TamSaha Dergisi - page 106-107

Millî Takım’dauzunsüreli görevyapan ilk
teknikdirektör CoşkunÖzarı'ydı.
106
Şeref Görkey
çalıştırdı.
Puppo’nun ikinci dönemi de
tambir başarısızlıktı denilebi-
lir. Mâmafih Puppo, Millî Takım
hocalığı kültürünü ilk başlatan
hoca olmuştur.
1962 ilâ 64 senelerinde takımın
başına geçen Yugoslav
Ljubisa
Spajic
ile kısa süreli görev alan
yerli hocalar
Bülent Eken
ve
Cihat Arman’dan sonra İtalyan
Puppo üçüncü defa ay-yıldızlı
ekibimizi çalıştırmıştır. Sandro
Puppo, Temmuz ayında iki
maç için takıma nezaret eden
Ordu Millî Takımı antrenörü
Doğan Andaç
’ı hariç tutarsak
yine onmaç görev almıştır.
Çok az beynelmilel müsabaka
yapılan o devirler için bu kü-
çümsenmeyecek bir süredir.
Altmışların ortalarında gerek
Millî Lig gerekse Avrupa’da fır-
tına gibi esen Göztepe’nin ba-
şarısında kuşkusuz
Adnan
Süvari
’nin büyük emeği ve
katkısı vardır. Göztepe’ye oy-
nattığı çağdaş futbolla Orhan
Şeref Apak federasyonunun
da alâkasına mazhar olan ba-
şarılı hoca, Millî Takımhocalı-
ğının ilk yerli numunesidir.
Tamon altı müsabaka millîle-
rin başında sahaya çıkan Sü-
vari, uzun zamandır hasret
olduğumuz deplasman galibi-
yetinin en fiyakalısını 16 Ekim
1966 Pazar günü Lenin Stad-
yumu’nda 2-0 gibi net bir so-
nuçla dize getirdiğimiz güçlü
Sovyetler Birliği önünde aldı.
1970 Dünya Kupası elemele-
rinde Kuzey İrlanda önünde
alınan farklı mağlubiyetler
sonrası görevi bırakan Sü-
vari’nin yerine -Suudi Arabis-
tan ile yapılan hazırlık
müsabakasında takımı bir
maç için büyük futbolcu
Şükrü
Gülesin
çalıştırmıştı- Yugoslav
Abdullah Gegic
geçti. Türk fut-
bolunun bu istikrârsız döne-
minde Gegic de çok başarılı
olamadı. Esasen hangi hocayı
getirirseniz getirin tesisleş-
menin olmadığı ve profesyo-
nelliğin tammânâsı ile
oturmadığı memleket futbo-
lunda o devirde tekmaçlık ga-
libiyetler dışında bir başarı
beklemek hayalcilik olurdu. İs-
tikrarsızlığın en güzel örneğini
bir sene zarfında Millî Takım’ın
başına geçen dört ayrı hoca-
dan anlayabiliriz.
Sabri Kiraz
,
Doğan Andaç, Cihat Arman ve
Rumen
Nicolae Petrescu
1970-
71 seneleri içinde takımı çalış-
tırdılar ve başarısız oldular.
Bu istikrârsızlık Hasan Polat
Bey’i de yıldırmış olacak ki; ta-
kımı aldığı neticelere bakmak-
sızın o döneme kadar en uzun
süre görev yapacak olan
Coş-
kun Özarı
’ya emanet etti.
Özarı, Millî Takım’ın başındaki
bu ilk döneminde art arda tam
yirmi dokuz maçta görev
yaptı.
Önce Sandro Puppo ve Adnan
Süvari lâkin esas Coşkun
Özarı ile yerleşen Millî Takım
hocalığı kültürü sonraki sene-
lerde
Metin Türel
ve Sabri
Kiraz ile devam etti. Türel on
üç, Kiraz da on iki maç sorumluluk ala-
rak takımı seksenli senelere taşıdı.
