Previous Page  8-9 / 40 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 8-9 / 40 Next Page
Page Background

8

Gün senin günün

Millî Takımımız, 2018 Dünya Kupası elemelerindeki belki de

en kritik maçına bugün İzlanda karşısında çıkıyor. Grubun

başlangıcından bu yana çok badireli yollardan geçen ve

bazen ümitlerini yitirme noktasına gelen ay-yıldızlılar, yine

de son iki maça girerken şans iplerini kendi ellerinde tutuyor.

Öyle bir noktadayız ki, İzlanda ve Finlandiya ile

oynayacağımız önümüzdeki iki maçı kazanırsak grup

ikinciliğimiz ve baraj maçı oynamamız garanti, grup

birinciliğimiz ise diğer takımların alacağı sonuçlara bağlı.

Fatih Terim yönetiminde çıktığımız yolda önce Hırvatistan

deplasmanında 1-1 berabere kaldık, ardından evimizde

Ukrayna karşısında 2-0’lık yenilgiden kurtulup 2-2’lik

beraberliğe ulaştık, sonrasında ise İzlanda deplasmanında

2-0’lık skorla ilk yenilgimize uğradık. Gruptaki üçüncü

maçlar sona erdiğinde sadece 2 puandaydık ve 7 puanlı lider

Hırvatistan ile aynı puana sahip ikinci İzlanda’dan 5’er puan

uzaktaydık. Ancak önümüzdeki üç maçlık seri bize 9 puanlık

bir fırsat sunuyordu. Evimizde oynadığımız iki maçta Kosova

ve Finlandiya’yı 2-0’lık skorla mağlup edip ardından Kosova

ile İşkodra’da oynadığımız maçtan da 4-1’lik skorla bir

galibiyet daha çıkarınca bir anda işin rengini değiştirmiş

olduk. Biz bu üç maçlık seriden 9 puanla çıkarken, ilk iki sıra

için çekiştiğimiz rakiplerimiz Hırvatistan, İzlanda ve Ukrayna

da birbirleriyle boğuşmuş ve aradaki o kapanmaz gibi

görünen puan farkı eriyip gitmişti. Altıncı maçların sonunda

Hırvatistan ve İzlanda 13’er puanla zirveyi paylaşırken, biz de

11 puanlı Ukrayna ile birlikte bu ikiliyi yakından takip

ediyorduk. Öyle bir noktaya gelmiştik ki kalan dört maçımızı

kazanmak bizi direkt Rusya’ya çıkartacaktı. Ama

önümüzdeki o dört maçın özellikle ilk üçü hiç de kolay

görünmüyordu. Bu arada Fatih Terim’le yollar ayrılmış,

takımın başına Mircea Lucescu getirilmişti. Lucescu

yönetimindeki ilk maçımızda Ukrayna’ya deplasmanda 2-0

yenilsek bile önce Finlandiya’nın İzlanda’yı mağlup etmesi,

sonra o İzlanda’nın Ukrayna’yı yenmesi ayakta kalmamıza

yardımcı oldu. Tabiî asıl faktör bizim Eskişehir’de

Hırvatistan’a 1-0’lık skorla diz çöktürmemizdi. Hırvatistan’ı

tarihimizde ilk kez yenmemizle sonuçlanan o maç sayesinde

şimdi ipler bir kez daha elimizde. Bir kez daha kendi

göbeğimizi kendimiz kesme noktasındayız. Bugünkü İzlanda

ve 9 Ekim’deki Finlandiya maçlarını kazandığımız takdirde

ilk iki sırada yer almamız kesin. Bu da en azından baraj maçı

oynayarak 2018 Dünya Kupası finallerinin kapısını

açabileceğimiz anlamına geliyor. Muhtemel bir puan kaybı ise

büyük ihtimalle her şeyin sonu demek olacak. Çünkü bizden

puan alması halinde, son maçını da evinde Kosova ile

oynayacak İzlanda’yı yakalamak imkânsız hale gelecek.

Böyle bir durumda Hırvatların da Finlandiya ve Ukrayna

maçlarından 3 puan çıkarması bile bizi geçmelerine yetecek.

En iyisi bu kötü ihtimalleri bir kenara bırakmak ve sadece

kazanmaya odaklanmak. Kazanmak bize ince averaj

hesaplarıyla Rusya’nın anahtarını baraja takılmadan bile

verebilir.

Gün senin günün Türkiyem…

2018 Dünya Kupası yolunda büyük badireler atlatan ama son iki maça girilirken iddiasını

sıcak tutmayı başaran Millî Takımımız, gruptaki en kritik maçına bugün İzlanda karşısında

çıkıyor. Kritikliğin derecesini ise şu cümleyle ifade edebiliriz: Eğer bugün İzlanda’yı

yenersek Finlandiya yolculuğumuz bir anlam kazanacak ama muhtemel bir puan kaybı

Rusya yolunun sonu demek olacak.