Previous Page  110-111 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110-111 / 152 Next Page
Page Background

Weah’ın aklındaki asıl amaçsa,

siyasete atılarak ülkesi Liberya’ya

liderlik etmekti. Ancak Liber-

ya’nın, dünyada yönetilmesi en

zor durumdaki ülkelerden biri

olduğu da bir gerçekti.

Aslında Liberya, Afrika’da kuru-

lan ilkmodern cumhuriyetti. Ön-

celeri bir Amerikan kolonisi olan

bölgede 26 Temmuz 1847’de ba-

ğımsızlık ilân edilmişti. Nüfusun

önemli bir bölümünü de ABD’de

kölelikten azat edildikten sonra

buraya göç eden insanlar oluştur-

maktaydı. Ancak ülke, Afrika’nın

geri kalanından neredeyse yüz

sene evvel bağımsızlığını kazan-

mış olsa da kıtayı saran açlık,

yoksulluk ve sefalet gibi kavram-

lardan nasibini fazlasıyla alacaktı.

İç savaşınmahvettiği

bir ülke

Yazının ilk bölümünde de değindi-

ğimiz 1980 darbesi ve Samuel

Doe’nun iktidarı ele geçirmesi

sonrasındaysa Liberya’da kaos

her geçen yıl biraz daha artacaktı.

Doe’nun akıbetine gelince…

“Kılıçla yaşayan kılıçla ölür” mi-

sali, kendisi de demokratik olma-

yan bir biçimde koltuğunu ve

hayatını kaybetti. 1989 sonunda,

Doe’nun eski bir kabine üyesi olan

Charles Taylor’un, Doe güçlerine

karşı bir gerilla savaşının fitilini

yakması, kısa süre içinde tarihe

Birinci Liberya İç Savaşı olarak

geçecek belanın ülkenin başına

musallat olmasına yol açtı.

Savaşın ilk yılı içerisinde Doe

devrildi ve akabinde de öldürüldü.

Doe’nun erkenden devrilmesine

rağmen iç savaş 1997’ye kadar

sürecekti. Zira Doe’yu ele geçirip

öldüren asiler, Taylor’a değil,

Prince Johnson adında bir asker

eskine bağlıydı. Bu ikili, 1989’da

isyan başladığında, Liberya Ulusal

Vatanseverler Cephesi adında bir

oluşumda yan yanalardı. Ancak

Johnson daha sonra ortaklığı

bozdu ve Bağımsız Liberya Ulusal

Vatanseverler Cephesi gibi son

derece orijinal bir isim altında

yeni bir isyancı grubu oluşturdu!

Doe’yu ele geçirip öldüren de bu

grup olunca Johnson ülkenin yeni

başkanının kendisi olması gerek-

tiğini öne sürdü ve Johnson

yanlılarıyla Taylor yanlıları karşı

karşıya geldi. Bu esnada Doe’nun

taraftarı olan bir başka grup da

Doe’nun finans bakanı Raleigh

Seekie öncülüğünde örgütleniyor

ve liderlerini öldürenlere karşı

çarpışmaya hazırlanıyordu.

Bu keşmekeş içerisinde Liberya

günden güne erimekteydi. 1996

sonlarına gelindiğinde, isyancıları

çoktan kendi liderliği altında top-

layan ve Johnson’ın da ülkeden

kaçmasını sağlayan Taylor, Doe

yanlılarını da bastırarak ülkede

hâkimiyetini iyiden iyiye hisset-

tirdi. Ateşkes sonrası yapılan 1997

başkanlık seçimlerinde de açık

farkla başkan seçildi. Ancak

Taylor’ın da yönetim şeklinin

Doe’nunki gibi anti-demokratik

olması, 1999’a gelindiğinde yeni

bir iç savaşı tetikleyecekti. İkinci

Liberya İç Savaşı olarak adlandırı-

lan bu çatışmalar silsilesi de

2003’e kadar sürdü. Muhaliflerin,

ABD ve Birleşik Krallık’ın da as-

keri desteğini almaları sonrasında

da Taylor, Ağustos 2003’te istifa-

sını açıklayıp ülkeyi terk etti. Top-

lamda neredeyse 12 yıl süren iki

iç savaş, ardında 500 bini aşkın

ölü ve bir milyonu aşkın yerinden

yurdundan olmuş insan bırak-

mıştı. Ülke nüfusunun zaten dört

milyon civarında olduğu düşünül-

düğünde durumun korkunçluğu

net bir biçimde anlaşılıyordu.

