Previous Page  108-109 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 108-109 / 152 Next Page
Page Background

pa’daysa Şampiyon Kulüpler

Kupası’nda boy göstermiş fakat

Valur ile Club Brugge’yi eleyerek

geldiği çeyrek finalde 0-1 ve

1-1’lik skorlarla Galatasaray

engeline takılmaktan kurtula-

mamıştı. Monaco’nun kendi

evinde tek golle kaybettiği ilk

maç sonrasında Galatasaray’ın

cezası nedeniyle Köln’de oyna-

nan rövanşta takımı adına

skoru 1-1’e getiren golü atan ve

yarı final vizesini getirecek

ikinci gol için de sarı-kırmızılı

savunmayı son ana kadar terle-

tenWeah ile Türk futbolseverler

de bu vesileyle tanışmıştı. Söz

konusu sezonun sonundaysa

Weah, Afrika’da yılın futbolcusu

seçilecek ve genç yıldızın

şöhreti de uluslararası düzeyde

bir kademe daha artacaktı.

Fransa kariyerine hızlı bir giriş

yapmasına karşın ikinci sezo-

nunda hafif sakatlıkların da

etkisiyle biraz duraksayan

Weah, Monaco ile tümkulvar-

larda sadece sekiz kez gol

sevinci yaşayabilmişti. Ancak

ertesi sezon bu sayıyı 18’e çı-

kartanWeah, takımının Fransa

Kupası’nı kazanmasıyla birlikte

Avrupa macerasındaki ilk

büyük başarısını da elde ediyordu.

1991-92 sezonuysaWeah’ın

Monaco’da geçirdiği son sezondu.

Takımı adına ligde 18 gol atan Li-

beryalı, Kupa Galipleri Kupası’nda

da dört kez fileleri havalandırmış

ve Monaco’nun Roma ile Feyeno-

ord gibi takımları geçerek finale

çıkmasına büyük katkıda bulun-

muştu. Ancak Prenslik temsilcisi

finaldeWerder Bremen’e 2-0’la

boyun eğecek ve kupayı elinden

kaçıracaktı.

Monaco ile dört sezonda 70’e

yakın gol atanWeah için bir

sonraki duraksa Paris St. Germain

olacaktı. PSG o zamanlar günü-

müzdeki kadar ihtiraslı bir kulüp

değildi belki ama Fransa’da yine

de başa güreşen ve Avrupa’da da

hep üst turları hedefleyen bir ta-

kımdı. Weah, başkent ekibindeki

ilk sezonunda lig ikinciliği ve

Fransa Kupası şampiyonluğu

yaşarken, UEFA Kupası’nda da

yarı final görmüştü. PSG, yarı final

yolunda PAOK, Napoli, Anderlecht

ve Real Madrid’i elemeyi başar-

dıysa da bu turda Juventus tara-

fından kupanın dışına itilmişti.

Weah sezonu yedisi Avrupa’da,

14’ü de ligde olmak üzere 23 golle

tamamlamıştı.

1993-94 sezonundaysa PSG, sekiz

yıl aradan sonra ligde tarihinin

ikinci şampiyonluğunu elde edi-

yordu. Weah ligde bu kez 11 golde

kaldıysa da 13 gollü David Gino-

la’dan sonra takımının en golcü

ikinci ismiydi. PSG, Kupa Galipleri

Kupası’ndaysa çeyrek finalde bir

kez daha Real Madrid’le eşleşmiş

ve rakibini 1-0 ile 1-1’lik skor-

larla saf dışı bırakmıştı.

Santiago Bernabeu’da 1-0

kazanılan ve turun kapısını

açan ilkmaçtaki tek golde de

Weah’ın imzası vardı.

Gelgelelimyarı finalde Arsenal

engeli aşılamayacaktı. Sezon

sonundaWeah, ikinci kez

Afrika’da yılın futbolcusu

ödülüne lâyık görüldü.

Bir sonraki sezona gelindiğin-

deyse Liberyalı yıldız özellikle

Şampiyonlar Ligi’nde müthiş

bir performans ortaya koyu-

yordu. PSG, Devler Ligi ilk tu-

runda Bayern Münih, Spartak

Moskova ve Dinamo Kiev ile

birlikte yer aldığı grupta oyna-

dığı altı maçın tamamını kaza-

nırken, Weah da rakip filelere

altı gol göndermişti. PSG fırtı-

nasını çeyrek finalde Barcelona

da durduramazken Fransız

temsilcisi 1-1 ve 2-1’lik skor-

larla adını yarı finale yazdırıyor,

Camp Nou’daki ilkmaçta bir

gol daha atanWeah ise turnu-

vada toplamda yedi gole ulaşı-

yordu. Ancak PSG üzerindeki

yarı final lâneti, üst üste

üçüncü senede de kalkmaya-

cak veWeah ile arkadaşları bu

kez de Milan’a elenerek bir final

şansını daha tepeceklerdi.

