Page 18-19 - TAMSAHA 105

Basic HTML Version

18 TamSaha
TamSaha 19
Türk kulüplerinin transferdeki tavr› benim
anlay›fl›ma pek uymuyor. Ar›yorlar, “Seni
çok istiyoruz” diyorlar, iki hafta sonra bir
daha aray›p yine ayn› fleyi söylüyorlar.
Aradan bir hafta daha geçiyor, onlar yine
beni çok istediklerini tekrarl›yorlar.
Standart Liege bir gece benimle görüfltü,
ertesi gün baflkan›n karfl›s›na ç›kt›m. Baflkan
bana, “Ben de sportif ekip de seni çok
istiyoruz. ‹flte bu da kontrat›n” dedi. Bu
samimiyeti gördü¤üm anda “Tamam” dedim.
Benim için her fley 48 saat içinde bitti.
E¤er mesele para olsayd› Türkiye’ye
gelirdim. Ço¤u gurbetçi oyuncu gibi gelip 3-4
sene burada kal›p, param› al›r, Belçika’ya
dönüp Beerschot gibi küme düflmemek için
mücadele eden bir tak›mda oynar, çevirir
yast›¤›m› yatar›m.
Futbolu sevdi¤im için oynuyorum ama daha
çok ailem için oynuyorum. Ben futbolcu
olmadan önce ekonomik krizdeydik. Ailemin
rahat bir hayat yaflamas›n› istiyorum ve
onlar için çaba harc›yorum. Bu yüzden çok
genç yaflta büyük bir sorumluluk alt›na
girdim ve ‹ngiltere’ye gittim, oras› beni adam
etti.
Kariyerimi paraya satmam. Bazen bir ad›m
geriye çekilirsiniz, o ad›m sizi sonraki
aflamada iki ad›m öteye tafl›r. Standart
Liege’de iyi bir performans gösterirsem,
gidece¤im yerler belli. ‹ngiltere, ‹spanya,
Almanya veya ‹talya. Bu yüzden Türkiye’ye
gelmek yerine Standart Liege’i seçtim.
Pahal› arabalara binen genç oyuncular›
anl›yorum. Çocuk sa¤›ndakine bak›yor öyle
bir araba görüyor, solundakine bak›yor yine
öyle bir araba görüyor. O da tabii ayn›
arabaya binmek istiyor. Ben de isterim
elbette. Ama önce babam›n, abimin
binmesini isterim, sonra s›ra bana
gelirse gelir.
mad› m›?
Zor de¤il, çok zor oldu benim içim. Belçika’da do¤up
büyüsem de klasik Türk terbiyesiyle yetiflmifl birisi ola-
rak ‹ngiltere’de çok farkl› bir kültürün içine girdim.
Orada bir ‹ngiliz ailenin yan›nda kald›m. Yemek kül-
türleri benim kültürümün çok d›fl›ndayd›. Tavuktan
baflka bir fley yemiyor ve zaman›m› odamda geçiriyor-
dum. Benim için çok s›k›nt›l› bir dönemdi ama bir fley-
leri elde edebilmek için bu s›k›nt›lara gö¤üs germek
zorundas›n›z.
ß
‹ngiltere’de geçirdi¤in iki sene sana neler kazan-
d›rd›?
O iki sene bana adam olmay›, kendi ayaklar›m›n üze-
rinde durmay› ö¤retti. Bir de hayat›n çok zalim oldu-
¤unu... Sevinçlerinizi yaflarken sevdikleriniz yan›n›z-
da de¤il, paylafl›p ço¤altam›yorsunuz. Üzüntünüz ol-
du¤unda dostlar›n›z yan›n›zda de¤il, paylafl›p azalta-
m›yorsunuz. Ailenize de bir fley yans›tmamaya çal›fl›-
yorsunuz. Çünkü onlar› üzmek istemiyorsunuz. O
yüzden her fleyi içime att›m. Fakat geriye dönüp bak-
t›¤›mda baflar›l› oldu¤umu düflünüyorum ve “‹yi ki
U18’de bir Almanya kamp› için
Türkiye’ye ça¤r›ld›m. Almanya
kamp›nda tak›m›n çal›flma metodunu
ve oradaki grubu be¤enmedim.
Çok haval› oyunculard›. Yanlar›na
yaklaflmak mümkün de¤ildi. Bu
atmosferi görünce, “Ben art›k
gelmiyorum” dedim.
U18, U19 ve U21 düzeyinde Belçika
Millî Tak›m›’nda oynad›m. Hatta
millî düzeyde ilk golümü de
Türkiye’ye att›m. Bu sezon nihai
karar›m› vermem gerekiyordu.
Tolunay Kafkas Hocam Belçika’ya
gelip beni çok istedi¤ini söyleyince
karar›m› Türkiye için kulland›m.
Feyyaz Hocam çok karizmatik birisi.
Futbolculu¤u tart›fl›lmaz ama ben o
dönemde çocuk beziyle gezdi¤im için
hocal›¤› üzerine konuflay›m. Beni
gerçekten samimiyetle kucaklad›.
Söyleyece¤i bir fley varsa gelip benim
yüzüme söylüyor. Böyle yapt›klar›
için U20’deki bütün hocalar›m› çok
seviyorum.
Beerschot sezon sonunda küme
düfltü. Bir çok maç› kaybettik ve o
maçlardan sonra a¤lad›m. Ama bu
üzüntüler bana kazanman›n çok
güzel bir fley oldu¤unu ö¤retti.
‹çimdeki kazanma h›rs› ve arzusu
daha da artt›. Tak›m küme düfltü
ama ben düflmedim. Standart
Liege’le 5 sezonluk sözleflme yapt›m.
Özelefltiri yapmaktan hiç çekinmem.
Öyle kompleksleri olan birisi de¤ilim.
Sol aya¤›m› gelifltirmem gerekiyor.
Dar alanda daha çabuk dönüfller
yapabilmem lâz›m. ‹yi yönlerimi ise
baflkalar› anlats›n. Ben daha çok iyi
yapamad›¤›m fleyleri konuflurum.
böyle bir tecrübeyi yaflam›fl›m” diyorum.
ß
Birmingham City’de hangi düzeyde oy-
nad›n?
‹lk y›l›mda U18’de oynad›m. ‹kinci sene
A2 tak›m›na ald›lar. O dönemde A2’de oy-
nad›m ama A tak›mla antrenmanlara ç›k-
t›m. Alexander Hleb, Joe Hart gibi y›ld›z-
larla birlikte antrenmanlara ç›kt›m. Orada
futbolun sadece bir oyun veya bir spor ol-
mad›¤›n› anlad›m.
ß
Nas›l yani?
Futboldan ekmek kazanmak istedi¤imi
orada anlad›m. Futbol olmasayd›, rahatl›k-
la ekmek yiyebilece¤im baflka bir meslek
olmad›¤›n› gördüm. Çünkü severek yapa-
bilece¤im baflka bir ifl olmazd›. Joe Hart’a,
Alexander Hleb’e, Nikola Zigic’e bakar-
ken, “Onlar yapt›ysa ben neden yapmaya-
y›m, onlar bu iflten ekmek yiyorsa ben ni-
ye yemeyeyim?” diye düflündüm. Bu da
beni motive etti.