TR
EN
Orta sahanın yiğidi: Yiğit İncedemir 1.12.2010
Orta sahanın yiğidi: Yiğit İncedemir

İzmirspor'da başlayan kariyerine Manisaspor'da devam ediyor. Son 2.5 sezonda kırmızı-beyazlı takımda gösterdiği performansla 25 yaşında ilk kez ay-yıldızlı takımla tanıştı. Bu geç buluşmanın ardında neredeyse 4 sezona varan bir futboldan uzaklık yatıyor. Çok koşan, mücadele eden ve takımı için savaşan kişiliğiyle adeta kayıp yıllarının acısını çıkartıyor.

Röportaj: Türker Tozar / TamSaha

Süper Lig'de henüz ikinci sezonunu oynuyorsun ve Millî Takım'a seçildin. Futbola nasıl başlamıştın?

Futbola babam sayesinde başladım. Kendisi de amatör kümelerde oynamış eski bir futbolcu olan babam, Güraltay Kulübü'nde idari menajerlik yapıyordu. Ben de o kulübe yazıldım. Ağabeyim Burçak İncedemir de futbolcuydu. Uzun süre 3. Lig'de Bergama Belediyespor'da oynadı. Sonra istediğini bulamayınca bıraktı. Babam, aslında onun futbolcu olmasını bekliyordu, çünkü benden daha yetenekliydi. Ama şimdi tabii ki hem babam hem de ağabeyim geldiğim noktadan dolayı benimle gurur duyuyor.

Neden profesyonel futbolcu olmaya karar verdin? Eğitimini de devam ettiriyor musun?

Futbol oynamayı çok seviyordum. Futbolun ekonomik yönünün de oldukça tatmin edici olduğunu düşünerek profesyonel futbolcu olmaya karar verdim. İnsanın sevdiği bir işi yapması gerçekten çok güzel bir şey. Şu anda Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nun antrenörlük bölümündeyim. Üçüncü sınıfta okuyorum. Bu bölümde okumam sayesinde antrenörlerin psikolojisi ve oyuncuya yaklaşımları konusunda fikir sahibi oluyorum ve kendimi geliştiriyorum.

16 yaşında profesyonel oldum

Güraltay'dan İzmirspor'a ne zaman geçtin?

Orada bir sene oynadıktan sonra İzmirspor'un altyapısına geçtim. 16 yaşında profesyonel takıma yükseldim. O sene Lig A da yeni kurulmuştu ve profesyonel olarak ilk sezonumda 18 maça çıktım.

O sezonun ardından Karşıyaka'ya transfer oldun ve dört sezon geçirdin. Ancak bu süre zarfında maçlarda çok fazla dakika alamadığını görüyoruz. Bunu sebebi neydi?

İzmirspor'da oynarken Süper Lig takımlarından da teklifler geliyordu. Ancak bu teklifler oyuncu takası şeklindeydi. Başkanımız ise bonservis ücreti talep ediyordu. Bu talebi Karşıyaka karşılayabildiği için oraya transfer oldum. 2003 yazında Karşıyaka'ya geldiğimde takım da Lig B'den Lig A'ya yeni çıkmıştı. Şanssız bir sakatlık yaşadım, daha ilk sezonumda ayak tarak kemiğim kırıldı. Yaklaşık bir sene futbol oynayamadım. Toparlanma sürecim de biraz uzun sürdü. Bu süreç sonrasında hem kendimle ilgili hem de bazı dış faktörler nedeniyle ilk on bire girme konusunda sıkıntılar yaşadım. Sözleşmem dört senelik olduğu için sonuna kadar devam etmek durumunda kaldım. Sıkıntılara rağmen sabırlı olmaya çalıştım. Sözleşmem sona erince bana "Kal" dediler ama Karşıyaka'ya tam olarak adapte olamadığım için ayrıldım. Fakat 2007 Ağustos'unun sonuna kadar takım bulamadım. Biliyorsunuz, yeterince maç oynamamış bir futbolcunun takım bulması oldukça zordur. Bu dönemde bir ara futbolu bırakmayı bile düşündüm.

Peki, Adana Demirspor'a transferin nasıl gerçekleşti?

