Page 64-65 - TamSaha 123. Sayı

Basic HTML Version

nayamadığını düşünürsek aradaki makas her geçen gün
daha da açılmaktadır. Futbolumuzun kalkınması için,
geleceğimiz için, futbolun tüm paydaşları ile birlikte ha-
reket etmek zorundayız. Ne kadar edebiliyoruz, bunu
da sizlerin takdirine bırakıyorum.
10 haftal›k ligle olmaz!
Elit oyuncu yetiştirmenin önündeki önemli bir sorun da
yaş gruplarında rakiplerimiz 40 haftalık liglerle sporcu-
larını yarıştırırken bizim 10 haftalık lig düzenliyor olma-
mız. Kulüplerimizden bu duruma tepkiler gelmeye baş-
ladıkça, medya bu konuları görüp takipçisi oldukça,
TÜFAD eksikliği değerlendirip çözüm önerileri ürettik-
çe gelişebiliriz. Yoksa yabancı sayısı konusuna sıkışıp,
maalesef büyük resmi göremeyip futbolumuzu yok et-
meye devam ederiz.
Rakiplerimizde bir çocuk futbol oynamak istediğinde
öncelikle amatör bir kulübe çok kolay ulaşabilmekte.
Bırakın profesyonel kulüpleri, bazı amatör kulüplerin
bile tesisleri yeterlilik açısından ülkemizde 2. ve 3.
Lig’de mücadele eden ve bizim profesyonel kulüp diye
ifade ettiğimiz birçok kulüpten çok daha iyi.
Messi’yi bile bitirirdik!
Hadi tesisin eksik olur da zihniyetin, felsefen elit futbol-
cu yetiştirmeye uygun olur, o da yok. Rakiplerimiz
oyuncu gelişimine odaklanmış ve her yaşın durumuna
uygun stratejiler geliştirirken biz her yaş kategorisinde
kazanmaya endekslediğimiz bir başarı anlayışı ile yıldız
adaylarımızın yitip gitmesine sebep oluyoruz. Bakın si-
ze bir örnek vereyim; Messi’nin çocukluğu bizim ülke-
mizde geçseydi ya önce bu çelimsiz denir, yarıştığı yaş
kategorisindeki yaşı küçültülmüş ve gelişmiş fizikli ra-
kipler tarafından hırpalanır, yapamadığı uygulamalar
nedeniyle cüce diye dalga geçilip yok olmasına sebep
olunurdu ya da yeteneği nedeniyle göklere çıkarılıp te-
levizyon televizyon dolaştırılıp, anası babası mahalle-
nin bakkalı, komşuları televizyonlarda programlara alı-
nır, oyuncu o yaşta böyle bir yükü taşıyamayıp psikolo-
jisi bozulur kaybolur giderdi. Hikâyeyi Messi’nin çocuk-
luğu üzerinden anlattım ama örneklemeden ülkemizde
harcadığımız genç isimlere ulaşabilirsiniz.
Gençlik Geliştirme Programlar› kötü durumda
Kulüplerle ilgi bir çalışma yaptığımızdan bahsetmiştim.
Bu çalışma kapsamında her bir kulübe farklı iki ekip gön-
dererek tüm profesyonel kulüplerin Gençlik Geliştirme
Programlarını değerlendirilmesini sağladık. Gelen rapor-
ları karşılaştırıp kayıt altına aldık. Bünyesinde Gençlik
Geliştirme Programı olan kulüplerinden sadece %’10 u
iyi durumda bunlar arasında uluslararası alandaki kriter-
lere göre mükemmel olanı
yok. %90 Gençlik Geliştirme
Programı ıslah edilmeye, ge-
liştirilmeye muhtaç. Buralar
neresi? Elit futbolcu adayları-
nın antrenman yaptığı, yarış-
tığı kurumlar. Önemli bir kıs-
mının tesisleri yok, bir kısmı-
nın soyunma odaları bile
yok. Antrenörlerinin büyük
kısmının donanımı eksik. Her
şeyden önce antrenörlerin
pedagojik formasyonları yok.
Hangi yaştaki çocuğa nasıl
davranması gerektiği konu-
sunda bilgi eksikliği mevcut.
Aileler kulübe karşı baskıcı,
kulüp yönetimleri Gençlik
Geliştirme
Programında
oyuncu yetiştirmekten çok
maç kazanmayı beklediği
için antrenörler de işlerini
kaybetmemek için ilerde elit
oyuncu olabilecek çocukları
değil kendilerine o yaş kate-
gorisinde maç kazandıracak
çocukları oynatmakta. Hatta
bazen yaşları ile oynanmış
oyuncular oynatmak pahası-
na.
Biz ne yapıyoruz bu arada?
