Page 20-21 - TAMSAHA 105

Basic HTML Version

oyuncu Messi ya da Ronaldo’ya
karfl› oynarken, daha maç bitme-
den formas›n› almaya çal›fl›yor.
Ben bu anlamda hiç kimseyi örnek
almam. Çünkü her insan›n kendi-
sine göre özellikleri oldu¤una ina-
n›yorum. Tamam, o baflarm›fl, ben
de baflar›l› olma konusunda onu
örnek alabilirim. Fakat “O saç›n›
böyle kaz›tm›fl, ben de ayn›s›n› ya-
pay›m” ya da “O topa böyle vuru-
yor, ben de öyle vuray›m” gibi dü-
flüncelerim asla olmaz. ‹mrenirim
ama k›skanmam. “O yapt›ysa ben
de yapabilirim” diye düflünürüm
sadece. Tüm bunlar› söylerken,
be¤endi¤im oyunculardan da söz
edeyim. Bir Xabi Alonso’yu ya da
Xavi’yi hangi üslupla, hangi keli-
melerle anlatabilece¤imi de bile-
miyorum. Beni izleyenler ise Ha-
mit Alt›ntop’a benzetiyor.
ß
Millî Tak›m tercihinde bafllan-
g›çta Türkiye’yi seçtin, sonras›nda
Belçika’da oynad›n. Bunun nedeni
neydi?
Bu asl›nda kar›fl›k ve duygusal bir
hikâye. U18’de bir Almanya kam-
p› için Türkiye’ye ça¤r›ld›m. Al-
manya kamp›nda tak›m›n çal›fl-
ma metodunu ve oradaki grubu
be¤enmedim. Oyunculardan
yan›ma gelip de halimi hat›r›m›
soran hiç kimse yoktu. Çok ha-
val› oyunculard›. Ben Premier
Lig
tak›m›
Birmingham
City’den geliyordum ama bura-
da alt liglerde oynayan arkada-
fl›m›n havas› benden befl kat
fazlayd›. Yanlar›na yaklaflmak
mümkün de¤ildi. ‹yi oynayan
oyuncunun hava atmas›na say-
g› gösterebilirim. Yeri geldi¤in-
de ben de iyiysem hava atabili-
rim. “Atm›yorum” diyen yalan
söyler çünkü.
ß
Messi atm›yor ama...
Ben videosunu izledim, Messi
de yap›yor bazen. Her neyse,
U18’deki bu atmosferi görün-
ce, “Ben art›k gelmiyorum” de-
dim. Bunun üzerine Belçika’y›
denemeye karar verdim. U18,
U19 ve U21 düzeyinde Belçika
Millî Tak›m›’nda oynad›m. Hat-
ta millî düzeyde ilk golümü de
Türkiye’ye att›m. Bu sezon ni-
hai karar›m› vermem gerekiyor-
du. Belçika A Millî Tak›m›’n›n
yard›mc› antrenörüyle bir gö-
rüflmem oldu. “Benim hakk›m-
da ne düflünüyorsunuz?” diye
sordum. Bana, “Seni A Millî Ta-
k›m için düflünüyoruz ama flim-
di de¤il. 2-3 y›l beklemen ge-
rek” cevab›n› verdi. O dönem-
de U21 Millî Tak›m›’n›n bafl›n-
da bulunan Tolunay Kafkas Ho-
cam Belçika’ya geldi ve beni çok
istedi¤ini söyledi. Kendisine, “Be-
nimle ilgilenilecekse gelirim. Geç-
miflte yaflad›klar›m tekrarlanacaksa
hiç gelmeyeyim” karfl›l›¤›n› ver-
dim. Bu arada üç y›l önceki oyun-
cu grubu da büyük ölçüde de¤iflik-
li¤e u¤ram›flt›. Tolunay Hocam›n
“Merak etme” cevab› üzerine U21
Millî Tak›m›’nda oynamak üzere
Türkiye’ye geldim.
ß
Ancak U21 Millî Tak›m›’nda oy-
nayamad›n...
