80
81
Helenio Herrera için disiplin, Jür-
gen Klopp için samimiyet, Alex
Ferguson için süreklilik, Pep Gu-
ardiola için taktiksel esneklik diye
listeyi uzatabiliriz. Söz Jose Mou-
rinho’ya geldiğinde ise diğer tüm
dâhiyane özelliklerine rağmen
agresiflik aradan sıyrılıyor. Nite-
kimkendisi de bu yönünü “işinin
bir parçası” olarak benimsiyor.
Kimine göre mantıklı kimine gö-
reyse gereksiz gelebilir ancak söz
savaşlarına ve akıl oyunlarına gi-
rerek rakipleri etki altına almak,
Mourinho’ya bugünkü kimliğini
kazandıran temel unsurlar.
Onu Porto ile UEFA Kupası’nı ka-
zandığı sezondan beri, yani
hemen hemen 13 yıldır tanıyoruz.
Avrupa’da gitgide daha fazla ön
plana çıktıkça hiç çizgisini boz-
madı Jose Mourinho. Chelsea’ye
imza atarken kendini “Özel Biri”
olarak tanımladığında ya da her-
hangi bir maç öncesi basın top-
lantısında rakip teknik adamı
iğnelediğinde aynı Jose’ydi o. Kri-
tik bir golün ardından yaşadığı se-
vinçte de maç sonu demecinde
hakeme dokunduruşuyla da aynı
tahrik edici kimliği taşıyordu.
Taktik zekâ, disiplin, rakip analizi
veya başka ne ararsanız onda
vardı ama onu Mourinho yapan
şey akıl oyunlarıydı.
Bu şekilde neredeyse 10 yıl bo-
yunca Avrupa futbolunda sözünü
geçirdi Jose. Guardiola’nın tiki-ta-
ka’sına da ilk ciddi yaraları o al-
dırdı. İşler çoğu zaman kendi
lehine giderken akıl oyunları da
meyve veriyordu. Zira sürekli ka-
zanan bir teknik adamın bu şe-
kilde tevazudan uzak ve yarı
saldırgan sözler seçmesi iyice
sinir bozucuydu. “Tümdünyaya
karşı ben” mottosu ile her türlü
baskıya karşı oyuncularına kal-
kan oluyor ve onları bir arada tu-
tuyordu Mourinho. Ancak rüzgâr
tersine döndüğünde Jose’nin bu
tavrı, omuzlarına bilerek yükle-
diği ağırlığı iyice artırıyor. O yükü
taşımakta zorlandıkça kalkan ça-
tırdıyor ve baskının ateşi oyuncu-
ları da yakmaya başlıyor.
Mourinho bu yolu tamamen kendi
tercih ediyor fakat zor zamanda
bu politika takım için ağır ve da-
Mustafa Akkaya
Geçen sezonu güle oynaya şampiyon tamamlayan Chelsea’yi şu an tanıyabilen yok. Ligi zirvede
bitiremediği yıllarda bile Londra’yı maviye boyamayı başaran takımın rengi, sonbaharın gelişiyle
beraber yaprak gibi soldu. Sebebine ister Jose Mourinho ister taktiksel yetersizlik veya kilit
oyuncuların düşüşü diyelim, Chelsea’de acilen düzelmesi gereken sorunların varlığı ortada.
Üstelik bu yara, kulübün canını birkaç yıl yakacak kadar ciddi olabilir.
oman Abramovich, kendi döneminde
Chelsea’yi ilk kez kârlı bir kulüp ha-
line getirdiği anda ironik biçimde kâ-
busu yaşamaya başladı. Aslında sezon
başında her şey yolunda gibiydi.
Takım, tarihindeki en başarılı teknik
adamla lig şampiyonu olmuş ve otur-
muş kadrosuyla artık Şampiyonlar Li-
gi’ne gözünü dikmişti. Üstelik finansal
anlamda da kulübün yeni ve verimli
bir stratejisi var gibiydi. Ancak futbol
tamda bu yüzden, yani her şeyin iyi
gittiğini düşündüğünüz anda bile an-
sızın yere çakılma ihtimaliniz olduğu
için sürprizlerle dolu bir oyun.
Abramovich ve Mourinho bu serbest
düşüşün şokunu yaşıyor şu günlerde.
Takımın tam olarak nerede dibe
vurup tekrar yükselişe geçeceğini,
hatta bu işi becerecek pilotun kendisi
olup olmayacağını Mourinho da bilmi-
yor üstelik. Aslına bakılırsa çözümün
öncüsü olacağı tartışılabilir ama prob-
lemin başlıca kaynaklarından biri
Mourinho’nun ta kendisi. Dolayısıyla
taktiksel durgunluk veya finansal ko-
nulara değinmeden önce bizzat Porte-
kizlinin tavırlarını anlamak gerek.
Ne seninle ne de sensiz
Futbol tarihinde iz bırakmış herhangi
bir teknik adamı betimlerken illâ ki su
üstünde kalan belirgin bir özellik bu-
lursunuz. ArseneWenger için gençlik,
R
SolgunMavi
Chelsea