Real Madrid’de neden oynadığı
anlaşılamayan oyuncularla
ilgili bir yazı görürseniz listenin
en tepelerinde Julien Faubert’e
rastlamanız kuvvetle
muhtemeldir. Fransız oyuncu
bundan yaklaşık 10 yıl önce
Bordeaux’da gelecek vaat eden
bir sağ bek olarak sivrilmişti.
Bu süre zarfında bir kez millî
takımda da oynayan Faubert,
2007’deWest HamUnited’a
imza atarak Premier Lig’in
yolunu tutmuştu. Ancak
burada bir türlü beklentileri
karşılayamadı. İşin garibi, West
Ham taraftarının bile memnun
olmadığı Faubert’in, Real
Madrid’de yaşanan sakatlık
krizleri sonrasında kadroya
derinlik katılması amacıyla
Ocak 2009’da İspanyol devi
tarafından kiralanmasıydı.
Madrid formasını sadece iki
maçta giyipWest Ham’a dönen
fakat burada da beklentileri
karşılayamamayı sürdüren
Faubert sonunda 2012-13
sezonu başında Elazığspor’a
transfer oldu. Fakat tahmin
edebileceğiniz üzere Elazığ’a da
herhangi bir katkısı olmadı ve
yarım sezonun ardından
Türkiye’den ayrıldı.
Julien Faubert
(Elazığspor)
Taiwo, 2013 yazında Bursaspor’a transfer oldu.
2005 Dünya Gençler Şampiyonası’nda en iyi
üçüncü oyuncu seçilen (ki en iyi oyuncu ödülü de
Messi’ye gitmişti) ve o dönemde Afrikalı Roberto
Carlos olarak gösterilen Taiwo, bu performansı
sonrasında Marsilya tarafından transfer edilmişti.
Fransız ekibinde de altı sene boyunca başarıyla
mücadele eden Taiwo, ardından Milan’ın yolunu
tuttu ama bu noktadan itibaren de önlenemez bir
düşüş yaşamaya başladı. Milan’da bir türlü
kadroya giremeyen, bunun neticesinde bir müddet
Queens Park Rangers’a kiralanan ama burada da
başarılı olamayan Nijeryalı, sonunda Bursaspor’a
gelmişti. Yeşil-beyazlı ekipte de Marsilya’daki
günlerini hatırlatan sadece birkaç maç
oynayabilen Taiwo, bu sezonun başında Frey’le
birlikte kadro dışı kaldı.
Taye Taiwo (Bursaspor)
On yıl öncesine dönüp bakacak olursak Ryan
Babel’den beklentiler bir hayli fazlaydı. 18
yaşında Ajax’ın A takımında oynamaya
başlayan oyuncuyu birçok kişi stil olarak
Thierry Henry’ye benzetiyordu. Üç sezon
boyunca Amsterdam ekibinin formasını giyen
Babel daha sonrasında Liverpool’a transfer
olmuştu ancak Anfield’da geçirdiği üç buçuk
sezonda Henry’nin dublörü olmaktan dahi
uzaktı. Sonrasında kiralık olarak gittiği
Hoffenheim’da da dikiş tutturamayınca
2012’de Ajax’a geri döndü, bir yıl sonra da
sürpriz bir biçimde Kasımpaşa’ya transfer oldu.
Kasımpaşa’daki ilk sezonunda beş gol atabilen
Babel, bu sezon ise şimdiden altı gole ulaştı ve
takımının istikrarsız yapısına rağmen en
önemli oyuncusu olarak sivrildi.
Ryan Babel (Kasımpaşa)
Cicinho
(Sivasspor)
Kariyerinde Arsenal ve
Barcelona gibi iki devi
bulunduran Belarus
oyuncu, ülkesi dışında
öncelikle Stuttgart’ta
oynamış ve buradaki
başarıları sonrasında da
ArseneWenger
tarafından Londra’ya
getirilmişti. Arsenal’de
çok iyi üç sezon geçiren
ve bunlardan ilkinde bir
de Şampiyonlar Ligi finali
gören Hleb daha sonra
Barcelona’ya transfer
olmuştu. Fakat
Barcelona’da düzenli
forma giyme şansı
bulamayınca düşüşü
kaçınılmaz oldu. Bir
sezonun ardından
Barça’dan ayrılan ve
2012’de de ülkesine dönüp BATE’ye imza atan Hleb,
2014 Ocak ayında sürpriz bir şekilde Konyaspor’a geldi.
Yeşil-beyazlı ekiple ilk yarım sezonunda göz dolduran
bir performans ortaya koyan tecrübeli oyuncu, bu
sezonun ilk yarısındaysa o çizgiden uzaklaşınca
Konyaspor kendisiyle yolları ayırdı. Ancak o
Türkiye’den ayrılmadı ve bu kez de Gençlerbirliği ile
anlaştı.
