Previous Page  8-9 / 32 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 8-9 / 32 Next Page
Page Background

Anadolu Kartalı

Atiker Konyaspor Tarihi

ehrin futboldaki arenası olan Atatürk

Stadyumu’nun karşısındaki Horozlu

ve Konevi Sitelerinin bulunduğu yere,

1910’lu yıllarda Çamlıbahçe deniyordu.

Askeri Lise ile Konya Lisesi’nin

talebeleri bu bahçede futbol maçları

yapıyordu. Çamlıbahçe’nin sahibi

onları kovunca futbol oynamak için

yanıp tutuşan Konyalı gençler, önce

Meram’a giden yolun Ordu Pazarı

civarındaki boş arsada, daha sonra da

Musalla’da şu an Emniyet

Müdürlüğü’nün bulunduğu yerde top

koşturdu. Sadece liseliler değil,

medrese talebeleri de futbol topunun

büyüsüne kapılmıştı.

Bu arada esnaf, vilayetteki memurlar

ve matbuat çalışanları da topa merak

sarınca futbolun ilk sinyalleri gelme-

ye başladı. Babalık Gazetesi’nin çalı-

şanları ve memurlar bir takım kurdu,

renkleri de sarı-kırmızı oldu. İsmi

‘Matbuat’ olarak bilinen bu ekip daha

sonra ülkenin en gözde takımlarından

biri olacak ve Konyaspor’un nüvesini

teşkil edecekti.

Matbuat takımının içinden Konya

futbolunun köklerini teşkil edecek

“birlik”, futbol aşkıyla yanıp tutuşan

“gençleri” çatısının altında buluştur-

du. 1922’nin Haziran ayında Konya

Gençlerbirliği adıyla yepyeni bir takım

kuruldu. Türkiye’de yeni bir takım

haline gelen Anadolu futbol birlikleri-

ne, şehirlerin isimleriyle birlikte

gençleri bir araya getiren takımlar

anlamında Gençlerbirliği isimleri

konuyordu. Konyalı futbolcular da

Gençlerbirliği’nde buluştu.

Babalık Gazetesi İdare Müdürü Halit

Kurşun, Başmürettip Nazım Ermeral,

PTT Memuru Münir Bey, Gazazade

Kadir, Mürettip Hüseyin ile Makinist

Selim, Gençlerbirliği’ne hayat veren

isimlerdi. Beşiktaş’tan esinlenerek

takımın renklerinin siyah-beyaz

olmasına karar verildi. Siyah-beyaz

renkli bu takımın bir de simgesi

olmalıydı. Yine Beşiktaş’tan esinlen-

diler ve Konya Gençlerbirliği’nin

amblemi hırçın bakışlı, kara bir kartal

oluverdi. Şükrü Bey’in muallimmek-

tebinde talebe olan kız kardeşi, simli,

parlak iplerle, eline iğneyi alarak 12

tane kartal işledi. Matbuat takımının

tecrübeli denilebilecek futbolcuları-

nın giydiği formaların göğsüne bu

kartal kondu.

Konya Gençlerbirliği yaklaşık bir yıl,

lise takımlarıyla maçlar yaparak fut-

boldaki varlığını sürdürdü. Ancak

1923’ün Temmuz ayında onlara çok

ciddi bir rakip çıktı. Orduda görev

yapan Rafet Çağlar, Milletvekili Saffet

Gürol, Şevki Ergun, Celal Vaner,

Nazım Buzcu, Seyfi Muşkara, Konya

Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni

olan Süreyya Ege ve Celal Ulusan bir

araya gelerek Konya’nın idman

yuvasını kurdu. Onlar da Galatasaray’ı

seviyordu ama yepyeni bir takım için

yeşil ve beyaz renkleri tercih ettiler.

Konya’da Gençlerbirliği’nin yanında

parlayan bir takım olduklarını göster-

mek için de amblem olarak büyük,

beyaz bir yıldız resmettiler. Kartala

karşı koyacak yıldızı, göğüslerinde

taşıdılar. Genelde düz yeşil forma

giydiler ve yıldızın yanında, Konya

İdmanyurdu’nun kısaltması olan

K, İ ve Y harflerini taşıdılar.

