

bahçe ağırlıklı bir takım
vardı. 2. Lig’den Millî Ta-
kım’a seçilmek parmakla
gösterilecek bir olaydı.
İlk gittiğimde Fatih Hoca,
Mustafa Denizli Hoca,
Şenol Hoca as oyunculardı.
1979 yılında rahmetli Sabri
Kiraz Hocamız beni aldı
Millî Takım’a. Türkiye’de
en fazla Millî Takım’a giden
oyunculardan biriyim. Yıl
olarak 12. Ama sayısal ola-
rak en az millî olan kaleci-
lerden birisiyim. O dönem
çokmaç yoktu. Yabancı
ülkelerden özel maç teklifi
bile gelmiyordu bize.
Avrupa Şampiyonası
olsun, Dünya Kupası olsun
kolayca elenebilen bir
takımhüviyetindeydik.
Millî Takım’a seçildikten
sonra büyük takımların
transfer listesine girdiniz
ve neticesinde 1981-1982
sezonunda Fenerbahçe’ye
transfer oldunuz. Transfer
hikâyenizi anlatır mısınız?
Anadolu kulüplerinden
Millî Takım’a seçilen oyun-
cuları yönetimleri ya da
utbola Ankara Altındağspor’da başladınız
ve alt kademelerde oynadıktan sonra 2. Lig
takımlarından Gaziantepspor’a transfer
oldunuz. Gaziantepspor’daki başarınızın
ardından 2. Lig’den AMillî Takım’a
yükseldiniz. O günleri biraz anlatır mısınız?
Gaziantepspor’u 1. Lig’e biz çıkardık, şampiyon
olduk. 17 yaşında gittimGaziantepspor’a ve
oynamaya başladım. İki sezon oynadımorada.
1981-1982 sezonunun başında da Fenerbah-
çe’ye geldim. 2. Lig’deyken AMillî Takım’a
seçildim. Bu Türkiye’deki ilklerdendir. Pek
bilmiyorumbunu başaran var mıdır? O zaman
Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Fener-
“
“
“
“
“
“
60
61
2. Lig’deyken AMillî Takıma seçildim.
Bu Türkiye’deki ilklerdendir. O zaman
Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor,
Fenerbahçe ağırlıklı bir takımvardı.
2. Lig’den Millî Takım’a seçilmek
parmakla gösterilecek bir olaydı.
Türkiye’de en fazla Millî Takım’a giden
oyunculardan biriyim. Yıl olarak 12.
Ama sayısal olarak en az millî olan
kalecilerden birisiyim. O dönem çok
maç yoktu. Yabancı ülkelerden özel maç
teklifi bile gelmiyordu bize.
Sarıyer’de bir sezonda 12 penaltının,
8’ini kurtardım. Türkiye’de en çok
penaltı atan, en çok kurtaran kaleciyim.
Penaltı atmak, kurtarmaktan daha
zordur. Atamayınca “Kaçırdı” deniyor.
Ama kaleci kurtarınca, “Kurtardı”
oluyor.
Penaltı kurtarmanın 10-15 etkenini
sayabilirim size. Daha önce hangi
köşeye atmış? Sağ ayakla mı, sol ayakla
mı atmış? Kaleciler yanıltmak için sağa
gider gibi yapar sola gider; sola gider
gibi yapar sola gider yine… Bazıları
bakarak atar. Bazıları bakmadan vurur.
Bunların hepsi analiz edilmeli.
23 yıllık futbol kariyerimde
5 şampiyonluğum, Cumhurbaşkanlığı
Kupaları, Türkiye Kupaları var,
en az gol yiyen kaleci unvanımvar.
Ama insanların zihninde kalan tek şey
İngiltere maçı… Ben o İngiltere maçında
çok kişiyi kurtardım. Fatura olduğu gibi
bana çıkartıldı.
Sağ olsun gazeteci arkadaşlar bana
hemen “kova” damgasını vurdu.
Bu damgayı yiyeli 32 sene geçti.
Şimdi adamkendisi 30 yaşında,
7-8 yaşındaki oğluna diyor ki;
“Bu amcanı tanıdınmı? Fenerbahçe’de
oynadı, Millî Takım’da oynadı ama
8 gol yedi.” Bunlar üzücü şeyler…
“
“
“
“
“
“
Dışkapı’da, 19 Mayıs Stadı’nın altında
küçük odalar vardı. Kulüp takımları
orada soyunur ve sahaya çıkardı.
Elimde annemin verdiği filenin
içindeki eşofmanlarla yürüye yürüye
giderdim. En az 5 kilometre yürürdüm.
İdman biterdi, küçük olduğumuz için
soyunma odasını biz yıkardık.
Saçımız ıslak eve giderdik.
Gaziantep’e geldiğimde 17-18
yaşındayım. İdmanda canı sıkılan,
yorulana kadar bana şut atardı. İdman
sahası toprak. Vücudumuzun her
tarafı yara-bere içinde oluyordu.
“Çay söyle bana… Ceketimi getir…
Kramponumu al…” Bu tip istekleri de
vardı. Ayakçılık yapardık. Anneme
bakmam lâzım. Okulu lisede
bırakmışım. “Başaracağım” dedim.
Malzeme sıkıntısı vardı kulüplerde.
Kulüpte yemek çıkmazdı. Otobüslerle
giderdik deplasmanlara. Otobüsün
arasında yatarak giderdikmaçlara…
Çok zor şartlardı. Benimbir resmim
var. Çamurdan bir tek gözlerim
gözüküyor. Böyle sahalarda çalıştık.
Adana’ya Spor Yazarları Kupası’na
gittiğimiz zaman ışıklandırmalı
sahada oynuyoruz diye sevinirdik.
O ışığın altında oynamak bizi acayip
motive ediyordu. İyi oynamak için
elimizden geleni yapıyorduk. Büyük
sahalara gittiğimizde en iyi
oyunumuzu oynardık. Çünkü
futbolcular bunlara lâyık.
Futbolcunun bir defa meslek
sevgisinin olması lâzım. 18 yaşında
Millî Takım’a gelen arkadaşlar var.
Bir 18 daha oynasan 34-35…
Kalecinin 38… Akıllı olacak. Şu anki
şartlar sülalesini kurtarır. İyi bir
yatırımla kurtarır. İyi bir yaşam
koçu seçmeli… Parasını da iyi
değerlendirirse ömür boyu rahat eder.
F