

durum?
Bizimdönemimizle bu dönemara-
sında çok fark var. Çünkü biz bu işe
başlarken parayı hiçbir zaman dü-
şünmedik. Tamamen futbol sevgisi
için girdik. Başlarken hakemliğin ne
olduğunu bilmiyorduk. Futbolun
içinde olmak istediğimiz için girdik.
Zaten o dönemler böyle şartlar da
yoktu. Kendimizden çok fazla feda-
kârlık yaparak bu dönemlere geldik.
Ağabeylerimiz daha önceki yıllarda
nasıl fedakârlıklar yapmış; düşüne-
biliyorumaçıkçası. Cüneyt Hocamı-
zın yaptığı büyük fedakârlıklar
sayesinde bugün hepimiz profesyo-
nel olduk. Türkiye’de hakemlik
önemli bir müessese haline geldi.
Türk hakemliği dünyada önemli bir
müessese haline geldi. Cüneyt Hoca
bu bayrağı en yükseğe dikti. Biz de
genç hakemler olarak çalışıp o bay-
rağı daha ileri taşımak, Türk ha-
kemliğini dünyada söz sahibi bir
konuma getirmek için elimizden
geleni yapacağız.
Kariyerinizde profesyonel liglerdeki
ilkmaçınız 1 Eylül 2013 tarihinde
Spor Toto 3. Lig’deki Bergama
Belediyespor-Trabzon Kanuni
Futbol Kulübümaçı… Sahaya
çıktığınız anı hatırlıyor musunuz?
O gün hikâyenizin buralara
geleceğini düşünmüşmüydünüz?
Evet, omaçı çok net hatırlıyorum.
Hikâyenin buralara geleceğini hiç
hayal etmemiştim. Bursa’da yakla-
şık 250 hakemvar. Profesyonel
liglerde hakemlik yapan 3-4 kişi
var. O 3-4 kişinin arasında olaca-
ğımı, hatta Süper Lig’deki tek kişi
olacağımı hiç hayal etmedim. O
maça çıktığımda bile bu benim için
çok büyük gururdu. Profesyonel
futbolun 3. Lig dahi olsa bir parçası
oluyorsunuz. 3. Lig’de bir maç yöne-
tiyorsunuz. Şöyle de bir şey var; fut-
bol sahalarında ufak yaştan itibaren
bulunduğum için de hiç heyecan
yapmadım. Sadece o anın tadını
çıkardımaçıkçası. Tadını çıkarmak
benim için en önemli kısmıydı.
Başarının altında o zaman o anın
tadını çıkarmak da olabilir mi?
Keyif almak ve sevmek diyebilirim,
evet. Gerçekten severek ve tutkuyla
yaparak başarılı oldum. Bu bir tutku.
Eşinizden, ailenizden, okulunuzdan
fedakârlık yaparak bu işi yapıyor-
sunuz.
Kariyerinizde çok hızlı bir yükseliş
var. 1 Eylül 2013’te Spor Toto
3. Lig’demaç yönetmişken, daha
sonra Ziraat Türkiye Kupası, Spor
Toto 2. Lig ve ardından 30 Kasım
2013’te PTT 1. Lig’de TKİ Tavşanlı
Linyitspor-Denizlispor mücadele-
sinde dördüncü hakemsiniz. Yani
iki ay gibi kısa bir sürede basamak-
ları hızlıca çıkıyorsunuz. Bunun
sebebi neydi?
O dönemde çok iyi olduğum için
değil; belki yöneticilerimiz geleceği
gördüğü için bu şansı vermiş olabilir.
Bir yerden başlamak gerekiyor.
Çok hızlı başlamış olabilirimama bir
yerden de başlamak gerekiyor.
Onlar şansı verdi, ben de elimden
geldiği kadar bunu kullanmaya
çalıştım. Notlarım iyiydi. O dönem,
“HakemGelişimKampları” yapılı-
yordu. O kamplara katılmıştım.
Güzel de geçmişti. Hocalarımız
sürekli alt liglerdemaç izliyor.
Genç hakemleri daha fazla izliyorlar.
Bana da destek oldular sağ olsunlar.
Ben de onları mahcup etmemeye
çalışıyorum.
Babanızmaçlarınızı izliyor mu?
Genelde izler.
Sohbet ettiğiniz zaman size ne gibi
telkinlerde bulunuyor?
Şimdi futbolda bir oynayanlar kısmı
var, bir de hakemler kısmı var. O ta-
mamen çizginin öbür tarafında. Şu
anda Niğdespor’da teknik adamlık
yapıyor. Kulübedekiler hiçbir zaman
hakemi beğenmiyor. O da eleştire-
cek elbette bir şeyler buluyor ama
oğlu olduğum için tabiî ki biraz
duygusal davranıyor maçlarımı
izlerken. Beni daha çok teselli
ediyor. Duygusal yaklaşıyor.
Spor Toto Süper Lig’de hakem
olarak ilkmaçınıza da 23 Nisan 2016
günü Osmanlıspor-Antalyaspor
maçıyla çıktınız. Omaçı nasıl
hatırlıyorsunuz, sizce Süper Lig’in
farkı neydi?