Adana Demirspor'a gitmem, kariyerimdeki dönüm noktası olarak adlandırılabilir. O sezonun başında Levent Eriş, Karşıyaka ile anlaşmıştı. Ancak daha sonra anlaşmazlığa düşüp ayrıldı ve Adana Demirspor'un başına geçti. Beni 10 yaşından beri tanıyordu. O İzmirspor'da profesyonel takımı çalıştırıyorken, ben altyapıdaydım. Beni Adana Demirspor'a aldıran da kendisidir. Bunun için Levent Hocaya bin kez minnettarım. Orada gerçekten çok iyi bir sezon geçirdim. Levent Hoca ise ligin bitmesine sekiz hafta kala Manisaspor'a gitti, ben de sezonu Adana'da tamamladım.

2007-08 sezonunda Lig B play-off'unda Güngören Belediye'ye kaybedip Lig A'ya çıkma şansını kaybettiniz. Böyle olmasaydı belki de senin için her şey farklı olacaktı.

Adana Demirspor'la başarılı bir sezon geçirmemize rağmen Lig A'ya çıkma şansını şanssız şekilde finalde kaybettik. Epeyce üzülmüştüm ama futbolda her şeyin mümkün olabileceğini bu şekilde görmüş oldum.

Manisaspor'a gelişin nasıl oldu?

Levent Hoca, daha Adana'dan Manisa'ya gitmeden önce bana "Manisaspor'u Süper Lig'de tutsam da Lig A'ya düşsek de seni takımıma alacağım" demişti. Dediğini de yaptı. Levent Hoca beni önce Adana Demirspor'a, sonra da Manisaspor'a çağırarak büyük bir babalık yaptı. Futbolu bırakmak üzereyken önce Süper Lig futbolcusu oldum daha sonra da A Millî Takım'a yükseldim. Manisaspor'da ilk sezonumda şampiyonluk sevinci yaşadım. Şimdi kulübümde çok mutluyum. Bana her bakımdan değer verildiğini hissediyorum.

Taraftar mücadele eden oyuncuyu seviyor

Adana Demirspor'da taraftarların senin ayrılmana çok kızdığını biliyoruz. Kulüpte sadece bir sezon geçirmene rağmen onlar için çok şey ifade ettiğin belli.

Adana Demirspor'da yaş ortalaması yüksek bir oyuncu kadrosuna sahiptik. Bütçesi de Lig B'ye göre oldukça fazlaydı. Taraftarların takımın bir üst lige çıkması konusunda ciddi bir beklentisi vardı. İş bitirici oyuncu sayımız çoktu ama koşan, mücadele eden futbolcularımızın sayısı azdı. Ben de orta sahada savunmaya yönelik, mücadeleci bir karaktere sahip olduğum için taraftarlar beni gerçekten çok sevdi. Şimdi bile görüştüğüm taraftarlar var. Bu sayede Facebook'ta binlerce arkadaş edindim. Adana için ikinci memleketim diyebilirim.

Manisaspor seyircisi ile aran nasıl?

Onlarla da aynı şekilde iyi gidiyor. Herhalde Türk futbolunun bir yansıması bu. Mücadele eden, arzulu futbolcuyu taraftar bağrına basıyor. Facebook'tan mesaj yazıp daha iyi yerlere geleceğime inandıklarını söylüyorlar.

Manisaspor'la ilk sezonunda şampiyonluğu yaşadın. Nasıl bir duyguydu?

En başta büyük bir keyif, müthiş bir mutluluktu. Eski takımım Karşıyaka ile Atatürk Stadı'nda oynuyorduk. 90+3'te benim yaptığım asistle Sezer Öztürk 30 metreden bir gol atmıştı. O golle şampiyonluğu yüzde 70 oranında garanti altına almış olduk. Bu yönden o maçı unutamıyorum. Eminim Sezer de unutamıyordur. O maç benim için de kendimi ispat maçıydı, çünkü Karşıyaka'daki dönemim iyi geçmemişti.

Futbola başladığından beri hep orta saha oyuncusu olarak mı oynadın?

Evet, hep orta sahada oynadım. Bazen sağda ya da sol tarafta oynadığım da oldu. İzmirspor'da hep ön libero oynadım. Açıkçası bu bölgeye de çok alıştım. Boyum da uzun olduğundan dolayı savunmaya da yatkınlığım var. Sağ veya soldan ziyade orta sahanın ortası ya da defans ile orta saha arası merkez bölgede en iyi performansımı sergiliyorum.

23 yaşında ilk Süper Lig deneyimini yaşamak biraz geç değil mi sence?

