

dıkça fazla gündeme gelmediğini
görüyoruz. Türk basınını nasıl
buluyorsunuz?
Benimakrabalarımbile hakem! Çok
uzakta aramaya gerek yok. Maçı iz-
lerken en iyi arkadaşımda hakem,
akrabalarımda hakem, kardeşimde
hakem, babamda hakem! Ara sıra
annembile hakemolmaya kalkıyor.
O yüzden açıkçası basına çok fazla
bahane bulamıyorum. BizimTürk
insanın yapısından dolayı, her maçı
final olarak görmemizden dolayı
süregelen bir durumolarak görüyo-
rumbunu. Aslında futbolu konuş-
mayı herkes seviyor. Yorum
yapmayı seviyor. Ama futbol oyun
kuralları diye çok ince bir kitap var.
İçerisinde 17 tane kural var. İnsanla-
rın hiçbirisinin alıp bunu okuduğunu
görmedim. Futbolda kaç kural var;
bunu bildiğini sanmıyorum insanla-
rın. Ben de hakemolana kadar bu
kitabın varlığından habersizdim.
Türkiye’de futbol izleyerek öğrenili-
yor. Genelde insanlar babasından,
çevresinden ne görüyorsa öyle öğ-
reniyor futbolu. O şekilde de devam
ediyor. Kimse “Bu işin bir kitabı var;
açayım, okuyayım” demiyor.
Geçen ay yardımcı hakemlerimiz-
den KeremErsoy ile röportaj yap-
tım. Kendisi hakemlik sebebiyle
iş hayatında ayrımnoktasına
geldiğini ve daha rahat bir işi
seçtiğini; bu sayede hakemliğe
odaklandığını söyledi. Siz de
konuşmamızın başında işinizi
hafiflettiğinizi söylemiştiniz.
Bu konuyu biraz açar mısınız?
Kerem’le akrabayız bu arada…
Babalarımız kuzen. Her iki baba da
futbolun içinde olduğu için çok iç
içeyiz. Mühendislik konusuna
gelirsek, alanı çok geniş. Daha önce
5 yıl özel bir şirkette çalıştım.
Sabah 7.30’da işbaşı yapıyor, akşam
17.30’da çıkıyordum. Ancak hakem-
lik bu tempoyu kaldırmıyor.
Kaldırmayınca da inşaat sektörüne
geçtim. Nispeten daha rahat.
Patronlarım futbolu çok seviyor ve
beni destekliyor. İşe gitmeyince de
kimse “Neredesin?” demiyor. Onlar
benden daha hevesli çünkü. Maçla-
rımı benden daha fazla takip ediyor-
lar. Bu da benim için büyük bir
avantaj. Bu şekilde devametmeyi
düşünüyorum.
Mühendisliğin hakemliğinize bir
katkısı oldumu?
Analitik bakış açısı, sürekli öğrenme
içgüdüsü gibi konularda yardımcı
oldu. Farklı bakış açıları konusunda
kesinlikle yardımcı oldu.
Bazı hakemler sorumluluk paylaşı-
mında yardımcılarına daha az görev
yükler, bazıları ise daha paylaşım-
cıdır. Sizin tarzınız nasıl?
Stil olarak her şeyi ben yapayım
devrinin değiştiğini düşünüyorum.
Sahaya dört hakemçıkıyor ve takım
olarak çıkıyor. Bugün Cüneyt Hoca-
mız da bir sunumyaptı. Omaç dör-
dümüzünmaçı. Dördümüzün omaçı
sağ salimyönetmemiz gerekiyor.
Birbirimize en iyi şekilde yardımcı
olmamız lâzım. Ben yöneteceğim,
siz konuşmayacaksınız gibi bir şey
yok. Herkes görevini en iyi şekilde
yapıp, bir bütünü ortaya çıkarmamız
gerekiyor. Takımolmayı kesinlikle
tercih ediyorum.
Her hakeminmutlaka bir hedefi
vardır. Sizin hedefiniz nedir?
Kendinizi hangi maçı yönetirken
görmek isterdiniz?
Ben bu işe sadece, “Hakemlik nasıl
bir şey?” diyerek başladım. Amatör
kümede bir-iki maç yönettimve
bırakmayı düşünüyordum. Çünkü
hakemolmak gibi bir hayalim
yoktu. Ama hep daha fazla keyif
almak, daha güzelini yönetmek
düşüncelerinin sonucunda bugün-
lere kadar geldim. Cüneyt Hoca da
bayrağı çok yukarı dikince ben de
neden finaller görmeyelimdiye
düşündümhep. Bu yönde çalışmaya
başladım. Cüneyt Hocanın bizi teş-
vik edici yönde etkilediği çok aşikâr.
Daha çok çalışmamızı, özverili ol-
mamızı sağlıyor. Bize birçok konuda
yardımcı oluyor, yol gösteriyor,
tecrübelerini aktarıyor. Bizim için
hembir ağabey hemyaşayan
efsane. Onunla aynı ekipte bulun-
mak çok güzel. Çok büyük bir şans.
Her futbolcunun olduğu gibi her ha-
kemin demutlaka bir rol modeli
vardır. Sizin en çok örnek aldığınız
hakemya da hakemler kimler?
Kimseyi örnek almadımdersem
umarımayıp olmaz. Çünkü birçok
hakemin farklı özelliklerini örnek
aldım. Fiziğimden dolayı, fizik yapısı
olarak örnek aldığımhakemler
vardı; maç kontrolü olarak, yönetim
tarzı, jest vemimikler olarak örnek
aldığımhakemler vardı. Stil olarak
örnek aldığımhakemler vardı.
