

dan Lille, Lens, Valenciennes ve
Roubaix’den birinin kadrosuna ka-
tılmaktı. Ancak kendisine tek teklif,
ikinci ligdeki Batı Fransa takımı An-
gers’den gelmişti. Doğrusu bu teklif,
Kopaszewski’yi heyecanlandır-
maktan ziyade biraz hayal kırıklı-
ğına uğratmıştı. Çünkü beklentileri
tam olarak karşılanmamıştı. Öte
yandan Stade de Reims kulübü de
Kopaszewski’yi takibe almış ancak
henüz resmi bir teklif yapmamıştı.
İlk basamak Angers
Genç oyuncu yine de profesyonel
futbolculuğa öyle ya da böyle adı-
mını atma fırsatını yakalamış sayı-
lırdı. İlk etapta Angers’in teklifini,
Reims’den de teklif gelebileceği dü-
şüncesiyle reddetse de kısa bir süre
sonra fikrini değiştirecek ve An-
gers’in kadrosuna katılmayı kabul
edecekti. Kopaszewski’nin tampro-
fesyonelliğe geçişinin hikâyesiyse
hayli ilginçti. Şöyle ki, Angers ku-
lübü, kendisine ilk etapta yarı pro-
fesyonel bir sözleşme önermişti.
Futboldan arta kalan vakitlerinde
de kendisine elektrikçi olarak çalı-
şabileceği bir iş bulunacağına dair
söz verilmişti. Ancak kulüp yetkili-
leri, söz verdikleri elektrikçilik işini
bulamayacak, bunun üzerine
Kopaszewski’ye tamprofesyonel
sözleşme önereceklerdi. Eh, bu da
Polonya kökenli yoksul gencin
canına minnetti! Kopaszewski’nin,
tümdünya çapında tanınacağı ismi,
yani Kopa’yı kullanmaya başlaması
da Angers’e transferiyle birlikte
oldu. Takımın teknik direktörü
Camille Cottin, ona, soyadının
yazılmasının da telaffuz edilmesi-
nin de kolay olmadığını, dolayısıyla
bunu Kopa olarak kısaltmalarının
daha pratik olacağını söylemişti.
Genç oyuncu da bunu kabul ediyor
ve o esnadan itibaren Raymond
Kopaszewski yerini Raymond
Kopa’ya bırakıyordu.
Hücumhattının hemen hemen her
bölgesinde oynayabilen ama daha
çok santrforun yanında sağ iç ya da
sol iç olarak kullanılan Kopa,
Angers formasıyla çıktığı henüz
ikinci maçında iki gol birden atarak
yıldızının çabuk parlayacağını
göstermişti. Ancak Angers ligin iyi
takımlarından biri sayılmazdı ve
Kopa’nın varlığına rağmen sezonu
alt sıralarda, düşmekten kıl payıyla
kurtularak tamamlayacaklardı.
Kopa ise sezon boyunca oynadığı 30
maçta rakip filelere yedi gol gönde-
recekti.
Bir sonraki sezonda da Angers
adına manzarada bir değişiklik ol-
mayacaktı. Yine güç bela kümede
kalmışlardı. Kopa ise sekiz gol ata-
rak takımının en golcü ismi ol-
muştu ve artık yeteneklerini daha
rahat sergileyebileceği üst düzey
bir takıma gitme zamanının geldi-
ğini düşünüyordu. Sezonun sonla-
rına doğru Angers’in Stade de
Reims ile yaptığı bir hazırlık
maçıysa, bu anlamda Kopa’nın kari-
yerindeki en büyük dönümnokta-
larından birini teşkil edecekti. 4-4
bitenmaçta Angers’de en çok dik-
kat çeken isimolan Kopa, kendisini
iki yıl öncesinde de takip etmiş
Reims kulübü yetkililerinin artık
iyice gözüne girmişti. Sezon so-
nunda Kopa, Reims ile deneme an-
trenmanlarına ve birkaç özel maça
çıkacak ve bu sürecin sonunda da
kendisini hepten ispatlayarak 1951
yazında hayalindeki transferi ger-
çekleştirecekti.
Ülke çapında
yıldızlığa doğru
Kopa, Reims’deki ilk sezonunda
ligde sekiz gole imzasını atarken
takımı da sezonu dördüncü sırada
tamamlayacaktı. Genç oyuncu artık
bütün Fransa’nın ilgisini üzerinde
toplamaya başlamıştı. Fransız fut-
bolu henüz uluslararası düzeyde
kendisini doğru dürüst ispatlayabil-
miş değildi ve Kopa gibi bir yete-
nekle birlikte, geleceğe daha
umutla bakıyorlardı. Daha önce-
sinde Fransa’nın genç takımlar dü-
zeyinde formasını zaten giymiş olan
Kopa, A takımlar düzeyinde de ter-
cihini Polonya’dan ziyade Fran-
sa’dan yana kullanacak ve ilk A
millî maçına da 5 Ekim 1952’de
Almanya karşısında çıkacaktı.
