Previous Page  46-47 / 132 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 46-47 / 132 Next Page
Page Background

geliştirmedikleri için biz A takım

seviyesine çıktığımız zaman ek-

siklikleri çok yaşıyoruz. Sakatlık-

larımız oluyor. Ciddi anlamda bir

altyapı oluşturmamışız. Artık se-

viyeyi kaldıramıyoruz. Beklenen

performansı sergileyemiyoruz.

Yani bu genç yaşta sakatlanma-

lar, bu şartlarda normal o zaman.

Evet kesinlikle… Fiziksel anlamda

hiçbir şey almamışız. Ben A ta-

kıma çıkmışım. Ama karşımdaki

oyuncu gelişimini tamamen ta-

mamlamış. Fiziksel anlamda her

şeyi oturmuş. Şimdi ben onunla

aynı idmanı yapıyorum, 16 yaşın-

dayım. Benden onun performan-

sını sergilememi nasıl bekleye-

bilirsiniz? Profesyonel seviyeye

geldikten sonra artık yarışmacı

dönemindesiniz. Herkes ekmek

parası için ter döküyor. Tamam,

ağabeylikler yapılıyor, ağabey-

kardeş ilişkisi var, çok güzel.

Ama ben ağabey dediğimkişiyle

aynı forma için savaş veriyorum.

Bu çok önemli. İçerdeki dengeleri

ayarlayabilmek gerçekten çok

önemli.

Çok bilinçlisin bu konuda.

Bursaspor’un şampiyon olduğu

sezonda bir maç da olsa forma

giydin. Takıma o sezon katkı

yapamasan da bir Anadolu kulü-

bünün şampiyonluk yürüyüşüne

yakından tanık oldun. Bir Anadolu

takımının şampiyonluğa ulaşma

sürecini bize anlatır mısın?

Bir kulüp şampiyonluk yaşamak

istiyorsa öncelikle altyapısına

önemvermeli. O dönemde Bur-

saspor’da bizim jenerasyon A

takım seviyesine çıkmış ve forma

şansı bulmuştu. Altyapıdan çıkan

futbolcular, ondan sonra gelen

güzel transferlerle Bursaspor’un

oturmuş bir kadrosu vardı. Gelen

takviyeler çok iyiydi. Batalla geldi,

Ivan Ergic geldi, ileride Turgay

ağabey vardı, Ozan İpek’in çıkış

sezonuydu. Ali Tandoğan vardı.

Ağabey-kardeş ilişkisinin güzel

olduğu, herkesin birbirine sahip

çıktığı, güzel bir aile oluşturduğu-

muz bir ortamvardı. Sezon başı

kampına Serdar, Sercan ve ben

katılamadık. Ümit Millî Takım’da

şampiyonalar vardı. Onlara

gitmiştik. Ondan sonra sezon

başladı. Güzel başladık. Sürekli

üzerine koya koya gittik. Geniş bir

kadromuz vardı. Galip gele gele

ister istemez performans da

yukarı çekiliyor ve özgüven artışı

oluyor. İlk haftalarda her şey çok

zor. Hayal ediyorsunuz ama çok

zor olduğunu da biliyorsunuz.

Onun için şampiyonluğa gitmek

istiyorsanız, maç maç bakmak

zorundasınız. Her maçın taktiği

farklıdır. İlk devre rölantide geçer

ama ikinci devre kümede kalmak

isteyen, Avrupa’ya gitmek iste-

yen, şampiyon olmak isteyen ta-

kımların performansı da yükselir.

Biz de o dönemde performansı-

mızı yavaş yavaş arttırdık. İnce bir

nokta var. Eğer şampiyon olmak

istiyorsanız bir kriter çok önemli.

Anadolumaçlarının önemi çok

büyük. Bu yadsınamaz. Ama üç

büyüklerin önüne geçmek isti-

yorsanız, onları yenmek zorunda-

sınız. Önde olmak istiyorsan,

rakibini yeneceksin. En kötü ye-

nilmeyeceksin. Biz onu o sezon

başardık. Beşiktaş’ı içerde, dı-

şarda yendik, Fenerbahçe’yi dep-

lasmanda yendik. Ki 2-0’dan 3-2

galip geldik. Bunlar kolay işler de-

ğildi. Bunlar sayesinde özgüven

ve inanç en üst seviyeye çıkıyor.

Ondan sonra yavaş yavaş şampi-

yonluk havasına girmeye başlı-

yorsun. Baskı daha da artıyor.

Taraftar baskısı var. Kamuoyu

baskısı var. Baskıyı kaldırabilmek

çok önemli. O kaosu iyi yönetebil-

mek çok önemli bir durum. Biz de

o dönembu baskıyı iyi yönettik.

