TamSaha Dergisi - page 56-57

sıra Olympiakos ve Napoli beni
ciddi şekilde istiyordu. Premier
Lig’i seçmemin amacı tabiî ki fizi-
ğimi orada daha iyi kullanacağımı
bilmemdi. Şimdi teknik ön planda
ama o zamanlar Premier Lig’de
fizik ön plana çıkıyordu. Fiziği iyi
olan daha başarılı oluyordu.
Çok iyi bir karar verdiğime inanı-
yorum.
İ.U: Premier Lig’e gittiğiniz zaman
evet fizik ön plandaydı. Ancak
Premier Lig o dönemler şimdiki
gibi değildi ve dünyaya açılma
sürecindeydi. O yönde de sanırım
Aston Villa büyük fayda
gördü. Çünkü Türki-
ye’den bir oyuncunun
bu ligde yer alması
büyük önem
taşıyordu.
Kesinlikle öyle.
Avrupa Birliği
dışından gelen
oyuncular için çok
zordur Premier Lig’de oynamak.
Sizi bir takım istediği zaman son
iki sene içinde AMillî Takımınızda
yüzde 80-90 banko forma giyme-
niz lâzımdı. Ben tabiî ki bunu faz-
lasıyla aşıyordum. O yüzden elini
kolunu sallayan Premier Lig’e ge-
lemiyordu. Ama tabiî ki benimgit-
memve özellikle ilk sene çok iyi
oynamam çok dikkat çekti.
O dönem çok büyük bir hayaldi.
Çünkü her takımda yıldız oyun-
cular vardı. Benim takımımda
Peter Schmeichel vardı, Mustapha
Hadji vardı; İngilizlerin kaptanı
Paul Merson vardı. İngiltere Millî
Takımı’nın yıllarca kaptanlığını
yapmış Gareth Southgate ile oy-
nuyorduk. Bunlar ayrı bir moti-
vasyon. Ama şunu çok açıkça
söylememgerekiyor ki, ben 26
yaşında Premier Lig’e adım attım.
Profesyonelliğin tamamını İngil-
tere’de öğrendim. Ondan önceki
futbol hayatımda her şeyi doğaç-
lama yapmışım. Çok büyük fark-
lar var. Beslenme olsun, antren-
man bilgisi olsun, ekstra antren-
man olsun, dinlenme olsun bunlar
çok farklıymış. Bunları gördükçe
öğrendim. Çünkümesela belki
hâlâ oyuncularımız Türkiye’de fit-
ness ve beslenmenin önemini çok
dikkate almıyor ama orada buna
çok daha fazla önemveriyorlar.
Futbolun yüzde 40’ı bunlardan
oluşuyormuş. Bunu hiçbir zaman
bilmiyordumben. Güçlü oluyorsu-
nuz, sahaya sağlambasıyorsunuz,
mental olarak da çok fazla yükse-
liyorsunuz, çünkü fiziğiniz çok
güçlü… Bunun yanı sıra dinlen-
meyi ve beslenmeyi çok iyi
yaptığınız zaman perfor-
mansınız çok artıyor.
İ.U: Futbolcuların çok
savruk yaşadıkları;
parayı bulup hayat-
larını değiştirdik-
leri konusunda bir
şeyler gördünüz
mü İngiltere’de?
Kesinlikle öyle bir
şey görmedim.
Çünkü adamlar aşırı profesyonel.
Yani “Saha içerisindeki perfor-
mansımı nasıl arttırabilirim, nasıl
daha fazlasını verebilirim?” diye
çok kafa yoruyorlar. Savaşları
bunun üzerine. Kendi idari işlerini
hep halleden birileri var. Futbolcu
konsantrasyonunu hep sahaya
vermesi gerektiğini çok iyi biliyor.
Herkes performansının daha faz-
lasını vermek için uğraşıyor sa-
hada. Mesela ülkemizde şunu
görüyorum. Gerçekten finansal
açıdan çok iyi durumda oyuncular
ve daha da fazla kazanmaları ge-
rekiyor. Kimse bunu eleştirmesin.
Aksine daha da fazla kazanmaları
gerekiyor. Çünkü çok ağır bir iş.
Çok büyük fedakârlıklar yapma-
nız lâzım. Zor işler. O yüzden fazla
para kazanmayı hak ediyorlar. Bir
oyuncu iyi bir para kazandıktan
sonra neden o paranın 5 kat daha
fazlasını kazanmasın? O perfor-
mans o parayı kazandıktan sonra
neden düşüyor, bunu hepmerak
ediyorum. Kazandığı paranın 5 kat
daha fazlasını kazanmak için
kendisine hedef koymalı. Perfor-
mansını daha yukarı çekmeli.
Ama maalesef ülkemize baktığı-
mız zaman iyi para kazanan
oyuncuların ilerleyen senelerde
performanslarının düştüğünü
görüyorum.
İ.U: Bir kere size kulakmisafiri
olmuştum. İngiltere’de bir yöne-
ticiniz size bir yatırımyaptırmış.
