TamSaha Dergisi - page 122-123

beraberinde getiriyor mu? Fazla
özgüven, fazla ego gibi?
Ego eğer kontrol edilemezse sı-
kıntı getirebilir tabiî ki. Ama
benimböyle bir yapımyok.
Ailemden aldığım eğitimbu ko-
nuda bana çok yardımcı oldu. Her
zaman kontrol altında tutmaya
çalıştım egomu… Hiçbir zaman
saygısızlık, terbiyesizlik yapma-
dımkimseye… Olayların farkın-
daydım. Nihat Kahveci ağabey
vardı o zamanlar. O da altyapıdan
yetiştiği için bize sürekli neler
yapmamız, neler yapmamamız
gerektiğini söylüyordu. Bize çok
sahip çıkıyor, uyarılarda bulunu-
yordu. O yüzden öyle bir sıkıntı
yaşamadım.
Peki, bu dönemde Sporting Liz-
bon’un sana talip olduğu ancak
senin, “Beşiktaş’ta oynayacağım”
diyerek gitmediğin doğrumu?
Evet doğru. Avrupa beni izliyordu.
Sporting Lizbon’dan da böyle bir
teklif oldu. Ama ben hiçbir zaman
Beşiktaş’tan kopmak istemedim.
Beşiktaş’ta yaşayacağımbaşarı-
lar olacağına inanıyordum. Çünkü
o zamanlar çok fazla kendimi
gösterme şansı bulamamıştım.
O yüzden kalmayı tercih ettim.
Sonuçları kötü olsa bile… Ona rağ-
men yine de Beşiktaş’ta forma
giyip kendimi gösterebilme fırsatı
buldum. Üstelik bumaçların çoğu
da sonradan oyuna girmelerdi…
Sözleşmembitiyordu. İyi bir per-
formans gösterince de uzattım
sözleşmemi. Hiçbir zaman da
maddi-manevi hiçbir şey konuş-
madımkulübümle… Çünkü orada
olmak çok güzeldi. Sonrasında
olaylar böyle gelişti.
4 yıllık imza attıktan 1 yıl sonra
5 milyon euro gibi yüksek bir be-
delle Red Bull Leipzig’e transfer
oldun. Tamhayallerine kavuş-
muşken, “TamamAvrupa’ya gidi-
yorum” kararını nasıl verdin?
Tabiî zor bir dönemdi benim için.
Karar vermek çok zordu duygusal
açıdan… Çünkü yıllardır hedefle-
diğimyere sonunda gelmiştim.
Ama ailemve menajerimle otu-
rup konuştum. Leipzig’in hocası
beni çok etkiledi. İstanbul’a
geldiklerinde benimle ilgili çok
sayıda klasör ve bilgisayar su-
numları hazırlamışlardı. Hem
kendi kulüpleri hemde benimle
ilgili olan detayları tek tek anlattı-
lar bana. Teknik Direktör Ralf
Rangnick ile çalışan Demba Ba
aradı beni. Çünkü o da ilk başta
Ralf Hocayla çalışmış. Benim
açımdan oraya gitmemin çok
daha iyi olacağını söyledi. Ben de
iyice düşündüm, taşındım. Çok
zordu ama mantıklı olarak kendi
kariyerim için daha doğru olan bir
yere gitmemgerektiğine karar
verdim. Bu kararın daha iyi olaca-
ğını düşündüm. Bütün her şey de-
ğişiyor sonuçta. Tümhayatını,
arkadaşlarını, aileni bırakıyorsun.
Yeni bir kariyer çok kolay bir
karar değildi. Ama gittikten sonra
gördüm. Her şey çok olumlu ve
daha iyiydi. Maddi olarak da çok
daha iyiydi. Çünkü ben çok az bir
ücrete oynuyordum. Büyük bir
patlama oldu benim için.
Şimdi Bundesliga 2’desin. Şu an
Leipzig’de günlerin nasıl geçiyor?
Her şey gayet güzel. İlk gittiğimde
kafamda soru işaretleri vardı.
Ama gittiğimde gördümki, şartlar
çoğu Süper Lig ekibinden daha
güzeldi. Tesislerimiz çok güzel.
Saha çok güzel. Her şey üst dü-
zeyde. Zaten çok büyük bir spon-
sor desteğimiz var. Limitsiz bir
destek var. Hiçbir sıkıntımız yok.
Almanya’nın çoğu 1. Lig kulübün-
den bile daha iyi şartlara sahibiz.
Çok daha rahatımAlmanya’da.
Çünkü orada baskıcı bir futbol or-
tamı yok. Türkiye’de futbol duy-
gusal oynanıyor. Almanya daha
çok taktik, sistema ve teknik
üzerine kurulu. Olaylar sonuca
bağlı değil. Orada yenildiğin
zaman çok küçük bir düşüş olu-
yor. Yendiğin zaman çok hafif bir
çıkış oluyor. Türkiye’de ise yendi-
ğin zaman seni göklere çıkartı-
yorlar. Ama bir anlık kötü
oynadığın ya da yenildiğin zaman
bir anda yerin dibine de sokabili-
yorlar. Orada öyle bir şey yok.
