Türkiye -Letonya - page 26-27

Baltık denizine kıyısı olan ülkeler arasında bir futbol
kalitesi sıralaması yaptığınızda Estonya, Litvanya ve
Letonya’yı en son basamaklara rahatlıkla yazabilirsiniz.
Almanya’nın, Polonya’nın, Rusya’nın, Danimarka’nın,
Norveç’in, İsveç’in hatta Finlandiya’nın yanında bu üç
ülkenin esamisi pek okunmaz. Yine de zayıf halka
konumunda olan bu üçlüden Letonya’yı diğerlerinden
ayıran bir özelliği olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.
Letonya Millî Takımı, 2004 Avrupa Şampiyonası
elemelerinin baraj maçında Millî Takımımızı saf dışı
bırakıp finallere katılmaya hak kazanmıştı. Ama işte hepsi
o kadar…
Letonya’da en üst düzeyde futbol ligi 1927 yılında kuruldu.
1943’te ise bu lig sona erdi. Çünkü ll. Dünya Savaşı’nın o
netameli günlerinin ardından Letonya, Sovyetler
Birliği’nin bir parçası olmuştu. Ancak Letonya takımları
1991’e kadar devam eden Sovyetler Birliği Ligi’nde pek bir
varlık gösteremedi. Ukraynalıların ve Rusların ağırlığını
koyduğu ligde biraz da Gürcüler, Ermeniler ve Beyaz
Rusların adı geçiyordu. Letonya takımları bu ligde sadece 7
kez yer alabilmişti. Letonya takımları bu süreçte kendi
yerel liglerinde futbol oynamayı sürdürdü.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ise Vrsliga adı
verilen en üst Letonya Ligi 1991’de kuruldu. 2 milyon
civarında bir nüfusa sahip ülkenin ligi sadece 7 takımla
sürdürülüyor. Lig maçlarına sahne olan stadyumların en
büyüğü, en fazla şampiyonluğa sahip olan Skonto Riga’nın
iç saha maçlarını oynadığı 10 bin kişi kapasiteli Skonto
Stadı. Bir başka Riga takımı olan FC Metta ise maçlarını
500 kişilik Arkadija Stadı’nda oynuyor. Vrsliga’nın
kuruluşundan itibaren 14 yıl boyunca sadece tek bir takım
şampiyonluk yaşayabildi. Üst üste 14 şampiyonluk
En büyük sürprizini
bize yaptı
Letonya, geçmişte
ağır ve kapatılması
gereken bir
hesabımızın olduğu
takım. 1994 Dünya
Kupası
elemelerinden
itibaren uluslararası
alanda boy
göstermeye
başlayan Letonya,
o günden bu yana
sadece EURO 2004
finallerine katılmayı
başardı. Play-off
eşleşmesinde Millî
Takımımızı saf dış
bırakan Letonya,
Portekiz’deki
finallerde de
Almanya’ya çelme
takmayı başarmıştı.
Letonya Futbolu
kazanan Skonto Riga, 2004’teki son şampiyonluğunun
ardından bir kez 2010’da bu mutluluğu yaşarken, Letonya
futbolunda artık başka takımlar da devreye girmiş
durumda. 2005’te Skonto Riga hegemonyasına son veren
Liepajas Metalurgs, 2009’da da ikinci şampiyonluğunu
yaşadı. Ligin yeni Skonto’su ise FK Ventspils.
İlk şampiyonluğunu 2006’da elde eden Ventspils, o
tarihten bu yana geçen 9 sezonda 6 kez şampiyonluk
sevincini tattı. Arada bir şampiyonluğu da 2012’de
FC Daugava elde etti.
Gelelim asıl konumuz olan Letonya Millî Takımı’na…
Tarihteki ilk maçını 1922’de komşusu Estonya ile oynayıp
1-1 berabere kalan, en farklı galibiyetini bir başka
komşusu Litvanya’yı 1935’te 6-1 yenerek elde eden,
en farklı yenilgisine 1927’de İsveç karşısında 12-0’lık
hezimetle uğrayan Letonya’nın en çok millî olan
oyuncusu, formayı 167 kez giyen Vitalijs Astafjevs. Millî
Takım’ın teknik direktörlüğünü yapan 1976 doğumlu
Marians Pahars da Letonya’nın önemli bir futbol figürü.
2010 yılında futbolu bırakan Pahars, 75 kez giydiği Letonya
forması altında 15 gol kaydetti. Letonya futbolu
denildiğinde Türkiye’de akla gelen ilk isim ise Maris
Verpakovskis. 1979 doğumlu oyuncu halen Letonya’nın
FK Liepaja takımında forma giyiyor ve 104 maçta attığı
29 golle millî takımın en fazla gol atan oyuncusu.
