Previous Page  46-47 / 138 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 46-47 / 138 Next Page
Page Background

İspanya 1982: Rossi ve İtalya’nın dönüşü

İspanya’da düzenlenecek 1982

Dünya Kupası’yla ilgili ilk önemli

gelişme, katılımcı sayısının 16’dan

24’e çıkarılmasıydı. Buna göre

turnuvada dört takımlı altı gruptan

oluşacak ilk turun ardından üç

takımlı dört grubun yer aldığı ikinci

tura geçilecek, bu safhada da grup-

larını lider tamamlayan takımlar

yarı finale kalacaklardı. Kupanın

elemelerinin en büyük sürprizi hiç

kuşkusuz son iki turnuvanın

finalisti olan Hollanda’nın, komşusu

Belçika ve Fransa’yı geçemeyerek

devre dışı kalmasıydı. Güney

Amerika’daysa eski dünya şampi-

yonlarından Uruguay elemelerde

takılmıştı. Dünya Kupası’nda ilk kez

mücadele etme hakkını elde eden

ülkelerse Yeni Zelanda, Kuveyt,

Kamerun, Cezayir ve Honduras’tı.

İlk turda 1. Grup’ta Polonya ve İtalya,

Kamerun ve Peru’yu geride bırakıp

ilk iki sırayı alırlarken, üç maçta üç

beraberlik elde eden İtalyanlar, aynı

sonucu alan Kamerun’u gol üstün-

lüğü sayesinde geride bırakabil-

mişti. 2. Grup ise kupada en büyük

tartışmalara meydan veren bir

sonuca sahne olacaktı. Federal

Almanya, Avusturya, Cezayir ve

Şili’den oluşan grupta Cezayir ilk

maçında büyük bir sürprize imza

atarak Federal Almanya’yı 2-1 mağ-

lup etmişti. Kuzey Afrika ülkesi

ikinci karşılaşmasındaysa Avustur-

ya’ya 2-0 kaybederken, sonmaçın-

daysa Şili’yi 3-2 yenmişti. Bu

maçtan bir gün sonraysa Federal

Almanya ile Avusturya, gruptaki

sonmaçlarına çıkıyordu ve Federal

Almanya’nın 1-0 veya 2-0’lık

galibiyetleri halinde iki ekip kol

kola ikinci tura yükselecek, Cezayir

ise averajla saf dışı kalacaktı.

Nitekimmaçın başlarında Federal

Almanya’nın 1-0 öne geçmesinden

sonra karşılaşma adeta bir piknik

havasında oynanmış ve 90 dakika

tamamlanana kadar da skorda

başka bir değişiklik yaşanmayınca

Federal Almanya ile Avusturya,

ikinci tura çıkan taraflar olmuşlardı.

Son şampiyon Arjantin’le birlikte

Belçika, Macaristan ve El Salva-

dor’un bulunduğu 3. Grup’ta Arjan-

tin, ilkmaçında Belçika’ya tek golle

yenilmesine karşın diğer iki maçını

kazanıp Belçika ile beraber gruptan

çıkmıştı. Macaristan ise El Salva-

dor’u 10-1 mağlup edip Dünya

Kupalarının en farklı galibiyet

rekorunu kırmasına karşın kalan

iki maçını kaybedince erkenden

ülkesinin yolunu tutmak zorunda

kalmıştı. 4. Grup’tan İngiltere ile

Fransa, 5. Grup’tan Kuzey İrlanda ile

ev sahibi İspanya ve 6. Grup’tan da

Brezilya ile SSCB ise ikinci tura

yükselen diğer takımlardı.

İkinci turda A Grubu’nda Polonya,

Belçika ve SSCB’yi geçerek yarı

finale kalırken, B Grubu’nda da

Federal Almanya, İspanya ile

İtalya’yı arkasında bırakarak adını

son dört takım arasına yazdırı-

yordu. D Grubu’nda da Fransa,

Avusturya ve Kuzey İrlanda ile

oynadığı iki maçı da kazanarak 24

sene sonra yarı finale yükseliyordu.

İkinci turun en büyük çekişmesiyse

C Grubu’nda yaşandı. Brezilya,

Arjantin ve İtalya’nın bulunduğu

grupta, ilk turda turnuvanın en

güzel futbolunu ortaya koyduğu ko-

nusunda futbolseverlerin hemfikir

olduğu Zico’lu, Socrates’li, Falcao’lu,

Cerezo’lu Brezilya favori konumun-

daydı. Gruptaki ilkmaçta İtalya,

Arjantin’i 2-1 mağlup ederken, bir

sonraki karşılaşmadaysa Brezilya,

komşusunu 3-1’lik net bir skorla

geçmeyi başarmıştı. Buna göre

İtalya ile Brezilya arasında oynana-

cak sonmaçta, Brezilya’ya liderlik

için beraberlik de yeterli olacaktı.

