TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Serkan Balcı: "Altyapı yatırımı mutlaka geriye döner" 1.02.2008
Serkan Balcı: "Altyapı yatırımı mutlaka geriye döner"

Türk futbolunun yetiştirdiği önemli oyunculardan biri. Pamukspor'da başladığı futbol hayatını Bodrum Yalıkavakspor'da devam ettirirken İlhan Cavcav tarafından keşfedilip Gençlerbirliği'ne transfer edildi. Kısa zamanda aşama kaydedip Fenerbahçe formasını giydi ve şampiyonluk yaşadı. Aynı başarıya Trabzonspor formasıyla da ulaşmak amacında. Türkiye'de oyuncu yetiştirilmesi yönünde yeterli çabanın gösterilmediğini söylüyor ve Türk futbolunun çıkış noktası olarak altyapı eğitimine vurgu yapıyor.

Anadolu'da yetişip daha sonra büyük takımlarda forma giyen bir oyuncusun. Türkiye'deki oyuncuların yetişme koşulları ve yetişme yöntemleriyle ilgili ne düşünüyorsun?

Ben halı sahada yetiştim. diyebilirim. Avrupa'da ise ailelerin bilinciyle birlikte çocuklar 5-6 yaşından itibaren futbol eğitimi almaya başlıyor. Top tekniği ve vuruş stillerini öğreniyorlar. Biz ise onların küçük yaşta gördüklerini çok daha ileri yaşlarda öğreniyoruz. Bunu son dönemlerde aşmaya başladık ama henüz yeterli değil. Tesisleşme ve eğitim için büyük yatırımlar yapmak gerekiyor. Avrupa'da büyük kulüpler kurdukları futbolcu tarama ağıyla Afrika ve Brezilya gibi bölgelerde bulunan yetenekli çocukları altyapılarına katıp ileride çok büyük paralara satıyor. Buna Lyon'u örnek gösterebilirim. Bizde de böyle şeyler olmalı. Altyapı için paraya kıyılmalı. Bu yöndeki yatırım kesinlikle geri döner diye düşünüyorum.

Oyuncuların ellerine büyük paraların geçtiğini görüyoruz. Sence futbolcular aktif dönemde veya futbolculuk sonrası bu parayı doğru kullanabiliyor mu? Bu konuda geçmişten günümüze bir gelişim yaşandı mı?

Geçmişteki oyuncuların hayatlarını araştırdığımda, gece kulüplerine gittiklerini, kumar oynadıklarını öğrendim. Ama internetin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte bu tür şeyler sona erdi. Konu vakit geçirme olduğu için artık boş zamanlarda internet kullanılıyor. Futbolcunun sosyal yaşamı kısıtlı. Herkesin yaptığını yapamazsınız. Benim dönemimde şu zamana kadar kötü şeyler yaparak parasız kalan oyuncu görmedim. Hepsi geleceğine yatırım yapıyor. Ben de öyleyim. Geleceğimi düşünüyorum. Futbolcunun alıştığı yaşamı sürdürebilmesi için parasını iyi kullanması gerekir. Bana göre futbolculuk sonrası aylık gelirinin en az 20 milyar lira olması gerekir. Ancak bu şekilde alışılmış düzen devam eder. Tabii bunu söylerken hayatta her türlü durumla karşılaşabilirsiniz. Allah sağlık versin.

Okul yaptırmak istiyorum

Henüz gençsin ve önünde futbol oynamak için uzun yıllar var. Yine de futbolculuk yaşamın bittiğinde neler yapacağını düşünüyor olmalısın.

Teknik direktör olmak istiyorum. Asla futboldan kopamam. Ancak futbolculuk kariyerimi noktaladıktan sonra bir-iki yıl dinlenirim. Bunun dışında okul yaptırmak istiyorum. Bunlar benim en büyük hedeflerim.

Gelecekte teknik direktörlüğü düşündüğünü söyledin; peki şimdi olaya bir teknik adam gözüyle bakmaya çalışıyor musun?

