Previous Page  110-111 / 154 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110-111 / 154 Next Page
Page Background

lardan geçen ve AZ Alkmaar’ın alt-

yapısında yetiştikten sonra bugün

Beşiktaş’ın kaptanlığına yükselen

Oğuzhan Özyakup’a benzetiyor.

Kendisiyle konuşma fırsatın oldu

mu ve bu benzerlik hakkında sen

ne düşünüyorsun?

Kramponlarını aldım… Birisi onun

kramponlarını verdi bana… Onun

çok iyi bir arkadaşı vermişti. Ama

ben Oğuzhan ağabeyle hiç konuş-

madım. Ona benzetildiğim için çok

gurur duyuyorum. Ama farkımız

var; o sağ ayak, ben sol ayak…

Ben ve ailemgurur duyuyoruz bu

durumdan. AZ Alkmaar’da birkaç

kez bana Oğuzhan ağabeyi söyledi-

ler. O 10 sene önce buradaymış ama

halen hatırlanıyor.

Peki, Hollanda’daki Türkmenşeli

oyuncuları gözlemleyebiliyor

musun ya da konuşabiliyor musun?

Oraya bakarsam sadece iki kişiyiz.

Benden başka bir Türk daha var.

Rotterdam’da oynuyor. O da çok ye-

tenekli ama Türk oyuncular çok az.

Hollanda’da daha çok Araplar, Suri-

namlılar var. Türk oyuncu çok az.

Seninle birlikte futbola başlayan

birçok arkadaşın bugünlere ulaş-

mayı başaramadı. Bugün baktığın

zaman arkadaşlarından neyi farklı

yaptın da futbolcu olabildin?

Bugüne kadar arkadaşlarımdan

sadece biri futbolcu olabildi. Topa

âşıktık ikimiz de… Sadece sahada

değil, eve gelince de top oynadık,

mahalleye gelince de top oynadık.

En önemlisi boş işlerle uğraşmadık

hiçbir zaman… Gezmedik, tozmadık,

diskoteklere gitmedik. Hep futbolla

uğraştık. Futbola kafa yorduk. Yaz-

ları ekstra idmanlar yaptık. Kendimi

geliştirmek için çok uğraşıyorum.

Bir hafta izin yapayım, sonra hemen

idmanlara başlıyorum.

Şimdi Millî Takım sürecine gele-

lim… İlk kez Genç Millî Takımlara

seçildin. Bu çağrıyı aldığın zaman

ne hissettin?

(Gülüyor) Aynı böyle bir gülümseme

oldu yüzümde. İki hafta önce Hol-

landa’daki hocamgösterdi bu da-

veti. Gurur duydum. Aileme haber

verdim. Onlara, “Baba, anne beni

Millî Takım’a çağırıyorlar. İstanbul’a

ve İngiltere’ye gideceğiz, maç yapa-

cağız” dedim. Onlar da çok sevindi,

gurur duydu benimle. Babam zaten

havalara uçtu. Çok sevindimger-

çekten. Benim için çok güzel bir şey.

Tüylerimdiken diken oldu. Hocam

da çok sevindi. Benimle gurur

duydu. Millî Takım’a seçildiğime

inanamıyorum. 4 yaşında futbola

başlarken bugünleri düşünmedim

hiç. Bütün hayatımboyunca o

kulüpte oynayacağımı sanıyordum.

Çok çalıştım. Hak ettimde… Doğ-

ruya doğru hak ettim çünkü çok

çalıştımve savaştım. Bazı durumlar

güzel değildi. Kadroya giremediğim

zamanlar oldu ama çok çalışarak

bunun da üstesinden geldim. Kad-

roda olamamak da futbolun içinde…

Bunları öğreniyorsun. Kötümaçla-

rımoldu. Önemli maçlarda benden

çok şey beklediler ama bazen

gösteremedim. Böyle şeyler de

yaşadım. Tümbunları yaşamak,

öğrenmek açısından çok önemli

tecrübeler. Kendini geliştirmek için

bunları yaşaman gerekiyor.

