Previous Page  28-29 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28-29 / 162 Next Page
Page Background

atan ilk İzlandalı futbolcu olarak

tarih sayfalarındaki yerini ala-

caktı.

Bir İzlanda temsilcisinin tur at-

lama sevincini yaşayacağı ilk eş-

leşmeyse, 1967-68 sezonunda,

Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaydı.

İzlanda şampiyonu Valur, turnu-

vanın ilk turunda eşleştiği Lük-

semburg temsilcisi Jeunesse

Esch’i 1-1 ve 3-3 bitenmaçlar

sonrasında deplasman golü kuralı

sayesinde saf dışı bırakmıştı.

Ancak Valur ikinci turda Macar

şampiyonu Vasas karşısında tu-

tunamayacak ve iki maçta kale-

sinde toplam 11 gol görecekti.

Aslında bu başarısızlıklar, daha

önce de belirtilen bir sorunun so-

nucuydu. O da ülkenin sınırlı nü-

fusuydu. İzlanda iyi futbolcu

çıkaramayan bir ülke değildi as-

lında. Hatta nüfusuna oranla bu

konuda gayet başarılı olduğu bile

iddia edilebilirdi fakat belli bir se-

viyenin üzerinde 11 oyuncuyu bir

araya getirip iyi bir takımyarat-

mak… İşte tamda o noktada tıka-

nıyorlardı. Yoksa yurtdışına

oyuncu ihraç etmeye birçok ülke-

den erken başlamışlardı ve ihraç

ettiklerinden bazıları da sadece

gitmekle kalmıyor, gittikleri yerde

iz bırakmayı da başarıyorlardı.

Yurtdışında forma giyen ilk

İzlandalı futbolcu Albert Gud-

mundsson’du. Gudmundsson,

Glasgow’da Rangers, Arsenal,

Nancy, Milan, Racing Club ve Nice

tecrübelerinin ardından futbolu

ülkesinde Valur ve Hafnarfjör-

dur’da top oynayarak noktala-

mıştı. İzlanda’nın bir sonraki

önemli ihracatı Asgeir Sigurvins-

son olacaktı. 18 yaşındayken

Standard Liege’e transfer olan,

ardından kısa bir Bayern Münih

tecrübesi yaşayan İzlandalı, 35

yaşına kadar Stuttgart formasını

giymiş ve 2004’te KSI tarafından

İzlanda’nın son 50 yıldaki en iyi

oyuncusu seçilmişti. Sigurvins-

son ile hemen hemen aynı dö-

nemlerde forma giyen Arnor

Gudjohnsen de 1978’de, 17 yaşın-

dayken Belçika’nın Lokeren

takımına gitmiş, Anderlecht ve

Bordeaux’da forma giyip İsveç

liginde top koşturduktan sonra

futbolu ülkesinde bırakmıştı.

Gudjohnsen’in kariyerindeki en

ilginç anlardan biriyse, oğlu Eidur

ile birlikte aynı millî maçta forma

giymesiydi. 24 Nisan 1996’da,

İzlanda’nın Estonya’yı deplas-

manda 3-0mağlup ettiği özel

maçın ikinci yarısında baba Arnor

oyundan çıkarken yerine oğul

Eidur girmişti. Şöhreti babası Ar-

nor’unkini de geride bırakacak ve

birçok kişiye göre gelmiş geçmiş

en başarılı İzlandalı futbolcu ola-

cak Eidur Gudjohnsen’in kariyer

öyküsünden devam edecek olur-

sak… Futbola Valur altyapısında

başlayan Eidur, 16 yaşında PSV’ye

transfer olarak kariyer anlamında

çok büyük bir adım atmıştı belki

ama bir yıl sonra ayak bileğinin

kırılması hemPSV günlerinin bit-

mesine hemde kendisinin iki yıl

futboldan uzak kalmasına yol

açınca bir anda başa dönmek zo-

runda kaldı. Kısa bir süre KR’de

futbol oynayan, sonra da Bolton

Wanderers’a transfer olan Eidur,

burada gösterdiği performansla

2000 yılında Chelsea’ye transfer

olmayı başaracaktı. Londra eki-

binde altı sezon oynayan Eidur,

burada iki Premier Lig şampiyon-

luğu yaşadıktan sonra 2006 ya-

zında Barcelona’ya transfer oldu.