Günümüz futbolunda dayanıklılık ve çok koşmak büyük öneme sahip. Oyuncular Süper Lig tecrübelerini ne kadar erken yaşarlarsa, bunun Millî Takım'a da olumlu yansımalarının olacağına inanıyorum. 23 bence de geç bir yaş. 20 yaş civarında ilk deneyimini yaşayan futbolcunun Millî Takım'da ilerleme şansı da daha yüksek olur.

İyi bir ön liberonun sahip olması gereken özellikler nedir sence?

Avrupa'nın önde gelen liglerinde bu pozisyon için uzun boylu futbolcular tercih ediliyor. Bu bakımdan, uzun olanlar iyi ön liberonun tarifinde bir adım önde. Bunun dışında kuvvetli ve dayanıklı olmalı. Çünkü dayanıklı olmazsanız defansla forvet arasındaki bağlantıyı sağlayamazsınız. Maçın her bölümünde çok koşmanız gerekiyor. Bunları sayabilirim.

Bugün kadar çalıştığın hocalarından özel şeyler öğrendiğin, bahsetmek istediğin isimler var mı?

Bence Levent Eriş Hoca hak ettiği yerde değil. Kendisi Süper Lig'de bir takımı hatta üç büyükleri rahatlıkla çalıştırıp başarılı olabilir. Onunla hep iletişim halindeyim. Hatta A Millî Takım'a seçildiğimde onu arayıp üzerimdeki emekleri için teşekkür ettim. O da bana "Bu, senin başarın" dedi. Yaklaşık dört sezon Karşıyaka'da doğru düzgün oynayamamıştım. Bu yüzden özgüvenimi bir hayli yitirmiştim. Levent Hoca benim yeteneklerime inandı. Futbolumu geliştirmemi sağladı. Bu sayede özgüvenimi geri kazandım. Bana her zaman iyi bir futbolcu olacağımı söyledi.

Profesyonelce yaşıyorum

Kendinde başarılı bulduğun ve geliştirmen gerektiğini düşündüğün özelliklerin neler?

İyi bir profesyonel olduğumu düşünüyorum. Her hafta maç yapıyoruz ve beden olarak kuvvetli olmak zorundayız. Bir futbolcu hafta arasını iyi geçirmemişse hafta sonu kötü performans sergilemesi doğal. Ben de hafta arasında kendime çok iyi bakarım. Pazar günü maç bitince de ertesi gün öteki maça konsantre olurum. Bu benim artım diye düşünüyorum.

Geçen sezonki Süper Lig istatistiklerine göre en çok sarı kart gören oyuncu oldun. Tam 13 sarı kart. Biraz da agresif bir stilin olduğunu görebiliyoruz. Hırsını kontrol etmek için bir çalışma yapıyor musun?

Evet, bazen rakibe kontrolsüz şekilde basabiliyorum. Kartlar da bundan dolayı geliyor zaten. Rakibin karşısında durmam ve geçirmemem gerekiyor. Zamanlamamı biraz daha geliştirmem gerektiğini düşünüyorum.

Kendi mevkiinde beğendiğin oyuncular kimler?

Real Madrid'de oynayan Xabi Alonso'yu çok beğeniyorum.

Hikmet Karaman'ın gelişinden sonra Manisaspor'un büyük çıkış yakaladığını görüyoruz. Önce Trabzonspor ve Beşiktaş'ı sonra da Galatasaray'ı yendiniz. Hikmet Hoca takıma ne kattı, neler getirdi?

Hikmet Hocanın göreve başlamasından sonra takımın kaybolan özgüveni geri geldi. Sezon başında zaten iyi olan kadromuzu kaliteli transferlerle desteklemiştik. Ama ilk dört hafta çok kötü bir gidiş oldu. Her şeye rağmen, iyi bir takım olduğumuzu biliyorduk. Yine de o ilk dört haftada bir kendine güvensizlik hâkimdi. Herkes bir başkasının sorumluluk almasını bekliyordu sanki. İşte Hikmet Hocayla bu sıkıntıyı atlattık. Şimdi herkes sahada ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Bizi takım yaptı diyebilirim. Büyük takımları yenmemizin sırrı da Hikmet Hocanın iyi bir motivasyon uzmanı olması. Ama esas önemlisi taktiksel bilgisi. Büyük takımların açıklarını çok iyi biliyor. Bunları bize aktardı ve tam olarak ne yapmamız gerektiğini söyledi.

Manisaspor'la bundan sonraki hedefiniz ne olacak?