Norveç maç›n›n kamp›na ça¤r›l-
d›m. Ancak ben kampa kat›lma-
dan Tolunay Hoca Trabzonspor’a
gitti. Geldi¤imde tak›m›n bafl›nda
Okan Buruk Hocam vard›. O da
beni çok iyi karfl›lad›, “Seni uzun
zamand›r izliyor ve istiyoruz” de-
di. Fakat Norveç maç›nda oynaya-
mad›m. Çünkü resmi prosedür ta-
mamlanamam›flt›. Aradan k›sa bir
süre geçti, bir telefon geldi,
U20’ye ça¤›rd›lar. Önce flafl›rd›m,
“Daha önce U21’e ça¤›rm›fllard›,
flimdi U20’ye düflürüyorlar” diye
geçirdim akl›mdan. Hemen mena-
jerimi arad›m. Menajerim bana
“U20 Dünya Kupas› çok önemli
bir organizasyon. Seni onun için
U20’de düflünüyorlar” deyince,
“Büyük bir fleref” diyerek koflarak
geldim. Gerçekten buradaki bütün
arkadafllar›m çok temiz kalpli, çok
samimi insanlar. Benim için
önemli olan da bu. Ben her gün
yan›ma gelinip, “Alpaslan’›m, ko-
çum, nas›ls›n?" denmesini bekle-
miyorum elbette. Sadece samimi-
yet görmek istiyorum. Bu samimi-
yeti görünce, gösterilen hedefe en
önde giderim.
ß
Feyyaz Uçar’la iliflkilerin nas›l?
Feyyaz Hocam çok karizmatik bi-
risi. Futbolculu¤u tart›fl›lmaz ama
ben o dönemde çocuk beziyle
gezdi¤im için hocal›¤› üzerine ko-
nuflay›m. Beni gerçekten samimi-
yetle kucaklad›. Söyleyece¤i bir
fley varsa gelip benim yüzüme
söylüyor. Böyle yapt›klar› için
Feyyaz Hocam› da Emre Afl›k Ho-
cam› da Ömür Altunsöz Hocam›
ß
Peki, Belçika’da yetiflmifl bir
oyuncu olarak ‹ngiltere’de oyna-
nan futbola nas›l adapte oldun?
Arada ciddi farklar var m›yd›?
Bafllang›çta hat›rl›yorum, her mü-
cadeleden sonra yere yat›yordum.
Hoca da oyunu durdurmuyordu,
benim bu sertli¤e ve tempoya al›fl-
mam› istiyordu. ‹ngiltere’deki tem-
po fark› inan›lmaz, futbol anlay›fl›
ise çok farkl›. Orada çok direkt bir
futbol oynan›yor. Arkadan topu fli-
flir, önde savafl ve gol at. Oyunu
geriden kural›m, dört-befl pas ya-
pal›m diye bir düflünce yok. Belki
çok basit anlatt›m ama ‹ngilte-
re’deki futbol özetle böyle.
ß
Peki neden ‹ngiltere’de kalmak
yerine Belçika’ya döndün?
‹ki sene sona erdi¤inde 18 yafl›na
giriyordum ve Birmingham City ile
profesyonel sözleflme imzalama
aflamas›na gelmifltim. Ama tam o
s›rada kulüp baflkan› Hong
Kong’da kara para aklamaktan
hapse girdi. Tak›m küme düfltü,
sponsorlar kulüpten deste¤ini çek-
ti ve bir maddi kriz yaflanmaya
baflland›. Yöneticiler bana “Senin
200-300 bin euronu ödeyemeye-
ce¤iz” dedi. Düflünebiliyor musu-
nuz, bir gün önce Premier Lig tak›-
m›yla antrenmana ç›karken, ertesi
gün hiçbir yerdesiniz.
ß
Senin için büyük bir hayal k›r›k-
l›¤› olmal›...
Hayal k›r›kl›¤›ndan bir ad›m daha
öte. Dünyan›n yedi kat dibi diyor-
lar ya... Ondan daha da fazla.