Avrupa’da yetişen her Türk

oyuncu, bir günmutlaka yaşadığı

ülke ile Türkiye arasında seçim

yapma ayrımına geliyor. Ay-yıldızlı

formayı sırtına geçirmiş genç

bir Türk olarak bu konu hakkında

ne düşünüyorsun? Bir gün

Hollanda’dan teklif gelirse ne

düşünürsün?

Benim için çok zor olur. Çünkü Hol-

landa’da doğdum, büyüdüm, ekme-

ğimi oradan kazanıyorum. Ama

Türkiye benimülkem. Türkiye çok

büyük bir aşk. Türkiye denince bile

tüylerimdiken diken oluyor. Aynı

şekilde babamda zaten büyük

bir Türkiye âşığı. Yine Türkiye’yi

seçerim. Şimdi U17’de oynuyorum.

U21’de de forma giyersembir daha

Hollanda’yı hiç düşünmem. Çünkü

Türkiye’nin AMillî Takımı için

mücadele etmek çok büyük anlam

taşıyor.

Ekim ayında U17 Avrupa Şampiyo-

nası Eleme Turu’nda Çek Cumhuri-

yeti’nde Çek Cumhuriyeti, İsrail ve

Ermenistan’la aynı grupta maçlara

çıkacağız. Bu zorlu karşılaşmalar

için ne düşünüyorsun?

Eleme turunda şansımızı çok yük-

sek görüyorum. Takımımız çok iyi,

çok güçlü. Takımda her şey var.

Denge var en önemlisi. Kendimize

çok güveniyoruz. İnşallah bu ta-

kımları yeneriz. Bana sorarsanız bu

gruptan çıkarız. Başka ülkelere

bakıyorum, bence Türkiye birçok

Avrupa ülkesinden çok çok daha

iyi…Mücadele, gurur, forma aşkı

fark yaratır. Kadromuz da bu tipte

oyunculardan kurulu. Şansımızı

çok yüksek görüyorum.

Teknik direktörünüz Mehmet Hacı-

oğlu ile nasıl bir diyaloğun var?

Mehmet Hoca Hollanda’da

maçlarıma geldi ve beni izledi.

Buraya gelince de çok sıcak

davrandı. Sıkıntımyok burada.

Kendimi evimde gibi hissediyorum

sayesinde…

Millî Takımdüzeyinde böylesine

büyük turnuvalarda forma giymek,

dünya futbol piyasasının da vitri-

nine çıkmak anlamına geliyor.

Bu durum seni nasıl motive ediyor?

Millî olduğum için kulübümde be-

nimle gurur duyuyor. Böyle olunca

da daha çok çalışmak istiyorum.

Her maçta forma giymek istiyorum.

Elimden geleni yapacağım, herkes

emin olsun. İnşallah Türk Millî

Takımı sayesinde büyük kulüpler

beni görür ve ismimi daha büyük

yapabilirim. Şimdi beni Oğuzhan’a

benzetiyorlar. İnşallah bu sayede

ilerde küçük çocukları bana

benzetirler… Bu durumkesinlikle

boş işlerle uğraşmamama da bağlı

tabiî… Bunu da biliyorum.

Kariyer basamaklarının daha çok

başındasın ve biliyorsun ki dünya

futbol tarihine geçmiş her oyuncu,

senin geçtiğin bu yollardan geçiyor.

Bugün durup düşündüğünde ve ile-

riye baktığında kendini nerede gör-

mek istiyorsun? Hedeflerin neler?

En büyük hayalimArsenal’de oyna-

mak…Mesut Özil’in arkasından

gelmek… O benim idolüm. Ama

Türkiye’ye de bakarsam çok güzel

takımlar var. Süper Lig’de bir gün

forma giymek isterim. Benim için

en güzel lig Premier Lig… İspanya da

güzel. Ama benimgözümher

zaman İngiltere’de… En üst seviye

bana göre orası…

AMillî Takımhakkında neler

düşünüyorsun? Bu büyük hayale

ulaşmak için ekstra çalışmalar

yapıyor musun?

