

adına bu kadar iyi gitmedi. Priştina
Stadı henüz UEFA kriterlerine uy-
madığı için Arnavutluk’un İşkodra
kentinde oynadıkları ilk resmi iç
saha maçlarında Hırvatistan’a 6-0
yenilmekten kurtulamadılar. Üç
gün sonra da Ukrayna deplasma-
nından 3-0’lık yenilgiyle döndüler.
Elemelerdeki ilk üç maça bakarak
bir şeyler söylemek gerekirse,
Kosova’nın grupta herhangi bir
iddiası olmayacağı şimdiden belli
olmuş sayılır. Fakat Finlandiya
deplasmanından çıkardıkları
puanla da bir San Marino, Andora
veya Cebelitarık olmadıklarını, ara
sıra rakiplerine sürpriz yapabilecek
kapasiteleri olduğunu gösterdikleri
öne sürülebilir. Millî Takımımızın
Kosova ile 12 Kasım’da Antalya’da,
11 Haziran’da da muhtemelen yine
İşkodra’da oynayacağı maçlarda da
hedefi, rakibine böylesine bir sürp-
riz yapma şansı tanımadan bu kar-
şılaşmaları üçer puanla geride
bırakmak olacak.
Kosova’da futbolun kökleri
Bu noktada biraz geriye giderek
Kosova futbolunun Yugoslavya dö-
nemindeki günlerinden günümüze
kadar gelişini inceleyecek olursak,
açıkçası diğer eski Yugoslav cum-
huriyetlerindekilere kıyasla zayıf
sayılabilecek bir tarihle karşılaştı-
ğımızı da belirtmemiz gerek.
Balkanlarda günümüzde Kosova,
Arnavutluk ve Makedonya’nın yer
aldığı topraklar, futbolun Avrupa’da
en geç gelişmeye başladığı bölgeler
olarak da gösterilebilir. Bu bölgeler,
futbolla 20. Yüzyıl’ın başlarında
tanışırken, buralarda futbolun
düzgün bir organizasyona kavuş-
masıysa I. Dünya Savaşı sonrasında
mümkün olabilecekti.
Kosova’da ilk futbol kulüpleri,
1920’lerde kurulmuştu. KF Priştina
(1922), FC Vushtrria (1922), Besa
Peje (1923), KF Ferizaj (1923), KF
Vellaznimi (1927) ve KF KEK (1928),
bu dönemde ortaya çıkan başlıca
futbol kulüpleriydi. Onları
1930’larda faaliyete geçen KF Liria
(1930), KF Llapi (1932) ve KF Trepça
(1932) takip etti. Kosova o yıllarda
Yugoslavya Krallığı’nın bir parçası
konumundaydı. Ancak Yugos-
lavya’da henüz düzenli bir ulusal
şampiyona organize edilememişti.
1923’ten 1926’ya kadar kupa usulü
bir şampiyona düzenlenirken, 1927
ve 1928’de tek devreli lig usulü
şampiyonalar yapılmış, 1929’da
geçilen çift devreli lig de ilk dört
sezonunda beş ila sekiz takımla
oynanmıştı.
Söz konusu dönemde kulüpler daha
çok bölgesel organizasyonlara ka-
tılmaktaydı. Zaten ulusal şampi-
yona da bu bölgesel organizasyon-
larda dereceye giren takımlar
arasında yapılmaktaydı. Kosova
kulüpleri için de adres genellikle
Belgrad Futbol Birliği idi. Fakat bu-
rada da en üst kademede mücadele
edebilen bir Kosova takımı yoktu.
İki kahraman:
Lushta ve Kryeziu
II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi-
nin ardından Yugoslavya, Mihver
Devletleri tarafından işgal edile-
cekti. İşgal neticesinde Kosova da
Mussolini İtalya’sının himayesin-
deki Arnavutluk Krallığı’na bağla-
nacaktı. İşin siyasi boyutunu bir
kenara bırakacak olursak, bu döne-
min, Kosovalıların kendilerini ilk
kez futbol dünyasında göstermeye
başladığı dönem olduğu söylenebi-
lir. Zira Kosova, dolaylı yoldan
İtalya’ya ait bir bölge haline gelmişti
ve bu sayede Kosovalı futbolcular
da İtalya Ligi’nde oynama fırsatını
elde etmişti. Bu fırsatı en iyi değer-
lendiren Rıza Lushta ve Naim
Kryeziu olmuştu.
Bir forvet olan Lushta, 1939’da
Bari’ye transfer olmuş, bir yıl sonra
da Juventus’a geçmişti. Savaş yılla-
rında İtalya işgal edilen değil de
eden olduğu için Serie A devam
etmekteydi ve Lushta da beş yıl bo-
yunca bu ligde Juventus formasını
giyecek, üstelik siyah-beyazlılar
adına bu dönemde 50’nin üzerinde
gol kaydedecekti. Savaş sonrasında
da bir sezon Napoli’de oynayan
Lushta, bunun haricinde ikişer
sezon da Alessandria ve Siena
takımları adına mücadele edecek,
arada üç sezon da Fransa’da Can-
nes formasını taşıyacaktı. Lushta,
Serie A’da 1941-42 sezonunda attığı
16 golle de ligin en golcü yabancı
uyruklu oyuncusu unvanını elde
etmişti. Lushta’nın akıllarda en çok
yer ettiği maçsa, 1942’deki İtalya
Millî Takımımızın bu ay konuk edeceği Kosova, Dünya Kupası elemelerindeki
rakiplerimiz arasında en ‘yeni’ olanı. Sadece altı ay önce UEFA ve FIFA üyeliğine
kabul edilen Kosova, futbol dünyasında da kendi kimliğini şekillendirmenin
arayışları içinde.
Kosova Futbolu
M
Onur Erdem
En genç rakip
illî Takımımızın 2018 Dünya Ku-
pası elemelerindeki rakipleri
arasında “kapalı kutu” yakıştır-
masını hak eden bir takım
varsa, bu herhalde Kosova’dan
başkası olamaz. Uzun yıllar Yu-
goslavya bünyesinde yer alan,
Yugoslavya’nın dağılmasının
ardındansa Sırbistan içerisinde
otonombir bölge olan ve
2008’de de Sırbistan’dan
bağımsızlığını ilân eden Ko-
sova’nın, UEFA ve FIFA üyelikle-
rine kabulü ise henüz sadece
birkaç ay öncesinde gerçekleşti.
Kosova, ilk sınavı olarak da ha-
liyle 2018 Dünya Kupası eleme-
lerine katılıyor. Hatta buraya da
öylesine son dakikada giriş yap-
tılar ki, kuralar çekildiğinde
henüz FIFA üyesi olmadıkları
için, kendileriyle benzer durum-
daki Cebelitarık ile birlikte beşer
takımlı iki gruptan birine dâhil
edildiler.
Kosova’nın elemelerdeki ilk
maçı, 5 Eylül’de Helsinki’de, Fin-
landiya karşısındaydı. Kosovalı-
lar, karşılaşmanın ilk yarısını
1-0 geride kapamalarına karşın,
ikinci yarının ortalarına doğru
Valon Berisha’nın attığı penaltı
golüyle 1-1’lik eşitliği yakaladılar
ve bu skoru koruyarak sahadan
bir puanla ayrılmayı da bildiler.
Ancak Ekim ayında işler Kosova
Rıza Lushta
NaimKryezui
36
37