir-
liği maçında tek golünüz
var. Kariyerinizin tama-
mında da FC Köln’de bir,
Beşiktaş’ta iki olmak
üzere 297 maçta dört gol
attınız. Bugün geriye
dönüp baktığınız zaman
dört gol atmış olmayı
nasıl değerlendiriyorsu-
nuz? “Keşke biraz daha
deneseydim” diyor
musunuz?
Bu biraz oynadığınız
pozisyonla alâkalı.
Biliyorsunuz ben defans
oyuncusuydum. Ama de-
fans oyuncusu gol atmaz
diye de bir kaide yok. Ge-
nellikle kornerlerde raki-
bin son adamını çabuk
bir oyuncu olduğum için
ben tutuyordum. Çünkü
dönen toplarda tehlike
olmaması gerekiyor bili-
yorsunuz. Rakibin ileri
uçtaki oyuncusunu
marke ediyordum. İleri
çıkmazsanız gol atma
şansınız da çok olmaz.
Ama sayısal olarak çok
golcü bir oyuncu olmadı-
ğım söylenebilir…
Fenerbahçe’yle Atatürk
ve Başbakanlık Kupa-
sı’nı kazandınız. Beşik-
taş’la iki Türkiye Kupası
kazandınız. Tek şampi-
yonluğu 2000-2001 se-
zonunda Fenerbahçe ile
yaşadınız… Şampiyon
olmak nasıl bir duygu?
O şampiyonluğumu da
Mustafa Denizli Hocamla
birlikte yaşamıştık. O
dönemgerçekten Fener-
bahçe çok çalkantılı bir
dönemden geçiyordu.
Dediğimgibi 7 senede 13
teknik adamgeldi. Çok
oyuncu gelip gidiyordu.
İstikrarın olmadığı bir
dönemdi. Dolayısıyla
başarıyı yakalamak da
çok zordu. Galatasaray o
senelerde lige ambargo
koyup üst üste dört sene
şampiyon olmuştu. Fatih
40
41
“
“
“
Türk Millî Takımı şu anda yurtdışındaki
genç yaşta oyuncuları kadrosuna almak
için ciddi çaba harcıyor. Benim
dönemimde durumbiraz daha farklıydı.
Ben her zaman söylüyorum, Türk Millî
Takımı’nda oynamayı çok isterdim. Ama
ilk teklif Alman Millî Takımı’ndan geldi.
Futbol değişti, oyuncular da değişti.
Sizin onlara yaklaşımınız da çok önemli.
Onların da birer birey olduğunu,
farklı karakterlerden oluştuğunu
unutmayacaksınız. Futbolculuk yapmak
çok daha kolaydı. Teknik direktör olarak
birçok şeyden sorumlusunuz. Ekibinizin
iyi olması lâzım.
Tayfun Korkut, B. Leverkusen’in teknik
direktörlük görevini üstlendi. Çokmutlu
oldum. Ne kadar çok çalıştığını
biliyorum. Bu hedefin bir sınır noktası
yok. Çalıştığınız zaman başarılıysanız
zaten hayalleriniz de gerçek olur. Üç dil
konuşuyorum; Türkçe, Almanca ve
İngilizce… Dolayısıyla bu işi sadece
Türkiye’de değil yurtdışında da
yapabilirim.