Previous Page  44-45 / 138 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 44-45 / 138 Next Page
Page Background

Arjantin 1978: Dünya tangoyla tanıştı

Dünya Kupası, 16 yıllık bir aranın

ardından yeniden Güney Ame-

rika’da düzenleniyordu ve bu kez

büyük organizasyonun ev sahipli-

ğine lâyık görülen ülke Arjantin’di.

Kupanın elemelerinde yaşanan en

büyük sürpriz, son Avrupa şampi-

yonu Çekoslovakya’nın İskoçya’yı

geçemeyerek Arjantin vizesini

alamamasıydı. İki dünya şampi-

yonluğu bulunan Uruguay da

tâbiri caizse burnunun dibindeki

turnuvaya katılamamıştı. İlk kez

bu turnuvada boy göstermeye ha-

zırlanan ekiplerse Afrika ve Asya

temsilcileri olan Tunus ile İran’dı.

Dörderli dört gruptan oluşan ilk

turda, ev sahibi Arjantin’in yanı

sıra İtalya, Fransa ve Macaristan’ın

yer aldığı 1. Grup’tan Arjantin ve

İtalya çıkarken, 2. Grup’ta da Fede-

ral Almanya ile Polonya, Tunus ve

Meksika’yı geride bırakarak son

sekiz arasına kalıyorlardı. Brezilya,

İspanya, İsveç ve Avusturya’nın

bulunduğu 3. Grup’ta Avusturya,

Avrupalı diğer iki rakibiyle yaptığı

ilk iki maçı kazanarak ikinci turu

erkenden garantilemişti. Brezilya

ise hayal kırıklığı yaratarak aynı

rakiplerle oynadığı iki karşılaşma-

dan da beraberlikle ayrılmıştı.

Ancak sonmaçlarda Brezilya

Avusturya’yı tek golle devirince

bu iki takımbirlikte üst tura

yükseldiler, İspanya’nın İsveç

karşısında aldığı galibiyetse

yeterli olmadı.

Son Dünya Kupasının finalisti Hol-

landa; İskoçya, İran ve Peru ile bir-

likte nispeten kolay sayılabilecek

bir grupta yer alıyordu. İlkma-

çında da İran’ı 3-0 yenerek turnu-

vaya iyi bir başlangıç yapmıştı.

Kupaya son Güney Amerika

şampiyonu olarak gelen Peru da

İskoçya’yı 3-1’le devirmişti.

Hollanda ile Peru, aralarındaki

maçlarındaysa golsüz berabere

kalmış, diğer müsabakada İran ve

İskoçya’nın da yenişememesi

üzerine bir hayli rahatlamışlardı.

Ancak İskoçya ile oynanan son

maç, Hollanda adına neredeyse bir

kâbusa dönüşüyordu. Turu geç-

mesi için üç farklı bir galibiyete ih-

tiyacı olan İskoçlar, maçın son

çeyreğine girilmek üzereyken 3-

1’lik üstünlüğü yakalamışlardı ve

tura bir gol kadar uzaklardı. Ancak

Rep’in akabinde gelen golü Hol-

landa’yı ipten alacak ve Portakal-

lar 3-2’likmağlubiyete karşın

adlarını bir üst tura yazdırmayı

başaracaklardı.

Hollanda, ilk turun sonunda yaşa-

dığı bu kazanın da etkisiyle mi bi-

linmez, ikinci tura bambaşka bir

havayla girecekti. Federal Al-

manya, İtalya ve Avusturya ile bir-

likte yer aldıkları A Grubu’ndaki

ilkmaçlarında Avusturya’yı 5-1’le

bozguna uğratan Hollanda, ardın-

dan Federal Almanya’dan dört yıl

önceki Dünya Kupası finalinin rö-

vanşını alamasa da rakibiyle 2-2

berabere kalmış, sonmaçındaysa

İtalya’yı 2-1’le geçerek grubunu

lider tamamlamış ve üst üste

ikinci kez bu en büyük kupada

finale yükselmeyi başarmıştı.

Grupta ikinci sıraysa İtalyanların

olmuştu.

İkinci turda B Grubu’ysa ev sahibi

Arjantin’in yanı sıra Brezilya, Peru

ve Polonya’yı barındırıyordu. İlk

turda tutuk bir görüntü sergileyen

Brezilya, bu tutukluğunu üstün-

den atarak Peru karşısında 3-0’lık

etkileyici bir galibiyet alarak

gruba başlarken, Arjantin ise

Polonya’yı 2-0mağlup etmişti.

Ardından iki ekip, aralarındaki

maçta golsüz berabere kaldılar.

Sonmaçlarsa aynı saate konma-

mış, önce oynananmaçta da

Brezilya, Polonya’yı 3-1 mağlup

etmişti. Ardından da turu geçmesi

için dört farklı galibiyete ihtiyacı

olan Arjantin, Peru’yu 6-0’lık

skorla mağlup ederek 48 yıl

aradan sonra adını Dünya Kupası

finaline yazdırmayı başarmıştı.

Ancak Peru karşılaşmasına kadar

kupada beş maçta altı gol atabilen

Arjantin’in tek bir maçta bu gol

sayısına ulaşması da kafalarda

fazlasıyla soru işareti yaratacaktı.

Brezilya, turnuvada yenilgi alma-

masına rağmen finali kaçırmış

olmanınmoral bozukluğunu

yaşıyordu belki ama yine de

24 Haziran’daki üçüncülük

maçında İtalya’ya şans tanımadı

ve rakibini 2-1 mağlup ederek

şeref kürsüsüne çıkmayı bildi.

Ertesi günse yeni dünya şampiyo-

nuna ‘merhaba’ deneceği gündü.

Üstelik, iki takımın da o güne

kadar bu kupayı kazanamamış

olması, kupa tarihine de yeni bir

şampiyon ekleneceği anlamına

geliyordu.

Büyük finalde Arjantin, 37. daki-

kada golcüsü Kempes ile öne

geçse de Hollanda rakibinin farkı

arttırmasına fırsat tanımamış ve

bitime sekiz dakika kala da

Nanninga’nın golüyle skoru 1-1’e

getirmeyi başarmıştı. Maçın son

dakikasıysa kupa tarihinin en

dramatik anlarından birine sahne

olacak ve Rensenbrink’in şutunda

top -yani bir bakıma Hollanda’nın

dünya şampiyonluğu- direkten

dönecekti. 90 dakikanın berabere

sonuçlanmasının ardından geçilen

uzatma bölümündeyse Kempes

bir kez daha ağları sarsıp takımını

2-1’lik üstünlüğe taşıyacak, son

sözüyse 115. dakikada Bertoni

söyleyecek ve Arjantin, 3-1’lik

galibiyetle tarihinin ilk dünya

şampiyonluğuna ulaşacaktı.

44

45

1978 Dünya Kupası’nın yıldızı

Mario Kempes, Hollanda ile

oynanan finalde de iki gol atmıştı.