Previous Page  100-101 / 138 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 100-101 / 138 Next Page
Page Background

malinin ortadan kalkması sonra-

sındaysa çoğu kişi Ronaldinho’nun

La Liga veya Serie A ekiplerinden

birine gitmesini bekliyordu. Ancak

sürpriz bir gelişme yaşandı ve

Gremio ile pazarlıklarda elini çabuk

tutan Paris St. Germain, genç yıldızı

beş milyon euro karşılığında renk-

lerine bağlayan taraf oldu (O gün-

lerde PSG’nin günümüzdeki kadar

büyükmaddi güce ve popülariteye

sahip olmadığını da hatırlatmak

gerek).

Fransa’daki ilk sezonunun ilk yarı-

sında zaman zamanmaçlara yedek

kulübesinde başlasa da ikinci

devreden itibaren takımının banko

oyuncusu olan Ronaldinho, sezonu

48maçta 13 golle tamamlayacaktı.

Sezon sonundaysa kendisinin ger-

çek bir dünya yıldızı mertebesine

yükselmesini sağlayacak olan

Dünya Kupası’ndaydı sıra…

Turnuvanın ilk turunda Brezilya’nın

rakipleri Türkiye, Kosta Rika ve

Çin’di. Ronaldinho, son Kosta Rika

maçında dinlendirilirken ilk iki

maçta ilk on birde sahaya çıkacak

ve Çin filelerine de penaltıdan

olmak üzere bir gol bırakacaktı.

Brezilya’nın üç maçını da kazanıp

gruptan lider çıkması sonrasında

ikinci turdaki rakibiyse Belçika’ydı.

Kırmızı Şeytanları da 2-0’la kupa-

nın dışına iten Sambacılar, çeyrek

finaldeyse İngiltere’yle eşleşmişti.

Bumaç, Ronaldinho’nun hem

olumlu hemde olumsuz manada

tarihe geçeceği bir karşılaşma

olacaktı.

Dünya Kupası’nda

gelen zafer

Brezilya karşılaşmaya tutuk baş-

larken İngiltere, ilk yarının ortala-

rında Michael Owen’ın golüyle 1-0

öne geçmişti. Devre bitmek üzerey-

ken Ronaldinho’nun asistinde

Rivaldo’nun attığı golse skora

dengeyi getirmişti. İkinci yarı

başladıktan beş dakika sonraysa

Brezilya, rakip yarı alanın ortala-

rında sağ çaprazdan bir duran top

kazanmıştı. Ronaldinho topun

başına geçtiğinde herkes ondan

on sekiz içine bir orta kesmesini

bekliyordu belki ama kaleci David

Seaman’ın biraz önde durduğunu

fark eden kurnaz oyuncu kaleyi

düşünüyor ve topu ağlarla buluş-

turmayı da başarıyordu. Hem

turnuvanın en güzel golü hem çok

kritik bir maçta hemde çok değerli

bir rakibe karşı… Dünya Kupala-

rında bu tanıma uyan son güzel golü

belki de 16 sene evvel Diego Mara-

dona yine İngiltere’ye karşı atmıştı.

Maradona’nın Arjantin’i o golden

bir hafta sonra kupayı da kucakla-

mıştı. Şimdi Ronaldinho da üstelik

daha genç yaşta benzer bir başarıyı

yakalayabilecekmiydi?

Zihinlerde tamda bu soruların do-

landığı esnadaysa beklenmedik bir

gelişme daha oluyor ve Ronaldinho,

Danny Mills’e yaptığı faul sonra-

sında kırmızı kartla oyun dışında

kalıyordu. Yine de Brezilya, müca-

deleden 2-1 galip ayrılarak yarı

finale yükselmeyi başaracaktı.

