TamSaha Dergisi - page 108-109

Gerçi bu dönemde de İngiltere’den
sekiz yedik, yine büyük futbol ya-
rışmalarına dâhil olamadık. Lâkin
futbol anlayışımız artık tamamen
değişmişti. Bu değişimin ilkmey-
vesini Galatasaray’ın Şampiyon
Kulüpler Kupası’nda yarı finale
çıkması ile aldık. Kuşku yok ki,
kulüp takımlarının gelişmesi
Millî Takım’a da yansıyacaktı,
yansıdı da...
Seksenlerin sonunda göreve gelen
Tınaz Tırpan
bu değişiminmüspet
neticelerini almaya başlayan ilk
hoca oldu. Futbol vadimizin ışığı
biraz titrek de olsa parıldamaya
başlamıştı... Derwall-Denizli ikilisi
ile tohumu atılan yeni futbol kül-
türümüz, futbolun sanayileşmesi
ile birlikte altyapı ve tesis yönün-
den zenginleşmişti. Firmalar fut-
bolun potansiyelini keşfetmiş ve
bu sektöre yatırımyapmaya baş-
lamıştı. Pek başarısız geçirdiğimiz
“Romantik” dönem sona ermişti.
Dev firmaların sponsorluk yaptığı
Şampiyonlar Ligi’nin başlaması ile
birlikte bütün dünyayı içine alan
“Endüstriyel Futbol” devrinde iyi
bir ikili daha yakaladık:
Sepp Pi-
ontek
ve
Fatih Terim
atılan to-
humları yeşertmeye başladılar.
Doksanların ilk yarısına damga
vuran bu gelişme sonuçlara da
yansımaya başladı. Piontek yirmi
yedi, ardından Fatih Terim otuz üç
müsabakada takımın başında yer
aldı. Bu şimdiye kadar görülmemiş
bir hoca istikrârıydı. Henüz büyük
şampiyonalara katılamıyorduk.
Mâmafih artık bu işi başarabilece-
ğimize inanmaya başlamıştık.
Ve neticede bu inanç gerçeğe
dönüştü. Tamkırk iki sene sonra
bir büyük organizasyonda, 1996
yazında İngiltere’de tertip edilen
Avrupa Uluslar Kupası’nda Fatih
Terim’in Millî Takımı da vardı.
İngiltere dönüşü Fatih Terimbaşa-
rılarına Galatasaray’da devam et-
meye karar verirken, Millî
Takım’ın başına ilk tohumu eken-
lerden biri olan Mustafa Denizli
geçti. Fatih TerimGalatasaray ile
Avrupa’nın ikinci büyük kupasını
memlekete getirirken, Mustafa
Denizli, Millî Takım’ı 2000’de Hol-
landa ve Belçika’nın ortaklaşa dü-
zenledikleri Avrupa Şampiyonası
finallerine taşımakla kalmayıp
gruptan çıkmayı başararak ay-
yıldızlı takıma çeyrek final oynattı.
Memleket futbolu; altmışlarda
başlayan duraklama, yetmişlerde
devam eden gerileme ve seksen-
lerdeki hepten çöküş devirlerin-
den sonra, doksanlarda silkinmiş
ve 2000’lerde de zirve yapmıştı.
Bumuvaffakiyet
Şenol Güneş
ile
taçlandı. 1996 ve 2000’de iki defa
Avrupa Kupası finallerine iştirâk
etme başarısı gösteren Millî
Takım, 2002’de Kore ve Japon-
ya’da yapılan Dünya Kupası final-
lerindeydi. Denizli ve Terim’in
uygulattığı korkmadan ve son da-
kikaya kadar mücadele etme ge-
leneğinin yanına Güneş’in futbol
aklı eklenince tarihimizin en
büyük başarısı geldi: Millî Takım
dünya üçüncüsü olmuştu. Elli maç
ay-yıldızlı takımın başında sahaya
çıkan Güneş döneminde Konfede-
rasyon Kupası’nda da bir üçüncü-
lük aldık. Mâmafih 2004 Avrupa
Kupası’na katılma yolunda Leton-
ya’ya elenmemiz Güneş’in Millî
Takımdevrini sonlandırdı.
Şenol Güneş’ten sonra -
Ünal Ka-
raman
’ın bir maçlık vazifesini
hariç tutarak- Millî Takımhocalığı
devrin yükselen değeri
Ersun Ya-
nal
’a verildi. Yanal’ın Millî Takı-
mı’nı başarısız olarak addetmek
haksızlık olur. Lâkin Millî Takım
içinde -şimdilerinmoda tâbiriyle-
bir sinerji yaratamadığı, bir uyum
sorunu yaşadığı söylenebilir. De-
nizli-Terim-Güneş üçlüsünün ko-
tardığı muvaffakiyetlerden sonra
Millî Takım’ın başarı çıtasının
çok yükseğe çıkması da genç
teknik adamın handikapla-
rından biriydi. Ayrıca eleme-
lerdeki pek parlak olmayan
neticeler sonrası 2006 Dünya
Kupası’na katılamama riski
de cabası...
Levent Bıçakçı federasyonu
işte bu sebeplerden ötürü yarı
yolda bir değişiklik yaparak
Fatih Terim’i yeniden işin ba-
şına getirdi. Terim, umudu
iyice azalmış Millî Takım’ı yer-
den kaldırdı ve İsviçre ile
play-off oynatmayı başardı.
Lâkin İsviçre’de aldığımız
umulmadıkmağlubiyet paha-
lıya mâl oldu. Rövanşta 4-2
kazanmamıza rağmen Al-
manya biletini alamadık.
Fatih Terim’in ikinci dönemi
elli sekiz maç sürdü. Bu sayı
Millî Takım tarihine bir rekor
olarak geçti. Bu süre zarfında
memleket futbolu yeniden
ayağa kalktı ve 2008’de Avus-
turya ve İsviçre’de düzenle-
nen Avrupa Kupası finallerine
katıldık. Finallerde de çok ba-
şarılı olanmillîler gruptan
çıktıktan sonra önce Çek
Cumhuriyeti’ni sonra da Hır-
vatistan’ı eleyerek yarı finale
yükselme başarısı gösterdi.
Terim’in futbolda son daki-
kaya kadar mücadele kültürü
Millî Takım’ın genlerine işle-
miş olacak ki; yarı final yo-
lunda bu iki rakibimizi de son
dakikalarda gelen gollerle saf
dışı bıraktık.
2010 Dünya Kupası elemele-
rinde istenilen başarıyı yaka-
layamayan Fatih Terim’in
yeniden Galatasaray’a dön-
mesi ile boşalan koltuğu -
Honduras maçında
Oğuz
Çetin
görev yapmıştı- bir Hol-
landalı doldurdu. Mahmut Öz-
gener federasyonu 2012
Avrupa Kupası için uzun bir
aradan sonra yeniden ecnebi
bir hoca ile anlaştı. Hollandalı
TınazTırpanMillî Takımımızı 1990
DünyaKupası’nagötürmeye çok
yaklaşsadasonkertedehedefe
ulaşamamıştı.
Millî Takımımız 2002DünyaKupası ve
2003KonfederasyonKupası
üçüncülükleriyle tarihi başarılarını
Şenol Güneşyönetimindeyaşadı.
108
Sepp Piontek’in belki de en büyük başarısı Millî Takım’a
Fatih Terim’i kazandırmak oldu.
ErsunYanal
Guus Hiddink
AbdullahAvcı
109
1...,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,104-105,106-107 110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121,122-123,124-125,126-127,128-129,...152
Powered by FlippingBook