istimüzerindeki takımı olan Chel-
sea’ye 2-1 ve 2-4’lük skorlarla elen-
mişti. Ronaldinho ise Londra’daki
ikinci maçta iki gol atarak skoru
3-0’dan 3-2’ye getirmiş ve takımı-
nın turu geçmesine neden olacak
avantajlı skoru yakalamasını sağla-
mıştı ancak bitime 15 dakika kala
gelen Chelsea golü, hayalleri yık-
mıştı. Yine de Ronaldinho, perfor-
mansıyla maçın belki de en çok
takdir toplayan ismiydi ve on sekiz
üzerinde rakibine feyk attıktan
sonra bir anda şutunu çıkarıp topu
ağlarla buluşturması da gecenin
futbol adına en güzel anı olmuştu.
Yaz geldiğindeyse Ronaldinho bir
kez daha Brezilya ile birlikte
Konfederasyonlar Kupası’nda boy
gösterecekti. İlk turda Meksika,
Yunanistan ve Japonya’ya rakip
olan Brezilya, Yunanistan’ı 3-0
yenerken Japonya ile 2-2 berabere
kalmış, Meksika’ya ise tek golle
boyun eğmişti. Ronaldinho ise
Japonya’ya karşı bir kez ağları
havalandırmıştı. Yine de Brezilya,
Meksika’nın ardından ikinci sırayı
alarak gruptan çıkıyor ve ardından
da yarı finalle birlikte vites arttırı-
yordu. Sambacılar, yarı finalde
Almanya’yı 3-2’lik skorla saf dışı
bırakırken, Ronaldinho da penaltı-
dan bir gole imzasını atmıştı.
Finaldeyse Brezilya’nın karşısında
ezeli rakibi Arjantin vardı. Mücade-
leyi 4-1’lik etkileyici bir skorla ka-
zanmayı başaran Brezilya, böylece
kupaya da uzanacaktı. Ronaldinho
ise final maçını da bir gol atarak
geride bırakmıştı. Tabiî bu parlak
performanslar sonrasında 2005
sonuna gelindiğinde de yıldız
oyuncu yine FIFA tarafından dün-
yada yılın futbolcusu seçilecekti.
Ayrıca France Football’un verdiği
Altın Top ödülü de Ronaldinho’nun
oluyordu. Artık futbol kamuoyunun
çoğunluğu, onun yaşayan en iyi
futbolcu olduğuna inanıyordu.
2005-2006 sezonuysa Ronaldinho
için kariyerinin zirvesine çıkma-
sıyla o zirveden düşüşün başlangı-
cını bir arada barındıran bir sezon
olacaktı. Barcelona ligde yine rakip
tanımadan şampiyonluğa koşu-
yordu. 19 Kasım’da Santiago Berna-
beu’da Real Madrid ile oynadıkları
El Clasicomücadelesiyse, La Liga
sezonunun özeti niteliğindeydi.
Barcelona karşılaşmadan 3-0 galip
ayrılırken Ronaldinho rakip fileleri
iki kez sarsmış ve Diego Mara-
dona’dan sonra Real Madrid taraf-
tarı tarafından ayakta alkışlanan
ikinci Barcelona futbolcusu olarak
tarihe de geçmişti. Sezon sonunda
da Barcelona, ezeli rakibinin
12 puan önünde şampiyon olacaktı.
Zirveye çıkış ve ani düşüş
Şampiyonlar Ligi’ndeyse Katalan
ekibinin 14 yıllık hasreti nihayet
son bulacaktı. İlk turdaWerder
Bremen, Udinese ve Panathinaikos
ile birlikte yer aldığı grubu 16 pu-
anla zirvede tamamlayan Barce-
lona, ikinci turdaysa bir yıl evvel
olduğu gibi yine Chelsea ile eşleş-
mişti. Nou Camp’daki ilkmaçı 2-1
kazanan Barça, Camp Nou’daki
rövanşta da Ronaldinho’nun golüyle
öne geçmiş, İngiliz temsilcisi son
dakikada bulduğu golle skoru
eşitlese de 1-1’lik beraberlikle turu
geçen Barcelona olmuştu.
