Previous Page  42-43 / 168 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 42-43 / 168 Next Page
Page Background

Yugoslavya’nın dağılması sonra-

sında eski Yugoslav cumhuriyetleri

içinde futbolda en çok başarı kaza-

nan taraf hiç şüphesiz Hırvatistan

oldu. Bağımsızlık sonrasında ilk

olarak EURO 96’ya katılan ve bu-

rada çeyrek final oynayan Hırvatlar,

iki yıl sonraysa Fransa’da düzenle-

nen Dünya Kupası’nda kürsünün

üçüncülük basamağına çıkarak

tarihi bir başarı elde etmişlerdi.

Ancak Suker, Boban ve Prosinecki

gibi yıldızlardan oluşan o jeneras-

yon sonrasında Hırvat futbolunda

gözle görülür bir duraklama yaşan-

dığı da aşikâr. Takımo günden

sonra üç kez Dünya Kupası’na, dört

defa da Avrupa Şampiyonası’na

katıldı. Avrupa Şampiyonalarında

iki kez ilk turu geçip sonrasında

turnuvaya veda ederken, Dünya

Kupalarındaysa hiç ilk turdan

ötesini göremedi.

Hırvatistan bir önceki Dünya Ku-

pası elemelerinde de play-off’a

kalmış ve bu aşamada İzlanda’ya

üstünlük sağlayarak Brezilya’ya

gidebilmişti. Kaderin cilvesi dört yıl

sonra Hırvatistan ile İzlanda’yı ele-

melerde bu kez grup aşamasında

buluşturdu ancak Hırvatlar, Kuzeyli

rakiplerinin bu sefer gerisinde kaldı

ve İzlanda doğrudan Rusya yolunu

tutarken Hırvatistan play-off oyna-

mak zorunda kaldı.

Yunanistan ise uzun yıllar Avrupa

futbolunda vasatın altında bir nok-

tada kalmıştı. 1980’lerde bir kez Av-

rupa Şampiyonası’na, 1990’larda da

bir defa Dünya Kupası’na katılmış

ve iki seferde de ilk tur gruplarında

son sırayı almışlardı. Vaziyet böy-

leyken ve herhangi bir yıldız oyun-

cuları yokken katıldıkları 2004

Avrupa Şampiyonası’ndaysa futbol

kamuoyunu şaşkına çeviren bir

biçimde şampiyonluğa ulaşarak bir

anda hiç de alışık olmadıkları bir

konuma yükseldiler. Bu zaferin ya-

kınına sonrasında elbette yaklaşa-

madılar ama en azından 2004

öncesindeki silikliklerinden de sıy-

rılmışlardı. 2004 sonrasında ikişer

kez Dünya Kupası ve Avrupa Şam-

piyonası’na katılan Yunanistan,

EURO 2008’de çeyrek finale, 2014

Dünya Kupası’ndaysa ikinci tura

çıktı. Ancak bunun devamında

belki de olabilecek en keskin dü-

şüşü yaşadılar ve EURO 2016 ele-

melerinde Faroe Adaları’nın bile

gerisinde kalarak gruplarını son

sırada tamamladılar.

2018 Dünya Kupası elemeleri bu

anlamda Yunanistan için bir

toparlanma evresi olmuş sayılabilir.

Belçika, Bosna-Hersek, Estonya,

Güney Kıbrıs ve Cebelitarık’ın yer

aldığı grupta favori Belçika’nın

ardından ikinci sırayı almaları, en

azından iki yıl öncesi düşünüldü-

ğünde iyiye işaret. Ancak Rusya’ya

ulaşmaları için önlerinde hâlâ çok

zorlu bir engel var. Bunu da başara-

bilirlerse en azından 2016 travma-

sını atlatmış olacaklar, öte yandan

da Hırvatların artık duraklama

döneminden de çıkıp gerileme

dönemine geçip geçmediği tartışıl-

maya başlanacak. Fakat aksi tak-

dirde de 2004 öncesindeki karanlık

dönemin yeniden başlayıp başla-

madığı sorusu sıklıkla dillendirile-

ceğe benziyor.