1952-53 sezonu, Stade de Reims ve
Kopa adına olabilecek en iyi şekilde
geçecekti. Millî takımda da forma
giyen Leon Glovacki’yi de renkle-
rine bağlayan Reims’de, hücumhat-
120
121
tının en ilerisinde Glovacki ile Appel
oynamaya başlamıştı ve Kopa da
bu ikilinin arkasında serbest pozis-
yonda görev alıyordu. Bu düzende
oyununu iyice geliştiren Kopa, ligde
13 kez rakip fileleri havalandırırken
takımı da tarihinde ikinci kez
Fransa şampiyonluğunu elde
edecekti.
Bir sonraki sezon Reims, şampiyon-
luğu bir puan farkla Lille’e kaptırır-
ken Kopa’dan da takımı adına 11 gol
gelmişti. Sezon sonundaysa
İsviçre’de düzenlenecek olan Dünya
Kupası, Kopa’nın ilk kez futbol
dünyasının en büyük vitrinine
çıkmasını sağlayacaktı. Fransa,
turnuvada Brezilya, Yugoslavya ve
Meksika ile aynı gruba düşmüştü,
ancak o günkü statü gereği sadece
Yugoslavya ve Meksika ile karşıla-
şacaktı. Yugoslavlar ile yapılan ilk
maç tek golle kaybedilirken, Mek-
sika önündeyse son dakikalarda
Kopa’nın penaltıdan attığı golle
3-2’lik bir galibiyet elde edilmişti.
Ancak bu skor, Fransa’nın turnu-
vada devam edebilmesine yetme-
miş ve gruptan çıkan takımlar,
Brezilya ile Yugoslavya olmuştu.
İlk büyük final heyecanı
1954-55 sezonunda Stade de Reims,
bir kez daha Fransa Ligi’ni zirvede
tamamlayacaktı. Kopa da 11 kez
rakip ağları sarsarak yine bu başa-
rıdaki en büyük pay sahiplerinden
biri olmuştu. Şampiyonluğun en
önemli noktasıysa Reims’in, ertesi
sezon ilki düzenlenecek olan Şam-
piyon Kulüpler Kupası’nda Fransa’yı
temsil etme hakkını elde etmesiydi.
Reims, söz konusu turnuvada da ta-
rihi bir başarı kazanacaktı. İlk turda
Danimarka’nın Aarhus takımıyla
eşleşen Fransız şampiyonu, rakibini
deplasmanda 2-0 yenip iç sahada
da 2-2’lik bir beraberlik elde edip
çeyrek finale yükseliyor, bu tur-
daysa Macaristan’dan MTK’yı
(o günkü adıyla Vörös Lobogo)
4-2 ve 4-4’lük skorlarla saf dışı
bırakarak adını yarı finale yazdırı-
yordu. Yarı finalde de İskoç şampi-
yonu Hibernian’ı içeride 2-0,
dışarıda da 1-0’lık skorlarla geçen
Reims, böylece finalde Real Mad-
rid’in rakibi olmaya hak kazanmıştı.
13 Haziran 1956’da, Paris’in Parc des
Princes Stadı’nda oynanan tarihin
ilk Şampiyon Kulüpler Kupası fina-
linde, seyirci avantajını da arkasına
alan Reims maça adeta fırtına gibi
başlayacaktı. Henüz 10. dakika ge-
ride kaldığında Michel Leblond ve
Jean Templin’in golleriyle Reims
2-0’lık üstünlüğü yakalamıştı. Her
ne kadar Real Madrid sonrasında
oyuna ağırlığını koyup Hector Rial
ve Alfredo Di Stefano’dan gelen gol-
lerle yarım saatin sonunda skora
dengeyi getirdiyse de 62. dakikada
Michel Hidalgo, Reims’i bir kez daha
öne geçiriyordu. Ne var ki beş da-
kika içinde Marquitos, İspanyolları
bir kez daha skora ortak edecek,
bitime 11 dakika kala da Rial maça
son noktayı koyacaktı. Kopa ve ar-
kadaşları, iki defa öne geçmelerine
karşın güçlü rakiplerine son bö-
lümde teslimolmuş ve tarihin ilk
Avrupa şampiyonu olma fırsatını kıl
payıyla kaçırmışlardı. Fakat Kopa
öylesine etkileyici bir futbol ortaya
koymuştu ki, maç sonunda daha
üzerindeki ter soğumadan, Real
Madridli yöneticiler onun transferi
için Reims kulübünün kapısını
aşındırmaya başlamıştı. Birkaç
hafta süren pazarlıklar sonrasında
Reims nihayet ikna olacak ve Kopa,
adını dünya futbol tarihine altın
harflerle yazdıracağı yeni adresine
doğru yola çıkacaktı.
Efsane takımın
yıldızlarından biri
Kopa, İspanya’ya gittiğindeyse ufak
bir sorunla karşılaşmıştı zira Real
Madrid’in yabancı kontenjanı o
günkü kurallar çerçevesinde do-
luydu ve kendisine yer açılabilmesi
için Alfredo Di Stefano’nun İspanyol
vatandaşlığına geçmek için yaptığı
başvurunun sonuçlanması gereki-
yordu. Neyse ki mevzubahis işlem-
ler birkaç hafta içinde tamamlandı
ve Kopa da beyaz formayı sırtına
geçirme şansını yakaladı.
Real Madrid’in efsane beşlisi: Kopa, Rial, Di Stefano, Puşkaş ve Gento