Page 96-97 - TAMSAHA 119

Basic HTML Version

ay sonra da k›rm›z›-beyazl› formayla kariyerinin ilk pro-
fesyonel lig maç›nda boy gösterdi. Ajax’›n NEC Nijme-
gen’i 5-0 ma¤lup etti¤i o karfl›laflmada bir de gole imza
atan genç oyuncu, çok geçmeden tak›m›n›n ceza saha-
s› içerisindeki en önemli silah› olaca¤›n›n sinyallerini de
erkenden vermiflti.
1982-83 sezonuyla birlikte van Basten, Ajax’›n ilk
11’inde s›kl›kla kendisine yer bulmaya bafllam›fl ve lig-
de dokuz kez rakip fileleri havaland›rarak, tak›m›n bi-
rinci santrforu Wim Kieft’in ard›ndan Amsterdam ekibi-
nin en golcü ikinci ismi oluvermiflti. 1983 yaz›nda Ki-
eft’in Pisa’ya transfer olmas› sonras›ndaysa henüz 18 ya-
fl›nda olan van Basten bir anda Ajax’›n en büyük gol
umudu hâline gelmiflti. Kendisinden beklentiler hayli
yüksekti belki ama o, bu beklentilerin de kat kat ötesin-
de bir performans ortaya koyacak ve ligde 26 maçta 28
kez gol sevinci yaflayarak Eredivisie tarihinin en genç
gol krallar›ndan biri olacakt›. Bu baflar›s› ona ayn› za-
manda Avrupa gol krall›¤› yar›fl›nda Gümüfl Ayakkab›’y›
da kazand›rm›flt›. (Alt›n Ayakkab› ise Liverpool’dan Ian
Rush’›n olmufltu)
1984-85 sezonunda Ajax ligde flampiyonlu¤a ulafl›rken
van Basten de rakip a¤lar› 22 defa sarsm›flt›. As›l gol pat-
lamas›n›ysa bir sonraki sezonda gerçeklefltirecekti. Y›l-
d›z oyuncu 26 maçta tam 37 kez gol sevinci yaflayacak
ve böylece iki y›l önce az bir farkla kaç›rd›¤› Alt›n Ayak-
kab›’y› da kazanacakt›. Sezon içerisinde birer maçta
Sparta Rotterdam’a alt› ve Heracles’e de befl gol atma-
s›ysa ayr› bir sansasyon yaratm›flt›.
1986-87 sezonuysa van Basten’in kariyerindeki ilk Av-
rupa baflar›s›na sahne oluyordu. Hollanda’y› Kupa Ga-
lipleri Kupas›’nda temsil eden Ajax, s›ras›yla Bursaspor,
Olympiakos, Malmö ve Zaragoza’y› eleyerek finale yük-
selmiflti. 13 May›s 1987’de Atina Olimpiyat Stad›’nda,
Do¤u Alman ekibi Lokomotiv Leipzig’e karfl› oynanan
finalde tek gol, 20. dakikada van Basten’in kafas›ndan
geliyor ve Ajax, 1970’lerin bafl›nda üst üste üç kez ka-
zand›¤› fiampiyon Kulüpler Kupas› flampiyonluklar›n-
dan sonra bir kez daha bir Avrupa kupas› kazanman›n
sevincini yafl›yordu. Finale gelene kadar tak›m› ad›na
befl gol atan van Basten’in finaldeki tek golde de imza-
s›n›n olmas›ysa onu bu baflar›n›n saha içindeki en bü-
yük mimar› yap›yordu. Golcü oyuncu o sezon ayr›ca
ligde 31 ve Hollanda Kupas›’nda da alt› gol atarak top-
lamda 43 gole ulaflm›fl ve kariyerinin en verimli ça¤›n›
yaflam›flt›.
Bu baflar›lar neticesinde de van Basten’in Ajax’ta daha
fazla kalmas› aç›kças› mümkün de¤ildi. Nitekim 1987
yaz›nda ‹talya’n›n en büyük kulüplerinden Milan kendi-
sini renklerine ba¤l›yordu. Gelgelelim van Basten’in Mi-
lan maceras› adeta bir kâbus gibi bafllayacakt›. Birkaç
sene sonra erkenden futboldan kopmas›na yol açacak
bilek sakatl›klar›n›n ilkini o y›l yaflad› ve k›rm›z›-siyahl›
formayla ligde sadece 11 kez sahaya ç›kabildi. Att›¤› sol
say›s›ysa üçle s›n›rl› kalm›flt›. Hollanda liginde üst üste
dört y›l gol kral› olmufl ve bu süreçte 120’ye yak›n gol
atm›fl bir oyuncu için bu durum tam bir felâketti.
Neyse ki golcü oyuncu sezon sonuna do¤ru sa¤l›¤›na
kavuflmufltu. Böylece Hollanda’n›n kat›ld›¤› 1988 Avru-
pa fiampiyonas›’nda millî formay› giyme flans›n› da ya-
kal›yordu. Sezonun büyük bir k›sm›nda oynamam›fl ol-
mas›na ra¤men tecrübeli teknik adam Rinus Michels’in
gözünde de Hollanda’n›n hücumdaki en büyük silah›,
van Basten’den baflkas› de¤ildi ve genç oyuncu bu alan-
da Wim Kieft ile John Bosman’›n önünde birinci tercih
durumundayd›.
