

bolun hemokulunu okudumhem
oynadımhemde babadan gelen bir
hakemlik kültürü var. Bu benim
hakemlik gelişimimde çok faydalı
oldu. Halen de oluyor. Her ne kadar
“Babadanmentör olmaz” deseler de
birçokmaçtan sonra beraber otu-
rupmuhakememizi yapıyoruz. Bu
benim için çok faydalı oluyor.
Babanızınmaçlarına gidermiydiniz?
Açıkçası hayal meyal hatırlıyorum
o dönemleri. Babamınmaçlarına
hiç gitmedim.
Hakemlik sizde baba mesleği
olduğu içinmi bu yola yöneldiniz?
Futbol hakemliği hiç aklımda yoktu.
Babam emekli beden eğitimi öğret-
meni. Spor onun da yaşambiçimiydi
yani. Ama hakemlik benimhaya-
limde hiç yoktu. Kursa katıldım.
İlkmaça çıktıktan sonra bunun
bırakılmayacak bir tutku olduğunu
anladım. Bu seviyelere kadar
gelebildim. Şu an bile yolun çok
başındayım. Önümüzde uzun yıllar
var. İnşallah bu kategorilerde uzun
yıllar görev yapmak nasip olur.
Hakemlik çok zor bir meslek.
Sürekli hedefteki adamsınız.
10maçı mükemmel idare etseniz de
bir maçtaki küçücük bir hata
yüzünden hepsi unutuluyor. Buna
rağmen ne oldu da, “Tamamben
kesin olarak profesyonel bir hakem
oluyorum, başka bir yola sapmaya-
cağım” dediniz?
Dediğiniz gibi, bir hata yaptığınız
zaman, yönettiğiniz 10 iyi maç unu-
tuluyor. Fakat bu bir meslek. Hatalı
maçlarımız da olabilir. İyi yönettiği-
miz maçlar da olacaktır. Onlar daha
fazla olacaktır. Bu duruma ister
istemez kendimizi alıştırıyoruz.
Bu iştenmaddi-manevi birçok
kazancımız var. Mantalitemizi,
kafa yapımızı, hayatımızı hakemliğe
adamış oluyoruz. Yaşantımızı buna
göre şekillendiriyoruz.
MHK’nın hakemdanışmanlığını
yapan ve hakemlerimizi eğiten
Roberto Rosetti ile nasıl bir
ilişkiniz var?
Rosetti’nin genç hakemlere bakışı
çok olumlu. Ali Palabıyık, Arda
Kardeşler, Halil Umut Meler, Ümit
Öztürk gibi genç hakemlere çok
pozitif bakıyor. Her arada gençlerle
konuşuyor. Benimde kendisiyle
diyaloglarım oluyor. Türk hakemli-
ğine ciddi anlamda katkı sağladığını
düşünüyorum. Yolun başında
olduğum için gerek kadrodaki
tecrübeli ağabeylerimden, gerekse
Rosetti’nin eğitimlerinden öğren-
diklerimle kendimi geliştirmeye
çalışıyorum.
Bir hakem için şöhret sahibi olmak,
saha içinde lider pozisyonda bulun-
mak ya da adaleti sağlamak gibi
birçok faktör var. Bu faktörlerden
hangilerini kendinize yakın
hissediyorsunuz?
Aslında bunların hepsinin bir ha-
kemde olması gerekiyor. Herkesin
kişisel özelliklerine bağlı olarak bir
tarzı vardır. Açıkçası herkes benim
mütevazı olduğumu söyler. Ama
sonuçta saha içini bir şekilde
yönetmemiz gerekiyor. Tabiî ki
mütevazı olmak güzel bir şey;
benimhoşuma da gidiyor. Ama
saha içinde oyun kuralları neyi
gerektiriyorsa o şekilde davranma-
mız gerekiyor. Çünkü oradaki oyun
bizimdüdüğümüzle duruyor, bizim
bolu da Gençlik Spor Kulübü’nde 7-8 yıl kadar
oynadım. Yüzme liseye kadar olan bölümde
sürdü. Üniversitede okurken profesyonel
cankurtaranlık yaptım.
