TR
EN
Metin Çakıroğlu: "Analizde rakamlar değil, nitelik önemli " 1.05.2009
Metin Çakıroğlu: "Analizde rakamlar değil, nitelik önemli "

Milli Takımımızın perde arkasındaki kahramanlarından birisi o. 2006'dan bu yana Milli Takımımızın maç analisti olarak görev yapıyor, hem takımımızın hem de rakiplerin oyun sistemleri ve stratejilerini inceliyor. Aynı zamanda Trakya Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Bu röportajda maç analizinin mesleki gelişimini, hangi konuları içerdiğini ve Milli Takım'daki analiz çalışmalarını enine boyuna anlatıyor.

Milli Takımımızın perde arkasındaki kahramanlarından birisiniz. Maç analizlerini yapıyorsunuz ve bu analizler teknik heyet için yol gösterici bir nitelik taşıyor. Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım. Futbolla ilginiz nasıl başladı? Futbolculuk ya da teknik adamlık geçmişiniz var mı?

Futbola, 8-10 yaşlarında Edirnespor altyapısında başladım. 17 yaşına kadar burada futbol oynadıktan sonra üniversite eğitimim nedeniyle Manisa'ya geçtim ve 4 yıl Manisa Sümerbank kulübünde 3. Lig'de futbol oynadım. Okulu bitirdikten hemen sonra üniversitede öğretim elemanı olarak çalışmaya başladığım için futbolu bıraktım ve antrenörlük yapmaya başladım. Edirnespor ve Trakya Üniversitesi Futbol Takımlarının profesyonel takım dâhil tüm kategorilerinde antrenörlük yaptım. A lisans antrenörlük belgesine sahibim.

Bize eğitiminizden de söz eder misiniz?

Lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi, Yüksek Lisans eğitimini Trakya Üniversitesi, doktora eğitimini ise Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda tamamladım. Halen Trakya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda Yrd. Doç. Dr. unvanı ile öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım.

Gelelim maç analistliğine… Öncelikle bu işe bir meslek diyebilir miyiz?

Geçmişte bu alanda eğitimli ve uzman kişilerin bulunmaması sebebiyle çok rağbet edilmiyor ve meslek olarak görülmüyordu. Günümüzde maç analizi ve maç analistleri spor dünyası içinde çok önemli meslek dallarından biri haline geldi.

Milli Takım'daki görevinize ne zaman başladınız?

Resmi olarak 2006 yılında başladım. Euro 2008 Grup Eleme müsabakaları öncesinde Almanya'da yapılan 6 maçlık ve yaklaşık 30 günlük hazırlık kampı benim ilk görevim oldu.

Fatih Hocamın öğrencisiyim

Daha önce bu işi nerede yapmıştınız?

Maç analizi konusunda çok sayıda bilimsel araştırma yaptım. Ulusal ve uluslararası kongrelerde sunumlar ve bildiriler hazırladım. Doktora tezimi maç analizi üzerine yaptım. Fakat teoriden pratiğe geçiş bakımından ilk olarak A Milli Takım'la birlikte çalıştım. Bu esnada yıllarca üzerinde durduğumuz konularla gerçek oyun yapısı ve pratiğe aktarılışı arasında ne kadar büyük farklılıklar olduğunu görme şansını elde ettim. Fatih Hocam bana bu süreçte çok büyük bir destek verdi. Beni de bir öğrencisi gibi sıfırdan ve sabırla yetiştirmeye çok özen gösterdi. Şimdi geriye doğru bakınca ne kadar mesafe kat edildiğini görebiliyorum.

Mesleğin dünyadaki gelişiminden söz eder misiniz?