Gayrı resmi olarak kurulan bu iki

takım İdman Cemiyetleri İttifakı yani

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün

kurulmasının ardından tescil edildi.

Her şey bundan sonra başladı. Kısa

sürede yeşil ve siyah sevenler bu

takımların etrafında toplanmaya başla-

dı. Konya’da futbol sevgisi artıyor,

taraftarlık bilinci de yavaş yavaş yerle-

şiyordu. 1929’a kadar Gençlerbirliği,

İdmanyurdu ve lise takımları kendi ara-

larında maçlar yaptı. Bu arada şehirdeki

Fenerbahçe taraftarlarınca sarı-lacivert

renklerle, Selçukspor adında, yıllarca

isminden söz ettirecek bir takım kurul-

du. Musalla Mezarlığı yanındaki sahada

önemli bir rekabet başladı. 1950’lerde

toprak sahadan, yapımı tamamlanan

Atatürk Stadyumu’nun çim sahasına

geçilmiş, taraftarlar maçları daha kala-

balık gruplar halinde izlemeye başla-

mıştı. Takımlar, Türk futbolunun da

gelişmesine paralel olarak Konya dışın-

dan daha kaliteli futbolcuları

transfer etmeye başladı. 1965’in

ikinci yarısında ikinci ligde müca-

dele eden Konya İdmanyurdu, ilk

olarak Ankara Gençlerbirliği’nden

sağ açık İlhan’ı transfer etti.

Gençlerbirliği’nden Şevket

Yorulmaz, Beşiktaş’a transfer ola-

rak Süleyman Seba ile birlikte

uzun yıllar top koşturdu. “Yanda”

isminde Macar bir futbolcuya ben-

zediği için “Yanda Arif” olarak bili-

nen Arif Sevinç, Galatasaray’da

oynadı. Şehrin yetiştirdiği en ünlü fut-

bolcularından biri de Sarı Mehmet laka-

bıyla tanınan Mehmet Aktan’dı.

1960’lı yıllar Anadolu’da futbolun kade-

rinin değiştiği yılların başlangıcı oldu.

1964’te Orhan Şeref Apak başkanlığın-

daki Futbol Federasyonu, 13 takımlı

2. Profesyonel Futbol Ligi’ni kurdu. Bu

ligde Konya’dan da takım olmasını iste-

yen Apak, şehirdeki en büyük iki takı-

mın yöneticilerine birleşmelerini teklif

etti. Vali Ali Rıza Aydos, Orhan Şeref

Apak ve Beden Terbiyesi Genel Müdürü

Fikret Altınel’in iki yıl süren çabaları

yeterli olmadı ve ortak rengin hangisi

olacağı, efsane bina ve diğer mal varlık-

larının paylaşımındaki sorunlar nede-

niyle İdmanyurdu cephesi birleşmeye

karşı çıktı. Bunun üzerine Konya

Gençlerbirliği, federasyonun da deste-

ğini alarak kongreye gitti ve ismini

Konyaspor olarak değiştirdi. Artık daha

da güçlenen ve profesyonel olan

Anadolu Kartalı’nın keskin bakışlara

sahip iki başı vardı. Selçuklu Kartalı

artık onların arkasındaydı. Bir anlamda

gerçek tarih de burada başlıyordu.

Çimentospor ve Meramspor’un iltihak-

larıyla güçlenen Konyaspor, 1965

yılında 2. Futbol Ligi’ne katılıyordu.

Kulübün başkanlığına Gençlerbirliği’nin

22 yıl formasını giyen ve kaptanlığını

yapan Mehmet Ortaer getirildi.

Konyaspor’un profesyonel ligde müca-

dele etmesi şehirdeki futbol tutkunları-

nın siyah-beyazlılara daha fazla ilgi

göstermesini sağladı. Konya

İdmanyurdu, ezeli rakibin hızlı yükseli-

şine dur diyemeyince arkasından koş-

mayı tercih etti. İkinci Lig şansı artık

yoktu. Onlar da yine profesyonel olan 3.