Letonya Millî Takımı, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından
sonra 1994 Dünya Kupası elemelerinden itibaren
uluslararası alanda boy göstermeye başladı. O elemelerde
İspanya, İrlanda Cumhuriyeti, Danimarka, Kuzey İrlanda,
Litvanya ve Arnavutluk’la aynı grupta yer alan bordo-
beyazlılar, 12 maçı sadece 4 gol atıp 21 gol yiyerek
tamamlarken, beş beraberlikle 5 puan topladı ve
Arnavutluk’un 1 puan üzerinde 6. sırada yer aldı. Ancak o
turnuvada Letonya’nın ilginç sonuçlara imza attığını da
hatırlatmakta yarar var. Beş beraberliklerinden ikisini
Danimarka ve İspanya karşısında 0-0’lık sonuçlarla
almaları oldukça çarpıcıydı.
EURO 1996 elemelerine ise Millî Takımımız gibi beşinci
torbadan girip Portekiz, İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey
İrlanda, Avusturya ve Liechtenstein’la eşleştiler.
Yine sondan ikinci olmalarına rağmen bu kez 4 galibiyetle
12 puan topladılar ve 11 gol atıp 20 gol yediler. Bu dört
galibiyetin ikisini doğal olarak Liechtenstein maçlarında
alırken, diğer iki galibiyetlerini Kuzey İrlanda ve
Avusturya karşısında elde ettiler.
1998 Dünya Kupası elemelerinde Avusturya, İskoçya,
İsveç, Estonya ve Belarus’lu grubu 10 maçta 10 puanla
dördüncü sırada tamamladılar. 3 galibiyet, 1 beraberlik ve
6 yenilgi alırken, 10 gol atıp 14 gol yediler. Üç galibiyetlerini
Belarus ve iki Estonya maçında alırken, tek
beraberliklerini Belarus deplasmanından çıkardılar.
EURO 2000 elemelerinde de performansları kötü değildi.
Norveç, Slovenya, Yunanistan, Arnavutluk ve Gürcistan’ın
bulunduğu grubu 10 maçta 3 galibiyet, 4 beraberlik ve 3
yenilgiyle, 8 gol atıp, 14 gol yiyerek 13 puanla dördüncü
bitirdiler. Grubu birinci bitirecek Norveç karşısında
deplasmanda elde ettikleri 3-1’lik galibiyet o günün büyük
sürprizlerinden biriydi. İkinci maçlarında da Gürcistan’ı
yendiler ve “Ne oluyor?” dedirttiler. Ancak kalan 8 maçta
sadece 1 kez kazanabildiler. Onda da Yunanistan’ı
deplasmanda son dakika golüyle mağlup etmeleri oldukça
çarpıcıydı. Dört beraberliklerini ise iç sahada Yunanistan
ve Arnavutluk, deplasmanda da Arnavutluk ve Gürcistan
önünde aldılar.
2002 Dünya Kupası elemelerine dördüncü torbadan girip
Hırvatistan, Belçika, İskoçya ve San Marino ile eşleştikleri
nispeten kolay grupta ise tam bir hayal kırıklığı yaşadılar.
8 maçta 5 gol atıp 16 gol yerken, sadece 1 galibiyet ve
1 beraberliği San Marino maçlarından çıkartabildiler.
Letonya’nın tarihindeki en büyük başarısı ise finallere
katılma hakkını elde ettiği EURO 2004 elemeleri oldu.
İsveç, Polonya, Macaristan ve San Marino ile yer aldıkları
grupta sadece San Marino’yu geride bırakacakları tahmin
edilirken büyük bir sürprize imza atarak İsveç’in
sadece 1 puan arkasında ikinci oldular. Polonya’nın 13,
Macaristan’ın ise 11 puan çıkartabildiği grubu 10 gol atıp
6 gol yiyerek 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 yenilgiyle
tamamladılar. İlk maçta evlerinde İsveç’le golsüz berabere
kaldıktan sonra deplasmanda Polonya ve San Marino’yu
1-0 yendiler. Evlerindeki 3-0’lık San Marino maçıyla süren
galibiyet serileri Macaristan’daki 3-1’lik yenilgiyle bozuldu.
Ardından içeride Polonya’ya 2-0 kaybettiler. Zaten bu,
gruptaki son yenilgileriydi. 3-1’lik Macaristan galibiyetinin
ardından grubun lideri İsveç’i deplasmanda 1-0 yenerek
ikinciliği elde ettiler. Bu tarihi galibiyetin altındaki imza,
takımın 10 golünden 4’ünü kaydeden Verpakovskis’e aitti.
Aynı Verpakovskis, baraj maçında da Millî Takımımızı
27
26
1...,6-7,8-9,10-11,12-13,14-15,16-17,18-19,20-21,22-23,24-25 28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39,40-41,42-43,44
Powered by FlippingBook