

kez yenmiş ve sadece bir kez yenilmiş
olmanın getirdiği psikolojik bir üstünlü-
ğümüz de vardı. Ukrayna’nın EURO
2016 finallerinde oynadığı üç maçı da
gol atamadan kaybetmesi ise bir başka
umut vaat eden veriydi. Ancak rakibi-
miz bu kötü performansın ardından bir
teknik adamdeğişimine gitmiş ve takı-
mın başına ülke futbolunun en önemli
simalarından Andriy Sevchenko’yu ge-
tirmişti. Fatih Terim ile Milan’dan eski
öğrencisi Shevchenko’yu karşı karşıya
getiren buluşma, bu yönüyle de ilginç
görünüyordu.
Millî Takımımız, Ukrayna karşısına ka-
lede Volkan Babacan, savunmada
Şener Özbayraklı, Ömer Toprak, Hakan
Balta, Caner Erkin, orta sahada Emre
Mor, Ozan Tufan, Mehmet Topal, Hakan
Çalhanoğlu ve forvette de Enes Ünal,
Cenk Tosun’dan oluşan 4-4-2 dizilişiyle
çıktı. Çift santrforlu bu sistem, uzun
süredir görmeye alışık olduğumuz bir
oyun düzeni değildi. Ömer Toprak-
Hakan Balta ikilisinin de bir arada
oynama alışkanlığını bünyesinde ba-
rındırdığı söylenemezdi. Nitekim ilk yarı
boyunca ne öndeki çift santrforumuz
bir etkinlik gösterebiliyor ne de sa-
vunma göbeğimiz Ukrayna’nın tehlikeli
ataklarına set çekebiliyordu. Sahaya
4-3-3 düzeniyle dizilen ve orta alanda
kalabalık bir duvar ören Ukrayna, ayağa
paslarla oyunun kontrolünü ele geçiri-
yor, öndeki hatlarımızı çok kolay aşıp
direkt savunmamızın üzerine yükleni-
yordu. Özellikle sağ kanatta Andriy
Yarmolenko ve sol kanatta da 21 yaşın-
daki bek Eduard Sobol’un sürüklediği
ataklar, kalemize zor anlar yaşatıyordu.
3’üncü dakikada Konoplyanka’nın,
12’inci dakikada da Mehmet Topal’ın
karşılıklı şut yoklamalarının ardından
dakikalar 24’ü gösterirken Ukrayna
golü buldu. Sanki Ukrayna’nın ev sahibi,
bizimse deplasman takımı gibi oynadı-
ğımız bu bölümde kalabalık bir biçimde
üzerimize yüklenen rakibimiz, Artem
Kravets’in Ömer Toprak tarafından dü-
şürülmesiyle penaltı kazanıyor, atışı
kullanan Yarmolenko da skoru 1-0’a
getiriyordu. Aslında Yarmolenko kötü
bir vuruş yapmış, kalecimiz Volkan Ba-
bacan doğru yöne yatmış ama top
hemen altından ağlarımıza gide-
rek üzüntümüzü bir kat daha ar-
tırmıştı.
Ukrayna golün verdiği moralle
coşkulu oyununu sürdürürken,
Millî Takımımızdaki şaşkınlık
devam ediyordu. Bu tablo üç da-
kika sonra farkın ikiye çıkmasına
sebep olacaktı. Ukrayna’nın en
iyilerinden Yarmolenko, uzunme-
safeli derin topla ceza sahamıza
girdikten sonra solundan bindiren
Kravets’i görüyor, o da Volkan Ba-
bacan’ın yanından net bir vuruşla
skoru 2-0’a getiriyordu.
Bir türlü toparlanamayan görün-
tümüz içinde takıma ve tribünlere
umut veren tek şey Emre Mor’un
topu ayağına aldı-
ğında sağ kanattan
harmanlayarak Uk-
rayna savunmasını
allak-bullak ettiği an-
lardı. Bu girişimler her
ne kadar sonuçsuz
kalsa da “Biraz topar-
lanırsak bumaçı çevi-
rebiliriz”in işaret
fişeği anlamına geli-
yordu. Maçın kırılma anlarından
biri ise 41’inci dakikada yaşandı.
