

Almanya 3-0Slovakya
EURO 2016’nın son 16 turunda fa-
vorilerin rakiplerini elemesi gele-
neği Almanya-Slovakya maçında
da sürdü. Üstelik bu defa favori
olan takım sadece kazanmakla
kalmadı, rakibini adeta sürklase
etti. Avrupa Şampiyonası’nı en
fazla kazanan takımunvanına
sahip Almanların Slovakya karşı-
sında favori olduğunu herkes bili-
yordu ama ortaya bu kadar baskılı
bir oyunun çıkacağı ve ilk yarının
neredeyse tek kale oynanacağı
kolay tahmin edilir bir durumde-
ğildi. Lille şehrindeki 50 bin kişilik
Pierre Mauroy Stadı’nı dolduran
futbolseverler, ilk yarı boyunca
boyunlarını tek bir noktaya sabit-
leyerekmaç izledi desek yeridir; o
nokta da Slovakya ceza sahasıydı.
Beşiktaşlı Mario Gomez’in bir maç
önce olduğu gibi yine ilk on birde
yer aldığı Almanya, hakemin baş-
lama düdüğüyle birlikte bir hentbol
takımının set hücumu gibi, Slo-
vakya ceza sahasının önünde
abluka oluşturdu. Böyle bir abluka-
dan sağlam çıkmak kolay görün-
müyordu nitekimbeklenen de
çabuk oldu ve Almanya sekizinci
dakikada öne geçti. Beklenen gol
beklenmeyen bir adamdan gelmiş,
Alman takımının stoperlerinden
Boateng, Slovak savunmasının
uzaklaştırmak istediği bir topu
ceza sahası dışında yakalayıp bek-
letmeden şutlayarak ağlarla buluş-
turmuştu. Lâkin Almanların iştahı
dinecek gibi değildi. 14’üncü daki-
kada bu kez Martin Skertel’in eli
ceza sahasında Mario Gomez’in
sırtına temas ediyor ve Polonyalı
hakembunun bir penaltı olduğuna
hükmediyordu. Penaltı noktasında
Mesut Özil vardı ve biraz sonra Al-
manya’nın Avrupa Şampiyonala-
rında penaltı kaçıran ilk oyuncusu
olarak tarihe geçeceğinden haber-
sizdi. Ama kalecinin soluna gön-
derdiği topa kaleci Matúš Kozáčik
iyi uzanacak ve Mesut’un adını ta-
rihe yazacaktı. Lâkin bu kurtarış
bile Slovakları harekete geçirmeye
yetmemişti. Sanki 1-0’lık skor
kendilerine turu getirecekmiş gibi
savunma yapmayı sürdürüyorlar,
Almanlar da maçın başından beri
uyguladıkları baskıya devam edi-
yorlardı. Her hareketiyle tribünleri
ayağa kaldıran Julian Draxler,
43’üncü dakikada sol kanattan bir
resitalle geliyor, içeriye çevirdiği
topa ön direkte Mairo Gomez vuru-
yor ve ilk yarı skorunu 2-0 olarak
belirliyordu.
İkinci yarıda Almanlar vitesi biraz
düşerse de golü bir kez daha buldu.
63’üncü dakikada Kroos’un kul-
landığı kornerde rakip savunma-
dan seken top kale direğinin
yakınında bomboş bekleyen Drex-
ler’in önüne düştü, o da son dere-
cede enteresan bir voleyle maçın
skorunu 3-0 olarak belirleyen golü
attı ve turnuvaya ilk kez katılan
Slovakya’ya “Buraya kadar” dedik-
ten sonra 72’nci dakikada da yerini
bu turnuvada ilk kez forma giyen
Galatasaraylı Lukas Podolski’ye
bıraktı.
Fransa 2-1 İrlanda Cumhuriyeti
Bir yanda ev sahibi ve doğal
favori Fransa, diğer yanda ise
güçlü İtalya’yı son anlarda at-
tığı golle yenerek nefes nefese
ikinci turu bulabilmiş İrlanda
Cumhuriyeti. Bu eşleşmenin
favorisi elbette Fransa’ydı.