Geçen sezon lige yeni çıkmış bir takım olarak hedefimiz küme düşmemekti. Bu sezon başında hedefimizi "Ligi ilk 10 içinde bitirmek" olarak koymuştuk. Şu anda hedeflediğimizden çok daha iyi durumdayız ve ilk 5 için mücadele verebileceğimizi düşünüyorum. Hikmet Hoca da zaten bize bunu söylüyor.

Bursaspor öncü oldu

Üç büyük İstanbul takımının yaşadığı sıkıntılar ve Anadolu takımlarının çıkışını hangi şekilde değerlendirmek lâzım?

Üç büyük takımın şöhretli isimleri kadrolarına kattıklarını düşünüyorum. Ancak takım olgusunu yakalayamıyorlar. Bunun dışında, Anadolu takımlarının yayın gelirlerinden aldıkları payların artması daha iyi futbolcular transfer edebilmelerini sağladı. Bursaspor'un geçen sezon yakaladığı şampiyonluğun ardından diğer takımlar, "Biz de başarabiliriz" düşüncesi içine girdi. Bursaspor bize örnek oldu, rehberlik yaptı. Örneğin Manisaspor, 15 yıl boyunca İstanbul'da hiçbir büyük takımı yenememişti. Bu sene ise hem Beşiktaş'ı hem de Galatasaray'ı kendi sahasında mağlup ettik.

A Millî Takım'a çağrılmayı bekliyor muydun? Haberi aldığında neler hissettin?

Kariyer hedeflerim arasında A Millî Takım'da oynamak vardı. Amaçlarımdan bir tanesini gerçekleştirdiğim için çok mutlu oldum. Antrenman dönüşü odaya geldiğimde telefonumda 30 tane cevapsız arama gördüm. Kendi kendime, "Herhalde önemli bir şey oldu. Yoksa 30 kişi birden niye arasın ki?" dedim. Haberi ağabeyimden aldım. İsmimi televizyonda altyazı geçerken görmüş. İnşallah Millî Takım'da kalıcı olurum.

2012 Avrupa Şampiyonası finallerine gitme şansımızı nasıl görüyorsun?

İki kötü mağlubiyet aldık ama şansımız devam ediyor. Ben finallere gideceğimize inanıyorum.

Takım arkadaşın Eren Aydın ve İzmirspor'da beraber yetiştiğiniz Yekta ile Millî Takım'dasınız. Bu arkadaşlarının nasıl bir katkı yapacağını düşünüyorsun?

Eren son dakikada kadroya seçildi. Kendisi de bu daveti beklemiyordu. Guus Hiddink'in Galatasaray'la oynanan maçta performansını beğendiği için onu Millî Takım'a çağırdığı fikrindeyim. Geçen sezondan beri bir iyi oynuyordu. Artık performansını daha da artıracaktır diye düşünüyorum. Yekta ile İzmirspor'da neredeyse beraber büyüdük. 15 senelik bir arkadaşlığımız var. İkimizin de kadroda ismini görünce bir başka sevindim. Kendisi Kasımpaşa'nın hem kaptanı hem de takımı sürükleyen futbolcusu. Yekta'nın Millî Takım'da kalıcı olacağına inanıyorum.

Bize futbolla ilgili unutamadığın bir anını anlatır mısın?

Ön libero olduğum için savunmaya dönük oynuyorum. Manisaspor'la şampiyon olduğumuz sene Levent Hoca bana, "Bir tane bile golün yok. Bir gol at, sana saat alacağım" demişti. Ben de bu konuşmamızdan iki hafta sonra Sakaryaspor'la oynadığımız maçta 35 metre mesafeden çok güzel bir gol attım. Levent Hocaya maçtan sonra sözünü hatırlattım, saat de geldi. (Gülüyor)

Hiddink'le ilgili görüşlerini alalım…

Gerçekten çok büyük bir hoca. Toplantılarda olsun, sahada olsun yapmamız gerekenleri bize tam olarak anlatıyor. Henüz çok kısa süreli birlikte olduk. Çalıştırdığı takımlar ve elde ettiği başarılarla bize güven veriyor. Onunla iki gün için bile olsa çalışma fırsatı bulduğum için çok mutluyum.

Galatasaray'ın seninle ilgilendiği yazılıp çizildi, bunlar doğru mu?

Galatasaray benim çocukluğumdan beri tuttuğum takım. Orada oynamak bana büyük bir gurur verir. Medyada 2 senedir dediğiniz gibi haberler çıkıyor ama kulübe gelmiş resmi bir teklif yok. Beni izlettirdikleri söyleniyor.