

futbolunu nasıl etkiliyor? Oyuncu-
ların gözlemlediğin farklı özellik-
leri nelerdir?
Başakşehir’e ilk geldiğimde saydı-
ğınız oyunculardan sadece Emre
Belözoğlu buradaydı. Diğer oyuncu-
ların hepsi benden sonra geldi.
Emre’yi ilk gördüğüm zaman çok
heyecanlanmış, çok da sevmiştim.
Çünkü Emre’yi İtalya yıllarında
televizyondan izliyordum. O yüzden
birlikte oynamak bana çok büyük
mutluluk verdi. Kendi kendime
dedimki; “Ben buralara geldiysem
bunu hak ettiğim için geldim.
Benimde belli bir kalitemvar.” Böy-
lesine bir oyuncuyla çalışmak beni
her zaman daha fazla mutlu etmiş-
tir. Dediğimgibi, kariyerimde ileriye
doğru atılmış güzel bir adımdı. Bu
tarz oyuncularla oynamak size her
zaman iyi şeyler öğretir. Çünkü
oyuncular zaten çok iyi kariyerlere
sahipler. Uluslararası tecrübeye
sahipler. Onların bu tecrübesinden
siz de takım arkadaşı olarak çok
farklı şeyler öğrenebiliyorsunuz.
Abdullah Avcı istikrarlı ve başarılı
bir teknik adam. Kendisiyle nasıl
bir ilişkin var? Abdullah Avcı’yı
diğer teknik adamlardan ayıran
en önemli özellikleri neler?
Açıkçası takımın buralarda olması-
nın en önemli etkeni bence hoca…
Yıllar boyunca burada çalışıp oyun
felsefesinin üzerine bir şeyler ekle-
yen ve takımı buraya getiren hoca
ile ekibidir. Bence yaptıkları en iyi
şey şu... Ne istediklerini oyunculara
en iyi şekilde aktarabiliyorlar. Oyun
felsefen vardır; oyuncu grubu buna
doğru cevap vermeyebilir. Bizde bu
yaşanmadı. Hep bir oyun felsefesi
vardı. Bu oyun felsefesi her sene
bazı eklemelerle daha da geliştirildi.
Bu oyun felsefesi olduğu için yeni
gelen oyuncu hiçbir şekilde zorluk
çekmiyor. Çünkü zaten takımın
oturmuş, belli bir iskeleti var.
Abdullah Hoca oyun felsefesini
ufak dokunuşlarla, yeni oyuncu-
larla hep ileriye taşımaya çalışıyor.
Onun dışında gördüğüm en büyük
özelliği, kendi sahip olduğu oyun
felsefesini yardımcılarına da çok iyi
işlemiş olması… Çünkü bu felsefeyi
yardımcıları da bizlere çok iyi
aktarıyor. Biz de saha içinde
elimizden gelenin en iyisini
yapmaya çalışıyoruz. Abdullah
Hoca ve ekibi şu ana kadar çalıştı-
ğımhocalar içerisinde ne yapmak
istediklerini en iyi bilen ekip. Bunu
söyleyebilirim. Çünkü hem tecrü-
beliler hemde inandıkları oyun
felsefesini bize çok iyi aktarıyorlar.
31 yaşındasın ve Başakşehir ile ge-
lecek sezonun sonuna kadar söz-
leşmen var. Kariyer planın nedir?
Başakşehir’le sözleşmemi uzattım.
Önümüzdeki sezondan sonra 1 yıl
da opsiyon var. Kulüp benden
memnun kalırsa tekrar oturup
konuşacağız. Ben günü yaşayan
bir insanım. Uzun vadeli planlar
yapmam. Şu anda tek düşündüğüm
şey önümüzdeki maçlar. Çünkü ben
hayatımda hiç şampiyonluk tatma-
dım. Bir ilki yaşamak istiyorum.
Takımla beraber bunu görmek isti-
yorum. Zaman ne getirir bilemeyiz.
Opsiyonumuz var. Uzatma yaptık.
Yönetim isterse bu opsiyonu kulla-
nırız ve sonrasına bakarız.
Bir İtalyan olmana rağmen bugüne
kadar İtalya’da hiçbir takımda pro-
fesyonel olarak forma giymedin.
Geçmişteki bir röportajında “AS Ro-
ma’ya âşığım. Bir gün İtalya’da
oynamak istiyorum” demiştin.
Bu hayalin halen geçerli mi?
