

60
61
istemiyordu. Nitekim
görüşmeler olumlu
ilerledi ve PSG’de şans
bulması zaten zor olan
Portekizli yetenek,
transfer döneminin son
gününde Valencia’ya
kiralandı. Bu imza,
Yarasaların sezon
gidişatını belirleyecek
bir hamle olacaktı.
Marcelino’nun gençlere
olan inancı tesadüf
değil. La Liga’nın altya-
pıya önemveren kulüp-
lerinden Sporting
Gijon’da dört sene top
koşturmasının yanında
iki sezon da teknik di-
rektörlük yaptı. Dolayı-
sıyla Valencia’ya gelir
gelmez bu isimleri
kadrosuna toplaması ve
altyapıdan yetişmiş
Carlos Soler’e A ta-
kımda daha da fazla
şans vermeye başla-
ması şaşırtıcı olmadı.
Sonuçta onun takı-
mında şüpheci ve ön-
yargılı isimler değil, hızlı
öğrenen ve hayal kura-
bilen gençler olmalıydı.
Oyun anlayışı
Son yıllarda tambir tek-
nik direktör değirmenine
dönüşen Valencia’da
elbette tutarlı bir oyun
planı gözlemlemek de
imkânsızdı. Marcelino ise
Yarasalara kontratağa
dayalı çabuk futbol anla-
yışını aşılamakta hiç
vakit kaybetmedi. Tıpkı
yıllar evvel Rafa Beni-
tez’in yaptığı gibi… Oyu-
nun nispeten yavaş ve
sabırla kurulduğu İspan-
yol futbol kültüründe
farklı tat yaratanlardan
biri olmayı seçmişti.
Basit düşünüyordu ve
amacı belliydi. Topu ra-
kipten hemen kapamı-
yorsa disiplinli bir defans
anlayışı güdecekti. Anî
bir baskınla topu ele ge-
çirmeyi başarırsa da üç
pasla rakip ceza saha-
sına ulaşmayı hedefli-
yordu. İşte bu yüzden
sezon öncesi hazırlık
kampında oyuncularına
basit ama etkili bir söy-
lemi olmuştu: “Pas verdi-
ğinizde toptan çıkan sesi
duymalıyım!” Yani takı-
mından sert ve direkt
paslar bekliyordu Marce-
lino. Rakip henüz gardını
almadan onun açıkların-
dan faydalanabilmek
istiyordu.
İşte Marcelino’nun oyun-
cularına verdiği talimat-
ların çoğu aslında bu
kadar basit. Karmaşık
yöntemlerden ve tarifler-
den hoşlanan bir teknik
adamolmadı o. Aynı
sezon öncesi kampında
oyuncularınınmaçın
belli anlarında sahanın
tamolarak neresinde durması
gerektiğini dahi anlattı. Nitekim son
yıllarda sürekli değişen teknik
adamlar sonucu takımda yerleşim
algısı da zedelenmişti. Marcelino
sahayı bölgelere ayırdı ve bütün
mevkilerin çeşitli anlardaki doğru
konumlarını oyuncularına aktardı.
Dolayısıyla son iki sezonu 12. sırada
bitiren Valencia’nın bu sezon fazla-
sıyla daha derli toplu durmasının al-
tında bunlar yatıyor. Aynı zamanda
mücadeleci yapılarıyla Atletico
Madrid ve Sevilla’nın ardından ligin
en fazla ikili mücadele kazanan
ekibi olarak da göze çarpıyorlar.
Marcelino’nun sıradışı emeklerine
rağmen Valencia’nın eksikleri de
yok değil. Geçiş oyununa odakla-
nan ve savunma halinden çıkıp ça-
bucak hücuma kalkabilen bir takım
Yarasalar. Ancak zaman zaman ya-
şadıkları konsantrasyon kayıpları,
oyun içinde takımın basit hatalar
yapmasına sebebiyet verebiliyor.