Bu ilginç bir durum. Hayatımızda her dakika
karşımıza bir cankurtaran çıkmıyor. Neler
yaşadınız orada?
Cankurtaran olarak hayat kurtarmadım. Tu-
rizmbölgesinde çalıştığımız için cankurtaran
bulundurulması mecburiydi. Ölüdeniz’de,
Kumburnu plajında çalıştım. Orada hem
tatilimi yaptımhem İngilizcemi geliştirdim.
Şanslıydım, müdahalede bulunmamgereken
bir olay olmadı. Açıkçası olsun da istemiyor-
dum zaten. Onun sorumluluğu çok büyük.
Ailenizi tanıyabilir miyiz? Bildiğimiz kadarıyla
babanız da eski bir üst klasman hakemi…
Annem aslında ev hanımı ama daha sonra
kendisine kadın giyimi üzerine bir dükkân
açtık. BabamSelami Şimşek emekli beden
eğitimi öğretmeni ve aynı zamanda eski futbol
hakemi. 1996-99 yılları arasında Süper Lig’de
görev yaptı. Ancak talihsiz bir kaza geçirdi ve
kademeli olarak hakemliği bırakmak zorunda
kaldı. Bir düğün esnasında bacağına araba
çarpmış ve o yüzden sakatlanmıştı. Uzun yıl-
lardır gözlemcilik yapıyor. Şu an üst klasman
gözlemcisi. Abim 2004’ten beri İstanbul’daydı
ama o da 3 ay önce İzmir’e taşındı. Bense 1.5
yıldır evliyim. EşimAnkaralı ve maliye
mezunu. Yazın gireceği sınavlara hazırlanıyor.
Ailenizde sizden başka spor yapan birileri
var mı?
Abim 1-2 yıl kadar hakemlik yaptı. Fakat
koşmayı sevmediği için kısa sürede bıraktı.
Üniversitede okurken Aydın’a tatile geldiğinde
hakemlik yapıyordu. İl hakemiydi. Babadan
oğula geçen bir hakemlik serüvenimiz var.
Adnan Menderes Üniversitesi’nde BESYO’yu
bitirdiğinizi biliyoruz. Eğitimhayatınızdan da
bahseder misiniz?
Küçüklüğümden beri spora olan sevdam,
eğitimyıllarıma da yansıdı. Üniversitede tek
amacımya turizmya da beden eğitimi oku-
maktı. Spor ağırlıklı olduğum için beden eğiti-
mini seçtim. Futbol antrenörlüğümezunuyum.
2006 yılında Adnan Menderes Üniversitesi
BESYO’ya girdim, 2010’da mezun oldum. Bitirir
bitirmez askere gittim. Askerliğimde şansıma
İzmir’e çıktı. Her hafta sonu evimdeydim. Fut-
Spora olan sevdam, eğitimyıllarıma da yansıdı. Futbol
antrenörlüğümezunuyum. Futbolun hemokulunu okudumhem
oynadımhemde babadan gelen bir hakemlik kültürü var. Bu
benimhakemlik gelişimimde çok faydalı oldu. Halen de oluyor.
“
Lisanslı olarak futbol, basketbol oynadımve yüzdüm. Futbolda
Aydınspor’un altyapısındaydım. Daha sonra lisanslı olarak yüzdüm.
Basketbolu da Gençlik Spor Kulübü’nde 7-8 yıl kadar oynadım.
Yüzme liseye kadar olan bölümde sürdü. Üniversitede okurken
profesyonel cankurtaranlık yaptım.
“
Rosetti’nin genç hakemlere bakışı çok
olumlu. Türk hakemliğine ciddi anlamda
katkı sağladığını düşünüyorum.
Yolun başında olduğum için gerek
kadrodaki tecrübeli ağabeylerimden,
gerekse Rosetti’nin eğitimlerinden
öğrendiklerimle kendimi geliştirmeye
çalışıyorum.
“
90
91