Lig’e katılmak için girişimlerde bulundu

ve 1967’de bu istekleri gerçekleşti.

Konyaspor, 1965’te 2. Lig’deki ilk maçını

Samsunspor’la oynadı ve 1-0 mağlup

oldu. İlk yıllarda 2. Lig’de sıkıntı çeken

Konyaspor, 1968’de İdmanyurdu’nun da

bulunduğu 3. Lig’e düştü. Artık iki takım

da profesyoneldi ve aynı grupta müca-

dele edeceklerdi. Bu rekabet iki kulü-

bün 1981’deki birleşmesiyle ortak bir

güce dönüştü. Türkiye liglerinde

Konya’yı temsil edecek bu güçlü kulübe

Konya’nın tek takımı olduğu için

Konyaspor ismi verildi. Renk konusun-

da ise İdmanyurdu’nun isteği kabul

edildi ve siyah-beyaz aşkı sona erdi.

Bozkırın ortasındaki büyük ovada

yeşil-beyaz renkli bayraklar dalgalan-

maya başladı. İdmanyurdu’nun yıldızı-

nın yerine Konya’nın Anadolu Selçuklu

Devleti’ne başkentlik yapmasına saygı

gösterildi. Doğunun ve batının hâkimi

keskin bakışlı çift başlı kartal, futbolun

da hâkimi olmak için yeşil-beyaz renk-

lerin üzerinde amblem olarak duracaktı.

Kartalı çevreleyen tarımın ve buğdayın

sembolü başaklar da Konyaspor’u

yalnız bırakmadı. Peki bu yeni takımın

kuruluş tarihi ne olacaktı?

Konyasporlular iki kulübün de köklü

tarihini hatırlatması için amblemin altı-

na 1922 ya da 1965 yazılması gerektiğini

savundu. Ama kartalı kabul etmenin

ezikliğini yaşayan İdmanyurdu cep-

hesi, birleşme tarihini kuruluş tarihi

olarak kabul ettirdi. Artık efsanenin

resmi doğum tarihi 1981’di. Lâkin

sonraki yıllarda bu tarih 1922’ye

çekilecek ve amblemde de kuruluş

tarihi olarak 1922 yazacaktı.

1987-88 sezonuna Özkan Sümer’in

teknik direktörlüğünde giren

Konyaspor, profesyonel mücadele-

sinin 22’nci yılında bugünün Süper

Ligi olan o dönemin 1. Ligi’ne yük-

seldi. Kötü bir sezon geçirdiği

1993’te 2. Lig’e düşen Konyaspor, 2002-

2003 yılında yeniden Süper Lig’e yük-

seldi. 2008-2009 sezonu sonunda gol

averajıyla 1. Lig’e düşen Konyaspor,

ertesi sezon yeniden yükseldiği Süper

Lig’den bir kez daha 1. Lig’e geri döndü

ve “asansör takım” hüviyetine bürün-

dü. 2012-13 sezonunda yeniden Süper

Lig’e çıkan yeşil-beyazlı takım, o sezo-

nu 11’inci sırada tamamladı. 2014-15

sezonunu sekizinci sırada bitiren yeşil-

beyazlılar, 2015-16 sezonunda ise tarihi-

nin en önemli başarısını elde ederek 19

galibiyet, 9 beraberlikle 66 puan topladı

ve Beşiktaş’la Fenerbahçe’nin ardından

üçüncü sırada yer aldı. İstikrarlı yükseli-

şiyle tarihinde ilk defa Avrupa kupaları-

na katılan Atiker Konyaspor, bu sezonu

da ilk kez finaline çıktığı kupayı kaza-

narak taçlandırmak istiyor.

8

9

Futbolla tanışması 1910’lara

uzanan Konya şehri,

kendi içinde yaşadığı rekabeti

1981’de birliğe çevirdi.

Süper Lig’e ilk olarak 1988’de

yükselen yeşil-beyazlılar,

geçtiğimiz sezon en büyük

başarısına lig üçüncülüğünü

elde edip Avrupa Ligi’ne

katılarak ulaştı.

Ş