En iyi oyuncu

en iyi kulüpte

Şampiyonlar Ligi’ndeki büyük

oyununun ardından sezon

sonunda PSG, Weah’ı daha fazla

elinde tutamayacaktı. Son sekiz

senede üç Avrupa şampiyonluğu

ve iki de Avrupa ikinciliği bulu-

nan, haliyle o dönemde dünyanın

en iyi takımı gözüyle bakılan

Milan, 1995 yazındaWeah’ı renk-

lerine bağlayan taraf olacaktı. Yıl

sonundaWeah, üçüncü kez Afri-

ka’da yılın futbolcusu seçilip o

ana kadar Abedi Pele ile birlikte

bu ödülü en çok kazanan iki fut-

bolcudan biri olmayı başarırken,

aynı zamanda France Football

dergisi tarafından da Avrupa’da

yılın futbolcusu seçilerek Altın

Top ödülüne lâyık görülüyor ve bu

ödülü kazanan ilk (ve Mozambik

asıllı Eusebio’yu saymazsak şu

ana kadarki tek) Afrikalı futbolcu

oluyordu. Tabiî en son olarak da

FIFA, Weah’ı dünyada yılın futbol-

cusu seçecekti. O, artık jeneras-

yonunun en değerli birkaç ismi

arasında olduğunu tescillemişti.

Weah, Milan’daki ilk sezonunda

da başarılarını sürdürüyordu.

Milan, ligi Juventus’un sekiz puan

önünde şampiyon olarak bitirir-

ken, Weah da attığı 11 golle

takımının en skorer ismi olmuştu.

Milan, UEFA Kupası’ndaysa

çeyrek finalde genç Zinedine

Zidane’ın liderliğini üstlendiği

Bordeaux’ya sürpriz bir biçimde

elenmişti.

Bundan sonraki iki sezonda Milan

adına adeta bir Fetret Devri idi.

Zirveden bir anda ligin orta sırala-

rına kadar gerileyen kırmızı-si-

yahlılar, 1997’de 11, 1998’de de 10.

sırada kalıyordu. Ayrıca bu sezon-

ların ilkinde Şampiyonlar Ligi’ne

de grup aşamasında veda edilir-

ken, ikincisindeyse Avrupa sah-

nesine çıkılamamıştı. Weah her

iki sezonda da Milan’ın en golcü

oyuncusu olduysa da Dejan Sa-

vicevic ile Marco Simone’nin per-

formanslarındaki ciddi düşüş ve

Patrick Kluivert transferinden de

beklenenin alınamaması üzerine

kırmızı-siyahlıların hücum

hattında biraz yalnızları da

oynamak durumunda kalmıştı.

Milan, 1998-99 sezonunda, yaşa-

dığı krizi ortadan kaldırmak adına

bir yeniden yapılanmaya gide-

cekti. Ancak 32 yaşına gelmiş

olanWeah da bundan bir nebze

nasibini alacak ve takımın yıldız

golcüsü statüsünü yeni transfer

Oliver Bierhoff’a kaptıracaktı.

Bierhoff ve Leonardo’dan sonra

takımının en golcü üçüncü oyun-

cusu olanWeah, yine de Milan’ın

100. yılında yeniden ayağa kalkıp

Serie A’da şampiyonluğa ulaşma-

sına azımsanamayacak bir katkı

yapmayı başarmıştı.

Futbola veda

siyasete ‘merhaba’

1999-2000 sezonuyla birlikteyse

Weah artık kariyerinde yavaş

yavaş sonlara doğru yaklaştığını

hissettirecekti. Dinamo Kiev’den

Shevchenko’nun da transfer

edilmesiyle birlikte takımının for-

vetteki üçüncü tercihi konumuna

düşen Liberyalı, artık ayrılık

zamanının geldiğini düşünmeye

başlıyordu. Sezonun ilk yarısını

genellikle yedek kulübesinde ge-

çirenWeah, Milan’ın Şampiyonlar

Ligi’nde ilk tur gruplarında Hertha

Berlin, Chelsea ve Galatasaray’ın

gerisinde kalarak elenmesinin

ardından devre arasında İtalya’ya

veda ediyordu. Sezonun ikinci

yarısında Chelsea’ye kiralanan

Weah, Londra kulübünde bir Fe-

derasyon Kupası zaferi yaşıyordu.

Sezon bitimindeyse Milan ile olan

sözleşmesi sona erdiğinden, ser-

best kalarak Manchester City’ye

geçti. Ancak bu beraberlik de,

Weah’ın City teknik direktörü Joe

Royle ile yaşadığı anlaşmazlık

yüzünden iki buçuk ay kadar

sürdü. Weah, sezonuysa, rotayı

tekrar Fransa’ya çevirerek

Marsilya’da tamamladı. Burada da

pek beklediğini bulamayınca,

artık emeklilik zamanının

geldiğine kanaat getirdi ve iki

sene de Birleşik Arap Emirlikle-

ri’nin El Cezire kulübünde forma

giymesinin ardından 2003’te

futbol hayatına noktayı koydu.

Futbolu bıraktıktan sonra saha

kenarında bir görev düşünmeyen

108

109