Barça’da daha çok rotasyon

oyuncusu olarak görev yapsa da

2009’da Şampiyonlar Ligi şampi-

yonu olan kadronun bir parçasıydı

ve bu sayede, bugüne kadar Kupa

1’de şampiyonluk yaşamış tek İz-

landalı futbolcu olma onurunun

da sahibi olacaktı. 30 yaşında Bar-

celona’dan ayrılan Gudjohnsen,

aradan geçen yedi sene içinde

futbol seyyahlığına soyunup 11

farklı kulübün formasını giydi ve

geçtiğimiz ay da futbol hayatını

noktaladığını açıkladı. Gudjohn-

sen aynı zamanda attığı 26 golle

İzlanda Millî Takımı tarihinin en

golcü oyuncusu konumunda…

Bu dört önemli oyuncu haricinde

yurt dışında başarı kazanan diğer

İzlandalı oyunculardan kısaca

bahsetmek gerekirse… 1990’lar

jenerasyonunun önde gelenlerin-

den olan Eyjolfur Sverrisson, kari-

yerinin çoğunu Bundesliga’da,

Stuttgart ve Hertha Berlin forma-

larıyla geçirirken Stuttgart ile bir

lig, Hertha ile de iki kupa şampi-

yonluğu yaşadı. 1994-95 sezo-

nunda da Beşiktaş forması giyen

Sverrisson, siyah-beyazlılarla da

bir şampiyonluk gördü. Aynı ku-

şaktan Sigurdur Jonsson, genç

yaşında geldiği SheffieldWednes-

28

29

day’de başarılı bir dönemgeçir-

dikten sonra 23 yaşında Arsenal’e

transfer olmuştu fakat peş peşe

gelen sakatlıklar sonrasında

Arsenal’de yeterince oynama

şansı bulamadı. Ülke futbolunun

1980’lerdeki önemli golcülerinden

Petur Petursson ise Feyenoord ve

Anderlecht gibi kulüplerde oyna-

mış, Feyenoord ile bir Hollanda

Kupası kazanmıştı. 1990’ların

sonundan 2010’ların başlarına

kadar 15 sezon boyunca İngiltere

liglerinde forma giyen ve bunların

11’ini Premier Lig’de geçiren

Hermann Hreidarsson ise 2008’de

Portsmouth ile bir FA Cup zaferine

imza atmıştı.

İzlanda, bahsi geçen oyuncular-

dan Sigurvinsson, Arnor Gud-

johnsen, Sverrisson, Petursson

ve Jonsson’un bir arada oynaya-

bildiği 1980’lerin sonunda aslında

kendi imkânları doğrultusunda iyi

bir jenerasyon yakalamış sayılırdı.

Fakat 1990 Dünya Kupası eleme-

lerinde SSCB, Avusturya, Türkiye

ve Demokratik Almanya ile aynı

grupta yer alan İzlanda, grup ikin-

cisi olarak turnuvaya katılan

Avusturya’nın iki puanlı sistemde

üç puan gerisinde kalmasına kar-

şın yine de grubun son sırasından

kurtulamayacak ve önemli bir

fırsatı kaçıracaktı.

Eidur Gudjohnsen’in formunun

zirvesinde olduğu yıllardaysa,

EURO 2004 elemeleri esnasında

İzlanda belki de ilk kez büyük bir

turnuvaya çok yaklaşıyordu. Bu

sefer elemelerdeki rakipleri Al-

manya, İskoçya, Litvanya ve Faroe

Adaları idi. Ancak İzlanda, grubu

14 puanla ikinci sırada tamamla-

yan İskoçya’nın bir puan arka-

sında kalarak play-off şansını

kaçıracaktı ki İskoçlara karşı oy-

nadıkları iki maçı da kaybetmeleri

bunda en büyük etken olmuştu.

Öte yandan İzlanda’da, daha önce

de bahsedilen nüfus ve iklim

sorunlarının asgari düzeyde his-

sedilmesi için tamda bu yıllarda

kayda değer çalışmalar başlatıl-

mıştı. Nüfus sorunuyla başa çıkıl-

ması için neredeyse her köye

futbol sahaları yapılmaktaydı ve

iklim sorununun çözümü de bu

sahaların kapalı salonlarda, suni

çim zeminle inşa edilmelerinde

bulunmuştu. Bu sayede zemin ba-

kımıyla ve yağışlı havalarla ilgili

problemler ortadan kaldırılmıştı.

Hatta kış aylarındaki karanlık so-

runu da salonlardaki aydınlatma

sayesinde çözülmüştü. Bunun

yanı sıra KSI, ülkedeki antrenörle-

rin sayısının arttırılması yönünde

de teşvik edici çalışmalarda

bulunmaktaydı.

Bu çalışmaların da kısa süre içeri-

sinde meyvesini verdiği söylene-

bilir zira günümüzde İzlanda’da

UEFA Pro lisansına sahip 13 tek-

nik direktör, UEFA A lisansı

bulunan 196 antrenör ve UEFA B

lisansı olan 639 futbol adamı var.

Kıyaslama yapmak gerekirse ül-

kemizde şu an 400’ün üzerinde

Pro lisans sahibi teknik direktör

var fakat İzlanda’da 25 bin kişiye

Eidur Gudjohnssen