Bazen kendimi teknik direktörün yerine koyuyorum ve işinin çok zor olduğunu anlıyorum. Kadroda 25-26 oyuncu var. Hepsi oynamak istiyor.Morali bozulan, kapris yapan olabiliyor. Aradaki mesafeyi iyi ayarlamak gerekiyor. Bu nedenle yapılan iş çok zor ve saygı duymak gerekli. Teknik adamlar bazen bir futbolcuyu tutmayabilir. Ama bizim çok çalışmaktan başka yapacağımız bir şey yok. Eğer çalışmazsak kimseye değil kendimize zarar vermiş oluruz.

Bugüne kadar yerli-yabancı pek çok teknik direktörle çalıştın. Oyunculuğunun gelişimine katkı açısından yerlilerin mi yabancıların mı daha faydalı olduğunu düşünüyorsun?

Bu ayıp ama dil bilmediğimiz için yerli teknik adamları tercih ediyoruz. Okul döneminde dersleri hayatımızdan çıkarttığımız için kendimizi yeteri kadar geliştiremedik. Bana göre futbolcunun hocasını anlaması gerekiyor. Bire bir konuşabilmeliyiz. Türklerin verdiği moral motivasyonu yabancılar veremiyor. Tercüman aracılığıyla konuştuğunuz için anlatılanlar size gerçekçi gelmiyor.

Bazen orta sahada bazen de sağ bekte görev yapıyorsun. Sana göre en verimli olduğun mevki hangisi?

Bence orta saha. Fenerbahçe'de sağ bek oldum. Ersun Hoca'nın Gençlerbirliği'ni çalıştırdığı dönemde orta sahada görev yapıyordum. Trabzonspor'da ise her iki mevkide de oynadım. Orta sahada görev alınca daha özgür bir şekilde mücadele edebiliyorum. Sağ bekte ise bir adama bağlı kalıyorsun. Ancak futbolcu her mevkide oynayabilmeli. Mutlaka "şurada oynarım" diyemez.

Kendi mevkinde örnek aldığın futbolcular var mı?

Küçüklükten beri Okan Buruk ile Emre Belözoğlu'nu çok beğenir ve örnek alırım. Ayrıca fizik olarak da yakın olduğumuz için çevremiz tarafından bu oyunculara benzetiliyorum. Onlara karşı oynadığım için çok mutluyum. Her ikisi de Türkiye standartlarının üzerinde futbolcular.

Trabzonspor'un şu andaki yapısını nasıl görüyorsun?

Takım kötü gidince yapı da kötü gözüküyor. Bence bazı şeyleri aşmamız gerekiyor. Küçük bir başarısızlıkta 25 yıllık stres oyuncuların üzerine yükleniyor. Bunu her oyuncu kaldıramaz. Baskının etkisiyle sahada yapmak istediğinizi yapamayabiliyorsunuz. Başarıya yavaş yavaş ilerlemeliyiz. Camia kenetlenirse takım iyi yerlere gelir. Alınan bir mağlubiyette karamsarlığa kapılmamak lazım. Sabretmek gerekiyor. Lyon, Fransa'da uzun yıllardır şampiyonluğu kimseye bırakmamasına karşın Avrupa'da başarı elde edemiyor. Sezon başında aldığımız hükmen mağlubiyet ne yazık ki bizi çok olumsuz etkiledi. Nasıl başlarsan öyle gidersin.

Genç nesle baktığında ileride yıldız olabilecek oyuncular görebiliyor musun?

Beşiktaş'ta Serdar Özkan ve Batuhan var. İkisi de çok yetenekli. Ayrıca Galatasaray altyapı konusunda başarılı. İyi oyuncular çıkartıyorlar. Kendilerini kanıtlamış Arda ve Sabri var. Ancak Türkiye'de gençlere fazla önem verilmiyor. Bir-iki maç kötü oynadığında tahammül gösterilmiyor. Genç oyucu stres altında olursa hata yapıyor, hata yaptıkça da kötüye gidiyor. Bunları ben de yaşadım. Gençlere kesinlikle sabretmek gerek.

Oyuncuların takvimleri çok yoğun. Sürekli maç, antrenman ve kamp yapıyorsunuz. Kısıtlı olan boş vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun?

