TamSaha 125. Sayı - page 108-109

utbol tarihinde kendinize özel bir yer edinmek için
illa ki müthiş bir yeteneğe sahip olmanıza gerek
yoktur. Bazen öylesine bir an gelir ki, adeta piyan-
godan size büyük ikramiye çıkmışçasına adınızın
birdenbire tarih kitaplarına not düşüldüğünü gö-
rürsünüz. Bir ilki başarmışsınızdır ama bunu ya-
parken becerinizden ziyade sadece doğru
zamanda, doğru yerde bulunmanız yeterli olmuş-
tur. Hatta bu öylesine bir tarihe geçiştir ki, isminiz
tek başına çoğu kişi için bir anlam ifade etmezken
adınızı kazıdığınız alanmilyonların hatta belki de
milyarların ilgi odağı hâline gelmiştir ve sizin adı-
nız da aslında bu sayede ölümsüzleşmiştir. Biraz
bilmece gibi oldu belki ama anlatmaya çalıştığımız,
Lucien Laurent’in hikâyesinin özeti niteliğinde ve
evet, bu isim ilk bakışta size bir şey ifade etmi-
yorsa demek ki şu ana kadar doğru bir anlatım
tekniği kullanmışız! DünyaKupalarının ilk golünü
atan kişiden bahsetmeye çalıştığımızı söyleyecek
olursak herhalde bize hak vereceksinizdir!
DünyaKupası bugün futbolun zirve noktası…
Finalinde son düdük çaldığı andan itibaren nere-
deyse tümfutbolseverlerin dört sene sonrası için
geri sayıma başladığı, oynandığı bir aylık süre zar-
fında toplamdamilyarlarca kişiyi televizyonları
başına adeta çivileyen, hayattaki geri kalan nere-
deyse her şeyi anlamsız kılan büyülü bir organi-
zasyonDünyaKupası. Ancak bu büyük
organizasyon için yola çıkıldığında işler hiç de bu-
günkü gibi değildi. Turnuvanın ne derece ilgi çeke-
ceği konusunda futbol kamuoyunda hemen
herkesin kafasında büyük soru işaretleri vardı.
Hatta öyle ki, bugün 200 civarındamillî takımın 32
ekiplikkontenjan içerisinde yer bulabilmek adına
adeta birbirini yediği bu kupanın 85 yıl önceUru-
guay’da düzenlenen ilk organizasyonunda katılım
bütün FIFAüyelerine açık olmasına karşınAv-
rupa’dan sadece dört ülkeUruguay’a gitmeye
heves etmişti. Üstelik televizyon teknolojisi henüz
emekleme evresinde olduğundanmaçları stad-
yumharicinde seyretmek demümkün değildi.
Dahası, profesyonellik henüz Britanya dışında
doğru dürüst yayılmamıştı, oyuncular amatördü
ve kupaya iştirak eden ülkelerden bazıları da ulu-
sal takımlarını turnuva için yeni yeni oluşturmuş,
onda da bu amatör güruh içerisinden biraz gelişi-
güzel futbolcu seçimlerinde bulunulmuştu.
HâliyleUruguay’daki ilkDünyaKupası’nda boy
gösterecek olan oyuncular da içerisinde yer ala-
cakları bu organizasyonun yıllar içerisinde o
günkü dünya nüfusunun birkaç katı diyebileceği-
miz sayıda insan tarafındanmerakla takip edile-
ceğinden bîhaberdi. Hiçbirinin aklında da tarihe
geçebilecekleri ihtimali yoktu. Kendi ülkelerinde
F
108
109
Lucien Laurent
Dünya Kupası’nın ilk golcüsü
SAYGI DURUŞU
Onur Erdem
Lucien Laurent - Vujadin Boskov
Bu ay Dünya Kupaları tarihinin ilk golünü atan Fransız
Lucien Laurent’in 10 ve Yugoslavların efsanevi teknik adamlarından
Vujadin Boskov’un da birinci ölüm yıldönümünü geride bırakmak
üzereyiz. TamSaha olarak iki değerli ismin de anıları önünde
saygıyla eğiliyoruz.
futbol topunun peşinden sadece hoşça vakit geçirmek
için koşan bu oyuncularınUruguay’a gitmesi de bir nevi
okul gezilerinden hallice bir durumsayılırdı.
Takvimler 13 Temmuz 1930’u işaret ettiğinde Dünya
Kupası resmen başlıyordu. Organizasyonun öneminin
henüz yeterince farkına varılmamış olmasına dair bir
örnek daha, turnuvanın tek bir açılışmaçı yoktu, aynı
ana iki maç birden konmuştu. Bunlardan birindeABD
ile Belçika, diğerindeyseMeksika ile Fransa karşı kar-
şıya gelmekteydi. Dolayısıyla kupa tarihinin ilk golünün
kimin tarafından atıldığı, o günkü haberleşme şartları
da dikkate alınırsa, gol atılır atılmaz bilinecek türden
değildi. Öyle ya, ya diğer statta daha önce bir gol atıl-
mışsa?
