

her türlü imkânı sağlıyoruz. O
günkü şartlarda FETÖ’cü olma-
dığını bildiğimiz, güvendiğimiz
bir kişiyi getirdik. Hatası varsa
sezon sonunda YönetimKurulu-
muz olarak değerlendiririz.
Güvendiğimiz, çalıştığımız,
sevilen, sayılan bir insanı getir-
dik. Yola çıkarken bu komiteler
yoktu. O lânet geceden sonra
istihbarattan okey aldığımız
kişileri getirdik.
Tayfun Bayındır:
Hakemkonu-
suna devam etmek istiyorum. İyi
bir camia. Bu soruyu rahatlıkla
sorabilirim. Sizin de, buradaki
herkesin de hakemi beğenme-
diği maçlar oluyor. Bir ya da iki
gün sonra omaçın gözlemcisinin
hakeme 8.5 gibi yüksek bir not
verdiğini görüyoruz. Bunun
sonucunda da o hakem tekrar
tekrar maç alıyor. Hakemlerle
gözlemciler arasında bir ahbap-
çavuş ilişkisi olduğuna inanıyor
musunuz?
YıldırımDemirören:
Keşke bu
soruyu sen sormasaydın. Şu an
açıklayacağım şeyi ilk kez açıklı-
yorum. Kulüp başkanı iken bu
tarz şeyleri ben de söylüyordum.
Sistemin içinde olabilir de…
Seminere gitmeden önce Sayın
Yusuf Namoğlu ile bir karar aldık.
Gözlemcilik sistemini İngiltere
ile aynı sisteme çeviriyoruz.
Gözlemci maça bile gitmeyecek.
Birkaç gözlemci maçı TV’den iz-
leyecek. Hepsi raporlarından ya-
zacak. Sonra kurulacak komite;
o raporları inceleyerek sonuca
varacak. Bu bir fikir… Bunu her-
kesle tartışacağız. Her konuyu
tartışacağız. Her şey şeffaf ola-
rak açıklanabilir. Kulüplerimiz
böyle bir talepte bulunursa;
hukuk da uygunsa hepsi yapıla-
bilir. Ne kadar açık olursak Türk
futbolunu o kadar kurtarmış
oluruz. Gelin yapalım; tartışalım.
Gözlemci sisteminin yürümedi-
ğine, tamolmadığına biz de ina-
nıyoruz. Önümüzdeki sezon için
yeni bir sistemgetirmeyi planlı-
yoruz.
Tayfun Bayındır:
Hakemler ciddi
bir rakamkazanıyor. Maç yöne-
ten de yönetmeyen de yüksek
bir ücret alıyor. Bu durumdüzel-
tilebilir mi? Kötü yönettiği
gözlemci raporlarıyla saptanan
hakeminmaaşı düşebilir mi?
YıldırımDemirören:
Sezon baş-
lamasına 15 gün kala böyle bir
öneri gündeme gelmişti. Ama
şimdi hakemlerimizle de bu sis-
temin değişmesini konuşacağız.
Yeni bir sistemkurulacak.
Mehmet Arslan:
İki noktaya
değineceğim. Finansal Fair-Play
konusunda UEFA’nın, Türkiye’ye
olumlu baktığınızı söylediniz.
2016 nasıl geçti? 2017 yılında
Finansal Fair-Play’a uymayan
kulüplere, “Dur” diyebilecek
gücü var mı TFF’nin?
YıldırımDemirören:
Bir karar
aldık. Bunu kulüplerimize gön-
derdik. İlk sene yüzde 30 bütçe
fazlası verebilecekler, ikinci sene
yüzde 20; üçüncü sene denk
bütçe olmak zorunda… Ne kadar
makyaj yapsalar da Yeminli Mali
Müşavirler tarafından kaşeli ge-
liyor bütçeler. Orada da makyaj
yapıyorlarsa artık bilememben…
Kulüplerimizin bu kadar art ni-
yetli olduğunu düşünemiyorum.
Mehmet Arslan:
Aziz Yıldırım,
“Başbakan bile 25 bin lira maaş
alırken TFF’de kaç kişi bumaa-
şın üzerinde maaş alıyor?” diye
sordu. Nedir bu sorunun karşı-
lığı?
YıldırımDemirören:
2012 sene-
sinde göreve geldiğimizde 300
milyon lira olan bütçemiz,
2016-2017’de 550milyon lira. TFF
olarak 196 milyon lira tasarruf
yapmışız. Bu tasarrufu yaparken
bütün kulüplerimizin gecikmiş
paralarını ödedik. Kasamızda 100
milyon küsur lira var. Biz göreve
geldiğimiz zaman bu rakam 30
milyon liraydı. TFF’de 25 bin
liranın üzerinde maaş alan
sadece bir veya iki, bilemediniz
üç kişi var; onun haricinde yok.
Biz Genel Kurulumuzda bütçe-
mizi açıklıyoruz; bunu herkes de
görüyor zaten. Başarılıyız bence
bu konuda…
Halil Özer:
UEFA’dan gelen ceza-
lar genelde UEFA sopası olarak
kulüplere bildirilir. Neden TFF bu
cezaları önceden vermez de
UEFA verir kulüplerimize?