Hırvatistan-Yunanistan

Brezilya’dan sonra Almanya ile bir-

likte en çok dünya şampiyonluğu

gören iki takımdan biri olan İtalya,

buna karşın kupayı son kez kucak-

ladığı 2006’dan beri bu turnuvada

sevinmeye hasret… 2010 Dünya

Kupası’nda ilk tur gruplarında gali-

biyetsiz biçimde son sırayı alarak

turnuva tarihinin en kötü son şam-

piyon performansını ortaya koyan

İtalyanlar, 2014 Dünya Kupası’nda

da İngiltere’yi yenmiş olsalar da ilk

tur gruplarında Kosta Rika ve

Uruguay’ın gerisinde kalıp yine

erkenden elenmekten kurtulama-

mışlardı.

Gök Mavililer, aynı süre zarfında

Avrupa Şampiyonalarında daha

derli toplu bir görüntü sergileseler

de 2012’de oynanan final haricinde

yine kendileri açısından çok kayda

değer bir gelişme de olmamıştı.

Bütün bunların üstüneyse 2018 ele-

melerinde İspanya gibi olabilecek

en zorlu rakiplerden biriyle aynı

gruba düştüler ve şu anda

play-off’ta tabiri caizse bıçak

sırtında denilebilecek bir durumda-

lar. Eğer İtalya, İsveç engelini aşa-

mazsa, 1958’den sonra ilk kez bir

Dünya Kupası’nın dışında kalacak.

Elemelerde İspanya’nın yanı sıra

İsrail, Arnavutluk, Makedonya ve

Liechtenstein’a rakip olan Gök Ma-

vililer, İspanya’dan iki maçta bir

puan alabilince ikinciliğe razı oldu.

İtalya kalanmaçlarındaysa sadece

Makedonya ile bir kez berabere

kaldı ve yedi kez de sahadan

galibiyetle ayrıldı.

Play-off’ta İtalya’nın rakibi olan İs-

veç’in de Dünya Kupası geçmişinde

önemli başarıları var. İskandinav

ekibi, 1938 Dünya Kupası’nda dör-

düncülük elde etmesinin ardından

1950’de bu kez bir basamak daha

yukarı çıkarak üçüncü olmuştu.

Ev sahipliğini üstlendiği 1958 Dünya

Kupası’ndaysa finale kadar giden

İsveç, Pele’li Brezilya’ya kaybet-

mişti. Yıllar sonra 1994 Dünya Ku-

pası’nda da üçüncülüğe uzanan

Kuzey ekibi, Avrupa Şampiyonala-

rındaysa, Dünya Kupalarına naza-

ran daha az başarı kazandı. En ileri

gittikleri turnuva, yine ev sahibi

oldukları EURO’92 idi ve yarı final

oynamışlardı.

Rusya 2018 yolunda A Grubu’nda

Fransa ve Hollanda gibi iki büyük

gücün yanı sıra Bulgaristan,

Belarus ve Lüksemburg’a rakip

olan İsveç, özellikle evinde çok iyi

bir performans ortaya koydu ve sa-

dece Hollanda ile berabere kalırken

diğer dört maçını kazandı. Kuzeyli-

ler, deplasmanda aynı başarıyı

gösteremeyip Belarus ve Lüksem-

burg’dan altı puan toplamakla

yetinseler de işin sonunda Hollan-

da’yı averajla geride bırakarak

gruplarında Fransa’nın ardından

ikinci sırayı aldılar.

İtalya ile İsveç son olarak EURO

2016’da grup aşamasında karşı

karşıya gelmiş ve kazanan tek golle

İtalyanlar olmuştu. İsveç’in rakibi

karşısındaki son galibiyetiyse 19 yıl

önce bir özel maçta, yine 1-0’lık

skorla gelmişti. İtalya her ne kadar

play-off eşleşmesinin favorisi

olarak görünse de İsveç’te de her

zaman büyük takımlara sürpriz ya-

pabilecek bir potansiyel mevcut ve

bu da iki ekip arasındaki eşleşmeyi

play-off’ların belki de en ilgi çekici

mücadelesi haline getiriyor.

İsveç-İtalya

42

43