Evet, başkanımdı kendisi… Doug
Ellis gerçekten benimhayatımda
çok önemli bir insandır. Beni bir
gün odaya çağırdı. Çok da sevi-
yordu beni. Çünkü ben gerçekten
ilk günden beri yürekten oynayan
bir insandım. Beni hep alışverişte
gördüğü için kızmıştı. “Sen çok
fazla para harcıyorsun. Ben sana
buradan bir ev alacağım” dedi.
“Başkanımgerek yok” dedim.
Ne kadar kalacağımız belli değildi
çünkü. “Yok, hayır ben senin pa-
randan kesip her ay ödemesini
yapacağımve buradan ev alaca-
ğım sana” dedi. Böyle bir şey yap-
56
57
“Hangi takımı seçersiniz?”
diye sordular. Ben de Fener-
bahçe’yi seçmiştim. Beşik-
taş’tan direkt Fenerbahçe’ye
gitmemiştimyani…
İ.U: O zaman Aston Villa’nın
senin için ödediği 10milyon
dolarlık kısma gelelim… 5.6
milyon pound… Bu gerçekten
çok büyük bir transfer ücre-
tiydi.
Şunu söyleyebilirim. Bütün
transferlerimde kulüpler
benim için bonservis bedeli
ödedi zaten. Hiçbir zaman
elimde kâğıtla bir takıma
gitmedim. Bunun da altını
çizmek isterim. Defansın
transferde şansı daha azdır
biliyorsunuz. Çünkü kaleci,
orta saha ya da forvet tercih
ederler. Bunu başarmak güzel
bir şey.
İ.U: Peki Aston Villa’ya trans-
fer süreciniz nasıl gerçek-
leşti? İzlendiğinizi biliyor
muydunuz?
Bu konuya muhakkak gelece-
ğiz ama Avrupa Şampiyona-
sı’nın ve Dünya Kupası’nın
oyuncular üzerindeki
etkilerine değinmek
istiyorumburada…
Tabiî ki ülkenizi tem-
sil ediyorsunuz. Ama
onun yanı sıra birey-
sel olarak da çok
büyük bir pazar…
Çok büyük bir pi-
yasa yeri. 2000 Av-
rupa Şampiyo-
nası’nda gerçekten
çok güzel bir per-
formans sergile-
miştim. Özellikle
grupmaçlarında iyi
oynamıştım. İtalya, Belçika ve
İsveç maçlarında çok iyi oyna-
mıştım. O zaman da Aston Vil-
la’nın hocası John Gregory üç
maçımı da seyretmiş. Hatta
dördüncü karşılaşma Porte-
kiz’leydi. Onu da izlemiş. Por-
tekiz maçının 25. dakikasında
kırmızı kart görmüştüm. Kır-
mızı kart görür görmez, “Ben
bu adamı almaya karar ver-
dim” demiş. Yani “Her şerde
bir hayır vardır” derler ya…
Kırmızı kart haksızdı ama bu
durumda benim için çok il-
ginçtir. Kırmızı kartla
atıldıktan sonra Gre-
gory bunu bana de-
falarca anlattı.
Stattan çıkmış ve
benim alınmam
için Aston Villa yö-
netimine büyük
baskı kurmuş.
Ama onun yanı
26 yaşında Premier Lig’e adım
attım. Profesyonelliğin
tamamını İngiltere’de
öğrendim. Ondan önceki
futbol hayatımda her şeyi
doğaçlama yapmışım.
Beslenme olsun, antrenman
bilgisi olsun, ekstra
antrenman olsun, dinlenme
olsun bunlar çok farklıymış.
Bunları gördükçe öğrendim.
Oyuncularımız Türkiye’de
fitness ve beslenmenin
önemini çok dikkate almıyor
ama orada buna çok daha
fazla önemveriyorlar.
Futbolun yüzde 40’ı
bunlardan oluşuyormuş.
Güçlü oluyorsunuz, sahaya
sağlambasıyorsunuz, mental
olarak da çok fazla
yükseliyorsunuz, çünkü
fiziğiniz çok güçlü…
Doug Ellis beni hep alışverişte
gördüğü için kızmıştı. “Çok
fazla para harcıyorsun.
Parandan kesip sana buradan
bir ev alacağım” dedi.
“Başkanımgerek yok” dedim.
Ne kadar kalacağımız belli
değildi çünkü. Böyle bir şey
yaptığı için çok kızmıştım.
Keşke bütün paramı kesseydi
de oradan bana birçok ev
alsaydı.
En büyük şansım ailemdir.
Sağ olsun eşimve çocuklarım
beni hiçbir zaman yalnız
bırakmadı. 6 ay ya da 1
seneliğine gitmiş olsambile
hep beraber gittik. Onlar
yanımda olmasaydı, bu kadar
uzun süre yurtdışında
kalamazdım. Yaklaşık
11 sene yurtdışında top
oynayamazdım. Onların
bendeki payı çok büyüktür.
1...,36-37,38-39,40-41,42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55 58-59,60-61,62-63,64-65,66-67,68-69,70-71,72-73,74-75,76-77,...152
Powered by FlippingBook