Gerçi Fransa da grupmaçla-
rında Romanya ve Arnavut-
luk’u ancak son dakika
golleriyle yenebilmiş, sonma-
çında da İsviçre ile berabere
kalabilmişti ancak 59 bin kişi
kapasiteli Stade de Lyon’da 50
bin taraftarının önünde İr-
landa Cumhuriyeti’nin bir
sürprizine de izin verecek gibi
görünmüyordu. Teknik Direk-
tör Didier Deschamps ideal on
birini sahaya sürmüş, Pogba,
Cante, Matuidi’li orta sahası ve
Griezmann, Giroud, Payet’li
forvetiyle İrlanda’ya üstünlük
sağlayacak gibi duruyordu.
İrlanda’nın kozu ise oyuncu
kalitesi değil, takımhalinde
hareket edebilmesi, hırsı,
arzusu ve fizik gücüydü.
Stade de Lyon’daki 59 bin se-
yircidenmavilerle bezenmiş
50 bini daha ikinci dakikada
büyük bir şokla karşılaştı.
Henüz ilk dakikada Fransa’nın
orta alandaki en önemli gücü
olarak gösterilen Paul Pogba,
İrlandalı Shane Long’u ceza
sahasında düşürerek Avrupa
Şampiyonası finalleri tarihinin
en erken penaltısına yol açı-
yor, İtalya maçında attığı golle
İrlanda’yı son 16’ya taşıyan
Shane Brady de bu penaltı
ikramını geri çevirmeyerek
şampiyona tarihine geçen bir
golle takımına 1-0’lık üstün-
lüğü getiriyordu. Lyon’u ses-
sizliğe boğan bu şok golün
etkisi tribünlerde fazla sür-
meyecek ve beş dakika içinde
toparlanan Fransızlar takım-
larına büyük bir destek vere-
cekti ama sahadaki mavi for-
malıların aynı tepkiyi verdi-
ğini söyleyebilmek çok güçtü.
Fransa koca ilk yarı boyunca
sadece Pogba’nın frikiğiyle
gole yaklaşmış, ona da kaleci
Darren Randolp izin verme-
mişti. İlk yarı Fransa’nın
1-0’lık yenilgisiyle sona erdi-
ğinde “Acaba ev sahibi elene-
cekmi?” sorusu sadece
Fransızların değil, bütün fut-
bolseverlerin beynini kemiri-
yordu. Çünkü böyle bir sonuç
turnuvanın keyif atmosferine
de olumsuz etkiler yapabilirdi.
Didier Deschamps ise böyle
bir şeye izin verecek gibi dur-
muyordu. İkinci yarının
hemen başında Cante’nin
oyundan alınıp yerine
Coman’ın sahaya sürülmesi
Fransa’nın oyun karakterini
bir anda değiştirivermişti.
Rakip kalede giderek artan bir
baskı kuran Fransa, 58’inci
dakikada sağ kanattan Ba-
kary Sagna’nın yaptığı ortaya
uzun İrlanda savunması ara-
sında kafayı vuran Griez-
mann’ın golüyle eşitliği
yakalıyor, üç dakika sonra ise
Giroud’nun kafayla indirdiği
topu önünde bulan yine Griez-
mann’ın plasesiyle de 2-1’lik
üstünlüğe geçiyordu. Artık
her şey Fransa’nın istediği gibi
gelişiyordu. Hele 66’da bom-
boş pozisyonda ceza sahasına
girmek üzere olan Griez-
mann’ı düşüren Duffy’nin de
kırmızı kart görmesi üzerine
10 kişi kalması, İrlanda’nın fi-
şini çekmişti. Sonrası Fransa
adına kaçan net fırsatlar
manzumesiydi. Bu fırsatların
en önemlisi de André-Pierre
Gignac’ın direkten dönen vu-
ruşu olacak ve nihayetinde
2-1 kazanan Fransa çeyrek
finale çıkacaktı.
Slovakyamaçının yıldızı Draxler,
bu harika golle skoru belirledi
Mario Gomez,
Slovakyamaçını
da boş geçmedi
48
49