Arjantin 1978: Dünya tangoyla tanıştı
Dünya Kupası, 16 yıllık bir aranın
ardından yeniden Güney Ame-
rika’da düzenleniyordu ve bu kez
büyük organizasyonun ev sahipli-
ğine lâyık görülen ülke Arjantin’di.
Kupanın elemelerinde yaşanan en
büyük sürpriz, son Avrupa şampi-
yonu Çekoslovakya’nın İskoçya’yı
geçemeyerek Arjantin vizesini
alamamasıydı. İki dünya şampi-
yonluğu bulunan Uruguay da
tâbiri caizse burnunun dibindeki
turnuvaya katılamamıştı. İlk kez
bu turnuvada boy göstermeye ha-
zırlanan ekiplerse Afrika ve Asya
temsilcileri olan Tunus ile İran’dı.
Dörderli dört gruptan oluşan ilk
turda, ev sahibi Arjantin’in yanı
sıra İtalya, Fransa ve Macaristan’ın
yer aldığı 1. Grup’tan Arjantin ve
İtalya çıkarken, 2. Grup’ta da Fede-
ral Almanya ile Polonya, Tunus ve
Meksika’yı geride bırakarak son
sekiz arasına kalıyorlardı. Brezilya,
İspanya, İsveç ve Avusturya’nın
bulunduğu 3. Grup’ta Avusturya,
Avrupalı diğer iki rakibiyle yaptığı
ilk iki maçı kazanarak ikinci turu
erkenden garantilemişti. Brezilya
ise hayal kırıklığı yaratarak aynı
rakiplerle oynadığı iki karşılaşma-
dan da beraberlikle ayrılmıştı.
Ancak sonmaçlarda Brezilya
Avusturya’yı tek golle devirince
bu iki takımbirlikte üst tura
yükseldiler, İspanya’nın İsveç
karşısında aldığı galibiyetse
yeterli olmadı.
Son Dünya Kupasının finalisti Hol-
landa; İskoçya, İran ve Peru ile bir-
likte nispeten kolay sayılabilecek
bir grupta yer alıyordu. İlkma-
çında da İran’ı 3-0 yenerek turnu-
vaya iyi bir başlangıç yapmıştı.
Kupaya son Güney Amerika
şampiyonu olarak gelen Peru da
İskoçya’yı 3-1’le devirmişti.
Hollanda ile Peru, aralarındaki
maçlarındaysa golsüz berabere
kalmış, diğer müsabakada İran ve
İskoçya’nın da yenişememesi
üzerine bir hayli rahatlamışlardı.
Ancak İskoçya ile oynanan son
maç, Hollanda adına neredeyse bir
kâbusa dönüşüyordu. Turu geç-
mesi için üç farklı bir galibiyete ih-
tiyacı olan İskoçlar, maçın son
çeyreğine girilmek üzereyken 3-
1’lik üstünlüğü yakalamışlardı ve
tura bir gol kadar uzaklardı. Ancak
Rep’in akabinde gelen golü Hol-
landa’yı ipten alacak ve Portakal-
lar 3-2’likmağlubiyete karşın
adlarını bir üst tura yazdırmayı
başaracaklardı.
Hollanda, ilk turun sonunda yaşa-
dığı bu kazanın da etkisiyle mi bi-
linmez, ikinci tura bambaşka bir
havayla girecekti. Federal Al-
manya, İtalya ve Avusturya ile bir-
likte yer aldıkları A Grubu’ndaki
ilkmaçlarında Avusturya’yı 5-1’le
bozguna uğratan Hollanda, ardın-
dan Federal Almanya’dan dört yıl
önceki Dünya Kupası finalinin rö-
vanşını alamasa da rakibiyle 2-2
berabere kalmış, sonmaçındaysa
İtalya’yı 2-1’le geçerek grubunu
lider tamamlamış ve üst üste
ikinci kez bu en büyük kupada
finale yükselmeyi başarmıştı.
Grupta ikinci sıraysa İtalyanların
olmuştu.
İkinci turda B Grubu’ysa ev sahibi
Arjantin’in yanı sıra Brezilya, Peru
ve Polonya’yı barındırıyordu. İlk
turda tutuk bir görüntü sergileyen
Brezilya, bu tutukluğunu üstün-
den atarak Peru karşısında 3-0’lık
etkileyici bir galibiyet alarak
gruba başlarken, Arjantin ise
Polonya’yı 2-0mağlup etmişti.
Ardından iki ekip, aralarındaki
maçta golsüz berabere kaldılar.
Sonmaçlarsa aynı saate konma-
mış, önce oynananmaçta da
Brezilya, Polonya’yı 3-1 mağlup
etmişti. Ardından da turu geçmesi
için dört farklı galibiyete ihtiyacı
olan Arjantin, Peru’yu 6-0’lık
skorla mağlup ederek 48 yıl
aradan sonra adını Dünya Kupası
finaline yazdırmayı başarmıştı.
Ancak Peru karşılaşmasına kadar
kupada beş maçta altı gol atabilen
Arjantin’in tek bir maçta bu gol
sayısına ulaşması da kafalarda
fazlasıyla soru işareti yaratacaktı.
Brezilya, turnuvada yenilgi alma-
masına rağmen finali kaçırmış
olmanınmoral bozukluğunu
yaşıyordu belki ama yine de
24 Haziran’daki üçüncülük
maçında İtalya’ya şans tanımadı
ve rakibini 2-1 mağlup ederek
şeref kürsüsüne çıkmayı bildi.
Ertesi günse yeni dünya şampiyo-
nuna ‘merhaba’ deneceği gündü.
Üstelik, iki takımın da o güne
kadar bu kupayı kazanamamış
olması, kupa tarihine de yeni bir
şampiyon ekleneceği anlamına
geliyordu.
Büyük finalde Arjantin, 37. daki-
kada golcüsü Kempes ile öne
geçse de Hollanda rakibinin farkı
arttırmasına fırsat tanımamış ve
bitime sekiz dakika kala da
Nanninga’nın golüyle skoru 1-1’e
getirmeyi başarmıştı. Maçın son
dakikasıysa kupa tarihinin en
dramatik anlarından birine sahne
olacak ve Rensenbrink’in şutunda
top -yani bir bakıma Hollanda’nın
dünya şampiyonluğu- direkten
dönecekti. 90 dakikanın berabere
sonuçlanmasının ardından geçilen
uzatma bölümündeyse Kempes
bir kez daha ağları sarsıp takımını
2-1’lik üstünlüğe taşıyacak, son
sözüyse 115. dakikada Bertoni
söyleyecek ve Arjantin, 3-1’lik
galibiyetle tarihinin ilk dünya
şampiyonluğuna ulaşacaktı.
44
45
1978 Dünya Kupası’nın yıldızı
Mario Kempes, Hollanda ile
oynanan finalde de iki gol atmıştı.