

lkenin Yunan işgaline son verme dem-
leriydi… Türkiye BüyükMillet Mecli-
si’nin 20 Temmuz 1922’de dördüncü kez
Başkumandanlık yetkisi verdiği Mus-
tafa Kemal Paşa’nın Büyük Taarruzun
hazırlıklarını yaptığı günlerde, 17 Tem-
muz 1922’de İstanbul’da dünyaya geldi
Halit Deringör. Onun doğumundan
13 gün sonra Türk ordusu büyük zaferi
kazanacak ve üzerinden 1 yıl geçmeden
Türkiye Cumhuriyeti kurulacaktı.
Genç cumhuriyetin her çocuğu gibi
mahalle aralarında futbola başlamıştı
Halit Deringör de. O dönemde yetenekli
oyuncular semtlerin toprak sahaların-
dan yetişmekteydi. Ama ne yetişme…
Halit Deringör’ün top koşturduğu semt
sahaları ve Haydarpaşa Lisesi, Fener-
bahçe’ye ikinci bir armağan daha
verecekti; Müzdat Yetkiner. Müzdat Yet-
kiner, Halit Deringör’ün sütkardeşiydi
ve bu ikili 1930’ların sonunda altyapı-
sına girdikleri Fenerbahçe’nin A takı-
111
Ü
mında 1942-43 sezonundan itiba-
ren de birlikte top koşturacaktı.
Sol açık Halit 1951’e, santrfor başla-
yıp çok farklı mevkilerde de görev
yapan Müzdat ise 1955’e kadar
sadece sarı-lacivertli forma için
akıtacaktı terlerini…
Halit ağabey, Fenerbahçe’nin
kapısından içeri nasıl girdiğini
şöyle anlatıyordu 1907 ÜNİFEB’e
verdiği röportajda:
“Çok ilginç bir hikâyedir bu. O za-
manlar Haydarpaşa Lisesi, Pertev-
niyal Lisesi, Boğaziçi Lisesi, Hayriye
Lisesi, Yüce Ülkü Lisesi gibi özel ve
resmi okullar arası bir turnuvada
maçlar yapılıyordu. 1939-42 yılları
arasında öğrenciydim. İki sene arka
arkaya şampiyon olduk, takımın da
kaptanıydım. Yöneticiler de izli-
yordu o turnuvaları. Tabiî bizi gör-
düler ve Fenerbahçe’ye çağırdılar.
Öyle bir şey ki, Fenerbahçe’yi
rüyalarımda bile düşünemiyorum
o zamanlar. O dönemde, şu anki
Fenerbahçe Stadı’nın olduğu yerin
etrafı siyah çitlerle örtülmüştü. Biz
de mahalle çocuklarıyla her maçta
o siyah çiti atlayıp içeri girerdik.
Bir gün, Zeki Rıza’nın futbolu
bırakacağı maçtı herhalde, yine
içeri atlamakla atlamamak ara-
sında düşünüyorum. Polis elinde
copla tam atlarken bana vurdu, ben
de can havliyle kendimi içeri attım.
İçeride de o sırada Fenerbahçe’nin
yedekleri kaçanları tutuyorlar.
Benimde arkamdan koşmaya baş-
ladılar ama tutamadılar. Ben de tri-
büne girdim. O an çocuk aklımla
kafama koydum ‘Ben bu büyük
futbolculardan daha hızlıyım, beni
yakalayamadılar, ben de futbolcu
olacağım’ dedim.”
B takımda oynamaya başladıktan
sonra A takıma girme hikâyesi de
çok çarpıcıdır. Yine kendi ağzından
dinleyelim:
“Fenerbahçe A takımının Beyoğ-
luspor ile maçı vardı. Ben de B
takımda oynuyordum. Devre ara-
sında beni çıkardılar ve ‘Haydi so-
yunma odasına’ dediler. Şaşırmış-
tım. Ayaklarım titreyerek ve
korkarak soyunma odasına indim.
“A takımda oynayacaksın’ dediler.
