Previous Page  16-17 / 124 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 16-17 / 124 Next Page
Page Background

her türlü imkânı sağlıyoruz. O

günkü şartlarda FETÖ’cü olma-

dığını bildiğimiz, güvendiğimiz

bir kişiyi getirdik. Hatası varsa

sezon sonunda YönetimKurulu-

muz olarak değerlendiririz.

Güvendiğimiz, çalıştığımız,

sevilen, sayılan bir insanı getir-

dik. Yola çıkarken bu komiteler

yoktu. O lânet geceden sonra

istihbarattan okey aldığımız

kişileri getirdik.

Tayfun Bayındır:

Hakemkonu-

suna devam etmek istiyorum. İyi

bir camia. Bu soruyu rahatlıkla

sorabilirim. Sizin de, buradaki

herkesin de hakemi beğenme-

diği maçlar oluyor. Bir ya da iki

gün sonra omaçın gözlemcisinin

hakeme 8.5 gibi yüksek bir not

verdiğini görüyoruz. Bunun

sonucunda da o hakem tekrar

tekrar maç alıyor. Hakemlerle

gözlemciler arasında bir ahbap-

çavuş ilişkisi olduğuna inanıyor

musunuz?

YıldırımDemirören:

Keşke bu

soruyu sen sormasaydın. Şu an

açıklayacağım şeyi ilk kez açıklı-

yorum. Kulüp başkanı iken bu

tarz şeyleri ben de söylüyordum.

Sistemin içinde olabilir de…

Seminere gitmeden önce Sayın

Yusuf Namoğlu ile bir karar aldık.

Gözlemcilik sistemini İngiltere

ile aynı sisteme çeviriyoruz.

Gözlemci maça bile gitmeyecek.

Birkaç gözlemci maçı TV’den iz-

leyecek. Hepsi raporlarından ya-

zacak. Sonra kurulacak komite;

o raporları inceleyerek sonuca

varacak. Bu bir fikir… Bunu her-

kesle tartışacağız. Her konuyu

tartışacağız. Her şey şeffaf ola-

rak açıklanabilir. Kulüplerimiz

böyle bir talepte bulunursa;

hukuk da uygunsa hepsi yapıla-

bilir. Ne kadar açık olursak Türk

futbolunu o kadar kurtarmış

oluruz. Gelin yapalım; tartışalım.

Gözlemci sisteminin yürümedi-

ğine, tamolmadığına biz de ina-

nıyoruz. Önümüzdeki sezon için

yeni bir sistemgetirmeyi planlı-

yoruz.

Tayfun Bayındır:

Hakemler ciddi

bir rakamkazanıyor. Maç yöne-

ten de yönetmeyen de yüksek

bir ücret alıyor. Bu durumdüzel-

tilebilir mi? Kötü yönettiği

gözlemci raporlarıyla saptanan

hakeminmaaşı düşebilir mi?

YıldırımDemirören:

Sezon baş-

lamasına 15 gün kala böyle bir

öneri gündeme gelmişti. Ama

şimdi hakemlerimizle de bu sis-

temin değişmesini konuşacağız.

Yeni bir sistemkurulacak.

Mehmet Arslan:

İki noktaya

değineceğim. Finansal Fair-Play

konusunda UEFA’nın, Türkiye’ye

olumlu baktığınızı söylediniz.

2016 nasıl geçti? 2017 yılında

Finansal Fair-Play’a uymayan

kulüplere, “Dur” diyebilecek

gücü var mı TFF’nin?

YıldırımDemirören:

Bir karar

aldık. Bunu kulüplerimize gön-

derdik. İlk sene yüzde 30 bütçe

fazlası verebilecekler, ikinci sene

yüzde 20; üçüncü sene denk

bütçe olmak zorunda… Ne kadar

makyaj yapsalar da Yeminli Mali

Müşavirler tarafından kaşeli ge-

liyor bütçeler. Orada da makyaj

yapıyorlarsa artık bilememben…

Kulüplerimizin bu kadar art ni-

yetli olduğunu düşünemiyorum.

Mehmet Arslan:

Aziz Yıldırım,

“Başbakan bile 25 bin lira maaş

alırken TFF’de kaç kişi bumaa-

şın üzerinde maaş alıyor?” diye

sordu. Nedir bu sorunun karşı-

lığı?

YıldırımDemirören:

2012 sene-

sinde göreve geldiğimizde 300

milyon lira olan bütçemiz,

2016-2017’de 550milyon lira. TFF

olarak 196 milyon lira tasarruf

yapmışız. Bu tasarrufu yaparken

bütün kulüplerimizin gecikmiş

paralarını ödedik. Kasamızda 100

milyon küsur lira var. Biz göreve

geldiğimiz zaman bu rakam 30

milyon liraydı. TFF’de 25 bin

liranın üzerinde maaş alan

sadece bir veya iki, bilemediniz

üç kişi var; onun haricinde yok.

Biz Genel Kurulumuzda bütçe-

mizi açıklıyoruz; bunu herkes de

görüyor zaten. Başarılıyız bence

bu konuda…

Halil Özer:

UEFA’dan gelen ceza-

lar genelde UEFA sopası olarak

kulüplere bildirilir. Neden TFF bu

cezaları önceden vermez de

UEFA verir kulüplerimize?

