malinin ortadan kalkması sonra-
sındaysa çoğu kişi Ronaldinho’nun
La Liga veya Serie A ekiplerinden
birine gitmesini bekliyordu. Ancak
sürpriz bir gelişme yaşandı ve
Gremio ile pazarlıklarda elini çabuk
tutan Paris St. Germain, genç yıldızı
beş milyon euro karşılığında renk-
lerine bağlayan taraf oldu (O gün-
lerde PSG’nin günümüzdeki kadar
büyükmaddi güce ve popülariteye
sahip olmadığını da hatırlatmak
gerek).
Fransa’daki ilk sezonunun ilk yarı-
sında zaman zamanmaçlara yedek
kulübesinde başlasa da ikinci
devreden itibaren takımının banko
oyuncusu olan Ronaldinho, sezonu
48maçta 13 golle tamamlayacaktı.
Sezon sonundaysa kendisinin ger-
çek bir dünya yıldızı mertebesine
yükselmesini sağlayacak olan
Dünya Kupası’ndaydı sıra…
Turnuvanın ilk turunda Brezilya’nın
rakipleri Türkiye, Kosta Rika ve
Çin’di. Ronaldinho, son Kosta Rika
maçında dinlendirilirken ilk iki
maçta ilk on birde sahaya çıkacak
ve Çin filelerine de penaltıdan
olmak üzere bir gol bırakacaktı.
Brezilya’nın üç maçını da kazanıp
gruptan lider çıkması sonrasında
ikinci turdaki rakibiyse Belçika’ydı.
Kırmızı Şeytanları da 2-0’la kupa-
nın dışına iten Sambacılar, çeyrek
finaldeyse İngiltere’yle eşleşmişti.
Bumaç, Ronaldinho’nun hem
olumlu hemde olumsuz manada
tarihe geçeceği bir karşılaşma
olacaktı.
Dünya Kupası’nda
gelen zafer
Brezilya karşılaşmaya tutuk baş-
larken İngiltere, ilk yarının ortala-
rında Michael Owen’ın golüyle 1-0
öne geçmişti. Devre bitmek üzerey-
ken Ronaldinho’nun asistinde
Rivaldo’nun attığı golse skora
dengeyi getirmişti. İkinci yarı
başladıktan beş dakika sonraysa
Brezilya, rakip yarı alanın ortala-
rında sağ çaprazdan bir duran top
kazanmıştı. Ronaldinho topun
başına geçtiğinde herkes ondan
on sekiz içine bir orta kesmesini
bekliyordu belki ama kaleci David
Seaman’ın biraz önde durduğunu
fark eden kurnaz oyuncu kaleyi
düşünüyor ve topu ağlarla buluş-
turmayı da başarıyordu. Hem
turnuvanın en güzel golü hem çok
kritik bir maçta hemde çok değerli
bir rakibe karşı… Dünya Kupala-
rında bu tanıma uyan son güzel golü
belki de 16 sene evvel Diego Mara-
dona yine İngiltere’ye karşı atmıştı.
Maradona’nın Arjantin’i o golden
bir hafta sonra kupayı da kucakla-
mıştı. Şimdi Ronaldinho da üstelik
daha genç yaşta benzer bir başarıyı
yakalayabilecekmiydi?
Zihinlerde tamda bu soruların do-
landığı esnadaysa beklenmedik bir
gelişme daha oluyor ve Ronaldinho,
Danny Mills’e yaptığı faul sonra-
sında kırmızı kartla oyun dışında
kalıyordu. Yine de Brezilya, müca-
deleden 2-1 galip ayrılarak yarı
finale yükselmeyi başaracaktı.
Ronaldinho’nun kırmızı kart cezası
nedeniyle yer alamadığı bu turdaki
maçtaysa Türkiye ile bir kez daha
karşı karşıya gelen Brezilya, bu
sefer de tek gollü bir galibiyet elde
edecek ve finalde Almanya’nın
rakibi olacaktı. Ronaldinho, final
maçında ilk on birdeki yerini geri
alırken, Almanya karşısında 2-0’lık
galibiyete uzanacak Brezilya, bu
sayede kupayı da kucaklayacaktı.
Ronaldinho da 22 yaşında dünya
şampiyonluğu yaşayarak kariyerini
iyice zirve noktasına yaklaştıra-
caktı.
Ronaldinho’nun Dünya Kupası
sonrasında Paris St. Germain’de
kalması zor gözüküyordu. Yine de
Fransız ekibi, yıldız oyuncuyu bir
süre daha kadrosunda tutmakta
ısrarcıydı. Ancak PSG, 2002-2003
sezonunu Ligue 1’de orta sıralarda
tamamlayınca, Ronaldinho’nun
daha fazla Paris’te durmayacağı da
netleşiyordu. Bu esnada elini en
çabuk tutan tarafsa Barcelona ola-
cak ve 30milyon euro karşılığında
bu transferi neticelendirecekti.
İşin ilginci, Ronaldinho, Real Madrid
ile Barcelona’nın o yaz döneminin
transfer gündeminde birinci sırada
değildi. İki kulübün de önceliği,
İngiliz yıldız David Beckham’dı.
Beckham transferini Real Madrid
bitirince de Barcelona, Ronaldin-
ho’ya yönelmiş, bu yolda da kadro-
sunda Beckham’dan oluşan
boşluğu Brezilyalıyla doldurmak
isteyen Manchester United’la
çekişmişti. Sonunda gülen taraf da
Barcelona oldu. Katalan ekibinin
bu transferden ne kadar kârlı
çıktığıysa, kısa süre içerisinde
Ronaldinho’nun Beckham’dan
çok daha etkili bir performans
ortaya koymasıyla net bir biçimde
anlaşılacaktı.
Ronaldinho geldiğinde Barcelona
biraz çalkantılı bir dönemden
geçiyordu. Son dört sezonda
şampiyonluk yarışının uzağında
kalmışlardı. Hatta son sezonda ligi
altıncı sırada tamamlamışlardı ki
1988’den beri gördükleri en kötü
dereceydi. Ayrıca son üç sezonda ilk
üçün de dışında kalmışlardı ve bu
da 1981’den beri ilk kez oluyordu.
Barça’yı yeniden
ayağa kaldırdı
Barcelona’daki ilk sezonunda
Ronaldinho, Ekim ayından Ocak
ayına kadar sakatlığı nedeniyle
takımdan uzak kalacaktı ve bu süre
zarfında da takım çok kötü
sonuçlar alarak ligde 12. sıraya
kadar gerilemişti. Yine kayıp bir
sezon olacağının düşünüldüğü
esnadaysa Brezilyalı yıldız takıma
dönecek ve Barça’nın çehresi bir
anda değişecekti. Seri galibiyetler
almaya başlayan takım, 10 sıra bir-
den tırmanacak ve sezonu da şam-
piyon Valencia’nın beş puan geri-
sinde ikinci sırada tamamlayacaktı.
Ronaldinho da İspanya’daki ilk
sezonunda 45 maçta 22 gol atmıştı.
Yılsonuna gelindiğindeyse Brezilyalı
yıldız, FIFA tarafından dünyada yılın
futbolcusu seçilecekti.
Barcelona ile Ronaldinho’nun asıl
çıkışıysa, 2004-2005 sezonunda
başlıyordu. La Liga’da Real Madrid
ile girdiği şampiyonluk yarışından
galip çıkan Katalan ekibi böylece
altı sene sonra ligi zirvede tamam-
lamanın sevincini yaşayacaktı.
Şampiyonlar Ligi’ndeyse Barcelona,
o dönembelki de Avrupa’nın en
101
100