Eskiden genellikle yardımcı antrenörler rakip takım maçlarını izlemeye gidip maç gözlemlerini ses kayıt cihazlarına kaydederler ya da kâğıt-kalemle not alarak topladıkları bilgileri teknik direktöre aktarırlardı. Günümüzde birçok takım için bu sistem hâlâ cazibesini koruyor. Antrenör gözlemi ve maçın canlı seyredilmesi çok önemli bilgiler elde etmeyi sağlıyor. Fakat pozisyonları tekrar seyretme imkânı olmaması ve not alırken bazı pozisyonları kaçırma ihtimali, bazı bilgilerin kaybına yol açabiliyor. Geçmişte maçtan sonra seyredilen videokasetlerle bu açık kapatılmaya çalışılıyor, maçlar saatlerce tekrar tekrar izleniyordu. Bazı önemli pozisyonların kurgulanması ve oyunculara gösterilmesi için çok büyük emekler sarf ediliyordu. Fakat antrenörün diğer görevleri arasında maç analizine bu kadar zaman ayırma lüksü olmadığı için maç analizlerini yapacak bir eleman ihtiyacı ortaya çıktı. Gelişen bilgisayar teknolojisi ve analiz programları ile maç analizi dünyada tam bir sektör haline geldi. Statlara kurulan 8 kameralı sistemlerle istenilen her tür bilgiye ulaşmak mümkün. Günümüzde bilgilerin toplanması, analiz edilmesi ve değerlendirilerek teknik heyete ulaştırılması sürecinde maç analistine çok önemli görevler düşüyor.

Bu işin eğitimini veren kurumlar var mı?

Özellikle İngiltere'de bu konuda eğitim veren kurumlar var. Liverpool John Moore Üniversitesi bu konuda önemli bir yere sahip. Ayrıca Prozone gibi maç analiz şirketleri de maç analisti yetiştirme konusunda eğitimler veriyor.

Türkiye'de maç analizleri ne zamandan beri yapılıyor ve sizce hangi düzeyde?

Bu konu 1990'lardan itibaren Türkiye'de yer almaya başladı. Şu anda bazı üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında seçmeli ders olarak maç analizi dersi eğitimi veriliyor. Bu konuda uzmanlaşmak isteyenler, çeşitli kulüplerde çalışarak kendini geliştirme imkânı buluyor. Ayrıca Türkiye'de bulunan çok sayıdaki maç analiz şirketi de kendi programlarının kullanımına yönelik eğitimler vererek maç analizi ve maç analisti yetiştirme konusunda hizmet veriyor. Ülkemizde son yıllarda bu konuda çok önemli düzeyde bir gelişme sağlandı. Artık özellikle üst düzeydeki her takımın teknik kadrosunda bir maç analisti görmek mümkün hâle geldi.

Futbolun geliştiği ülkelerdeki uygulamalarda bu iş için kaç kişilik ekipler kullanılıyor?

Ekibin sayısı takımın bir sezon içindeki maç sayısına, teknik direktörün ihtiyacına bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Bazı kulüplerde bu iş için 2-3 kişilik ekipler yer alırken tek kişi ile çalışan takımlar da mevcut.

Ülkemizdeki uygulamalarda bu sayı nedir?

Ülkemizde takımlar genellikle 1 ya da 2 kişiyle çalışıyorlar. Bazı takımlar her türlü ihtiyacını kendileri karşılarken, bazı takımlar ise direkt analiz şirketlerinden destek alıyor.

Sayısal veriler yanıltabilir

Yaptığınız işin detaylarına gelirsek, siz bir yandan rakipleri, diğer yandan da bizim takımımızı analiz ediyorsunuz. Öncelikle Milli Takımımızdan başlayalım. Bu analizleri yaparken hangi verilerden yola çıkıyor, hangi kriterleri kullanıyorsunuz?

Futbol oyunu; oyun prensipleri, sistem, strateji, fizik, teknik, taktik ve psikolojik boyutları içeren bir takım sporu. Bu konuları anlamak ve tanımlamak çok önemli. Çünkü analiz edildiklerinde kazanma ile kaybetme arasındaki farkı oluşturuyorlar. Futbolda başarı bu prensiplerin hepsine dayanıyor. Futbol oyun yapısını oluşturan bu kriterleri analiz ederek olumlu ve olumsuz olarak sınıflandırıyoruz. Analizlerde biz daha çok oyunun niteliği konusundaki kriterlerin üzerinde duruyoruz. Yalnızca sayısal verilerin kullanılması yanlış yönlendirmelere sebep olabiliyor. Çünkü futbolda sayılar asla nitelik kadar önemli değildir. Örneğin; topa daha çok sahip olabilirsiniz ama topu nitelikli ve etkili kullanamazsanız sayılar sizi yanıltabilir. Veya bir antrenör sadece istatistiksel verilere baktığında bir oyuncusunun zayıf bir oyun çıkardığını düşünebilir. Oysa maçın videosunu seyrettiğinde oyuncunun maç performansına yüksek miktarda katkıda bulunduğunu görebilir.

Rakip takım analizleri için hangi metodu izliyorsunuz?

