TamSaha 163. Sayı / Haziran 2018

Macarların Altın Takımının kilit isimlerinden biri, kaleci Gyula Grosics’ti. 1950’lerde Macaristan, daha sonraları ‘Total Futbol’ olarak da anılacak olan ve asıl popülarite- sine Hollanda tarafından ulaştırılan futbol anlayışının öncü örneklerini ortaya koymaktaydı. Toplu halde savunma, toplu halde hücum, ayağa kısa ve seri paslarla oyna- mak ve oyuncularınmaç içerisinde birçok farklı mevkide yer değişti- rerek oynayabilmesi bu anlayışın temel nitelikleriydi. Macaristan’ın teknik direktörü Gusztav Sebes, bu sistem içerisinde kalecinin de mümkünmertebe oyuna katılma- sını istemekteydi. Ona göre kaleci, geride bir libero gibi görev yapabil- meli ve topu sadece eliyle değil, ayağıyla da iyi bir şekilde oyuna sokabilmeli, çoğu zaman kurulacak pas trafiğinin başlangıç noktası olmalıydı. Grosics, güçlü reflekslerinin yanı sıra bu nitelikleri de taşıdığı için, Sebes’in takımının vazgeçilmez isimlerinden biri olmuş ve 1950’lerin başlarında Avrupa’nın da en itibarlı birkaç kalecisinden biri haline gelmişti. Grosics ve Macaristan için, mutlak favori olarak geldikleri 1954 Dünya Kupası da olabilecek en iyi biçimde başlamıştı. İlk turda Federal Alman- ya’ya karşı oynadıkları maçtan 8-3’lük galibiyetle ayrılan, ardından çeyrek finalde dört yıl öncesinin fi- nalisti Brezilya’yı, yarı finalde de son şampiyon Uruguay’ı 4-2’lik skorlarla geçerek finale gelen Macaristan, bu sonmaçta da yeniden Federal Almanya karşısına çıkacaktı. Ancak futbol tarihinin en büyükmucizele- rinden biri gerçekleşecek ve Federal Almanya sahadan 3-2’lik galibiyetle ayrılıp Macaristan’ın dört yıl ve 32 maç süren yenilmezliğine son vere- rek kupaya uzanan taraf olacaktı. Karşılaşmada özellikle Almanların Helmut Rahn’la buldukları son golde hatalı olan Grosics ise bir anda ülkesinde günah keçisi ilân edilmişti. O güne dek takımıyla birlikte birçok muazzam rekoru da içeren onlarca başarıya imza atmış büyük bir kalecinin böylesi bir tepkiyi hak etmediği çok açıktı belki ama futbolda kalecilerin kaderi de genelde böyle değil mi zaten? Kupayı kaçıranların en iyi 11’İ Onur Erdem KALECİ Gyula Grosics Almanya 2002 Dünya Ku- pası’nda biraz da kura şan- sıyla (yendikleri takımlar Kamerun, Suudi Arabistan, Paraguay, ABD ve Güney Ko- re’ydi) finale geldiyse de bu karşılaşmaların hepsinde en az bir mutlak golü önleyen Kahn, turnuvada en çok alkış alan isimlerden biri olmuş ve final öncesinde FIFA tarafın- dan turnuvanın en iyi oyun- cusu da seçilmişti. Kaderin cilvesine bakın ki, Brezilya ile oynanan finalde Kahn turnuvadaki belki de ilk ciddi hatasını yapıp Rivaldo’nun bir şutunu sektirdiğinde kendisinden dönen topu Ronaldo ağlara gönderecek ve bu golle öne geçen Brezilya maçı da 2-0 kazana- rak Almanya’ya şampiyonluk şansı tanımayacaktı. Diğer Adaylar Oliver Kahn Dünya futbolundaki belki de ilk yıldız kaleciler, 1930’larda İspanyol Ricardo Zamora ile Çekoslovak Frantisek Planicka’ydı. Bu ikiliden dünya şampiyonlu- ğuna çok yaklaşan isimse, 1934 Dünya Kupası’nda Çekoslovakya ile final oynayan Planicka olmuştu. Ancak Çekoslovakya, ev sahibi İtalya ile karşılaştığı finalde öne de geçmesine karşın İtalya maçı uzatma- lara taşımış ve burada da bir gol daha bularak sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrılan taraf olmuştu. Maçta takımının en iyi isimlerinden biri olan Planicka’nın performansıysa yine de mağlubiyete engel olmaya yetmemişti. Frantisek Planicka Inter’in tarihinin en parlak günleri olan 1960’larda mavi-siyahlı- ların sağ bekteki değiş- mez ismi konumundaki Tarcisio Burgnich, İtalya Millî Takımı’nın da bu alandaki ilk tercihiydi. Sürati ve gücüyle özellikle ön plana çıkan Burgnich, kariyerinde nadiren gol atan ve daha çok asist yapmayı seven bir oyuncu olsa da 1970 Dünya Kupası yarı finalinde Federal Almanya ile oynadıkları ve 4-3 kazandıkları unutulmaz maçta skoru 2-2’ye getiren bir gole de imzasını atmıştı. Burgnich, adammarkajı konusunda da İtalyanla- rın elindeki en iyi oyun- culardan birisiydi. Brezilya ile oynayacak- ları final maçında da teknik direktör Ferruc- cio Valcareggi ona, Pele’yi marke etme görevini vermişti. Ne var ki Burgnich, 4-1 kaybettikleri maçta Pele’nin Brezilya’nın ilk golünü kaydetmesine mani olamamıştı. Tabiî Pele’yi tutmayı kendi- sine gelene kadar başka başaran olduğunu da (tekme atmadan) söyle- mek güçtü. Final maçın- dan sonra kendisinin Pele hakkında “Maçtan evvel kendi kendime ‘o da herkes gibi etten kemikten yapılmış’ diyordum, yanılmışım” demesi de bu durumu en güzel biçimde anlatmaktaydı. SAĞ BEK Tarcisio Burgnich 1950’lerde Avru- pa’nın en önemli sağ beklerinden biri olan Orvar Bergmark, buna rağmen o yıl- larda her oyuncu Avrupa’nın büyük kulüplerine kolayca transfer olamadığı için kariyerinin büyük bölümünü ül- kesinde, Örebro forması altında geçir- mişti ve futbol dünyasının onun değerinin farkına varması da İsveç’in 1958 Dünya Kupası’nda kazandığı ikincilik sayesinde olmuştu. Bergmark, daha çok hücumdaki yıldızlarıyla ön plana çıkan o İsveç takımında savun- madaki en kaliteli isimkonumundaydı. Diğer Adaylar Orvar Bergmark 1970’lerin ba- şında üst üste üç Avrupa şam- piyonluğu yaşa- yan Ajax, Avrupa futbolu- nun gördüğü en önemli takım- lardan biriydi ve o takımın banko oyuncularından olanWimSuur- bier, bu sayede Hollanda Millî Takımı’yla da 1974 ve 1978 Dünya Kupalarında boy göstermişti. Ne var ki Suurbier, bu turnuvalarda peş peşe iki final görse de ikisinde de kaybeden tarafta olmanın talihsizliğini yaşamıştı. Facchetti Grosics Burgnich Baresi Puşkaş K.H. Förster Hamrin Cruyff Bozsik Neeskens Czibor Kupayı Kaçıranların En İyi 11’i 100 101 WimSuurbier

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==