Başkanlık yarışında

yılmadı

Taylor iktidarı sonrası Birleşmiş

Milletler tarafından geçici bir

yönetim oluşturulurken,

demokratik seçimlerin 2005 so-

nunda yapılması ve Liberyalıların

seçeceği yeni başkanın da 2006

başında göreve başlaması karar-

laştırıldı. İşte politikacı Weah ilk

olarak tamda bu noktada devreye

giriyor ve yapılacak olan seçim-

lerde, Demokratik Değişim

Kongresi adı altındaki merkez-

popülist bir partinin adayı olarak

başkanlık için yarışacağını

açıklıyordu.

Weah bu ana kadar belki de ülke-

sinde en sevilen figürdü. Ancak

çok yıpratıcı yılları geride bırak-

mış olan Liberyalılar, üst düzey

eğitimgörmemiş ve siyaset ala-

nında hiçbir tecrübesi bulunma-

yanWeah’ı hemen omuzlarına

alıp başkanlık konutuna taşımadı.

Birlik Partisi adayı Ellen Johnson

Sirleaf, Weah’ta olmayan eğitim

ve siyasi tecrübeye sahip birisiydi.

ABD’de Madison Business

College’de muhasebe okumuş,

Harvard’da da kamu yönetimi

üzerine yüksek lisans yapmıştı.

Tolbert hükümeti döneminde

maliye bakanının yardımcısı olan

Sirleaf, Doe yönetimi zamanında

da muhaliflerin önemli seslerin-

dendi. Seçimlerin ilk turunda her

ne kadar Weah oyların yüzde

28.3’ünü alırken Sirleaf 19.8’de

kaldıysa da ikinci turda çoğunluk

Sirleaf etrafında toplandı veWeah

da rakibi karşısında yüzde 59.4’e

yüzde 40.6’lık bir yenilgi yaşadı.

Bu yenilgi sonrasındaWeah başta

kendisine yöneltilen eleştirileri

“eğitimlilerin de ülkeyi yıllardır

getirdiği hal ortada” gibisinden

bayağı bir üslupla yanıtlamaya

çalıştıysa da sonrasında bu yanlı-

şının farkına vardı ve Miami’deki

DeVry Üniversitesi’nde işletme

eğitimi görerek diplomasını aldı.

2011 seçimlerinde Sirleaf’ın karşı-

sına çıkmaktan da son anda

vazgeçenWeah, siyaset alanında

biraz daha tecrübe kazanıp bir

diğer eksiğini de gidermesinin

ardından 2016 seçimlerinde,

Sirleaf’in emeklilik kararının da

etkisiyle, ülkesinde en güçlü isim

haline geldi. Neticede de rakibi

Joseph Boakai’ye karşı ilk turda

yüzde 38.4’e yüzde 28.8’lik, ikinci

turda da yüzde 61.5’e yüzde

38.5’lik bir üstünlük kurarak

Liberya’nın 25. devlet başkanı

olmaya hak kazandı.

Tabiî Weah için asıl macera

bundan sonra başlıyor. Zira Bir-

leşmiş Milletlerin İnsani Gelişme

Endeksi’nde 188 ülke içinde 177.

sırada kalan, ortalama yaşam

süresinde 59 yılla 223 ülke içinde

201. sırada bulunan, kişi başına

düşen yıllık gelirin satın alma

paritesine göre yıllık 900 dolar

olduğu bir ülkenin kısa vadede

düzlüğe çıkması neredeyse im-

kânsız gibi bir şey. AncakWeah

az da olsa birtakım iyileştirme-

lerde bulunabilirse, bunlar yakın

geçmişle kıyaslandığında göze

çok büyük adımlar olarak bataca-

ğından, halk nezdindeki popülari-

tesini daha da arttırıp bir sonraki

dönemde başkan seçilme

yolunda önemli bir adım atabilir.

Bu süre zarfında barış ortamını

koruması halinde de Liberya en

azından çeyrek asırlık bir savaş-

sız dönemgeçirmiş olur ki, bu da

geçmişin hayaletlerini kovalayıp

gelecek adına umutlanabilme yo-

lunda önemli bir başlangıç teşkil

eder. Tabiî umarızWeah, halkının

kendisine gösterdiği güveni boşa

çıkarmayıp çok daha fazlasını da

yapar ve bölgenin talihsiz insan-

larının yüzü bu kez gerçekten

güler.

110

111