İzmir'e ailemin yanına gidiyorum. Köpeğimle ilgileniyorum. Trabzon'da olursam da genelde evde internette zaman geçiriyorum. Takım kötü gittiği zamanlar dışarı çıkmak istemiyorum. Genelde böyleyim. Bunun kentle bir ilgisi yok. Sonuçlar biraz daha iyi gitmeye başlayınca şehri gezeceğim.

Gençlerbirliği takımının Türkiye ve Avrupa'da derece yaptığı dönemde kadroda yer alıyordun. Taraftarınızın olmayışı, kadro ne kadar kaliteli olursa olsun başarınızı etkiliyor muydu?

Elbette etkiliyordu. Futbol sonuçta bir eğlence. Avrupa'da insanlar sinemaya gidermiş gibi maça gidiyor. Gençlerbirliği takımında hiçbir sorun bulunmamasına rağmen taraftarımız hiç yoktu. Yenilsek de Başkan İlhan Cavcav iyi oynadığımız için bize prim veriyordu. Sonuç anlamında çok iyi gitmemize rağmen her maç tribünde polislere oynuyorduk. O tür kulüpler futbolcu satarak bir yerlere geliyor. Bunun aksi yapılsaydı, kulübün taraftarı olmadığı için geliri de olmayacaktı. Başkan İlhan Cavcav bunu çok iyi ayarladı. Beni 50 milyara aldılar, 2 milyon euroya sattılar. Ersun Yanal döneminde neredeyse şampiyon olacaktık ama Türkiye'de yaşanan farklı durumlardan dolayı olamadık.

Anadolu'da oynayan oyuncular bu durumu Türkiye'deki farklı şartlara bağlıyor herhalde.

Sürekli kırmızı kartlar görüyorduk. Nasıl gördüğümüzü biz de anlamıyorduk. Belki de haklıydılar ama o saatten sonra biz de şampiyon olamayız diye düşünmeye başladık. Büyük takımların taraftar sayıları çok üst düzeyde. Böyle olması yayın gelirlerini de etkiliyor. Benim gönlüm tekrar Anadolu'dan bir şampiyon çıkması yönünde. İnşallah bu yine Trabzonspor olur.

Medyayı takip ediyor musun?

Diğer arkadaşlarımı bilemiyorum ama ben kesinlikle takip etmiyorum. Çünkü futbolu bilen bilmeyen, hayatında topa vurmayan kişiler yorum yapıyor.

Milli Takım'da kaliteli oyuncular var

Milli Takım 2008 Avrupa Şampiyonası'na gidecek. Grubu ve şampiyonayı nasıl değerlendirirsin?

Bu şampiyonada kötü takım yok. Grupta ev sahibi İsviçre, Portekiz ve Çek Cumhuriyeti yer alıyor. Milli Takım da eleme sürecinde kötü bir dönemden geçti. Artık olumsuzlukların geride kaldığına inanıyorum. Aslında oldukça kaliteli bir oyuncu kadrosu var. Bu şartlar altında gruptan çıkılır diye düşünüyorum. Milli Takımımız nasıl dünya üçüncüsü olduysa, bu şampiyonada da beklenen başarıyı gösterebilir.

Milli Takım'da dünya üçüncülüğü sonrası zamana yayılan bir jenerasyon değişikliği oldu. Şimdi Avrupa Şampiyonası finallerine bu değişimle birlikte gidiliyor. Sence Türkiye'de bu değişimi gerçekleştirecek ve başarıyı devam ettirebilecek potansiyel var mı?

Bana göre oradaki zihniyet çok önemli. Milli Takım için oynuyorsun. Özel bir unvan sahibi oluyorsun. Tabii ki tecrübe ve amatör ruh lazım. Herkes var gücüyle mücadele ederse başarı kendiliğinden gelir. Bir bütün olmak gerekiyor. Tecrübeyle gençliğin iyi yoğrulması şart. Çünkü bir anda değişiklik olmaz. Bunun yavaş yavaş gerçekleşmesi gerekir.

