

geliştirmedikleri için biz A takım
seviyesine çıktığımız zaman ek-
siklikleri çok yaşıyoruz. Sakatlık-
larımız oluyor. Ciddi anlamda bir
altyapı oluşturmamışız. Artık se-
viyeyi kaldıramıyoruz. Beklenen
performansı sergileyemiyoruz.
Yani bu genç yaşta sakatlanma-
lar, bu şartlarda normal o zaman.
Evet kesinlikle… Fiziksel anlamda
hiçbir şey almamışız. Ben A ta-
kıma çıkmışım. Ama karşımdaki
oyuncu gelişimini tamamen ta-
mamlamış. Fiziksel anlamda her
şeyi oturmuş. Şimdi ben onunla
aynı idmanı yapıyorum, 16 yaşın-
dayım. Benden onun performan-
sını sergilememi nasıl bekleye-
bilirsiniz? Profesyonel seviyeye
geldikten sonra artık yarışmacı
dönemindesiniz. Herkes ekmek
parası için ter döküyor. Tamam,
ağabeylikler yapılıyor, ağabey-
kardeş ilişkisi var, çok güzel.
Ama ben ağabey dediğimkişiyle
aynı forma için savaş veriyorum.
Bu çok önemli. İçerdeki dengeleri
ayarlayabilmek gerçekten çok
önemli.
Çok bilinçlisin bu konuda.
Bursaspor’un şampiyon olduğu
sezonda bir maç da olsa forma
giydin. Takıma o sezon katkı
yapamasan da bir Anadolu kulü-
bünün şampiyonluk yürüyüşüne
yakından tanık oldun. Bir Anadolu
takımının şampiyonluğa ulaşma
sürecini bize anlatır mısın?
Bir kulüp şampiyonluk yaşamak
istiyorsa öncelikle altyapısına
önemvermeli. O dönemde Bur-
saspor’da bizim jenerasyon A
takım seviyesine çıkmış ve forma
şansı bulmuştu. Altyapıdan çıkan
futbolcular, ondan sonra gelen
güzel transferlerle Bursaspor’un
oturmuş bir kadrosu vardı. Gelen
takviyeler çok iyiydi. Batalla geldi,
Ivan Ergic geldi, ileride Turgay
ağabey vardı, Ozan İpek’in çıkış
sezonuydu. Ali Tandoğan vardı.
Ağabey-kardeş ilişkisinin güzel
olduğu, herkesin birbirine sahip
çıktığı, güzel bir aile oluşturduğu-
muz bir ortamvardı. Sezon başı
kampına Serdar, Sercan ve ben
katılamadık. Ümit Millî Takım’da
şampiyonalar vardı. Onlara
gitmiştik. Ondan sonra sezon
başladı. Güzel başladık. Sürekli
üzerine koya koya gittik. Geniş bir
kadromuz vardı. Galip gele gele
ister istemez performans da
yukarı çekiliyor ve özgüven artışı
oluyor. İlk haftalarda her şey çok
zor. Hayal ediyorsunuz ama çok
zor olduğunu da biliyorsunuz.
Onun için şampiyonluğa gitmek
istiyorsanız, maç maç bakmak
zorundasınız. Her maçın taktiği
farklıdır. İlk devre rölantide geçer
ama ikinci devre kümede kalmak
isteyen, Avrupa’ya gitmek iste-
yen, şampiyon olmak isteyen ta-
kımların performansı da yükselir.
Biz de o dönemde performansı-
mızı yavaş yavaş arttırdık. İnce bir
nokta var. Eğer şampiyon olmak
istiyorsanız bir kriter çok önemli.
Anadolumaçlarının önemi çok
büyük. Bu yadsınamaz. Ama üç
büyüklerin önüne geçmek isti-
yorsanız, onları yenmek zorunda-
sınız. Önde olmak istiyorsan,
rakibini yeneceksin. En kötü ye-
nilmeyeceksin. Biz onu o sezon
başardık. Beşiktaş’ı içerde, dı-
şarda yendik, Fenerbahçe’yi dep-
lasmanda yendik. Ki 2-0’dan 3-2
galip geldik. Bunlar kolay işler de-
ğildi. Bunlar sayesinde özgüven
ve inanç en üst seviyeye çıkıyor.
Ondan sonra yavaş yavaş şampi-
yonluk havasına girmeye başlı-
yorsun. Baskı daha da artıyor.
Taraftar baskısı var. Kamuoyu
baskısı var. Baskıyı kaldırabilmek
çok önemli. O kaosu iyi yönetebil-
mek çok önemli bir durum. Biz de
o dönembu baskıyı iyi yönettik.
Takımolarak iyi yönettik. Ondan
sonra da efsane bir şampiyonluk
kazandık.