Roma âşık olduğum takım. Çocuk
yaştan itibaren kalbimde çok farklı
bir yeri var. Orada oynamak çok
güzel olurdu ama dediğiniz gibi
İtalya’da hiç oynamadım. İtalya’da
oynama şansımdaha önce bahsetti-
ğimgibi Levadiakos zamanında
vardı. Başkan bıraksaydı gidebilir-
dim. O dönemçok kafama takıyor-
dumama artık belli bir yaşa geldik-
ten sonra çok önemsemiyorsunuz.
Şu an çok önemsemiyorumaçıkçası.
İyi bir başkanım, iyi bir takımımvar.
Takımımla gerçekleştirmek istedi-
ğimhedeflerimvar. Ama ileride
İtalya’da oynamak istermiyim?
Bunu zaman gösterir. 10 yıl önce
Polonya’ya gitmiştim, bugün
Başakşehir’deyim. Eğer kaderimde
bu varsa önünde sonunda İtalya’da
bir gün futbol oynarım.
Bağlantılı bir soru sorayım. Senin
hayallerini şu an eski takımarkada-
şın Cengiz Ünder gerçekleştirmiş
durumda. Cengiz’le nasıl bir ilişkin
var. Kendisiyle görüşüyormusun,
tavsiyelerde bulunuyormusun?
Cengiz’le bir sezon birlikte oynadık.
Çok iyi bir iletişimimiz var. Çok
yetenekli bir oyuncu. Sürekli
kendisiyle konuşuyorum. Kolay
değil aslında. AS Roma taraftarının
beklentisini ve camiayı biliyorum.
Aynı durumu ben de yaşadım.
Çok genç yaşta ülke dışına çıktım.
Dil bilmiyordum. O da şimdi dil
bilmiyor. Kolay değil. Bir ülkeye genç
yaşta gidip adapte olmak kolay değil.
Kendisiyle sürekli konuşuyorum.
Destekmesajları atıyorum. İletişim
halindeyiz. En son Roma’ya gitti-
ğimde demaç biletini bana Cengiz
vermişti. Babamla berabermaça
gittik ve Roma’yı izledik. Maçtan
sonra Cengiz bana formasını verdi.
Maçtan sonra da konuştuk.
Kendisini çok severim. Orada çok
daha önemli işlere imza atacağına
inanıyorum.
Türkiye’de bugüne kadar çok fazla
İtalyan oyuncu forma giymedi.
Bu sezon Süper Lig’deki tek İtalyan
futbolcu da sensin. Sence İtalyanla-
rın, Türkiye’yi tercih etmeme
sebepleri neler?
Bunun nedenini bilmiyorum. Belki
Türk takımları, İtalyan oyuncuları
tercih etmiyor olabilir. Genele baktı-
ğınız zaman İtalyan oyuncuların çok
fazla ülke dışına çıkmadıklarını gö-
rürsünüz. Diğer ülkelerdeki yabancı
oyunculara bakın; İtalyanlar azınlık-
tadır. İtalyan oyuncular eğer imkân-
ları varsa kendi ülkelerinde kalmayı
tercih ederler. Çok fazlamaceraya
atılmadan, ülke dışına çıkmadan,
kendi konfor alanlarının içinde
kalmak isterler. Onun dışında belki
Türk takımları da İtalyan oyuncuları
tercih etmiyor olabilir. Bunu da
düşünmek gerekiyor.
“
Süper Lig’de Polonya’da olduğu gibi sertlik var.
Ama aynı zamanda taktiksel bilgiye sahip takımlar
da var. Türkiye’de büyükler de son sıradaki
takımlara maç veya puan kaybedebiliyor. Bu da
tamamen buraya gelen iyi yabancı oyuncularla
alâkalı bir durumbence.
“
Yıllar boyunca burada çalışıp oyun felsefesinin
üzerine bir şeyler ekleyen ve takımı buraya getiren
hoca ile ekibidir. Ne istediklerini oyunculara en iyi
şekilde aktarabiliyorlar. Hep bir oyun felsefesi vardı
ve bu felsefe her sene bazı eklemelerle daha da
geliştirildi.
“
Cengiz’le sürekli konuşuyorum. Destekmesajları
atıyorum. En son Roma’ya gittiğimde de maç biletini
bana Cengiz vermişti. Babamla beraber maça gittik
ve Roma’yı izledik. Maçtan sonra Cengiz bana
formasını verdi. Orada çok daha önemli işlere imza
atacağına inanıyorum.
“
Emre’yi ilk gördüğüm zaman çok heyecanlanmış,
çok da sevmiştim. Çünkü Emre’yi İtalya yıllarında
televizyondan izliyordum. O yüzden birlikte
oynamak bana çok büyükmutluluk verdi. Kendi
kendime dedimki; “Ben buralara geldiysembunu hak
ettiğim için geldim. Benimde belli bir kalitemvar.”
32
33