Takımolarak iyi yönettik. Ondan

sonra da efsane bir şampiyonluk

kazandık.

Bursaspor’dan sonra Trabzon-

spor’a transfer oldun ancak hiç

forma giymeden Orduspor’a

kiralandın. Trabzonspor’da neden

oynayamadın?

gittimben oraya. Sosyal hayat çok

gelişmiş olmadığı için kendimi

daha fazla futbola verdimve

futbolumu geliştirdim. O anlamda

bana çok güzel şeyler kattı. Farklı

hocalarla çalıştım. Büyük hoca-

larla çalıştım. Onların da bana

futbolu geliştirmemkonusunda

çok fazla katkıları oldu. Onun için

şimdi buradayım.

2006’dan 2011’e kadar Bursa-

spor’da forma giydin ve altyapı

sürecinin tamamını Bursaspor’da

geçirdin. Güzide kulübümüz Türk

futboluna sayısız oyuncu armağan

etti. Bursaspor’un altyapısı hak-

kında bize biraz bilgi verirmisin?

Bursaspor’un aslında altyapısı

gerçekten çok kaliteli. Çok özel

oyunculara sahipler. Gençler çok

yetenekli. Bunları daha fazla kul-

lanabilirse Bursaspor çok daha iyi

olacaktır Türk futbolu için. Çünkü

bizim şampiyon olduğumuz sene-

nin anahtarı altyapıda gizliydi.

O dönem altyapıdan çok fazla

futbolcu vardı. Bunun katkısı çok

büyüktü. Volkan, Sercan, Serdar

Aziz, Muhammet, İsmail Haktan,

Bekir Ozan, ben hep altyapıdan

yetişmiştik. Gerçekten Bursa-

spor’un altyapısı çok güzel ve

özeldi.

Neler öğrendin peki?

Ben bunu daha önceki röportajla-

rımda da söyledim aslında. Açık

konuştumhep. Biz altyapıda çok

fazla şey öğrenmedik. Biz kendi-

mizi ne kadar geliştirmiyorsak,

altyapı hocaları da kendilerini ge-

liştirmiyor. Türkiye’de şöyle bir

durumvar. Futbol bitiyor, futbol

bittikten sonra herkes hemen

hoca oluyor. Tabiî ki kapasitesi

olan bazı insanlar var. Ama hoca

olmak isteyenlerin kendilerini

geliştirmesi gerekir. Altyapıdaki

hocalar kendilerini geliştirmediği

için, bu oyuncuya yansıyor. Biz

zaten sürekli Genç Millî Takımlara

giden oyunculardık. Kendi yete-

neklerimizle bir yerlere geldik.

A takım seviyesine çıktıktan

sonra altyapıdan bir şeyler alma-

dığın için eksiklikler başlıyor.

Ben kendimi geliştirmemişim

altyapıda. A takıma çıkıyorum,

eksiklerim çok. A takımada yeni-

den öğrenmeye başlıyorumher

şeyi… Bu çok önemli bir şeydir.

Futbolcu-antrenör ilişkisi dünya

futbolunda en önemli kriterlerden

birisidir. Bu ilişkinin önemi futbol-

cunun gelişimine yansıyor. Bizim

altyapıda hocalarla ilişkimiz tabiî

güzeldi ama hocalar kendilerini

46

47

Karadeniz’de sosyal anlamda çok geniş bir hayat yok.

İster istemez futbola daha fazla konsantre

oluyorsunuz. Daha fazla çalışmak zorunda

kalıyorsunuz. Aslında bu bizimkültürümüze biraz ters.

Çünkü Türk futbol kültüründe fazla çalışmak yoktur.

Genelde böyle maalesef.

Karadeniz’de kendimi daha fazla futbola verdimve

futbolumu geliştirdim. Farklı hocalarla çalıştım. Büyük

hocalarla çalıştım. Onların da bana futbolu geliştirmem

konusunda çok fazla katkıları oldu. Onun için şimdi

buradayım.

Biz kendimizi ne kadar geliştirmiyorsak, altyapı

hocaları da kendilerini geliştirmiyor. Biz zaten sürekli

Genç Millî Takımlara giden oyunculardık. Kendi

yeteneklerimizle bir yerlere geldik. A takım seviyesine

çıktıktan sonra altyapıdan bir şeyler almadığın için

eksiklikler başlıyor.

A takıma çıkıyorum, eksiklerim çok. A takımada

yeniden öğrenmeye başlıyorumher şeyi… Hocalarla

ilişkimiz tabiî güzeldi ama A takım seviyesine

çıktığımız zaman eksiklikleri çok yaşıyoruz.

Sakatlıklarımız oluyor. Artık seviyeyi kaldıramıyoruz.

Beklenen performansı sergileyemiyoruz.