Previous Page  10-11 / 168 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 10-11 / 168 Next Page
Page Background

İnsanlar adaptasyondan bahsediyor ama bu

sadece adaptasyonmeselesi değil. Herhangi

bir yerde bir grup içerisine girmek zaten

zordur. Orada da şöhretli isimler arasında

forma giymek zordur. Mesela Burak bile

Çin’den Türkiye’ye transfer yaptı ki, ben biliyo-

rum, Çin’den yeniden başka ülkelere giden

oyuncular belirli zorluklar yaşıyor. Orada

futbolun oynanış tarzı ve farklı unsurlar,

buraya gelip adaptasyon sağlamalarını

zorlaştırıyor. Benim oyuncuları tanımak için

çok kısa bir zamanımoldu. Fotoğraflardan

gördüğüm, maçlarda izlediğim oyuncularla ilk

defa el sıkışıp onlara dokundum. O derecede

zor bir dönemdi. Bu arada sakatlık sıkıntıları da

yaşadık. Oyuncuların Millî Takım’a hazır gel-

mesi çok önemli bir kriter. Çünkü hazır geldik-

leri zaman doğrudan oynayabilecek durumda

oluyorlar. Ama oynamayan oyuncuların

burada acı çektiğini gördüm. Ve bu acı çeken

oyuncular olumsuz bir tablo. Ben bu

oyuncularınmillî takımda oynaya-

rak sezonun ikinci yarısı için kendi-

lerini kulüplerinde de oynayabile-

cek duruma getirebileceklerini

düşünmüştüm. Shakthar’da da

Dinamo Bükreş’te de birçok genç

oyuncuyla çalıştım. Ama orada bu

oyuncuları bir noktaya ulaştırabil-

mek için vaktimvardı. Sezon içinde

30-40maç oynuyorsunuz ve orada

önemli veya önemsiz maçlarda,

güçlü ya da zayıf rakipler önünde bu

oyuncuları test edebiliyorsunuz.

Ama Millî Takım’da her maç önemli

ve her maç mücadele. Bu da ayrı bir

zorluğa yol açıyor.

Görevinizle ilgili zorlukları sıralar-

ken ligimizdeki yerli oyuncuların

azlığından, oynayanların yaş orta-

lamasının yüksekliğinden, 21 yaş

altı oyuncuların neredeyse hiç

bulunmadığından söz ediyorsunuz

ki bunların hepsi doğru tespitler.

Ama bir yandan da gelecekle ilgili

olumlumesajlar veriyorsunuz.

2020 Avrupa Şampiyonası eleme-

leri için önümüzde 1 yıllık bir süre

var. Bu sürede tümbu olumsuzluk-

ları nasıl düzelteceğinizi düşünü-

yorsunuz ki bu kadar ümitli

olabiliyorsunuz?

Tabii bu zamana bağlı olan bir şey.

Önümüzde hazırlanmak için 8-9

maçımız var. Ben bu 8-9 maçta

oyuncularımı çok iyi değerlendire-

bileceğimi düşünüyorum. Onların

potansiyeline güveniyorum. Önce-

likle Türk futbolunun potansiyeline

güveniyorum. Tabiî burada diğer

teknik direktörlerin bize yapacağı

yardımda önemli. Özellikle de

büyük takımlardaki teknik

direktörlerin. Ayrıca Galatasaray ve

Beşiktaş’tayken yaptıklarıma

güveniyorum. Daha önce Türk

futbolunda başardımve bunu daha

çok Türk futbolcularıyla başardım.

O zamanki potansiyelin kaybolma-

dığına inanıyorum. Oyuncuları daha

Sonuçların ve kupaların kölesi

değilim. Bir işi bitirdiğimde

arkamda ne bıraktığıma bakarım.

Birincisi insan ilişkileri, ikincisi

oyuncuların eğitimleri, üçüncüsü

çalıştığımyerden kimleri

çıkarmışım… İtalya’da, Romanya’da,

Ukrayna’da yaptığımız çalışmalar

çok başarılı oldu. Ama bunları

yaparken zaman buldum. Burada

ise başkalarının yardımına

ihtiyacımvar ve onlara bağımlıyım.

Fotoğraflardan gördüğüm, maçlarda

izlediğimoyuncularla ilk defa el sıkışıp

onlara dokundum. O derecede zor bir

dönemdi. Bu arada sakatlık sıkıntıları da

yaşadık. Oyuncuların Millî Takım’a hazır

gelmesi çok önemli bir kriter. Oynamayan

oyuncuların burada acı çektiğini gördüm.

Ve bu acı çeken oyuncular olumsuz bir tablo.

Oyuncuları daha fazlasını vermeye itmeliyiz.

Yabancı futbolcuların altında kalmayıp

potansiyellerini göstermelerine fırsat

vermeliyiz. Kendilerini Millî Takım’a

gelmeye, daha iyi oynamaya motive

etmeleri lâzım. Türk oyuncuların hepsi için

söylüyorum. Kendilerini kabul ettirsinler,

potansiyellerini göstersinler.

TFF ile kulüplerin bir arada çalışarak

yabancı-yerli oyuncu konusuna bir çözüm

getirmesi gerekiyor. Bu konuda bir

komisyon kurulması gerektiğini söyledim.

Bu benimdoğrudanmüdahil olabileceğim,

yetki alanımdaki bir konu değil. Türkiye

statlarıyla üstyapı konusunda birinci ama

altyapı ve oyuncu yetiştirme konusunda

sonlarda. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.

Ben dış kaynaklardan oyuncu yanlısı birisi

değilim. Türkiye’deki kaynağı yetiştirme

yanlısıyım. Bahsettiğiniz ülkelerdeki

oyuncularla buradaki oyuncular arasındaki

fark yetenek değil. İki taraftaki oyuncular

da eşdeğer yetenekte. Fakat burada

çocukların profesyonel futbol eğitimiyle,

akademilerdeki eğitimle ilgili farklar

mevcut.

Benimdönemimde Galatasaray’ın da

Beşiktaş’ın da kendi oyun stilleri vardı.

Rakibi domine eden, rakibin oyununu kabul

etmeyen tarzları vardı. Bizimde bu şekilde

oynamamız lâzım. Türk insanının da

karakteri bu doğrultudadır. Atılımcıdır,

her seferinde daha büyük hedeflere gitmek

ister. Bu karakter ülkenin özelliğinde var.

Bunu kullanarak futbola da yansıtmamız

gerekiyor.

10

11