Hedef varsa o hedefe doğru çok
küçük iniş-çıkışlarla ilerliyoruz.
Bu çok olumlu bir şey. Büyük iniş-
çıkışlar olmadığı zaman daha sta-
bil bir ortamvar. Mesela bana Biliç
son dönemlerinde böyle demişti.
“Her zaman hayatında inişler-çı-
kışlar olacaktır ama hep küçük
küçük ve sonunda yukarı doğru
olsun” demişti… “Bir maç çok iyi,
bir maç çok kötü olursan o zaman
sıkıntı var” demişti. Biliç’ten çok
şey öğrendim. Bana çok şey kattı.
Buraya gelmemde büyük emeği
olan insanlardan birisidir. Ekibinin
de büyük emeği vardır üzerimde…
Bu sezon 4maçta 266 dakika sa-
hada kalmana rağmen Türkiye
Futbol Direktörü Fatih Terim sana
güvendi ve ilk kez AMillî Takım’a
çağırdı. Katar karşısında forma
122
örneğinde olduğu gibi…
Sen bu konuya nasıl bakı-
yorsun?
Dardanelspor’da tüm
maçlarda oynadım. Bu
bana hemfizik hemde
mental olarak çok büyük
katkı sağladı. Sonra bura-
dan aldığım özgüvenle
geri döndüm. Biliç bana
çok sahip çıktı. “Başka bir
adam istemiyorum” dedi
ve bana güvenini gösterdi.
Ekibi de bana çok güveni-
yordu. Onlarla çok iyi bir
sezon geçirdik. İyi maçlar
çıkardım.
Büyük yıldızlar Guti, Qua-
resma, Fernandes gibi
futbolcularla oynadın.
Böyle büyük isimler sana
ne kattı?
Hepsinden çok şey öğren-
dim. Onlar çok büyük yıl-
dızlar. Real Madrid, Barce-
lona, Chelsea gibi takım-
larda oynamış yıldızlar.
Onlarla oynamak çok
büyük bir şanstı benim
için. Saha içinde değil,
yaşamkalitesi, profesyo-
nellik olarak onlardan çok
şey öğrendim. Uyku dü-
zeni, yemek, beslenme,
idman sonrası rejeneras-
yon çalışmaları, dinlen-
meleri, maçlardan önce
yaptıklarından çok şey
öğrendim. 18-19 yaşındaki
bir çocuk; playstationda
oynadığı futbolcularla bir
anda idmana çıkmaya
başlıyor. Bu çok önemli bir
şey. İmrenerek bakıyorsu-
nuz onlara…
Böylesine büyük yıldız-
larla oynamak ister iste-
mez bazı sıkıntıları
Leipzig’in hocası beni çok etkiledi.
İstanbul’a geldiklerinde benimle ilgili
çok sayıda klasör ve bilgisayar
sunumları hazırlamışlardı. Ralf
Rangnick’le daha önce çalışan
Demba Ba da oraya gitmemin çok
daha iyi olacağını söyledi. Maddi
olarak da çok daha iyiydi. Çünkü çok
az bir ücrete oynuyordum. Büyük bir
patlama oldu benim için.
Çok daha rahatımAlmanya’da.
Çünkü orada baskıcı bir futbol ortamı
yok. Türkiye’de futbol duygusal
oynanıyor. Almanya daha çok taktik,
sistemve teknik üzerine kurulu.
Olaylar sonuca bağlı değil. Hedef
varsa o hedefe doğru çok küçük
iniş-çıkışlarla ilerliyoruz. Bu çok
olumlu bir şey. Büyük iniş-çıkışlar
olmadığı zaman daha stabil bir
ortamvar.
Biliç son dönemlerinde bana “Her
zaman hayatında inişler-çıkışlar
olacaktır ama hep küçük küçük ve
sonunda yukarı doğru olsun”
demişti… “Bir maç çok iyi, bir maç çok
kötü olursan o zaman sıkıntı var”
demişti. Biliç’ten çok şey öğrendim.
Bana çok şey kattı. Buraya gelmemde
büyük emeği olan insanlardan
birisidir. Ekibinin de büyük emeği
vardır üzerimde…
AMillî Takım çok ayrı. Benim en
büyük hedefimdi. Fatih Hocama çok
teşekkür ediyorumbana güvendiği
için. Avrupa Şampiyonası’na giden bir
Millî Takım’ın kadrosunda yer almak,
orada bulunmak benim için gurur
kaynağı. UmarımFransa’da da
olabilirim. Burası çok ayrı bir yer.
Ülkenin en iyi futbolcularının
bulunduğu bir takım.
123
1...,102-103,104-105,106-107,108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121 124-125,126-127,128-129,130-131,132-133,134-135,136-137,138-139,140-141,142-143,...152
Powered by FlippingBook