Weah’ın aklındaki asıl amaçsa,
siyasete atılarak ülkesi Liberya’ya
liderlik etmekti. Ancak Liber-
ya’nın, dünyada yönetilmesi en
zor durumdaki ülkelerden biri
olduğu da bir gerçekti.
Aslında Liberya, Afrika’da kuru-
lan ilkmodern cumhuriyetti. Ön-
celeri bir Amerikan kolonisi olan
bölgede 26 Temmuz 1847’de ba-
ğımsızlık ilân edilmişti. Nüfusun
önemli bir bölümünü de ABD’de
kölelikten azat edildikten sonra
buraya göç eden insanlar oluştur-
maktaydı. Ancak ülke, Afrika’nın
geri kalanından neredeyse yüz
sene evvel bağımsızlığını kazan-
mış olsa da kıtayı saran açlık,
yoksulluk ve sefalet gibi kavram-
lardan nasibini fazlasıyla alacaktı.
İç savaşınmahvettiği
bir ülke
Yazının ilk bölümünde de değindi-
ğimiz 1980 darbesi ve Samuel
Doe’nun iktidarı ele geçirmesi
sonrasındaysa Liberya’da kaos
her geçen yıl biraz daha artacaktı.
Doe’nun akıbetine gelince…
“Kılıçla yaşayan kılıçla ölür” mi-
sali, kendisi de demokratik olma-
yan bir biçimde koltuğunu ve
hayatını kaybetti. 1989 sonunda,
Doe’nun eski bir kabine üyesi olan
Charles Taylor’un, Doe güçlerine
karşı bir gerilla savaşının fitilini
yakması, kısa süre içinde tarihe
Birinci Liberya İç Savaşı olarak
geçecek belanın ülkenin başına
musallat olmasına yol açtı.
Savaşın ilk yılı içerisinde Doe
devrildi ve akabinde de öldürüldü.
Doe’nun erkenden devrilmesine
rağmen iç savaş 1997’ye kadar
sürecekti. Zira Doe’yu ele geçirip
öldüren asiler, Taylor’a değil,
Prince Johnson adında bir asker
eskine bağlıydı. Bu ikili, 1989’da
isyan başladığında, Liberya Ulusal
Vatanseverler Cephesi adında bir
oluşumda yan yanalardı. Ancak
Johnson daha sonra ortaklığı
bozdu ve Bağımsız Liberya Ulusal
Vatanseverler Cephesi gibi son
derece orijinal bir isim altında
yeni bir isyancı grubu oluşturdu!
Doe’yu ele geçirip öldüren de bu
grup olunca Johnson ülkenin yeni
başkanının kendisi olması gerek-
tiğini öne sürdü ve Johnson
yanlılarıyla Taylor yanlıları karşı
karşıya geldi. Bu esnada Doe’nun
taraftarı olan bir başka grup da
Doe’nun finans bakanı Raleigh
Seekie öncülüğünde örgütleniyor
ve liderlerini öldürenlere karşı
çarpışmaya hazırlanıyordu.
Bu keşmekeş içerisinde Liberya
günden güne erimekteydi. 1996
sonlarına gelindiğinde, isyancıları
çoktan kendi liderliği altında top-
layan ve Johnson’ın da ülkeden
kaçmasını sağlayan Taylor, Doe
yanlılarını da bastırarak ülkede
hâkimiyetini iyiden iyiye hisset-
tirdi. Ateşkes sonrası yapılan 1997
başkanlık seçimlerinde de açık
farkla başkan seçildi. Ancak
Taylor’ın da yönetim şeklinin
Doe’nunki gibi anti-demokratik
olması, 1999’a gelindiğinde yeni
bir iç savaşı tetikleyecekti. İkinci
Liberya İç Savaşı olarak adlandırı-
lan bu çatışmalar silsilesi de
2003’e kadar sürdü. Muhaliflerin,
ABD ve Birleşik Krallık’ın da as-
keri desteğini almaları sonrasında
da Taylor, Ağustos 2003’te istifa-
sını açıklayıp ülkeyi terk etti. Top-
lamda neredeyse 12 yıl süren iki
iç savaş, ardında 500 bini aşkın
ölü ve bir milyonu aşkın yerinden
yurdundan olmuş insan bırak-
mıştı. Ülke nüfusunun zaten dört
milyon civarında olduğu düşünül-
düğünde durumun korkunçluğu
net bir biçimde anlaşılıyordu.