Hocalarda tutturulan istikrâr maalesef
neticelere aksetmedi. Futbolumuzun en
büyük sıkıntısı olan tesisleşme, çağdaş
antrenmanmetotlarındaki eksiklik ve
kulüp takımlarının kısıtlı bütçelerle fut-
bolcu yetiştirememeleri muvaffakiyet-
sizliğin başlıca sebepleri idi.
Seksenlerin hemen başında ay-yıldızlı
takımı kısa sürelerle çalıştıran Trab-
zonspor’da başarı kazanmış
Özkan
Sümer
ve İngiltere’de akademik kariyer
yapmış olan
Fethi Demircan
’dan sonra
İkinci Coşkun Özarı dönemi başladı.
Seksenli yılların ortalarına kadar süren
bu dönemin de açıkçası yetmişlerden
pek bir farkı yoktu. En son 1954 sene-
sinde iştirâk edebildiğimiz Dünya Ku-
pası ve Avrupa Uluslar Kupası gibi
büyük organizasyonlara katılma hakkı
kazanamıyorduk. Eleme müsabakala-
rında farklı neticelerle mağlup oluyor,
ara sıra hususî maçlarda alınan günlük
galibiyetlerle yetiniyorduk. Doğrusu o
ya; yetmişli ve seksenli seneler memle-
ket futbolunun dibe vurduğu devirdi.
Seksenlerin ikinci yarısı da tambir felâ-
ketti. Özarı’dan sonra sırasıyla göreve
getirilen
Candan Tarhan, Yılmaz Gökdel
ve Macar
Kalman Meszöly
ile yaraya
merhemolmak şöyle dursun işler daha
da sarpa sardı. Öyle ki tarihimizde ilk
defa karşılaştığımız İngiltere’den Dol-
mabahçe’de sekiz gol yediğimiz gün
memleket futbolu bir nevî umutsuzluk
bataklığında çırpınıyordu. Devamında,
Üçüncü Coşkun Özarı devrinde Yugos-
lavya ve İngiltere önünde alınan dörder,
beşer gollü ağır yenilgiler artık şapka-
mızı önümüze koyup “Nerede yanlış
yapıyoruz?” sualini sormamız gerekti-
ğini gösteriyordu.
Neticeler yine menfî olsa da
Mustafa
Denizli
ile bir şeyler değişmeye başladı.
Ünlü Alman teknik adam Jupp Der-
wall’in Galatasaray’a teknik direktör ol-
duğu devirde onun yardımcılığını yapan
Denizli, “HücumFutbolu” mefhumunu
yerleştirmeye başladı. Derwall’le bir-
likte yeniden keşfettiğimiz bazı değer-
ler futbol aklımızın gelişmesine katî bir
surette yardımcı oldu. İdman sahaları-
nın çimlenmesi, modern antrenman
teknikleri, altyapıya önemverilmesi ve
bunun neticesinde futbol okullarının
açılması ve hepsinden önemlisi hükü-
metin spora ve futbola -bir şekilde-
kaynak aktarması ile husûle gelen he-
yecan bize bir futbol ülkesi olduğumuzu
yeniden hatırlattı.
Efsane Göztepe ileMillî Takım
hocalığını yapan
Adnan Süvari Bey.
Metin Türel
Özkan Sümer
Fethi Demircan
Candan Tarhan
107
MustafaDenizli ilkdöneminde çokbaşarılı
sonuçlar alamasadaanlayışın
değişmesindeönemli rol oynadı, ikinci
döneminde iseEURO2000finallerinde
çeyrekfinal başarısını yakaladı.
1...,86-87,88-89,90-91,92-93,94-95,96-97,98-99,100-101,102-103,104-105 108-109,110-111,112-113,114-115,116-117,118-119,120-121,122-123,124-125,126-127,...152
Powered by FlippingBook