Yabancı oyuncuların Milli Takım'da oynadıklarını görüyoruz. Bunun örnekleri dünyanın başka ülkelerinde de yaşanıyor. Sen Türkiye açısından bu olayı nasıl yorumluyorsun?

Başarı isteniyorsa, yabancıların milli takımlarda oynayabileceğini düşünüyorum. Zaten yabancıdan daha iyi Türk oyuncu varsa o tercih edilir. Bu durum bana mantıklı geliyor. Marco Aurelio bunu ispatladı. İyi de oynuyor. Dünyada da örneklerini görüyoruz. Mesela Fransa'nın Dünya ve Avrupa Şampiyonu olmuş kadrosunda çok sayıda kökeni farklı oyuncu vardı. Başarıyı sadece Fransız oyuncularla elde etmediler. Bu nedenle normal karşılıyorum. Ama bunu yaparken de Türk insanını kaybetmememiz gerekir.

Türkiye'de tartışılan konulardan biri de yabancı oyuncu sayısının sınırlandırılması. Kimisi bunun serbest bırakılmasını, kimisi azaltılmasını, kimisi de mevcut sayının korunmasını istiyor. Senin bu konuda görüşün nedir?

Bana göre mevcut sayı gayet iyi. Azaltılması da gerekmez. Ancak transfer edilen yabancı oyuncunun, Türk futbolcudan birkaç kat daha iyi olması gerekir. Çünkü onlara verilen paralar Türklerle aynı değil. Kaliteli, örnek olacak düzeyde oyuncular getirilmeli. Ama Türk oyuncuyla aynı seviyede olduktan sonra transfer etmenin bir anlamı yok. Şu ana kadar büyük takımlara gelen yabancılar da bence gayet iyi.

Türk oyuncunun mantalitesi değişmeli

Gerek Avrupa'da yetişmiş, gerekse de Türkiye'de başarı elde edip Avrupa'ya transfer olmuş oyuncularımız var. Bunların ülke dışındaki performanslarını nasıl değerlendiriyorsun? Ya da sana göre onlar ne tür sıkıntılar yaşıyorlar ve bizim onlardan farkımız ne?

Tuncay yeni yeni form tuttu. Emre Belözoğlu yıllardır oynuyor. Tugay ağabey aynı şekilde. Bence Türk oyuncusunun mantalitesini değiştirmesi gerekiyor. Çünkü ülke dışına çıktığınızda yabancılık çekiyorsunuz. Kültürüne, diline, örfe ve adetlerine alışamıyorsunuz. Burayla orası farklı. Mesela burada maça bir-iki gün kala kampa giriyorsunuz, orada ise futbolcu müsabakaya sevgilisiyle geliyor. Olayı profesyonel anlamda değerlendiriyorlar. Bir de Avrupa'da Türk futbolculara farklı gözle bakıyorlar. Diğer ülkelerin oyuncularıyla, Türk oyuncular arasında bir farklılık göze çarpıyor. Avrupa kulüpleri Türk oyuncusunu transfer etmeden önce çok farklı yönlerden değerlendirmelerde bulunuyor. Üç-beş defa düşünüyorlar. Bu aşılırsa Avrupa'da daha fazla sayıda Türk oyuncu oynayabilir. Yetenek ve karakter anlamında çok kaliteli oyunculara sahibiz. Bana göre önümüzdeki 5 yıl içinde Avrupa'da forma giyen oyuncu sayısı bir hayli artacaktır.

Avrupa Şampiyonası da bunun için bir şans olarak değerlendirilebilir mi?

Sonuçta bu tür organizasyonlar oyuncular için vitrin niteliğindedir. Ülkenin başarılı olması tüm Türk oyuncuları etkileyecektir. Bu şampiyonada ikincilik veya üçüncülük alsak, yabancı kulüpler oyuncularımız hakkında üç defa düşünmek yerine bir defa değerlendirip transfer yapabilir.

Son olarak Trabzonspor camiasına vermek istediğin bir mesaj var mı?

Başarılı olmak, galibiyet serisini başlatmak, ligin ikinci yarısında da çok farklı bir Trabzonspor izlettirmek istiyoruz. Bunun için de tüm camiadan destek bekliyoruz.