Rakip takım analizlerini yaparken hem antrenör gözlemlerinden hem de maç analizlerinden faydalanıyoruz. Antrenörlerimizden biri rakibimizin son maçlarını seyrediyor ve detaylı bir rapor sunuyor. Aynı anda rakip takımın en az son 3 maçı olmak koşuluyla mümkün olan en fazla sayıdaki maçının DVD'si temin edilerek analiz ediliyor. Bazı maçlar için bu sayı 11-12'ye kadar çıktı. Tüm bu maçlar izlenerek rakip takımın oyun yapısına ilişkin sabit ve değişken faktörler en ince ayrıntısına kadar analiz ediliyor.

Maçları analiz ediyorsunuz ve ardından teknik direktöre bir rapor veriyorsunuz. Özetle bir raporda neleri anlatıyorsunuz? Bu esnada Fatih Terim'le aranızda nasıl diyaloglar geçiyor?

Bu raporda; rakip takımın oyun stili, oyun sistemi, dizilişleri, hücum ve savunma karakteristikleri, duran topları, oyuncularına ait bireysel teknik, taktik, fizik ve psikolojik faktörler ile dış etkenlere ait bilgiler yer alıyor. Fatih Hoca mükemmel bir dinleyicidir. Hazırlanmış olan raporları sonuna kadar okur ve tüm analiz görüntülerini tek tek sabırla izler. Daha sonra bir tartışma ve beyin fırtınası ortamı yaratır. Değerlendirme bittikten sonra maç hazırlığına yönelik plan ve program aşamasında neler yapılması gerektiğini anlatır. Her konunun nedenlerini ve niçinlerini göstererek aynı zamanda ders vererek öğretir.

Anladığım kadarıyla maçları sadece siz izleyip rapor vermiyorsunuz, Fatih Terim'le birlikte de görüntüler üzerinde çalışıyorsunuz.

Hoca maçı en ince ayrıntısına kadar, durdurarak, kare kare tartışarak izler. Zaten ben rapor vermeden önce Fatih Hoca maçı kendisi seyreder. Ondan sonra ben teknolojik imkânlarla topladığım bilgiler ile ilgili detaylı bir sunum hazırlarım. Bu çalışmalar sabahlara kadar süren büyük bir emek gerektirir. Sadece rakiplerin incelenmesi değil, bizim de buna karşı nasıl çözümler üreteceğimizi, hangi stratejileri, teknikleri ve taktikleri uygulayacağımızı Hoca tartışır. Bana da bir öğretmen gibi neyin nasıl olması gerektiğini tek tek öğretir. Benim açımdan bu iş hem çalışma hem de bir eğitim anlamına geliyor.

Futbolda takımlar artık birbirine çok benziyor diyoruz ama bu kadar yoğun bir analiz çalışması içine girildiğine göre her takımın yine de farklı özellikleri bulunmalı. Mesela bugüne kadar yaptığınız çalışmalarda en zor analiz edilen takım hangisiydi?

Biz ülkelerin futbollarını inceliyoruz ve hepsinin farklı anlayışları var. Üst düzeydeki takımların sistemleri, oyun stratejileri ve düzenleri çok belirgin bir biçimde görülebiliyor. Yani neler yapmak istedikleri çok açık. Fakat daha alt seviyedeki takımların oyun yapıları çok daha karmaşık. Çünkü ne yapmak istedikleri net değil. Bunun anlayabilmek için daha detaylı incelemek gerekiyor.

Avrupa Şampiyonası sırasında çok enteresan maçlar yaşadık. Özellikle son bölümlerde müthiş geri dönüşlere imza attık. Bu maçların seyrinde maç analizlerinin payı ne kadardı?

Bu pay hesabını hiç yapmadım ve yapmak da istemem. Maç analizleri maç içerisindeki tüm hareketlerle ilgili bilgilerin toplanması ve istenilen bilgiye anında ulaşılmasını sağlar. Görevim bu bilgileri eksiksiz ve hatasız olarak toplamak ve ihtiyaç duyulduğu anda sunmak. Futbolda bu bilgilerin ve değerlendirilmesinin yanı sıra asıl önemli olan maç öncesinde ve maç sırasında takımın düzeni, sistemi, stratejisi, taktiksel varyasyonlarının belirlenmesi, değiştirilmesi ile ilgili birçok kararın verilmesi ve sahada uygulanmasıdır. Dolayısıyla bu payın en büyüğü her zaman için teknik heyet ve oyuncularındır.