Bu büyükkısmet, Meksika-Fransamaçının 19. dakikası
oynanırken, Fransızların sağ iç oyuncusu Lucien Lau-
rent’in ayağına gelecekti. Oda kısmeti değil de topu te-
pinceMeksika fileleri havalanmış ve kendisi Dünya
Kupaları tarihinin ilk golünü atma şerefine nail olmuştu.
Ama tamda biraz önce belirttiğimiz gibi o an kendisi de
henüz bunun farkında değildi. İsterseniz gelin omaç ve
gol hakkında Laurent’in görüşlerini kendi ağzından
dinleyelim
“Meksika’yla oynuyorduk ve güney yarımkürede kış
mevsimi olmasından dolayı kar yağıyordu. Takımarka-
daşlarımdan birisi topu ortaladı ve ben de topun gelişini
iyi takip edip sağ ayağımla voleye yattım. Herkes se-
vinmişti tabiî ama sevinçten yerlerde de yuvarlanma-
mıştık, zira kimse bir tarihin yazıldığının farkında
değildi. Çabuk bir tebrik sonrasındamaça dönmüştük.
Tabiî bir primfalan da almadık, o dönemlerde tamamen
amatördük…”
Laurent’in bu golle açılışını yaptığı maç, Fransa’nın
4-1’lik galibiyetiyle sona ermişti, ne var ki Fransızlar
daha sonraArjantin ve Şili’ye 1-0’lık skorlarla boyun
eğecek ve ilk tur sonunda ülkelerine dönmek zorunda
kalacaktı. Peki, Laurent’in bu gol haricinde futbol hayatı
ne şekilde geçmişti?
10Aralık 1907’de Paris yakınlarında dünyaya gelen Lu-
cien Laurent, çocukluk döneminde futbola fazlasıyla ilgi
duyuyordu. Bu ilginin sonucunda da 13 yaşına geldi-
ğinde CAParis kulübünden lisans çıkartarak bu ku-
lüpte amatör olarak futbol oynamaya başladı. Fransa’da
ulusal şampiyonanın başlamasına henüz 10 yıldan fazla
bir süre vardı ve Laurent gibi amatörler de o devirde
ancak yerel turnuvalarla çeşitli özel maçlarda oynaya-
biliyordu. Laurent’in asıl mesleğiyse Peugeot otomobil-
lerinin fabrikasında işçi olarak çalışmasıydı. İşin ilginci,
kendisinin 1930 yılına gelindiğinde CAParis’ten ayrılıp
Sochaux’ya geçmesinin sebebi de Sochaux’nun o yıl-
larda Peugeot işçilerinin oynadığı bir takımolmasıydı.
Elbette 1930’un Laurent açısından asıl önemi, Dünya
Kupası’na gidecek olan FransaMillî Takımı kadrosuna
çağrılmasıydı. Uruguay seyahati süresince normalde
fabrikadan alacağı ücret, Fransa Futbol Federasyonu
tarafından karşılanmış, bir de kendisine seyahat için
harcırah verilmişti. Tabiî fabrikadan özel seyahat izni de
alınmıştı. Bunun haricinde Laurent gibi diğer Fransız
oyuncular da tamamen amatör birmotivasyonla Güney
Amerika’nın yolunu tutmuştu.
DünyaKupası dönüşünden yaklaşık iki yıl sonra Fran-
sa’da ulusal şampiyona organizasyonu da nihayet baş-
layacaktı. Ligde 1939’a kadar sırasıyla Club Français, CA
Paris, Mulhouse, Sochaux, Rennes ve Strasbourg for-
maları giyen Laurent, 1939’da Toulouse kulübüyle an-
laşmıştı ki, II. Dünya Savaşı patlak verdi. Askere
çağrılan, hâliyle yeşil sahaları bırakıp cepheye koşan
Laurent, bir yıl sonraAlman ordusuna esir düşecek ve
bu esaret de 1943’e dek sürecekti.
Özgürlüğüne tekrar kavuşmasının ve savaşın sona er-
mesinin ardından kısa bir süre de Besançon forması
giyen Laurent, 1946’da futbolu bırakacaktı. Bundan
sonraysa Laurent yaklaşık dört senede bir futbolsever-
lerce hatırlanan bir figüre dönüşecekti. Her DünyaKu-
pası’ndan önce, bu organizasyonun ilk golünü atan kişi
olarakkendisinin adı anılıyordu. Yine bu dönemde ga-
zeteciler kapısını çalıp kendisiyle röportaj yapmak isti-
yor, o da ne yapsın, her seferinde aynı hikâyeyi
anlatmakla yetiniyordu. 1998’de Fransa’nın ev sahipli-
ğini yaptığı turnuvadaHorozlar şampiyonluğa ulaşır-
ken 90 yaşındaki Laurent, ilkDünyaKupası’nda
oynayıp bu zafere tanıklık eden tek Fransız olarak da
kayıtlara geçmişti. Laurent, 11 Nisan 2005’e gelindiğin-
deyse son nefesini verdi ama ardında da asla tarihten
silinmeyecek bir isimbıraktı. Her ne kadar dört senede
bir hatırlansa da…
1...,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,104-105,106-107 110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121,122-123,124-125,126
Powered by FlippingBook