Bursaspor’dan sonra Trabzon-
spor’a transfer oldun ancak hiç
forma giymeden Orduspor’a
kiralandın. Trabzonspor’da neden
oynayamadın?
gittimben oraya. Sosyal hayat çok
gelişmiş olmadığı için kendimi
daha fazla futbola verdimve
futbolumu geliştirdim. O anlamda
bana çok güzel şeyler kattı. Farklı
hocalarla çalıştım. Büyük hoca-
larla çalıştım. Onların da bana
futbolu geliştirmemkonusunda
çok fazla katkıları oldu. Onun için
şimdi buradayım.
2006’dan 2011’e kadar Bursa-
spor’da forma giydin ve altyapı
sürecinin tamamını Bursaspor’da
geçirdin. Güzide kulübümüz Türk
futboluna sayısız oyuncu armağan
etti. Bursaspor’un altyapısı hak-
kında bize biraz bilgi verirmisin?
Bursaspor’un aslında altyapısı
gerçekten çok kaliteli. Çok özel
oyunculara sahipler. Gençler çok
yetenekli. Bunları daha fazla kul-
lanabilirse Bursaspor çok daha iyi
olacaktır Türk futbolu için. Çünkü
bizim şampiyon olduğumuz sene-
nin anahtarı altyapıda gizliydi.
O dönem altyapıdan çok fazla
futbolcu vardı. Bunun katkısı çok
büyüktü. Volkan, Sercan, Serdar
Aziz, Muhammet, İsmail Haktan,
Bekir Ozan, ben hep altyapıdan
yetişmiştik. Gerçekten Bursa-
spor’un altyapısı çok güzel ve
özeldi.
Neler öğrendin peki?
Ben bunu daha önceki röportajla-
rımda da söyledim aslında. Açık
konuştumhep. Biz altyapıda çok
fazla şey öğrenmedik. Biz kendi-
mizi ne kadar geliştirmiyorsak,
altyapı hocaları da kendilerini ge-
liştirmiyor. Türkiye’de şöyle bir
durumvar. Futbol bitiyor, futbol
bittikten sonra herkes hemen
hoca oluyor. Tabiî ki kapasitesi
olan bazı insanlar var. Ama hoca
olmak isteyenlerin kendilerini
geliştirmesi gerekir. Altyapıdaki
hocalar kendilerini geliştirmediği
için, bu oyuncuya yansıyor. Biz
zaten sürekli Genç Millî Takımlara
giden oyunculardık. Kendi yete-
neklerimizle bir yerlere geldik.
A takım seviyesine çıktıktan
sonra altyapıdan bir şeyler alma-
dığın için eksiklikler başlıyor.
Ben kendimi geliştirmemişim
altyapıda. A takıma çıkıyorum,
eksiklerim çok. A takımada yeni-
den öğrenmeye başlıyorumher
şeyi… Bu çok önemli bir şeydir.
Futbolcu-antrenör ilişkisi dünya
futbolunda en önemli kriterlerden
birisidir. Bu ilişkinin önemi futbol-
cunun gelişimine yansıyor. Bizim
altyapıda hocalarla ilişkimiz tabiî
güzeldi ama hocalar kendilerini
“
“
46
47
Karadeniz’de sosyal anlamda çok geniş bir hayat yok.
İster istemez futbola daha fazla konsantre
oluyorsunuz. Daha fazla çalışmak zorunda
kalıyorsunuz. Aslında bu bizimkültürümüze biraz ters.
Çünkü Türk futbol kültüründe fazla çalışmak yoktur.
Genelde böyle maalesef.
Karadeniz’de kendimi daha fazla futbola verdimve
futbolumu geliştirdim. Farklı hocalarla çalıştım. Büyük
hocalarla çalıştım. Onların da bana futbolu geliştirmem
konusunda çok fazla katkıları oldu. Onun için şimdi
buradayım.
“
“
Biz kendimizi ne kadar geliştirmiyorsak, altyapı
hocaları da kendilerini geliştirmiyor. Biz zaten sürekli
Genç Millî Takımlara giden oyunculardık. Kendi
yeteneklerimizle bir yerlere geldik. A takım seviyesine
çıktıktan sonra altyapıdan bir şeyler almadığın için
eksiklikler başlıyor.
A takıma çıkıyorum, eksiklerim çok. A takımada
yeniden öğrenmeye başlıyorumher şeyi… Hocalarla
ilişkimiz tabiî güzeldi ama A takım seviyesine
çıktığımız zaman eksiklikleri çok yaşıyoruz.
Sakatlıklarımız oluyor. Artık seviyeyi kaldıramıyoruz.
Beklenen performansı sergileyemiyoruz.