Genellikle yapılan analizle sahaya yansıyan oyun arasındaki farkın yüzdesi nedir? Yapılan analiz sahaya bire bir yansır mı?

Tecrübelerimden şunu gördüm, daha evvel analiz ederek öngördüklerimiz, daha sonra sahada karşılaştıklarımızla büyük bir oranda örtüşüyor. Saha içinde gelişen olaylara daha önceden birebir hazırlıklı olmak bizim açımızdan tatmin edici bir durum.

Siz bir analiz yapıyorsunuz ve sonuçta sahada birebir karşılığını görüyorsunuz. Peki, tersini de düşünüyor musunuz? Yani rakibin analizcileri de aynı şekilde bizi birebir öğreniyor; bu durumda bizim onlara bir sürpriz hazırlamamız gerekmez mi?

Hocamız bütün durumları hesap ederek yola çıkar. Mutlaka bir A, B ve C planı vardır. Diğer üst düzey takımlar genellikle oyun planlarını değiştirmez. Siz bunları bazen daha az fiziksel, teknik ya da psikolojik yapıya sahip iken alt etmek istiyorsanız, rakibin dezavantajlarından maksimum düzeyde yararlanmanız gerekiyor. Hocamız bunun hesabını yapıyor. Bence bugüne kadar yapılan maçlarda biz hep maksimumuzu kullanmaya çalıştık. Kapasitemizin büyük bölümünü kullandık. Zaten başarılı olmak için bunu da yapmak zorundayız.

Mesela İspanya ile oynadığımız maçlarda sonuçlar tatmin edici olmasa da oyun anlamında başa baş mücadele ettik. Ben son zamanlarda, Avrupa Şampiyonası finalleri dâhil İspanya ile bu kadar denk oynayan başka takım hatırlamıyorum.

Biz her zaman iki takımın ve oyuncularının durumunu göz önünde bulunduruyor ve en yüksek performansımızı nasıl sergileyebileceğimizin hesaplarını yapıyoruz. Burada en önemli konu kendi takımınızın nasıl oynayacağıdır. Sadece önlem alarak başarılı olabilmek çok zor. Hocamızın en büyük özelliklerinden birisi de, maç öncesinde çok hazırlıklı olduğu için maç esnasında çok çabuk karar verebilme ve uygulama yeteneğine sahip olmasıdır. Oyun yapımız itibarı ile taktiksel varyasyonlarda ve stratejide her an değişkenlik yapabilecek esnekliğe sahip bir takım durumundayız. Birçok Avrupa takımında bu tip hamlelerle karşılaşmazsınız.

Analizde psikolojik faktörleri de göz önünde bulundurduğunuzu söylediniz. Bu bilgilere nasıl ulaşıyorsunuz?

Psikolojik olarak neleri değerlendirmeniz gerektiği zaten analizlerde var. Oyuncuların kaygı ve stres düzeyi, özgüvenleri, saha içindeki tutum ve davranışları, seyirciden etkilenmeleri gibi genel karakteristik özellikleri göz önünde bulundurulur. Bazı takımlarda bazı oyuncular agresif olur. Mesela Belçika böyle bir takımdı. Bu tip takımlara karşı oyuncularınız özel olarak uyarılır. Zaten psikoloji konusunda birçok insandan çok daha üst düzeyde yeteneği olan bir Hocayla çalışıyoruz.

Mesleğin bundan sonraki gelişiminde neleri öngörüyorsunuz? Analizcilik gelecekte hangi yönde gelişecek, başka ne gibi faktörleri kendi alanının içine alacak?

Başarı elde edebilmek için günümüzdeki hızlı değişime uyum sağlamak ve yüksek bir performans sergilemek gerekiyor. Bunun içinde sürekli olarak yeni bilgi ve beceri geliştirilmesi, yeni yöntem ve teknolojilerin izlenmesi gerekmekte. Analiz teknolojileri çok hızlı olarak gelişiyor. Bilgi sağlama ve bunu oyuncuların eğitimlerinde kullanma bakımından 2-3 boyutlu görüntüler ve animasyonlar oyunculara sanki maçın içindeymiş gibi yardımcı oluyor. Futbolda maç analizcisinin gelişimi için çok iyi futbol bilgisine ve bilgisayar, analiz programları gibi teknolojik imkânlardan yararlanabilme yeteneğine ihtiyacı var.