YıldırımDemirören:
Şimdi veri-
yoruz bu cezaları. Türkiye’de ku-
lüplerin nasıl yaşadığını ben çok
iyi biliyorum. Kulüplere tolerans
tanımazsak kimse sahaya çıka-
maz. Vergi borcu olana lisans çı-
kartmayacağız dedik. Geçen
sene uyguladık. Şimdi denk
bütçeye geçiyoruz. 3 Temmuz
dönemini ve benim seçildiğim
dönemi hatırlayın lütfen. Futbol
bitmişti, 8 takımAvrupa’ya gide-
miyordu; şike süreci vardı.
Bugün Avrupa’nın yayınlar ko-
nusunda en pahalı beşinci ülke-
siyiz. İhalemiz 7 dakika sürdü.
KDV dâhil 600milyon dolara
yayınlarımızı sattık. Bunu TFF
olarak yaptık. Bugün Mart ayını
gören üç kulübümüz var. Tüm
kulüplerimize ve Kulüpler Birli-
ğimize teşekkür ediyoruz.
Kulüplerimizin gelirleri yüzde 20
arttı. TFF bunu denetleyecek.
Denk bütçe ile denetleyecek.
Belirli bir süreç içerisinde borçlar
bitmek zorunda. Biz de böyle bir
karar aldık.
Fuat Akdağ:
Bunun bir yaptırımı
yok. Yaptırımı UEFA yapıyor.
Federasyon lisans veriyor ama
UEFA vermiyor. Bunu denetleye-
cekmekanizmalar oluşturul-
ması söz konusumu?
YıldırımDemirören:
Bununla
ilgili kanun çalışması var biliyor-
sunuz. Bu çalışma değerlendirili-
yor. Bununla beraber dernekler
kanunuyla beraber bütünleşip;
yöneticiler sorumlu hale gelecek.
Kulüpleri toparlamaz da bu ka-
nunu çıkartırsak gelecek yöne-
tici bulamayız. Borcu çözmek de
denk bütçeyle olacak. Kanunda
yöneticiler sorumlu olacak.
Murat Özbostan:
Kulüpler Birliği
Yasası bir sonuca ulaşamadı.
Yayın gelirinden iyi bir gelir elde
ettiniz. Çok da güzel statlar
yapılıyor. En son Gaziantep’teki
stadımız açıldı. Bir sıkıntı var.
Seyirci sıkıntısı. Ortalama 8-9
bin civarındayız. Avrupa 2. Ligle-
rinin bile gerisindeyiz. Bu du-
ruma kafa yoruyorsunuzdur.
Neden seyirci maçlara gelmiyor?
TFF olarak kafanızda düşündü-
ğünüz bir proje var mı?
YıldırımDemirören:
Öncelikle
belirli rakamlar vereyim. Bunu
herkes Passolig’e bağlamaya ça-
lıştı. Passolig çıkmadan önce or-
talamamız 10 bin 980’di. Şu an
8 bin 908… Yani 2 bin kişi kayıp.
Zaten bu 2 bin kişi, tribünlerde
görmek istemediğimiz taraftar
kitlesi. Öbür taraftan bu sorunu
kulüplerle birlikte çözebiliriz.
Bizim sahayı, stadı günlük aktüel
aktivite alanı haline getirmemiz
gerekiyor. Kavga ortamından
kurtarıp; stadı eğlence merkezi
haline getirmemiz gerekiyor.
Bunu kulüplerle birlikte yapabi-
liriz. TFF bunu tek başına yapa-
maz. Burada herkese çok vazife
düşüyor. Oranın dövüşlerin, kav-
gaların yapıldığı bir arena olma-
dığını, eğlence merkezi olduğunu
herkes bilmeli. Kavga ortamının
artık bitirilmesi lâzım. Biz bu
kavga ortamını kulüplerle bera-
ber olup bitirmezsek, 8 binler,
5 binlere düşer. Statlar eğlence
merkezi olmalı.
Fuat Akdağ:
Bu oyunun pazar-
lanması, maçların pazarlanması,
oranın yaşaması, insanların
çocuklarıyla gelmesi konusunda
TFF’nin, kulüplere yardımı
olabilir mi?
YıldırımDemirören:
Bildiğim
kadarıyla Kulüpler Birliği bu
konuyla ilgili bir çalışma yapıyor.
Seminerler verecek. Herkesin
beraber bu adımı atması lâzım.
Bu adımı hep birlikte atıpmarka
değerini arttırmamız lâzım.
Demin ben övündüm, 600milyon
dolara sattık diye. 5 sene az bir
süre. 5 sene sonra 800milyon
dolarlık bir değere getirmemiz
gerekir. Statları eğlence merkez-
lerine dönüştürmemiz lâzım.
Mehmet Arslan:
Kurla ilgili
tartışmalar oldu. Kuru
Gözlemcilik sistemini
İngiltere ile aynı
sisteme çeviriyoruz.
Gözlemci maça bile
gitmeyecek. Birkaç
gözlemci maçı TV’den
izleyecek. Hepsi
raporlarından
yazacak. Sonra
kurulacak komite;
o raporları inceleyerek
sonuca varacak. Bu bir
fikir… Bunu herkesle
tartışacağız.
“
16
17