Bunu genç ve nispeten deneyimsiz
bir ekip olmalarının yanı sıra oyunu
soğutmaları gerektiğinde yeterince
olgun kalamamalarına da bağlaya-
biliriz.
Malûmkonsantrasyon eksikliği Va-
lencia’yı sadece maç içinde değil,
belli dönemlere yayılarak da etkile-
yebiliyor. Aralık ayında nispeten
denk ve hatta kâğıt üstünde kolay
bile görünen rakiplere karşı oyna-
dığı dört maçın üçünü kaybetmesi
de bundan kaynaklanıyor. Öte
yandan büyükmaçlarda da Valen-
cia’nın geliştirmesi gereken ciddi
yönleri bulunuyor. Ocak sonu ve
Şubat başında Madrid’in iki devinin
karşısına çıktıkları ligmaçlarının
arasına bir de Barcelona ile oyna-
nan Copa del Rey yarı finalleri gir-
mişti. Art arda oynanan bu dört
büyükmaçın tamamını kaybeden
Yarasalar, rakip ağlara sadece tek
gol gönderebildi ve genel olarak et-
kisiz bir görünüm çizdi. Kontratağa
yönelik sistem şimdilik bu tarz
büyükmaçlar için bir çözümürete-
medi çünkü kaliteli ayaklara karşı
kaybettikleri topları hemen geri alıp
hızlı atağa çıkamıyorlar. Bu da set
savunmasında onların zaaflarını
daha kolay ortaya çıkarabiliyor.
Diyet
Bu sezon Valencia’da değişen şeyler
teknik adam, taktik veya kadro ya-
pılanması ile sınırlı kalmadı. Marce-
lino’nun yönetimi altında acımasız
bir diyet sistemi de uygulanmaya
başladı. Buna göre her futbolcunun
metabolizmasıyla paralel olarak
ona özel diyet listesi hazırlanıyor.
Hatta bu rejime harfiyen uyabilme-
leri adına futbolcuların aileleri de
konuyla ilgili bilgilendirilmiş
durumda. Dolayısıyla sadece
oyuncular değil, onlarla aynı çatı
altında yaşayan tümhane halkları
bu katı beslenme anlayışını
benimseyebiliyor!
Elbette Marcelino ekibine sadece
diyet listesi vermekle kalmıyor.
Bu uygulamaların takibini fitness
antrenörü Ismael Fernández
doğrultusunda yakından yapıyor.
Örneğin vücut yağ endeksi 9.5’in
üstüne çıkan bir oyuncuyu kesin-
likle oynatmıyor! Yani Marcelino
taktik anlayış ve antrenmanlarda
olduğu kadar oyuncuların beslen-
mesi konusunda da gayet basit ve
bir o kadar sert.
Her oyuncunun ideal istatistikleri
önceden belirleniyor, her gün ölçü-
lüyor ve antrenman tesislerindeki
panoya asılıyor. Bu değer aralıkları-
nın dışına çıkanlar ise cezalandırılı-
yor. Söylentiye göre kişisel vücut
değerlerinin dışına çıkan veya bir-
kaç gram (!) fazla kilosu bulunan
futbolcular kendilerini adeta bir
açlık grevine sokuyor ya da güne
saunada başlamayı tercih ediyor!
Kaptan Parejo da bir röportajında bu
dedikoduları doğruluyor:
“Hepimiz
aç kaldık! Hatta bu konuda eşimle
tartışma bile yaşadık!”
Valencia, Rafael Benitez dönemin-
deki o özlenen yıllara Marcelino ile
dönebilir mi? Bu yıl zor görünse de
en azından önümüzdeki sezon için
taraftarların umutsuz olmasına
gerek yok. Marcelino kendisini
anlayabilecek bir ekip kurdu ve ona
uygun bir taktik anlayışını adım
adım şekillendiriyor. Bu sezon
özellikle büyükmaçlarda öne çıkan
eksiklerini giderebilirlerse sonba-
hardan itibaren daha da etkili bir
Valencia izlemekmümkün.
Marcelino