YıldırımDemirören:

Şimdi veri-

yoruz bu cezaları. Türkiye’de ku-

lüplerin nasıl yaşadığını ben çok

iyi biliyorum. Kulüplere tolerans

tanımazsak kimse sahaya çıka-

maz. Vergi borcu olana lisans çı-

kartmayacağız dedik. Geçen

sene uyguladık. Şimdi denk

bütçeye geçiyoruz. 3 Temmuz

dönemini ve benim seçildiğim

dönemi hatırlayın lütfen. Futbol

bitmişti, 8 takımAvrupa’ya gide-

miyordu; şike süreci vardı.

Bugün Avrupa’nın yayınlar ko-

nusunda en pahalı beşinci ülke-

siyiz. İhalemiz 7 dakika sürdü.

KDV dâhil 600milyon dolara

yayınlarımızı sattık. Bunu TFF

olarak yaptık. Bugün Mart ayını

gören üç kulübümüz var. Tüm

kulüplerimize ve Kulüpler Birli-

ğimize teşekkür ediyoruz.

Kulüplerimizin gelirleri yüzde 20

arttı. TFF bunu denetleyecek.

Denk bütçe ile denetleyecek.

Belirli bir süreç içerisinde borçlar

bitmek zorunda. Biz de böyle bir

karar aldık.

Fuat Akdağ:

Bunun bir yaptırımı

yok. Yaptırımı UEFA yapıyor.

Federasyon lisans veriyor ama

UEFA vermiyor. Bunu denetleye-

cekmekanizmalar oluşturul-

ması söz konusumu?

YıldırımDemirören:

Bununla

ilgili kanun çalışması var biliyor-

sunuz. Bu çalışma değerlendirili-

yor. Bununla beraber dernekler

kanunuyla beraber bütünleşip;

yöneticiler sorumlu hale gelecek.

Kulüpleri toparlamaz da bu ka-

nunu çıkartırsak gelecek yöne-

tici bulamayız. Borcu çözmek de

denk bütçeyle olacak. Kanunda

yöneticiler sorumlu olacak.

Murat Özbostan:

Kulüpler Birliği

Yasası bir sonuca ulaşamadı.

Yayın gelirinden iyi bir gelir elde

ettiniz. Çok da güzel statlar

yapılıyor. En son Gaziantep’teki

stadımız açıldı. Bir sıkıntı var.

Seyirci sıkıntısı. Ortalama 8-9

bin civarındayız. Avrupa 2. Ligle-

rinin bile gerisindeyiz. Bu du-

ruma kafa yoruyorsunuzdur.

Neden seyirci maçlara gelmiyor?

TFF olarak kafanızda düşündü-

ğünüz bir proje var mı?

YıldırımDemirören:

Öncelikle

belirli rakamlar vereyim. Bunu

herkes Passolig’e bağlamaya ça-

lıştı. Passolig çıkmadan önce or-

talamamız 10 bin 980’di. Şu an

8 bin 908… Yani 2 bin kişi kayıp.

Zaten bu 2 bin kişi, tribünlerde

görmek istemediğimiz taraftar

kitlesi. Öbür taraftan bu sorunu

kulüplerle birlikte çözebiliriz.

Bizim sahayı, stadı günlük aktüel

aktivite alanı haline getirmemiz

gerekiyor. Kavga ortamından

kurtarıp; stadı eğlence merkezi

haline getirmemiz gerekiyor.

Bunu kulüplerle birlikte yapabi-

liriz. TFF bunu tek başına yapa-

maz. Burada herkese çok vazife

düşüyor. Oranın dövüşlerin, kav-

gaların yapıldığı bir arena olma-

dığını, eğlence merkezi olduğunu

herkes bilmeli. Kavga ortamının

artık bitirilmesi lâzım. Biz bu

kavga ortamını kulüplerle bera-

ber olup bitirmezsek, 8 binler,

5 binlere düşer. Statlar eğlence

merkezi olmalı.

Fuat Akdağ:

Bu oyunun pazar-

lanması, maçların pazarlanması,

oranın yaşaması, insanların

çocuklarıyla gelmesi konusunda

TFF’nin, kulüplere yardımı

olabilir mi?

YıldırımDemirören:

Bildiğim

kadarıyla Kulüpler Birliği bu

konuyla ilgili bir çalışma yapıyor.

Seminerler verecek. Herkesin

beraber bu adımı atması lâzım.

Bu adımı hep birlikte atıpmarka

değerini arttırmamız lâzım.

Demin ben övündüm, 600milyon

dolara sattık diye. 5 sene az bir

süre. 5 sene sonra 800milyon

dolarlık bir değere getirmemiz

gerekir. Statları eğlence merkez-

lerine dönüştürmemiz lâzım.

Mehmet Arslan:

Kurla ilgili

tartışmalar oldu. Kuru

Gözlemcilik sistemini

İngiltere ile aynı

sisteme çeviriyoruz.

Gözlemci maça bile

gitmeyecek. Birkaç

gözlemci maçı TV’den

izleyecek. Hepsi

raporlarından

yazacak. Sonra

kurulacak komite;

o raporları inceleyerek

sonuca varacak. Bu bir

fikir… Bunu herkesle

tartışacağız.

16

17