Ne var ki maça golle başlayan taraf

İtalya olmuş ve Gökmavililer 5. da-

kikada Rossi ile 1-0 öne geçmişti.

Socrates her ne kadar yedi dakika

içinde bu gole cevap verdiyse de

dakikalar 25’i gösterirken Rossi,

Brezilya kalecisi Waldir Peres’i bir

kez daha mağlup ediyor ve ilk yarı

2-1 İtalya lehine sonuçlanıyordu.

İkinci yarının ortalarında Falcao’dan

gelen gol, Brezilyalıları yeniden

sevince boğduysa da 74’te Rossi son

kez sahneye çıkıyor ve hat-trick

yaparak İtalya’yı 3-2’lik galibiyete,

dolayısıyla yarı finale taşıyordu.

Yarı finalde İtalya ile Polonya,

Federal Almanya ile de Fransa

eşleşmişti. Brezilya galibiyetiyle

iyiden iyiye havaya giren İtalya ve

golcüsü Paolo Rossi, Polonya’ya da

şans tanımıyordu. Gökmavililer,

2-0’lık galibiyetle finale çıkarken

gollerin ikisinin de altında Rossi’nin

imzası vardı. Ancak yarı finalin ve

hatta turnuvanın en nefes kesen

maçı, Federal Almanya ile Fransa

arasında oynanacaktı. Littbarski ve

Platini’nin karşılıklı golleriyle 1-1

sona eren ve uzatmalara giden

maçta normal sürenin en önemli

olayıysa, ikinci yarının başlarında

Fransız Battiston’un ceza sahası

üzerinde topu kontrol etmek

üzereyken Alman file bekçisi

Schumacher tarafından göğsüne

atılan sert bir tekme sonucunda

yere serilmesi ve maçın Hollandalı

hakemi George Corver’in bu pozis-

yonda Fransa lehine bir penaltı

verip Schumacher’i de oyundan

atması gerekirken oyunu aut

atışıyla başlatmasıydı. Battiston

öylesine sert bir darbeye maruz

kalmıştı ki kaburgalarında kırıklar

oluşmuş ve sahayı ambulansla

terk etmek zorunda kalmıştı.

Karşılaşmanın sönük geçen 90

dakikasının ardından geçilen

uzatmalarsa tambir heyecan

fırtınasıydı. Fransa 92’de Tresor ile

öne geçmiş, beş dakika sonraysa

Giresse ile farkı ikiye çıkarmıştı.

Yine de Almanya, 102. dakikada

Rummenigge ile farkı bire indire-

cekti. 108. dakikadaysa Fischer’in

harika röveşata golü gelince skor

yeniden dengeleniyor ve maç

penaltı vuruşlarına gidiyor, bu

alanda da Dünya Kupası tarihinde

bir ilk yaşanıyordu. Bu uygulama-

nın ilk kazananı da Almanlar oluyor

ve penaltılarda rakiplerine 5-4’lük

üstünlük sağlayarak finale kalıyor-

lardı. Fransa ise bu dramatik eleni-

şin şokunu üzerinden çabuk

atamayacak ve üçüncülük maçında

da Polonya’ya 3-2 mağlup olacaktı.

İtalya ile Federal Almanya arasında

11 Temmuz 1982 tarihinde Santiago

Bernabeu Stadı’nda oynanan final

maçının ilk yarısında gol yoktu

ve İtalyanlar Cabrini ile bir penaltı

vuruşundan da yararlanamamıştı.

Ancak ikinci yarıda dakikalar

57’yi gösterirken artık turnuvanın

yıldızı haline gelen Paolo Rossi ile

öne geçmeyi başaran İtalya, 69’da

Tardelli ile farkı ikiye çıkarıp

rahatlıyor, 81’de de Altobelli ile

adeta son sözü söylüyordu.

İki dakika sonra Almanların

Breitner ile bulduğu penaltı golüyse

şeref sayısından öteye gidemeye-

cek ve futbol dünyasının en büyük

kupası tam 44 yıl aradan sonra

yeniden Roma’nın yolunu

tutacaktı.

46

45

1982 Dünya Kupası’na damgasını vuran Paolo Rossi, Polonya ile

oynanan yarı final maçında da iki gol atarken, Tardelli’nin finaldeki

bu gol sevinci de unutulmaz enstantaneler arasına girmişti.