![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0020.jpg)
avantajı değerlendirecek fırsatları
yaratamıyor ve maç 3-2 sona
erince de çeyrek finale yükselen
taraf biz oluyorduk.
Uzatmanın uzatmasında
gelen zafer
Millî Takımımızın çeyrek finaldeki
rakibiyse, B Grubu’nu, üç maçını da
kazanarak lider tamamlayan Hır-
vatistan olmuştu. 20 Haziran’da Vi-
yana’da oynananmaçın neredeyse
tamamı başa baş bir orta saha mü-
cadelesi şeklinde geçiyor ve 18. da-
kikada Ivica Olic’in şutunda üst
direkten geri gelen top haricinde
ciddi bir gol pozisyonu da yaşanmı-
yordu. Normal sürede 0-0’lık eşit-
lik bozulmayınca da uzatmalara
geçilecekti. Uzatmalarda da son
anlara kadar maçtaki kısır görüntü
sürüyor ve penaltılara gidilmesi
kaçınılmaz gibi duruyordu. Ancak
119. dakikada Rüştü’nün ceza sa-
hasına girip kale çizgisine inen
Modric’in üzerine gitmesi ve Mod-
ric’in de bu fırsattan hemen isti-
fade ederek topu içerdeki Klasnic’e
ortalaması, Klasnic’in topu boş ka-
leye kafayla atmasına ve Hırvatis-
tan’ın da maç bitmek üzereyken
1-0 öne geçmesine yol açacaktı.
Gol öylesine geç gelmişti ki, artık
Hırvatistan’ın yarı finale kaldığı
neredeyse kesin gibiydi. Ancak
uzatmalara eklenen duraklama
dakikaları bitmek üzereyken Millî
Takımımız kendi yarı sahasının or-
talarından bir faul atışı kazanıyor,
Rüştü’nün vakit kaybetmeden
rakip ceza alanına gönderdiği top
Emre Aşık’ınmüdahalesi sonrası
Semih Şentürk’ün önüne düşüyor
ve Semih de hiç bekletmeden sol
ayağıyla vurduğu topu yakın dok-
sana göndererek Türkiye’nin bir
mucizevî geri dönüşe daha imza
atmasını sağlıyordu. 120+2’de gelen
golün santrası bile yapılmazken
doğrudan seri penaltı vuruşlarına
geçilecekti. Millîlerimiz penaltı-
larda Arda, Semih ve Hamit’le he-
defi bulurken Hırvatlar Modric,
Rakitic ve Petric’le kullandığı atış-
lardan yararlanamayınca yarı fi-
nale yükselen taraf da biz olmuş
ve Türk futbol tarihinin en büyük
başarılarından birini daha yaşa-
mıştık.
Bu kez son dakika şansı
Almanların yanında
Yarı finalde, Avrupa Şampiyonaları
tarihinin en başarılı takımı olan
Almanya’yla karşı karşıya geliyor-
duk. Rakibin ismi de cismi de
büyük olmasına karşın 25 Hazi-
ran’da Basel’de oynananmaçın
başlarında Millî Takımımız, son de-
rece atak bir görüntü içindeydi. İlk
ciddi tehlikesini de KazımKazım’la
yakalayan ay-yıldızlılar, bu oyun-
cunun on sekiz üzerinde sağ çap-
razdan çektiği sert şutun üst
direkte patlaması üzerine mutlak
bir golden olmuştu. Almanlar bu
beklemedikleri baskın karşısında
yaşadıkları şaşkınlığı üzerlerinden
atamamışken 22. dakikaya gelindi-
ğinde millîlerimiz aradıkları golü
nihayet buluyordu. Sağ kanattan
Sabri Sarıoğlu’nun kestiği ortaya
Kazım’ın vurduğu vole bir kez daha
üst direkten dönüyor fakat bu kez
topu iyi takip eden Uğur Boral’ın
yaptığı vuruşta Lehmann’ınmüda-
halesine rağmen top çizgiyi geçiyor
ve böylece Türkiye 1-0’lık üstün-
lüğü yakalıyordu. Ancak golden
sadece dört dakika sonra, sol ka-
nattan Podolski ceza sahasına
yaklaşıp yerden ortasını yapıyor ve
ön direğe hareketlenen Schweins-
teiger de sağ ayağının dışıyla güzel
bir dokunuşta bulunarak topun
uzak köşeden ağlarla buluşmasını
sağlıyordu. Karşılaşmanın ilk yarısı
da bu şekilde sona erecekti.
İkinci yarıda tempo biraz olsun
azalırkenmücadele alanı da kale
önlerinden ziyade orta sahaya ka-
yıyordu. Dakikalar 79’u gösterirken
sol kanatta topla buluşan Philipp
Lahm’ın sağ ayağıyla ceza saha-
sına gönderdiği uzun topta Rüş-
tü’nün boşa çıkmasının da
etkisiyle Miroslav Klose kafa vuru-
şunu yaptığındaysa Almanya skor-
daki dengeyi kendi lehine
bozuyordu. Yine de bu noktaya ge-
lene kadar üç maç üst üste yaşa-
dığı skor dezavantajından
kurtulmayı bilmiş Millî Takımımı-
zın da pes etmeye niyeti yoktu.
Nitekim86. dakikada sağ kanatta
Sabri, Lahm’dan çok güzel sıyrılı-
yor ve ceza sahasına girerken yer-
den ön direğe çıkardığı topa Semih
Şentürk sol ayağının dışıyla doku-
narak Lehmann’ı avlayınca ay-yıl-
dızlılar 2-2’lik eşitliği yakalıyordu.