Ne var ki Avrupa fiampiyonas› da Hollanda için hiç de
iç aç›c› bir bafllang›ca sahne olmayacakt›. Portakallar ilk
maçlar›nda SSCB’ye tek golle boyun e¤miflti. Ancak
ikinci maçla birlikte tak›m›n kaderi de¤iflecekti. Hollan-
da, ‹ngiltere’yi 3-1 ma¤lup ediyordu. Üstelik gollerin
üçünde de Marco van Basten imzas› vard›. Ajax’ta att›-
¤› gollerde oynad›¤› dönemde Avrupa’n›n en iyi sant-
rforlar›ndan biri oldu¤unu çoktan ispatlam›fl olan y›ld›z
Dünya futbolunda “santrfor” dendi¤i zaman özellikle
son çeyrek as›rda ak›llara gelen belki de ilk isim, Hol-
landa’n›n efsanevi golcüsü Marco van Basten’dir. 1.90’a
yak›n boyuyla rakip defanslara karfl› do¤al bir fiziki teh-
dit olan fakat ceza sahas› içinde as›l etkiyi üst düzey tek-
nik ve atletik özellikleriyle gösteren van Basten,
1980’lerin sonunda ve 1990’lar›n bafl›nda savunma
oyuncular› için neredeyse durdurulmas› imkâns›z biri-
siydi. Belki de en dikkat çekici özelli¤i, top daha kendi-
sine do¤ru gelmekteyken en çabuk ve öldürücü vuruflu
nas›l yapaca¤›na çoktan karar vermesi ve bu düflüncesi-
ni de genellikle baflar›yla uygulamaya koyabilmesiydi.
Yap›lan ortalar› stop etmeyi sevmezdi. Topun tam kafa-
s›na oturacak flekilde ortalanmas›n›ysa hiç dert etmezdi.
Hâliyle ço¤u kez hiç beklenmedik anlarda volelerle, dö-
mivolelerle veya röveflatalarla att›¤› goller kendisinin
adeta bir klasi¤i hâline gelmiflti. Böylesine bir y›ld›z›
durdurmaksa, defans oyuncular›ndan ziyade ne yaz›k ki
sakatl›k belas› sayesinde mümkün oldu ve Hollandal›
oyuncu, belki de kariyerinin en verimli y›llar›n› yafla-
mak üzereyken geçirdi¤i pefl pefle sakatl›klar sonras›n-
da, futbolseverlere çok daha fazla ak›l almaz gol seyret-
tirebilecekken erken say›labilecek bir dönemde yeflil sa-
halardan kopmak zorunda kald›.
31 Ekim 1964’te Hollanda’n›n Utrecht flehrinde dünya-
ya gelen van Basten, futbola merakl› birçok vatandafl›
gibi bu iflin altyap›s›n› henüz ilkokul ça¤›nda almaya
bafllad›. Alt› yafl›ndan itibaren Utrecht flehrinin çeflitli
kulüplerinin altyap› kademelerinde önemli bir futbol
tedrisat›ndan geçen van Basten, 16 yafl›ndaysa ülkenin
en büyük kulüplerinden Ajax’a transfer oldu ve dokuz
Marco Van Basten
96
TamSaha
TamSaha
97
nu ‹talya’y› kupan›n d›fl›na itmifller-
di. Çeyrek finalde Fransa’n›n rakibi
bir baflka favori, Brezilya’yd›. 120
dakikas› 1-1 biten maç penalt›lar› gi-
diyor ve Fransa, Fernandez’in gole
çevirdi¤i son penalt›yla birlikte güç-
lü rakibini devirerek yar› finale kal›-
yordu. Yar› finaldeyse Fransa, t›pk›
dört y›l önceki gibi Federal Alman-
ya’ya teslim oldu. Sonras›ndaysa
üçüncülük maç›nda Belçika’y› yene-
rek teselli buldu.
Fernandez, 1986 y›l›nda PSG ile ka-
riyerinin tek lig flampiyonlu¤unu da
yaflam›fl ve çok parlak bir sezonu ge-
ride b›rakm›flt›. Ancak bundan sonra
herkesi flafl›rtan bir kararla Paris’in
Racing Club ekibine transfer oldu. Burada geçen üç y›l-
da ciddi bir baflar› elde edemeyince de kariyerinin son
k›sm›n› Cannes tak›m›nda geçirdi,
hatta buradaki son senesinde de
oyuncu-teknik direktör olarak görev
yap›p teknik adaml›¤a da ilk ad›m›n›
att›.
Fernandez, teknik direktörlü¤ünün ilk
y›llar›nda da önemli baflar›lar elde et-
ti. Bunlar›n içinde en çok öne ç›kan›
da 1996 y›l›nda PSG’ye kazand›rd›¤›
Kupa Galipleri Kupas› oldu. Ayr›ca
Cannes ile UEFA Kupas›’na, Athletic
Bilbao ile de fiampiyonlar Ligi’ne ka-
t›ld›. Fakat 2000’li y›llardan itibaren
bu baflar›lar›n arkas› gelmedi. Fransa
ve ‹spanya’n›n yan› s›ra ‹srail ve Ka-
tar’da da tak›mlar çal›flt›ran Fernan-
dez üç y›l önce ‹srail Millî Tak›-
m›’ndaki görevinden ayr›lmas›n›n ard›ndansa tercihini
spor medyas›nda görev almaktan yana kulland›.