ortekiz’in Valongo Belediyesi’ne bağlı
olan Ermesinde’de 17 Eylül 1990’da
dünyaya gelen Josue Pesqueira, fut-
bola 9 yaşındayken Porto’nun altya-
pısına girerek başladı.
Mavi-beyazlı kulübün akademisinde
geçirdiği 10 senenin ardından A takı-
ma yükselen 1.74 boyundaki oyuncu,
2009-2011 yılları arasında önce
Portekiz 2. Lig ekipleri olan Covilha ve
Penafiel’de, ardından ise Hollanda’nın
VVV-Venlo takımında kiralık olarak
forma giydi.
2011-2012 sezonu öncesi altyapısın-
dan yetiştiği Porto tarafından serbest
bırakılan Josue, Portekiz 1. Ligi ekiple-
rinden Paçoş de Ferreira ile sözleşme
imzaladı. Bu takımda iki sezon
düzenli olarak oynayan ve kulübün
2013-2014 sezonunu ligde üçüncü
sırada bitirerek Şampiyonlar Ligi bile-
ti almasında önemli payı olan Josue,
buradaki başarısının ardından eski
kulübü Porto’ya geri döndü.
Portekiz devi ile yeniden anlaşan
genç oyuncu, 19 Ağustos 2013’te ise
Vitoria de Setubal karşısında kariye-
rinde Portekiz 1. Ligi’ndeki ilk golünü
de kaydetmeyi başardı. 2013-2014
sezonunu Porto’da 20 maçta 4 gollük
performansla tamamlayan Josue,
geçtiğimiz sezon ise Portekiz toprak-
larından ikinci kez ayrılıp ülkemizin
yolunu tuttu. Bursaspor’un Porto ile
yaptığı anlaşma sonrası yeşil-beyazlı
ekibe kiralık olarak gelen orta saha
oyuncusu, geride bıraktığımız sezon
teknik direktör Şenol Güneş önderli-
ğindeki ekipte 27 maçta 5 gole imza-
sını koydu. Portekiz A Millî Takım for-
masını da 4 kez giyen 24 yaşındaki
Josue, Bursaspor’la kiralık olan söz-
leşmesini 2015-2016 sezonu için
uzattı.
Geçen sezonun başında Lazio ve
Napoli gibi İtalyan kulüplerinden tek-
lif alsa da daha çekişmeli bir ligde
oynamak istediği ve kendi ülkesin-
den de farklı bir coğrafyada deneyim
kazanmayı düşündüğü için ülkemizi
seçtiğini ifade eden Portekizli
oyuncu, hem Türkiye’ye hem de
Bursaspor’a kısa sürede adapte
olduğunu ifade ediyor. Ülkemizin
Portekiz’den çok da farklı bir kültüre
sahip olmadığını belirten Josue, bu
durumun da geçen sezon adaptasyo-
nunu kolaylaştırdığını belirtiyor.
Türkiye’de futbolun taktiğe oranla
daha çok ruh ve tutkunun ön plana
çıkarılarak oynandığı düşünen
Portekizli maestro, bunun da devamlı
ileri geri giden ve çok hızlı değişen
dinamiklere sahip bir oyuna yol açtı-
ğını söylüyor. Türkiye’de Portekiz’e
oranla çok daha fazla gol kaydedildi-
ğini belirten Josue, Portekiz’de
oyunun biraz daha stabil, daha çok
zekâ ile oynanmaya çalışıldığını,
Türkiye’de iki takımın birbirine ger-
çekleştirdiği kontrataklar ve hızlı
hücumların çok önemli olduğunu
belirtiyor. Spor Toto Süper Lig’de her
takımın her takımı rahatlıkla yenebi-
leceğini de ifade eden Josue, iki ülke
futbolu arasındaki farkları değerlen-
dirirken şunları da sözlerine ekliyor:
“Burada büyük takım, küçük takıma
karşı ‘Nasılsa yenerim’ gözüyle bakıp
öyle sahaya çıkıyor. Ama bunu
Portekiz’de asla göremezsiniz. Her
takım birbirine aynı ciddiyetle bakar.
Orada bir takım diğerini önemsemek
zorunda, yoksa sıkıntı yaşar.”
Bu yılın Ocak ayında TFF’nin aylık
resmi futbol dergisi TamSaha’ya ver-
diği röportajda savunma yapmayı çok
fazla sevmediğini ama görevinin
genelde defansla orta saha arasında
topa sahip olup oradan oyunu kur-
mak olduğu belirten Portekizli fut-
bolcu, kendisi çok gole dönük bir
oyuncu olarak görmediğini, asıl işinin
önünde oynayan takım arkadaşları-
nın daha rahat gol atabilecekleri son
pasları verebilmek olduğunu ifade
etmişti. Asistleri yapabilmek ve hatta
oyunun sıkıştığı, kimsenin ofansif bir
çözüm bulamadığı zamanlarda
sorumluluk alıp orada anahtar görevi
görmek ve rakip savunmaları bu
şekilde etkisiz hale getirmek de
Josue’nin maç esnasında aldığı diğer
keyif ve sorumluluklardan.
2013-2014 sezonunda kendisini eski
kulübü Porto’ya aldıran ve Paçoş de
Ferreira ile ligi üçüncü tamamladıkla-
rında teknik direktörü olan Paulo
Fonseca için “Benim için dünyanın en
iyisi” diyen Josue, Portekizli teknik
adam hakkında şu şekilde düşünü-
yor: “Her şeyden önce oyuncularla
kurduğu ilişki çok dengeli.
Oyuncuların saygı çizgisini hiçbir
zaman bozmasına izin vermez ama
her zaman da onlarla arkadaştır.
Oyuncuların ne tarz antrenmanlar-
dan hoşlandığını bilir, dinlemeyi iyi
bilen bir insandır. En büyük özelliği
bence bu… Çok kısıtlı bir kadro ve
bütçeyle Portekiz Ligi’nde hiç kimse-
nin beklemediği bir başarı elde etti;
Paços de Ferreira’yı üçüncü yaparak
Şampiyonlar Ligi’ne götürdü.
Paulo’dan önce de kariyerimde yük-
seldiğim ve kendimi iyi hissettiğim
dönemler vardı . Ama onunla olan
dönemler gerçekten en iz bırakan
dönemlerimdi diyebilirim.”
Yeşil beyazlı ekipte geçen sezon
Ziraat Türkiye Kupası Finali oynayan
Portekizli oyuncu, boş zamanlarında
NBAmaçlarını, LeBron James’i izle-
mekten çok zevk aldığını, ayrıca
SuperBowl Amerikan Futbol Ligi’nin
son karşılaşması olan SuperBowl’u
da seyretmeyi çok sevdiğini belirti-
yor.
Hayattaki uğurunun kızı olduğunu ve
Bursa’da birlikte yaşadığı ailesiyle
her zaman beraber olabildiği için çok
mutlu olduğunu ifade eden Portekizli
oyuncu, yeni sezonda Bursaspor’a
tarihindeki tek şampiyonluğu kazan-
dırmış Ertuğrul Sağlam’ın takımın
başına geri dönmesiyle neler yapa-
cak, hep birlikte göreceğiz.
28
P