O penaltıydı, değildi; onun
telefonuna mesaj atılmıştı,
almıştı, almamıştı; o onun ar-
kasından dolanmıştı, dolan-
mamıştılarla ilgilenip, sadece
ilgilenmekle de kalmayıp
tüm kamuoyunun da ilgilen-
mesini sağlayacak süreçler
yönetiyoruz. Yahu iki güzel olay Semih ve Veli; çocuk-
lar hakeme yardımcı olarak kararını düzeltmesine sağla-
dığı karşılaşma sonrası televizyon programları ülke fut-
bolu açısından böyle güzel hareketleri destekleyip bu tür
davranışların artmasını sağlayacağı yerde efendim takımı
mağlup olsa da yapar mıydı yapabilir miydi, maçın 89.
dakikası olsaydı yine aynı hareketi yapabilir miydiyi tar-
tıştılar. Yazık ya bu ülkeye. Yazık kaybettiğimiz zamana.
Yazık kaybetmekte olduğumuz değerlere…
Baz› aymaz yöneticiler...
Gençlik Geliştirme Programları ile ilgili konuşurken şu-
nu da ifade etmeden geçmeyeyim. Bugün kulüplerde
Gençlik Geliştirme Programı zorunluluğunu kaldırsak
birçok kulüp memnuniyetle karşılayıp Gençlik Geliştir-
me Programlarını fesheder.
Çünkü bazı aymaz kulüp yö-
neticileri Gençlik Geliştirme
Programını kulübe yük ola-
rak görüyor. Oradan tasarruf
edeceği 3 kuruşu önemsiyor.
Haaa, öte taraftan A takıma
transfer için milyonlar harcı-
yor o başka…
Kulüplerimizin Gençlik Ge-
liştirme Programları bu du-
rumdayken çocuk koruma
programından bahsetmek ne
kadar anlamlı bilemiyorum,
ama biz çok önemsiyoruz.
Çünkü her ne yapılırsa yapıl-
sın, olan sonuçta çocukları-
mıza ve geleceğimize oluyor.
Öncelikle size çocuk koruma
programından bahsetmek is-
tiyorum. Altyapılarda çocuk-
larımıza ne eziyetler edildiğini, onların sıklıkla hem ruh-
sal hem de fiziksel olarak istismar edildiğini maalesef
müşahede edip lokal müdahalelerde bulunmuş biri ola-
rak size bazı bilgiler vermek istiyorum. Ne pahasına
olursa olsun kazanmak üzerine kurgulanmış altyapı eği-
tim düzeni nedeniyle çocuklar hem aileleri hem de an-
trenörleri tarafından ciddi travmalara maruz bırakılmak-
tadır. Çocuk koruma programları çocukları bu olumsuz
etkilerden koruyup iyi ve başarılı bir erişkin olmalarının
yolunu açacak önemli bir programdır. Çocukların ‘Gü-
ven ve Mutluluk’ içerisinde spor yapabildiği, zararın her
türlüsünden arınmış ortamlarda, eğitimli ve kişilik hak-
larına saygılı kişiler ve kurallar tarafından kollanmasıdır.
Cinsel istismarın, fiziksel istismarın, duygusal istismarın
yaşanmadığı, insanlık haysiyetinin korunduğu saygın
futbol ortamlarını yaratmak hedeftir. “Davranış Kodları”
ile sporun, sporcunun ve spor çalışanlarının saygınlığını
yerleştirmek, “Her ne bedelde olursa olsun kazanmak”
ilkesi ile zarar gören çocuk ve genç sporcuyu “Hep ve
önce çocuğun esenliği ve güvenliği ilkesiyle” korunma-
sıdır. Bu her ülkede çok gelişmiş ölçekte olmasına rağ-
men biz göreve geldiğimizde bırakın uygulanmasını,
maalesef futbolumuzda adı bile duyulmamıştı.
Veri taban› meselesi
Geliştirmek istediğiniz bir şeyin önce durumunu tespit
edip, değerlendirmeli, kayıt altına almalı, yaptığınız uy-
gulamaların etkinliğini görmek için benzer değerlendir-
meleri tekrar yapmalısınız. Bunların tamamının kayıt al-
tında olması gelişimin ne şekilde olduğunu bulmanıza,
yaptığınız uygulamaların hangilerinin ne etkiler getirdi-
ğini tespit etmenize, eksik yönlerinizi, kuvvetli özellik-
leri tespit etmenize imkân sağlar. Bunun için veri taba-
nı ve sürekli veri girişi gerekir. Gelin rakibimiz ülkeler-
deki veri tabanı durumuna bakalım. Hepsi 2001’de baş-
layan bir veri tabanı kurma sürecine girip şu an tamam-
64
TamSaha
TamSaha
65