Ne var ki önceki üç maçta Tür-
kiye’nin yanında olan son dakika
şansı bu kez Almanların yanına
geçecek ve sağdan ceza alanımıza
giren Lahm, Rüştü’nün kapattığı
köşeden topu ağlara göndererek
Almanya’nın karşılaşmadan 3-2
galip ayrılmasını sağlayacaktı.
Böylece final vizesini Almanlara
kaptırıyorduk ama gelinen nokta
düşünüldüğünde üzülmekten çok
sevinip gururlanmamız gerektiği
de açıktı.
manın ilk golünde zeminin de
önemli bir etkisi göze çarpıyordu.
Dakikalar 32’yi gösterirken sağdan
ceza sahasına giren Eren Derdiyok,
üzerine gelen kalecimiz Volkan
Demirel’den sıyrıldıktan sonra kale
çizgisi üzerinde topu geriye çevir-
miş, top da tamkalenin önünde
suya takılıp durunca arkadan gelen
Hakan Yakın belki de hayatının en
rahat golünü atmıştı.
Mucizevi geri dönüşler
başlıyor
İlk yarının 1-0 İsviçre lehine sonuç-
lanmasının ardından ikinci dev-
rede yağış şiddetini yitiriyor, zemin
az da olsa normale dönüyor ve mil-
lîlerimiz de oyuna ağırlıklarını koy-
maya başlıyordu. Teknik direktör
Fatih Terim, ilk yarıda uyguladığı
4-1-3-2 dizilişi yerine 4-2-3-1’e
dönmüş, ilk devre ileri ikilide oyna-
yan Nihat Kahveci ve Tuncay
Şanlı’yı da kanatlara çekerek
Semih Şentürk’ü en ileriye yerleş-
tirmişti. Bu değişikliğinmeyve-
siyse 57. dakikada alınacaktı. Sağ
kanattan Nihat’ın yaptığı ortaya
penaltı noktası yakınında Semih
kafayı vurmuş ve top üst köşeden
ağlara takılmıştı. 1-1’den sonra iki
kalede de pozisyonlar yaşanırken
duraklama dakikalarında gelişen
Türkiye kontratağında topu orta
saha civarında alan Arda Turan
rakip ceza sahası önüne kadar iler-
liyor ve yarımyuvarlak üzerinden
çektiği şut, rakip savunmaya da
çarparak ağlarla buluşuyordu. Millî
Takımımız, son anlarda gelen bu
golle sahadan 2-1 galip ayrılırken,
İsviçre’nin ikinci tur umutlarını da
bitiriyordu.
15 Haziran’da Çek Cumhuriyeti ile
oynayacağımız son grupmaçı,
adeta bir Play-Off karşılaşması
haline gelmişti zira iki takımın her
şeyi eşitti ve beraberlik halinde
grup ikincisi olacak tarafı penaltı-
lar belirleyecekti. Çekler, daha et-
kili başladıkları maçta 34. dakikaya
gelindiğinde Grygera’nın sağ ka-
nattan yaptığı ortaya Koller’in altı
pas üzerinde kafayı vurmasıyla 1-0
öne geçiyordu. Çek Cumhuriyeti ilk
yarıyı bu üstünlükle kaparken
ikinci yarının başlarında da etkisini
sürdürüyor ve 62. dakikada
Sionko’nun sağ kanattan kestiği
topa Plasil arka direkte ayağını
koyarak farkı ikiye çıkartıyordu.
Golden birkaç dakika sonraysa Po-
lak’ın bir şutu direkten dönecekti.
Millî Takımımızın etkisizliği, Çekle-
rin yakaladığı skor ve kalan süre-
nin azlığı göz önüne alındığında,
çoğu kişiye göre artık Çek Cumhu-
riyeti turu geçmişti. Ancak daki-
kalar 75’i gösterirken Hamit
Altıntop sağ kanattan topu getirip
ceza sahası üzerindeki Arda
Turan’a yerden bir pas çıkartıyor
ve Arda’nın yerden yakın köşeye
yaptığı plasede de top ağlarla bulu-
şunca fark bire iniyordu. Bu gol,
millîlerimizi adeta uykudan uyan-
dırırken, 87. dakika içerisinde
Hamit bir kez daha sağ kanattan
geliyor ve bu kez yüksek bir orta
kesiyordu. Normalde Çeklerin ka-
lecisi Petr Cech’in bu topu rahat-
lıkla çıkıp alması beklenirdi ama
ne olduysa oldu ve Cech tuttuğu
topu elinden kaçırdı, arkada pu-
suda olan fırsatçı Nihat Kahveci
de topu boş ağlara yollamakta
zorlanmadı: 2-2.
İki dakika sonrasındaysa Hamit’in
ara pasında Çek savunmasının ar-
kasına sarkan Nihat, ceza sahası
üzerinde kaleci Cech’in yanından
plasesini yapıyor ve top önce üst
direğe vurup ardından içeri dü-
şünce Türkiye, turnuva tarihinin
en görkemli geri dönüşlerinden
birini gerçekleştirmiş oluyordu.
Duraklama dakikalarında Volkan
Demirel’in oyun durduğu bir anda
tartıştığı Koller’i itip yere devirmesi
üzerine kırmızı kartla cezalandırıl-
masının ardındansa üç oyuncu
değişikliği hakkını kullanmış olan
Millî Takımımız, mecburen kaleye
Tuncay’ı geçirip son anları bu şe-
kilde oynamıştı. Ancak Çekler bu
39
38
EURO 2008 finallerindeki muhteşem geri
dönüşlerin başlangıcı olan İsviçre maçı...
Çek zaferinin
baş kahramanı
Nihat Kahveci