AMillî Takım benim için çok özel…

Yeni oyuncular geldi. Enes Ünal’ı,

Hollanda’da çok gördüm. Emre Mor

geldi. Her şeyden önce genç oyun-

cuları alıyorlar. Çok çabuk ilerleye-

bilir artık bu işler. Şimdi buradayım

ama 2 yıl sonra A takımda olabili-

rim. Bunu da biliyorum. Bu büyük

bir motivasyon benim için…

Kondisyon çalışıyorum, vücut

çalışıyorum. Fiziki gelişimime,

beslenmeme çok dikkat ediyorum.

Uyku benim açımdan en önemlisi-

dir… Çok iyi uyurum. Elimden

geleni yaparım. Sağ ayağımı

çalıştırıyorum, onu da iyi

kullanmak istiyorum.

Emre Mor diyoruz ama Cengiz

Ünder de iki yıl içerisinde Roma’ya

transfer oldu… İlk yıl Altınordu,

sonra Başakşehir, sonra AS Roma…

Bu durum da senin gibi genç

oyuncuları motive etmeli…

Evet, kesinlikle motive ediyor.

Gerçekten Cengiz çok çabuk gitti.

Şimdi yeni bir oyuncu daha var

Fenerbahçeli Elif Elmas… O da genç

olmasına rağmen çok yetenekli.

Artık gençlerin zamanı…

Futbol dünyası bugüne kadar

silinip giden sayısız genç yetenek

gördü. Sen de Türk futbolunun

gözbebeği genç yeteneklerinden

birisin. Böyle bir tehlike genç

ve tecrübesiz oyuncuların yanı

başında duruyor. Bu tehlikeden

nasıl koruyorsun kendini?

Kendime iyi bakıyorum. Boş işlerle

uğraşmıyorum. Bazı oyuncular

şanssızlıktan silinmiş olabilir,

sakatlanabilir… Ama ben elimden

geleni yapıyorum. Gün gelir de

silinirsem, “Elimden geleni yaptım”

diyebilirim. Bazı oyuncular kendi-

sini hemen yüksekte görür, şıma-

rır. Kendisini profesyonel zanneder.

Bunlar benim için çok önemli

örnekler. Hep bunun üzerinde

duruyoruz ben de ailem de… Böyle

şeylerim hiç yok. Ailenin verdiği

eğitim ve görgü çok önemli. Ailem

beni hiç havalara uçurmaz.

Gerekeni söyler her zaman. Bana

doğruyu ve benim için iyi olanı

söylüyorlar. Hatalarım varsa

bunları açık açık söylüyorlar.

Annem, babam benimle gurur

duyuyor ama beni abartmıyorlar.

Ben daha olmadım. Çok çalışmam

gerekiyor. Mesela sağ ayağım

eksik. Onun üzerine çok çalışıyo-

rum. İnşallah geliştirebilirim. Sol

ayağım gibi iyi olur sağ ayağım da…

Kaleyi daha çok düşünebilirim. Çok

az şut çekiyorum. Daha fazla şut

çekersem daha fazla gol atabilirim.

Vurduğum zaman yüzde 80 gol

oluyor. Bunun üzerine daha çok

çalışmam lâzım. Daha çok gol atıp,

daha çok asist yapmak istiyorum.

Şansımı denemek istiyorum, boşa

giderse de gitsin şutlarım…

Her genç oyuncunun kendisine

örnek aldığı isimler vardır. Mesut

Özil haricinde kimleri, hangi özel-

likleri sebebiyle örnek alıyorsun?

Oğuzhan ağabeyi çok beğeniyo-

rum. Ama bana göre dünyanın en

iyisi Messi… Onun gibi zor oluruz.

Ajax’ta forma giyen Hakim Ziyech

de çok iyi bir oyuncu… Ona da

benzetiliyorum bazen.

Boş zamanlarını nasıl değerlendi-

riyorsun? Hobilerin neler?

Ailemle ve arkadaşlarımla geçiri-

yorum boş vakitlerimi. Evde takılı-

yoruz genelde. Basketbol oynamayı

da çok severim. Ağabeyimle, yeğe-

nimle vakit geçiririm. Ağabeyimin

maçlarına giderimmutlaka. O da

benim her maçıma gelir.

110

111