

4
5
5
5
Prag’ın ardından grupta ikinci sırayı alarak Avrupa
Ligi’nde son 32 takım arasına kaldı.
İsrail Ligi’ndeki yabancı sınırlamasından ötürü
kadrosunda sadece altı yabancısı bulunan Hapoel Be’er
Sheva, haliyle iskeletini de İsrailli oyuncuların oluştur-
duğu bir takım. Chelsea altyapısı tedrisatından geçen ve
İngiltere, İspanya ve Almanya’da çeşitli kulüplerde de
oynamış olan forvet oyuncusu Ben Sahar, takımın
uluslararası piyasada adı belki de en çok bilinen ismi.
Geçen sezonki şampiyonlukta takımın en golcü isimle-
riyse ofansif orta saha ve kanat forvet olarak görev yapan
Elyaniv Barda ile Nijeryalı Anthony Nwakaeme idi.
Beşiktaş, İsrail’den en son Maccabi Tel-Aviv’le 2010-2011
sezonunda UEFA Avrupa Ligi gruplarında karşılaşmıştı.
İstanbul’daki maçta rakibini 5-1 mağlup eden siyah-beyazlı-
lar, Tel-Aviv’deki mücadeleden de 3-2’lik üstünlükle
ayrılmıştı. 1999-2000 sezonundaysa Şampiyonlar Ligi
ön elemesinde Hapoel Haifa ile karşılaşan Beşiktaş, rakibi ile
deplasmanda 0-0, İstanbul’da da 1-1 berabere kalmış ve
deplasman golü kuralı neticesinde elenmişti.
altı sezonunun beşinde yarışı en
önde tamamlayınca, ülkede şampi-
yonluklara ambargo koyabilecek
tek takımın Olympiakos olduğu
yönündeki miti de yıkıyordu.
1980’lerin ortasına kadar da
bu iki takımgenellikle şampiyon-
lukları aralarında paylaşacak, bu
düzeniyse ara sıra AEK ve nadiren
de olsa PAOK gibi takımlar bozabi-
lecekti. Panathinaikos’un ezeli
rekabette eline geçen en büyük koz
ise 1970-71 sezonunda Şampiyon
Kulüpler Kupası’nda final oynaması
olacaktı.
Panathinaikos’un bu başarısı,
o tarihten günümüzde kadar adeta
Olympiakos’u sürekli takip eden bir
hayalete dönüştü. Kırmızı-beyazlı-
lar Yunanistan’da rakip tanımadık-
ları her dönemde bu başarı karşıla-
rına gelip dayandı. İşin ilginci, artık
bu baskının yarattığı olumsuz etki-
denmidir bilinmez, Olympiakos için
işler yurtiçinde ne kadar iyi giderse
gitsin, Avrupa’da aksilikler her
daimbirbirini kovaladı ve arzula-
nan başarı bir türlü gelemedi. Daha
da kötüsü bu hayal kırıklıkları da
bir fasit daire oluşturarak Avrupa
maçlarında takımüzerindeki bas-
kıyı iyice arttırdı ve bu da yeni sü-
kûtu hayalleri beraberinde getirdi.
Avrupa’da bir türlü zirveyi zorlaya-
mamasına karşın Yunanistan’da
genellikle en tepede yer alan Olym-
piakos, 1980’lerin sonlarına doğru
yurtiçinde de kendisini bir karaba-
sanın içinde bulacaktı. 1986-87 se-
zonunda gelen 25. şampiyonluğun
ardından takım 10 yıl sürecek bir
kış uykusuna yattı ve bu süreçte
Panathinaikos ile AEK dörder kez
ligi zirvede tamamladı. 1996 yazı
geldiğinde Olympiakos’un 25,
Panathinaikos’un 18 ve AEK’in de
11 şampiyonluğu bulunuyordu.
Olympiakos hâlâ bu alanda zirvede
yalnız gibi görünüyordu belki ama
1959’da başlayan deplasmanlı lig
dönemi göz önüne alındığındaysa
Panathinaikos’un 15-10’luk bir üs-
tünlüğü söz konusuydu ve tabiî ki
genel toplamda da gidişat, aranın
daha da kapanabileceği yönünde
sinyaller veriyordu.
Pire’nin üzerinde yaklaşık 10 yıl bo-
yunca dolaşan kara bulutları dağı-
tansa, 1996-97 sezonu oldu. Dahası,
1997’de kazanılan şampiyonluk
sadece bir başlangıç niteliğindeydi.
Öyle ki, bu siftahı takip edecek altı
sezonda da ipi yine en önde göğüs-
leyecek kırmızı-beyazlılar, üst üste
yedi şampiyonlukla bu alandaki
rekorlarını geliştirecek, unvanlarını
2004’te Panathinaikos’a bir yıllığına
kaptırmalarının ardından
bu kez de beş senelik bir seri
yaşayacak, 2010’da bir defa daha
Panathinaikos’un araya girmesi
sonrasındaysa günümüze dek yine
unan futbolunda son yıllarda
eşine kolay kolay rastlanmaya-
cak bir hâkimiyet kuran
Olympiakos, yurtiçindeki bu
başarısına karşın Avrupa
kupalarında bir türlü arzuladığı
başarılara ulaşamamasıyla da
dikkat çekiyor. Kırmızı-beyaz-
lılar kendi liginde son 20 sezo-
nun 18’inde şampiyonluğa
ulaşarak adeta rakipsizliğini
ilân etti. Ancak bu süre zar-
fında Şampiyonlar Ligi’nde sa-
dece bir kez çeyrek final göre-
bildiler, üç kez de son 16 takım
arasına kaldılar. Olympiakos,
Avrupa Ligi’ndeyse henüz son
16’dan ötesini göremedi.
1925 yılında Pire’de kurulan
Olympiakos, çok geçmeden
ülkesinin futboldaki en önemli
gücü haline gelmişti. 1930’larda
beş kez üst üste Yunanistan
Şampiyonası’nda zafere ulaşan
kırmızı-beyazlılar, 1950’ler-
deyse altı defa ardı ardına
şampiyon olarak bu alandaki
rekorlarını geliştirmişti.
Ulusal şampiyonanın deplas-
manlı lig statüsüne geçtiği
1959-60 sezonundan itiba-
rense Olympiakos’un karşısına
ciddi bir tehdit olarak Panathi-
naikos dikilmişti. O tarihe
kadar sadece üç şampiyonluğu
bulunan yeşiller, yeni ligin ilk
Olympiakos
Yunanistan’ın hâkimi
Y
Cambiasso