Başkanlık yarışında
yılmadı
Taylor iktidarı sonrası Birleşmiş
Milletler tarafından geçici bir
yönetim oluşturulurken,
demokratik seçimlerin 2005 so-
nunda yapılması ve Liberyalıların
seçeceği yeni başkanın da 2006
başında göreve başlaması karar-
laştırıldı. İşte politikacı Weah ilk
olarak tamda bu noktada devreye
giriyor ve yapılacak olan seçim-
lerde, Demokratik Değişim
Kongresi adı altındaki merkez-
popülist bir partinin adayı olarak
başkanlık için yarışacağını
açıklıyordu.
Weah bu ana kadar belki de ülke-
sinde en sevilen figürdü. Ancak
çok yıpratıcı yılları geride bırak-
mış olan Liberyalılar, üst düzey
eğitimgörmemiş ve siyaset ala-
nında hiçbir tecrübesi bulunma-
yanWeah’ı hemen omuzlarına
alıp başkanlık konutuna taşımadı.
Birlik Partisi adayı Ellen Johnson
Sirleaf, Weah’ta olmayan eğitim
ve siyasi tecrübeye sahip birisiydi.
ABD’de Madison Business
College’de muhasebe okumuş,
Harvard’da da kamu yönetimi
üzerine yüksek lisans yapmıştı.
Tolbert hükümeti döneminde
maliye bakanının yardımcısı olan
Sirleaf, Doe yönetimi zamanında
da muhaliflerin önemli seslerin-
dendi. Seçimlerin ilk turunda her
ne kadar Weah oyların yüzde
28.3’ünü alırken Sirleaf 19.8’de
kaldıysa da ikinci turda çoğunluk
Sirleaf etrafında toplandı veWeah
da rakibi karşısında yüzde 59.4’e
yüzde 40.6’lık bir yenilgi yaşadı.
Bu yenilgi sonrasındaWeah başta
kendisine yöneltilen eleştirileri
“eğitimlilerin de ülkeyi yıllardır
getirdiği hal ortada” gibisinden
bayağı bir üslupla yanıtlamaya
çalıştıysa da sonrasında bu yanlı-
şının farkına vardı ve Miami’deki
DeVry Üniversitesi’nde işletme
eğitimi görerek diplomasını aldı.
2011 seçimlerinde Sirleaf’ın karşı-
sına çıkmaktan da son anda
vazgeçenWeah, siyaset alanında
biraz daha tecrübe kazanıp bir
diğer eksiğini de gidermesinin
ardından 2016 seçimlerinde,
Sirleaf’in emeklilik kararının da
etkisiyle, ülkesinde en güçlü isim
haline geldi. Neticede de rakibi
Joseph Boakai’ye karşı ilk turda
yüzde 38.4’e yüzde 28.8’lik, ikinci
turda da yüzde 61.5’e yüzde
38.5’lik bir üstünlük kurarak
Liberya’nın 25. devlet başkanı
olmaya hak kazandı.
Tabiî Weah için asıl macera
bundan sonra başlıyor. Zira Bir-
leşmiş Milletlerin İnsani Gelişme
Endeksi’nde 188 ülke içinde 177.
sırada kalan, ortalama yaşam
süresinde 59 yılla 223 ülke içinde
201. sırada bulunan, kişi başına
düşen yıllık gelirin satın alma
paritesine göre yıllık 900 dolar
olduğu bir ülkenin kısa vadede
düzlüğe çıkması neredeyse im-
kânsız gibi bir şey. AncakWeah
az da olsa birtakım iyileştirme-
lerde bulunabilirse, bunlar yakın
geçmişle kıyaslandığında göze
çok büyük adımlar olarak bataca-
ğından, halk nezdindeki popülari-
tesini daha da arttırıp bir sonraki
dönemde başkan seçilme
yolunda önemli bir adım atabilir.
Bu süre zarfında barış ortamını
koruması halinde de Liberya en
azından çeyrek asırlık bir savaş-
sız dönemgeçirmiş olur ki, bu da
geçmişin hayaletlerini kovalayıp
gelecek adına umutlanabilme yo-
lunda önemli bir başlangıç teşkil
eder. Tabiî umarızWeah, halkının
kendisine gösterdiği güveni boşa
çıkarmayıp çok daha fazlasını da
yapar ve bölgenin talihsiz insan-
larının yüzü bu kez gerçekten
güler.
110
111