Alexander Hleb
(Konyaspor-Gençlerbirliği)
Anadolu
kulüplerine gelen
son şöhretli
oyuncu, Royston
Drenthe oldu.
Ocak transfer
döneminde
Erciyesspor’un
renklerine
bağladığı
Hollandalı sol
kanat oyuncusu,
Feyenoord’da
başladığı
kariyerinde çok
çabuk parlamış
ve 2007’de, henüz
20 yaşındayken kendisini Real Madrid’de bulmuştu.
AncakMadrid’de geçirdiği üç sezonda yedek olmaktan
öteye gidemeyince Hercules ve Everton’a kiralandı,
buralarda da önemli işler yapamayınca serbest
bırakıldı. Sonrasında Rusya’nın Alania takımına giden,
ardından da SheffieldWednesday ve Reading’de
oynayan Drenthe, gezdiği tümbu kulüplerde bir türlü
dikiş tutturamadı. Sonunda onun da yolu Anadolu’ya
düştü ve Kayseri Erciyesspor’da oynamaya başladı.
Erciyes günlerine umut verici bir başlangıç yapan
Hollandalı oyuncu, şimdiden iki kez rakip fileleri
havalandırdı; özellikle ilkmaçında Karabükspor
filelerine gönderdiği gol görülmeye değerdi.
Listemizde neredeyse
bütün oyuncuların
hikâyesi birbirine
benziyor. Düşüşe geçen
bir kariyerde Türkiye’ye
geliş ve hiçbir etki
yaratmadan sessiz
sedasız Türkiye’den
ayrılış… Bu tabloya
tamamen zıt bir örnek
verecek olursak da
göstereceğimiz yegâne
isimherhalde Cicinho
olur. Kariyeri süresince
Roma, Real Madrid ve
Brezilya Millî Takımı gibi
bir futbolcunun
oynayabileceği en iyi
yerlerde forma giyen
Cicinho, 2013 yazında
Sivasspor’a transfer
edildiğinde ilk başlarda
çoğu kişi Yiğidoların o
zamanki teknik
direktörü Roberto
Carlos’un, eski takım
arkadaşına bir emeklilik
ikramiyesi çıkarmaya
çalıştığını zannetmişti
belki ama Cicinho
performansıyla bu
düşünceyi tekzip etti. İlk
sezonunda Sivasspor’un
elde ettiği lig
beşinciliğindeki kilit
isimlerden biri olan ve
ligi de asist kralı olarak
tamamlayan Cicinho, bu
sezon da şu ana kadar
asist krallığı yarışında
zirvedeki yerini koruyor.
Sebastien Frey (Bursaspor)
Fransız file bekçisi çok genç yaşlardayken
geleceğin yıldızı olması beklenen isimler
arasındaydı. Henüz 18 yaşındayken Inter
tarafından keşfedilip Milano ekibinin kadrosuna
dâhil edilmişti. Önce bir sezon Verona’da kiralık
oynadı, ardından 20 yaşında Inter’in kalesine geçti.
Sonrasında dördü Parma, altısı Fiorentina ve ikisi
de Genoa’da olmak üzere Serie A’da 12 sezon daha
geçirdi. 2013-2014 sezonu başında da 15 yıla yakın
İtalya macerasını noktalayıp Bursaspor’un
kalesine geçti. Ne var ki Bursaspor ile Frey’in
dokuları bir türlü
uyuşmadı. Zaman
zaman iyi maçlar
çıkarsa da çoğu
zaman eleştiri
oklarının hedefinde
olan tecrübeli kaleci,
bir sezonun
ardından formasını
Harun Tekin’e kaptırdı
ve yabancı
sınırlamasının da
etkisiyle kendisinin
kadroda
düşünülmediği
açıklandı. Hâliyle Frey,
içinde bulunduğumuz
sezonda da hiç maça
çıkamadı.
Royston Drenthe
(SAİ K. Erciyesspor)
36
37