O zaman benimoynadığım sol açık
mevkiinde Büyük Fikret var. Dünya
çapında bir adam. ‘Onun olduğu ta-
kımda ben nasıl oynayacağım’ diye
düşündüm. Çünkü Büyük Fikret
benim rüyalarıma girerdi. Kendi
kendime ‘Onun ayakları çıksa da
benim ayaklarıma ilâve etseler’
diye düşünürdüm. O kadar gıpta
ederdim. Kadere bakın ki, o adamla
birlikte oynama durumuna gelmi-
şim. A takımınmaçında o sol açık,
ben de sol iç oynuyorum. İkinci
devrede ayağımın dışıyla Büyük
Fikret’e bir top yuvarladım. O da
depara kalktı. O anda ‘küüt’ diye bir
ses duydum. Meğer adalesi kop-
muş. Ondan sonra sol açıkmev-
kiine geçtimve 1951 yılına kadar
o mevkii hiç bırakmadım. Benim
kaderimi değiştiren olaydı bu.
Yoksa Büyük Fikret varken benim
orada oynamam imkânsızdı.”
İşte böyle başlar Halit Deringör’ün
Fenerbahçe’de bir efsaneye dönü-
şeceği günler. Tam 10 yıl hiç sakat-
lanmadan, formdan düşmeden 193
maçta sarı-lacivertli formayı
şerefle sırtında taşır ve 67 gole
imzasını koyar.
Futbola başladığı yılların ll. Cihan
Harbi’ne denk gelmesi ve bu hercü-
merçte uluslararası temaslara ara
verilmesi, Halit Deringör’ünmillî
formayla buluşmasını geciktirir.
Sonmaçını 1 Ağustos 1937’de oyna-
dıktan sonra uzunca bir mecburi
tatile giren Millî Takımımız, yakla-
şık 11 yıllık bir aradan sonra 23
Nisan 1948 günü Atina’da Yunanis-
tan karşısına çıkarken, ay-yıldızlı
on birimizde Halit Deringör de yer
alır. Panathinaikos Stadı’nda Cihat
Arman - Murat Alyüz, Vedii Tosun-
cuk - Selahaddin Torkal, Naci Öz-
kaya, Bülent Eken, Hüseyin Saygun
- Fikret Kırcan, Erol Keskin, Ahmet
Erol, Halit Deringör’den oluşan
kadromuz maçı Fikret Kırcan ile
oyuna sonradan giren Lefter
Küçükandonyadis ve Şükrü Güle-
sin’in golleriyle 3-1 kazanarak Millî
Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı’na
mânâlı bir selamgönderir.
Halit Deringör, Millî Takım forma-
sıyla ilk golünü ise 28 Mayıs 1950’de
İran’la oynananmaçta atar.
İnönü Stadı’nda oynananmaçta
Turgay Şeren - Naci Özkaya, İsmet
Berberoğlu - Kamil Ekin, Galip
Haktanır (Melih Ilgaz), Muzaffer
Tokaç - İsfendiyar Açıksöz, Erol
Keskin, Reha Eken, Lefter Küçü-
kandonyadis, Halit Deringör (Bülent
Varol) kadrosundan oluşan takımı-
mız rakibini 6-1’le hezimete
uğratırken, 21. dakikada gelen
ikinci golümüzün sahibi Halit
Deringör’dür.
Halit ağabey, millî formayla ikinci
golünü ise sonmaçında İsrail’e atar.
Tarihler 1950 yılının 3 Aralık’ına
işaret etmektedir. Yaklaşık 1 ay
Parayı değil
Fenerbahçe’yi sevdi
110
Halit Deringör
Futbolcuların kulüpleriyle özdeşleştiği
devrin adamı olarak Fenerbahçe’de
başladığı futbol hayatını Fenerbahçe’de
noktaladı. İki kez önüne konulan servet
mesabesindeki teklifleri Fenerbahçe
aşkıyla reddetti. Sol açıkta fırtına gibi
estiği 10 sezonda 67 gol attı. ll. Cihan
Harbi hengâmesinde uluslararası
temasların sekteye uğraması sebebiyle
millî formayı beş kez giyebilen Halit
Deringör’ün omaçlarda da iki golü vardı.