Previous Page  36-37 / 126 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 36-37 / 126 Next Page
Page Background

adına bu kadar iyi gitmedi. Priştina

Stadı henüz UEFA kriterlerine uy-

madığı için Arnavutluk’un İşkodra

kentinde oynadıkları ilk resmi iç

saha maçlarında Hırvatistan’a 6-0

yenilmekten kurtulamadılar. Üç

gün sonra da Ukrayna deplasma-

nından 3-0’lık yenilgiyle döndüler.

Elemelerdeki ilk üç maça bakarak

bir şeyler söylemek gerekirse,

Kosova’nın grupta herhangi bir

iddiası olmayacağı şimdiden belli

olmuş sayılır. Fakat Finlandiya

deplasmanından çıkardıkları

puanla da bir San Marino, Andora

veya Cebelitarık olmadıklarını, ara

sıra rakiplerine sürpriz yapabilecek

kapasiteleri olduğunu gösterdikleri

öne sürülebilir. Millî Takımımızın

Kosova ile 12 Kasım’da Antalya’da,

11 Haziran’da da muhtemelen yine

İşkodra’da oynayacağı maçlarda da

hedefi, rakibine böylesine bir sürp-

riz yapma şansı tanımadan bu kar-

şılaşmaları üçer puanla geride

bırakmak olacak.

Kosova’da futbolun kökleri

Bu noktada biraz geriye giderek

Kosova futbolunun Yugoslavya dö-

nemindeki günlerinden günümüze

kadar gelişini inceleyecek olursak,

açıkçası diğer eski Yugoslav cum-

huriyetlerindekilere kıyasla zayıf

sayılabilecek bir tarihle karşılaştı-

ğımızı da belirtmemiz gerek.

Balkanlarda günümüzde Kosova,

Arnavutluk ve Makedonya’nın yer

aldığı topraklar, futbolun Avrupa’da

en geç gelişmeye başladığı bölgeler

olarak da gösterilebilir. Bu bölgeler,

futbolla 20. Yüzyıl’ın başlarında

tanışırken, buralarda futbolun

düzgün bir organizasyona kavuş-

masıysa I. Dünya Savaşı sonrasında

mümkün olabilecekti.

Kosova’da ilk futbol kulüpleri,

1920’lerde kurulmuştu. KF Priştina

(1922), FC Vushtrria (1922), Besa

Peje (1923), KF Ferizaj (1923), KF

Vellaznimi (1927) ve KF KEK (1928),

bu dönemde ortaya çıkan başlıca

futbol kulüpleriydi. Onları

1930’larda faaliyete geçen KF Liria

(1930), KF Llapi (1932) ve KF Trepça

(1932) takip etti. Kosova o yıllarda

Yugoslavya Krallığı’nın bir parçası

konumundaydı. Ancak Yugos-

lavya’da henüz düzenli bir ulusal

şampiyona organize edilememişti.

1923’ten 1926’ya kadar kupa usulü

bir şampiyona düzenlenirken, 1927

ve 1928’de tek devreli lig usulü

şampiyonalar yapılmış, 1929’da

geçilen çift devreli lig de ilk dört

sezonunda beş ila sekiz takımla

oynanmıştı.

Söz konusu dönemde kulüpler daha

çok bölgesel organizasyonlara ka-

tılmaktaydı. Zaten ulusal şampi-

yona da bu bölgesel organizasyon-

larda dereceye giren takımlar

arasında yapılmaktaydı. Kosova

kulüpleri için de adres genellikle

Belgrad Futbol Birliği idi. Fakat bu-

rada da en üst kademede mücadele

edebilen bir Kosova takımı yoktu.

İki kahraman:

Lushta ve Kryeziu

II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi-

nin ardından Yugoslavya, Mihver

Devletleri tarafından işgal edile-

cekti. İşgal neticesinde Kosova da

Mussolini İtalya’sının himayesin-

deki Arnavutluk Krallığı’na bağla-

nacaktı. İşin siyasi boyutunu bir

kenara bırakacak olursak, bu döne-

min, Kosovalıların kendilerini ilk

kez futbol dünyasında göstermeye

başladığı dönem olduğu söylenebi-

lir. Zira Kosova, dolaylı yoldan

İtalya’ya ait bir bölge haline gelmişti

ve bu sayede Kosovalı futbolcular

da İtalya Ligi’nde oynama fırsatını

elde etmişti. Bu fırsatı en iyi değer-

lendiren Rıza Lushta ve Naim

Kryeziu olmuştu.

Bir forvet olan Lushta, 1939’da

Bari’ye transfer olmuş, bir yıl sonra

da Juventus’a geçmişti. Savaş yılla-

rında İtalya işgal edilen değil de

eden olduğu için Serie A devam

etmekteydi ve Lushta da beş yıl bo-

yunca bu ligde Juventus formasını

giyecek, üstelik siyah-beyazlılar

adına bu dönemde 50’nin üzerinde

gol kaydedecekti. Savaş sonrasında

da bir sezon Napoli’de oynayan

Lushta, bunun haricinde ikişer

sezon da Alessandria ve Siena

takımları adına mücadele edecek,

arada üç sezon da Fransa’da Can-

nes formasını taşıyacaktı. Lushta,

Serie A’da 1941-42 sezonunda attığı

16 golle de ligin en golcü yabancı

uyruklu oyuncusu unvanını elde

etmişti. Lushta’nın akıllarda en çok

yer ettiği maçsa, 1942’deki İtalya

Millî Takımımızın bu ay konuk edeceği Kosova, Dünya Kupası elemelerindeki

rakiplerimiz arasında en ‘yeni’ olanı. Sadece altı ay önce UEFA ve FIFA üyeliğine

kabul edilen Kosova, futbol dünyasında da kendi kimliğini şekillendirmenin

arayışları içinde.

Kosova Futbolu

M

Onur Erdem

En genç rakip

illî Takımımızın 2018 Dünya Ku-

pası elemelerindeki rakipleri

arasında “kapalı kutu” yakıştır-

masını hak eden bir takım

varsa, bu herhalde Kosova’dan

başkası olamaz. Uzun yıllar Yu-

goslavya bünyesinde yer alan,

Yugoslavya’nın dağılmasının

ardındansa Sırbistan içerisinde

otonombir bölge olan ve

2008’de de Sırbistan’dan

bağımsızlığını ilân eden Ko-

sova’nın, UEFA ve FIFA üyelikle-

rine kabulü ise henüz sadece

birkaç ay öncesinde gerçekleşti.

Kosova, ilk sınavı olarak da ha-

liyle 2018 Dünya Kupası eleme-

lerine katılıyor. Hatta buraya da

öylesine son dakikada giriş yap-

tılar ki, kuralar çekildiğinde

henüz FIFA üyesi olmadıkları

için, kendileriyle benzer durum-

daki Cebelitarık ile birlikte beşer

takımlı iki gruptan birine dâhil

edildiler.

Kosova’nın elemelerdeki ilk

maçı, 5 Eylül’de Helsinki’de, Fin-

landiya karşısındaydı. Kosovalı-

lar, karşılaşmanın ilk yarısını

1-0 geride kapamalarına karşın,

ikinci yarının ortalarına doğru

Valon Berisha’nın attığı penaltı

golüyle 1-1’lik eşitliği yakaladılar

ve bu skoru koruyarak sahadan

bir puanla ayrılmayı da bildiler.

Ancak Ekim ayında işler Kosova

Rıza Lushta

NaimKryezui

36

37