Akdeniz ülkeleri bize yakın olduğu
için örnek aldığımhakemler vardı.
Hepsinden kendime bir pay çıkar-
dımve örnek bir rol model oluştura-
rak kendime uygulamaya
çalışıyorumaçıkçası.
Hakemlerden kimisi sahada çok
otoriterdir, kimisi oyuncularla daha
sıcak diyaloglar kurar. Sizin nasıl
bir tarzınız var?
Bunu futbolculara sormak lâzım
aslında. TV’den izledikten sonra
kendimi ne çok sert ne çok yumu-
şak ne çok konuşan ne de oyuncuya
karşı kapalı kutu bir yapıda görüyo-
rum. En doğrusunu futbolcular bilir.
Hocamhata yaptığınız oluyor
malum… TV’de hatanızı gördükten
sonra ne hissediyorsunuz?
Hata yapınca çok üzülüyorum
çünkü babamda futbolcuydu, kar-
deşimde futbolcu. Bu işten ekmek
yiyorlar, bu işten para kazanıyorlar.
Doğmamı, büyümemi, ailemizin ge-
çimini hep futboldan kazandıkları-
mıza borçluyuz. Futbolun içinde
hatalar var ama bu hataları ne kadar
aza indirgersek o kadar mutlu
oluyoruz. Yaptığımız her hatadan
sonra biliyoruz ki birilerinin canı
yanmış oluyor. Futbolun içinde
bunlar var ama can yanmalar ne
kadar az olursa o kadar iyi… Çok da
takılı kalmamak lâzımhatalara.
O akşamüzülüyoruz. Bir daha aynı
hatayı tekrarlamamak için ders
almamız gerekiyor.
Kasımayında dünya evine girdiniz.
Bir kez daha tebrik ederiz. Kısa bir
dönemolmasına karşın evlilik
hayatı, hakemhayatınıza nasıl
bir etki yaptı?
Eşimle uzun zamandır tanışıyorum.
Kendisi de futbola oldukça ilgili.
Maç izlemeyi seviyor. Köstek
olmuyor bana. Düzenli bir hayat,
profesyonel yaşamak zorunda olan
bir insan için daha güzel. Kısa bir
süre oldu ama ilk izlenimlerim
çok olumlu. Bana çok katkı
sağlayacağını düşünüyorum.
Nadir yakaladığınız boş zamanları-
nızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
İşe gidiyorum (gülüyor). Mühendisli-
ğime vakit ayırmaya çalışıyorum.
Hobilerimle ilgilenmeye çalışıyo-
rum. Çok kitap okuyorum.
Kardeşiminmaçlarını izlemeyi
çok seviyorum.
Kardeşinizinmaçını yönettinizmi?
O pekmümkün değil. Kardeşimin
sahada bulunduğumaçı yönetmem
etik olmaz. Zaten bunuMHK ile
görüşüpmutabık kalıyoruz.
Onunmaçlarını izlerken ne
hissediyorsunuz?
Mutlu oluyorum. Özellikle kaleci
olduğu için bazen stres yaşıyorum.
Gol yiyince üzülüyorum. İyi oyna-
yınca seviniyorumama zamanla
alıştımdiyebilirim. Kendisini izler-
ken keyif alıyorum.
Hakemlerle olan diyaloğuyla ilgili
uyarılarda bulunuyor musunuz?
Bulunmuyorum. Çünkü şu ana
kadar olumsuz bir diyaloğu olmadı.
Belki olursa bir gün kulağını çek-
memgerekebilir ağabeyi olarak
(Gülüyor).
Röportaja başlamadan önce Süper
Lig hakemlerimizden Halil Umut
Meler, aranızdaki Play-Station
maçlarından bahsetti. Bu konuya
değinelim…
Alper Ulusoy’la röportaj yapmıştınız.
Kendisi o röportajda söylemiş. Play-
Station konusunda iyi bir ekibimiz
var. Ümit Öztürk, Halil Umut Meler
ve Alper ağabey kamplarda Play-
Station oynuyoruz. Halil Umut Meler
ile Alper ağabey bir takım, ben Ümit
Öztürk’le bir takımım… Biz daha
iyiyiz… Genelde biz kazanıyoruz ama
onların ikisi de FIFA hakemi olduğu
için onlar kazanmadan oyun
bitmiyor! Bunu lütfen yazalım…
Cüneyt Çakır’la yaptığım röportajda
“Biz Süper Lig’deki 19. takımız.
Hakemler de bir takım” demişti.
Hakem takımındaki ortamnasıl?
Ben en küçükleriyim… Benim için
çok keyifli. Bundan belli bir zaman
önce ağabeylerimi TV’de izliyordum.
Şu an onlarla aynı ortamdayım.
Bu benim için büyük gurur. Çok
keyif alıyorum. Arkadaşlarımda
var. Çok kaliteli insanlardan
kurulu… Birlikte olmaktan son
derecemutluyuz. Aile olduk hatta.
Takımdan da öte aileyiz…
Yardımcı hakemler de yaş olarak
sizden büyük değil mi hocam?
Evet, yardımcı hakemkadrosunda
da benden küçüğü yok. Her dalda en
küçük benim.
Bunun dezavantajları ya da avantaj-
ları nelerdir?
Avantajları büyük. Herkes beni
kardeşi olarak görüyor. Bu çok güzel
bir şey. Daha çok sahip çıkma
durumu oluyor. Beni seviyorlar.
Ben de saygıda kusur etmiyorum
kendilerine. Tadını çıkartıyorum
en küçük olmanın. Çünkü birkaç yıl
içinde bu unvan elimden gidecek.
50
51