Katalan ekibi çeyrek finalde
Benfica’yı 0-0 ve 2-0’lık skorlarla
elerken Ronaldinho yine bir golle
tura katkıda bulunmuştu. Yarı final-
deyse Barcelona, Milan’a karşı 180
dakikada tek golle üstünlük sağlar-
ken, Ludovic Giuly’nin attığı o golün
hazırlayıcısı Ronaldinho’ydu.
Barcelona, Arsenal’e karşı oynadığı
finaldeyse 1-0 geri düşmesine
karşın 2-1 kazanmayı başaracak ve
1992’den sonra bu büyük kupayı
ikinci kez müzesine götürmenin
sevincini yaşayacaktı. Henüz 26 ya-
şında olan Ronaldinho kariyerinde
hemkulüpler düzeyinde hemde
millî takımlar düzeyinde çıkılabile-
cek en üst noktalara çoktan çıkmış,
bireysel bazda da alınabilecek en
prestijli ödüllerin hepsini toplamıştı.
Artık bundan sonra kendi kendi-
siyle yarışması bekleniyordu ve
bu yoldaki ilk büyük sınav da
2006 Dünya Kupası olacaktı.
Brezilya, daha evvel 1958 ve 1962’de
üst üste dünya şampiyonu olmuştu.
2006’da da bu başarısını tekrarla-
maya çok yakın görünüyordu.
Ronaldinho’nun yanı sıra Ronaldo,
Adriano, Kaka gibi en üst düzey
hücumcuların bulunduğu bir
kadroya sahip olmaları, Brezilya’yı
yine şampiyonluğun 1 numaralı
favorisi haline getirmişti.
Sambacılar ilk turda Hırvatistan,
Avustralya ve Japonya ile birlikte
yer aldıkları grupta da fazla zorlan-
mayacaktı. Oynadığı üç maçı da ka-
zanan Brezilya, grup lideri olarak bir
üst tura yükselmişti. Bu turda da
Gana’yı 3-0’la geçen Brezilya’da
buna karşın Ronaldinho’daki tu-
tukluksa gözden kaçmıyordu.
Dört maçta takımı gol atarken buna
sadece bir asistle katkıda bulunan
yıldız oyuncudan artık çeyrek final
ve sonrasında açılması bekleni-
yordu. Fakat Brezilya, çeyrek finalde
Fransa’ya tek golle boyun eğerek,
üst üste iki şampiyonluk rüyasın-
dan uyanacaktı. Ronaldinho ise tur-
nuvayı gol atamadan tamamlıyordu.
2006-2007 sezonuyla birlikte Bar-
celona’da da işler ters gitmeye baş-
layacaktı. Ronaldinho her ne kadar
sezon sonunda 40maçta 24 golle
takımının en skorer oyuncusu
oluyorsa da Katalan ekibi La Liga’da
Real Madrid’in ikili averajla geri-
sinde kalarak şampiyonluğu kaçı-
racaktı. Şampiyonlar Ligi’ndeyse
Chelsea, Werder Bremen ve Levski
Sofya ile yer aldığı ilk tur grubun-
dan ikinci sırada çıkan Barcelona,
ikinci turdaysa Liverpool’a ilk
maçta kendi sahasında 2-1 kaybe-
diyor, deplasmandaki rövanşı 1-0
kazanmasına karşın da elenmek-
ten kurtulamıyordu.
Ertesi sezonsa, Ronaldinho ve Bar-
celona açısından daha zor bir hal
alacaktı zira Barcelona bu kez şam-
piyonluk yarışına erken havlu atmış
ve ligi Real Madrid ile Villarreal’in
bir hayli gerisinde, üçüncü sırada
tamamlamıştı. Şampiyonlar
Ligi’ndeyse yarı finalde Manchester
United’a 0-0 ve 1-0’lık skorlarla
elenmişlerdi. Ronaldinho ise sezonu
sakatlıklarla geçirmiş ve başlarda
bölük pörçük oynayabilirken, son
iki aydaysa hiç forma giyememişti.
Barcelona sonrası
emekliliğe giden yol
Takımın iki sezondur hedeflerinin
uzağında kalması, Ronaldinho’nun
birkaç sene önceki hırsından ve
motivasyonundan uzak görünmesi,
Brezilyalının üstüne üstlük sakatlık
sorunlarının da baş göstermesi ve
geriden Lionel Messi gibi yeni bir
yıldızın da geliyor olması, sezon
sonuna gelindiğinde Barcelona’nın
102
103