Sol kanattan Zinchenko’nun içeri
çevirdiği topa altı pasta vuran
Kravets'in kaleyi bulamaması
bizim adımıza büyük bir şanstı.
Herkesin aklından geçen “Ah şu
devre olmadan bir gol bulsak” dü-
şüncesi ise 45+1’de gerçekleşecek
ve ikinci yarıya ümitli girmemizi
sağlayan gol gelecekti. Sol kanat-
tan kazandığımız korneri Hakan
Çalhanoğlu kullanıyor, savunma-
nın arasında çok iyi yükselen
Ozan Tufan, ay-yıldızlı forma altı-
daki üçüncü golünü kafayla Uk-
rayna ağlarına bırakarak farkı bire
indiriyordu.
Diriliş
Millî Takımımız ikinci yarının ba-
şında sahaya Fatih Terim’in doku-
nuşlarıyla döndü. Çift santrfordan
vazgeçilmiş, genç Enes Ünal
oyundan alınırken orta saha Tolga
Ciğerci ile takviye edilmişti. Sa-
vunmada ise Hakan Balta kenara
alınırken yerine Mehmet Topal
çekiliyor, genç Kaan Ayhan ise
orta saha takviyesi olarak sahaya
sürülüyordu. Kaan Ayhan, Ozan
Tufan ve Tolga Ciğerci’den oluşan
orta sahamız, ilk yarıdakine
oranla çok daha dirençli bir oyun
ortaya koyacak, Ukrayna’nın iste-
diği gibi at koşturmasına izin ver-
meyecekti. Yine de Ukraynalılar
çok çabuk kontrataklarla tehlikeli
olmaya devam ediyordu. İkinci
yarıda ilk tehlikeli atak Millî Takı-
mımızdan geldi. Yine bir duran
topta bu kez Caner topun başın-
daydı. Orta sahaya yakın bir nok-
tadan ceza sahasına gönderdiği
topa Kaan Ayhan kafayı vuruyor,
tribünlerin “Gol” diye ayağa kalk-
tığı sırada top yan direği sıyırarak
auta gidiyordu. 55’te ise bu defa
şanslı olan taraf bizdik. Sobol’un
soldan getirip ön direğe kestiği
topa Kravets vuruyor, Volkan Ba-
bacan’ın çeldiği top direğe de çar-
parak geri geliyordu. Sobol iki
dakika sonra bu defa soldan tek
başına içeri giriyor, savunmamı-
zın arasından sıyrıldıktan sonra
attığı şutu Volkan Babacan son
anda kornere çeliyordu. İki dakika
sonra Tolga Ciğerci’nin vuruşun-
dan sonuç alamıyorduk. 66’da ise
Emre Mor yine kendine has ça-
lımlarıyla içeri girip vuruyor, ama
kaleci Pyatov son anda topu kor-
nere çeliyordu. 70’inci dakikada
ise hepimiz ahlar-vahlar içinde
kalmıştık. Hakan Çalhanoğlu’nun
harika ara pasına koşan Cenk
Tosun sol çaprazdan çok sert vu-
ruyor ama mermi gibi giden top
Konya’daki maça futbolseverler büyük ilgi
gösterdi. Konya Büyükşehir Belediye Sta-
dı’nın tribünleri karşılaşma öncesi tama-
men dolarken, stadı çevreleyen tribünler
kırmızı-beyaz renklerle süslendi.
Stadın çatısına 45 Türk bayrağı asılırken,
seyirciler için de koltuklara 42 bin bayrak
bırakıldı. Stadın dışındaki aydınlatma direk-
lerinde de 3 metre eninde 5 metre yüksekli-
ğinde 50 bayrak kullanıldı. Millî Takım,
stada gelişinde coşkuyla karşılandı. Ay-yıl-
dızlı ekibi “Türkiye” sloganlarıyla karşıla-
yan yüzlerce taraftar kırmızı-beyaz meşale
yaktı. Türkiye Futbol Federasyonu, maçın
ardından yaptığı yazılı açıklamayla Konya
şehrine ve yetkililere teşekkür etti.
Teşekkürler Konya
12
13