Ronaldinho’nun kırmızı kart cezası

nedeniyle yer alamadığı bu turdaki

maçtaysa Türkiye ile bir kez daha

karşı karşıya gelen Brezilya, bu

sefer de tek gollü bir galibiyet elde

edecek ve finalde Almanya’nın

rakibi olacaktı. Ronaldinho, final

maçında ilk on birdeki yerini geri

alırken, Almanya karşısında 2-0’lık

galibiyete uzanacak Brezilya, bu

sayede kupayı da kucaklayacaktı.

Ronaldinho da 22 yaşında dünya

şampiyonluğu yaşayarak kariyerini

iyice zirve noktasına yaklaştıra-

caktı.

Ronaldinho’nun Dünya Kupası

sonrasında Paris St. Germain’de

kalması zor gözüküyordu. Yine de

Fransız ekibi, yıldız oyuncuyu bir

süre daha kadrosunda tutmakta

ısrarcıydı. Ancak PSG, 2002-2003

sezonunu Ligue 1’de orta sıralarda

tamamlayınca, Ronaldinho’nun

daha fazla Paris’te durmayacağı da

netleşiyordu. Bu esnada elini en

çabuk tutan tarafsa Barcelona ola-

cak ve 30milyon euro karşılığında

bu transferi neticelendirecekti.

İşin ilginci, Ronaldinho, Real Madrid

ile Barcelona’nın o yaz döneminin

transfer gündeminde birinci sırada

değildi. İki kulübün de önceliği,

İngiliz yıldız David Beckham’dı.

Beckham transferini Real Madrid

bitirince de Barcelona, Ronaldin-

ho’ya yönelmiş, bu yolda da kadro-

sunda Beckham’dan oluşan

boşluğu Brezilyalıyla doldurmak

isteyen Manchester United’la

çekişmişti. Sonunda gülen taraf da

Barcelona oldu. Katalan ekibinin

bu transferden ne kadar kârlı

çıktığıysa, kısa süre içerisinde

Ronaldinho’nun Beckham’dan

çok daha etkili bir performans

ortaya koymasıyla net bir biçimde

anlaşılacaktı.

Ronaldinho geldiğinde Barcelona

biraz çalkantılı bir dönemden

geçiyordu. Son dört sezonda

şampiyonluk yarışının uzağında

kalmışlardı. Hatta son sezonda ligi

altıncı sırada tamamlamışlardı ki

1988’den beri gördükleri en kötü

dereceydi. Ayrıca son üç sezonda ilk

üçün de dışında kalmışlardı ve bu

da 1981’den beri ilk kez oluyordu.

Barça’yı yeniden

ayağa kaldırdı

Barcelona’daki ilk sezonunda

Ronaldinho, Ekim ayından Ocak

ayına kadar sakatlığı nedeniyle

takımdan uzak kalacaktı ve bu süre

zarfında da takım çok kötü

sonuçlar alarak ligde 12. sıraya

kadar gerilemişti. Yine kayıp bir

sezon olacağının düşünüldüğü

esnadaysa Brezilyalı yıldız takıma

dönecek ve Barça’nın çehresi bir

anda değişecekti. Seri galibiyetler

almaya başlayan takım, 10 sıra bir-

den tırmanacak ve sezonu da şam-

piyon Valencia’nın beş puan geri-

sinde ikinci sırada tamamlayacaktı.

Ronaldinho da İspanya’daki ilk

sezonunda 45 maçta 22 gol atmıştı.

Yılsonuna gelindiğindeyse Brezilyalı

yıldız, FIFA tarafından dünyada yılın

futbolcusu seçilecekti.

Barcelona ile Ronaldinho’nun asıl

çıkışıysa, 2004-2005 sezonunda

başlıyordu. La Liga’da Real Madrid

ile girdiği şampiyonluk yarışından

galip çıkan Katalan ekibi böylece

altı sene sonra ligi zirvede tamam-

lamanın sevincini yaşayacaktı.

Şampiyonlar Ligi’ndeyse Barcelona,

o dönembelki de Avrupa’nın en

101

100