Omaçın keyfini yaşayamadımdiye-
bilirim. Çünkü TV’nin verdiği bir
maçtı. Çok genç bir yaşta ve çok
kısa bir sürede Süper Lig’demaça
çıkacak olmanın getirdiği atmosfer
nedeniyle çok fazla ders çalışmak
zorunda kaldım. Çok iyi konsantre
oldum. Bumaça bir Süper Ligmaçı
değil de A takımla B takımınmaçı
gibi çıktım. Maçı gözümde büyüt-
medim. Çok şükür iyi de geçti.
Açıkçası hakemi çok zorlayacak bir
pozisyon olmadı. Bir hakemin iste-
yebileceği en güzel maçlardan biri-
siydi. O da güzel geçince özgüvenim
yükseldi. Hakemşansı da yanım-
daydı kesinlikle. Omaçta talihsiz
bir pozisyon yaşamış olsaydımbir
yıkımolabilirdi. Ama omaçın iyi
gitmesi özgüven olarak beni çok
yükseltti.
Hakemler ülkemizde verdikleri ya
da vermedikleri kararlarla her
zaman çok konuşuldu. Ancak
Avrupa liglerine baktığımız zaman
hakemlerin bariz bir hata olma-
yaptımyine Uludağ Üniversite-
si’nde. Mühendisliği de sevdim. Öyle
söyleyebilirim. Babamkaleci, karde-
şimin de o zamandan belliydi kaleci
olacağı. Bana da okumak düştü. Ai-
lenin okuyanı oldum.
Küçük bir çocukken futbolla olan
ilişkinizi anlatır mısınız? Bir kulübe
yazıldınızmı?
Doğduğumda, beşiğimde oyuncak
olarak sadece futbol topları vardı.
Hâlâ evde duruyor. Patiklerimle bir-
likte ufacık ufacık kramponlar vardı.
Futbol hep içimizdeydi. Babamın id-
manlarına giderdik. Onun elini tutup
sahaya çıkardım. Her zaman sevi-
yordum futbolu. Oynamayı da se-
verdim. Daha yetenekli olsaydım
oynayabilirdim. Bursaspor’un altya-
pısında oynadım. Ancak olmadı.
Bir yerde üniversite ile futbol
arasında bir seçimyapmamgerekti.
Okumayı tercih ettim.
İyi bir üniversitede iyi bir bölüm
okurken hakemolma fikri sizde
nasıl doğdu?
Üniversitenin üçüncü sınıfındayken
karar verdim. Bir yaz günüydü...
Ailece 2008 Avrupa Şampiyonası’nı
izliyorduk. Türkiye’nin demaçları
vardı. Ama diğer maçları izlerken
hakemlerle ilgili sıkıntılar oldu. Bazı
hataları gördüm. Dedimki çok zor
bir şey yapıyorlar. “Nasıl hakem
olunuyor?” sorusunu sormaya baş-
ladım. Babam, kardeşim, akrabalar
hep birlikte izliyordukmaçları.
Çok enteresan bir sohbet gelişti
babamla. “Bunu nasıl görmez” gibi
bir konuşma oldu. “Nasıl hakem
olunuyor?” sorusunu sordum
babama. Onun üzerine biraz araştır-
dım. Bazı ağabeylerimize sorduk.
Onların da yardımıyla başladım.
Devametmek gibi bir düşüncem
yoktu. Bu seviyeleri göreceğimi
zaten düşünmemiştim. Başladıktan
sonra da bırakamadım.
Hayatınızın ilk evresinde bir ayrıma
geldiniz. Okumakmı, spor mu?
Mühendis olduktan sonra da
“Hakemlikmi, mühendislikmi?”
ayrımına geldinizmi? Mühendislik
yaptınızmı?
Evet, o ayrıma geldim. Beş yıl
mühendislik yaptım. Otomotiv
sektöründe bir fabrikada çalıştım
Bursa’da. Şimdi de inşaat sektö-
ründe çalışıyorum. Orayı da bırak-
mak istemiyorum. İşimi seviyorum.
Belki eskisi kadar ilgilenemiyorum
ve özverili yapamıyorumama en
azından futboldan arta kalan
zamanda o da kafa dağıtmak için
güzel bir uğraş.
Hakemlik çok zor bir meslek.
Sürekli hedefteki adamsınız. Bir
hata her şeyi unutturuyor. Buna
rağmen genç yaşta ne oldu da
“Tamam, ben kesin olarak hakem
oluyorum, başka bir yola sapmaya-
cağım” dediniz?
Bu durumkendiliğinden gelişti. Bir
yerden sonra tutku haline geldi. O
tutkuyu devamettirdiğimiz sürece
de bugünlere kadar geldim. Hiçbir
zaman, “Orayı mı seçsem, burayı mı
seçsem” demedim. Bu durumkısım
kısımgelişti. Biraz daha fazla, biraz
daha fazla vakit ayırarak bugüne
kadar geldim. Yaşımgenç olduğu
için üst seviyelerde çalışabildim.
Türkiye Futbol Federasyonu
Başkanı YıldırımDemirören yöneti-
miyle birlikte ülkemizde profesyo-
nel hakemliğe geçiş başladı. Bu
durumsayesinde hakemlerimiz
Avrupa’daki örnekleri gibi önemli
bir maddi kazanıma kavuştu. Bu
durumu nasıl değerlendiriyorsu-
nuz? Sizce genç hakemadayı arka-
daşlarımız için nasıl bir etken bu
48
49