Çünkü o ana kadar U18, U19’da
ilk on bir oynuyorsunuz. ‹ki sene-
dir, “Birkaç y›l içinde A tak›mda
oynayacaks›n, sana kontrat vere-
ce¤iz” deniliyor. Bu duygular› ya-
flarken bir anda bütün dünyan›z y›-
k›l›yor. Ama Allah babamdan raz›
olsun; bir telefonla 6 saat içinde
yan›ma geldi. Valizimizi toplad›k
ve Belçika’ya döndük.
ß
Yeniden Beerschot’la anlaflman
nas›l oldu?
Belçika’ya dönünce flöyle bir du-
rup düflündüm. Kulübümüz kon-
trat uzatmad› ve bunun bir iyi, bir
de kötü yan› var. ‹yi yan›, beni ala-
cak olan kulüp bonservis bedeli
ödemeyecek. Kötü yan›, kulübü
taraf›ndan yollanm›fl bir oyuncu-
sun ve yüksek bir bedel isteme
flans›n yok. Babamla birlikte dü-
flündük ve eski tak›m›ma dönmeye
karar verdik. Beerschot’la yapt›-
¤›m o görüflmeyi hiç unutmayaca-
¤›m. Futbol direktörü bana, “Kulü-
bün maddi durumu çok kötü, biz
zaten transferlerimizi yapt›k” gibi
sözler sarf etti. “Fazla konuflman›-
za gerek yok. Ben para istemiyo-
rum, sadece burada futbol oy-
namak istiyorum” dedim. Kon-
trat› imzalamay›, paray› kendi-
lerinin belirlemesini teklif et-
tim. Çünkü dört ay içinde A ta-
k›ma ç›kaca¤›ma inan›yordum.
Afl›r› derecede motiveydim. So-
ka¤a ç›kt›¤›mda insanlar “‹ngil-
tere’ye giden Alpaslan” de¤il,
“‹ngiltere’den dönen Alpaslan”
gözüyle bak›yorlard› bana. So-
nuçta sözleflmeyi imzalad›k.
Dört ay A2 tak›m›nda oynad›m.
Dört ay sonra bir daha masaya
oturduk. Bana “A tak›mla An-
talya’ya gideceksin” dediler.
Antalya’da bir önceki y›l›n
flampiyonu Genk’e karfl› ilk on
birde bafllad›m. Demek ki iki
ad›m öne atabilmek için bazen
bir ad›m geri gitmek gerekiyor-
mufl. Kamptan döndükten son-
ra, Standart Liege’le oynanan
ilk maç d›fl›nda bütün karfl›lafl-
malarda aral›ks›z forma giydim.
ß
Sa¤ bekte ve orta sahada oy-
nuyorsun.... As›l mevkiin nere-
si, kendini en iyi hangi bölgede
ifade edebiliyorsun?
Bafllang›çtan itibaren hep ön li-
bero oynad›m. Ama geçti¤imiz
sezon hocam›z beni sürekli sa¤
bek oynatt›. Fena da oynama-
d›m. Bu nedenle Türkiye’den
gelen kulüpler beni hep sa¤
bek olarak görüp de¤erlendirdi.
Orta sahada zaman zaman
dörtlünün sa¤›nda da oynad›m
ama bu k⤛t üzerinde böyley-
di. Daha çok içeriye girerek
ikinci bir ön libero gibi görev yap›-
yordum. Gerçek mevkiim kesinlik-
le ön libero. Fiziksel özelliklerim
de buna müsait. Benim anlay›fl›ma
göre kanat oyuncusu daha k›sa
boylu, süratli ve çabuk olur. Be-
nim boyum 1.86. Sa¤ bek de oy-
nar›m oynamas›na ama pas, flut ve
hava toplar›ndaki hâkimiyet özel-
liklerim bir ön libero için ideal
özellikler.
ß
Be¤endi¤in, örnek ald›¤›n oyun-
cular var m›?
Siz de görüyorsunuz, bir çok
20
TamSaha
TamSaha
21