Previous Page  28-29 / 130 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28-29 / 130 Next Page
Page Background

dünyanın hemen her yerinde ol-

duğu gibi, bölgedeki İngiliz çalışan-

lar tarafından gerçekleştirilmişti ve

takvimler de 1873 senesini işaret

etmekteydi.

Hırvatlar tarafından kurulan ilk

futbol kulübüyse, futbolun daha

erken yayıldığı Avusturya-Maca-

ristan İmparatorluğu’nun Macaris-

tan sınırları içerisinde 1901 yılında

faaliyete geçen FK Backa idi. İki yıl

sonra HASK ve PNISK kulüplerinin

kurulmasıyla da Hırvatistan içeri-

sinde de futbolun organize olması

adına somut adımlar atılmış oldu.

Günümüzde Hırvat futbolunun en

önemli markalarından olan Hajduk

Split 1911’de faaliyete geçerken, Di-

namo Zagreb’in öncülü konumun-

daki Gradjanski de aynı yıl kuruldu.

Bunu bir yıl sonra Hırvat Futbol

Federasyonu’nun kurulması takip

etti.

Tabiî o tarihlerde Hırvatistan ba-

ğımsız bir ülke değildi. Avusturya-

Macaristan içerisinde otonombir

bölge olan Hırvat ve Sloven Kral-

lığı’nın bir parçasıydı. I. Dünya Sa-

vaşı sonrasında da yeni kurulan

Yugoslav Krallığı’na dâhil oldu.

Dolayısıyla resmi statüde bir Hırvat

Millî Takımı’nın oluşturulup sahaya

çıkması o dönem içinmümkün ol-

madı. Sembolik amaçla oluşturulan

Hırvat karmasıysa sınırlı sayıda

maça çıktı.

1929’da Yugoslav Krallığı ‘Yugos-

lavya’ adını alıyor ve bir yıl sonraki

tarihin ilk Dünya Kupası’nda da Yu-

goslavya, Avrupa’dan Uruguay’a

giden dört ülkeden biri oluyordu. Ne

var ki Yugoslavya Millî Takımkafi-

lesi tamamen Sırp kökenli oyuncu-

lardanmüteşekkildi ve haliyle o

takımın Hırvat futbolunu da temsil

ettiği söylenemezdi.

Hırvatların kendi adları altında bir

millî takımoluşturup sahaya sür-

mesiyse ilk olarak II. Dünya Savaşı

esnasında gerçekleşiyordu. Ancak

bu, çoğu Hırvatın pek de hatırla-

mak istemedikleri bir tarihi ayrıntı

zira II. Dünya Savaşı’nda Hırvatis-

tan, Hırvat milislerin Nazilere ver-

diği desteğin karşılığında bizzat

Naziler tarafından kurulmuş kukla

bir devlet olarak ortaya çıkmıştı.

1940’larda sahaya çıkan Hırvatis-

tan Millî Takımı da o devletin yeşil

sahalardaki temsilcisi niteliğin-

deydi.

Yugoslavya çatısı

altındaki ilk başarılar

II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa

haritası bir kez daha yeniden dü-

zenlenirken Balkanların büyük bö-

lümü de ‘Yugoslavya Sosyalist

Federal Cumhuriyeti’ çatısı altında

toplanıyordu ve Hırvatistan da bu

birliğe dâhil olmuştu. Yeni Yugos-

lavya Millî Takımı’nın ilk ciddi sına-

vıysa 1948 Londra Olimpiyatları’nda

verilecekti. Bu kez, takımın başlıca

üç yıldızı, Zlatko ve Zeljko kardeşler

ile Stjepan Bobek de dâhil olmak

üzere dokuz Hırvat kökenli fut-

bolcu Yugoslavya kadrosunda yer

almaktaydı. Turnuva sonucunda

Yugoslavya gümüş madalyanın da

sahibi oluyordu. 1930 Dünya Ku-

pası’nda yarı final oynanmasında

herhangi bir katkısı olmayan Hır-

vatlar bu kez başroldeydi.

Öte yandan sosyalist Yugoslav-

Katıldığı ilk

Dünya Kupası

olan Fransa

98’de kürsünün

üçüncü

basamağına

çıkan

Hırvatistan,

o tarihten

sonraysa dört

Dünya

Kupası’na

katılmasına

karşın bunların

hepsine ilk

turda veda etti.

Henüz çeyrek

asırlık bir ülke

olmasına

karşın hayli

köklü bir futbol

geçmişine

sahip olan

Hırvatistan,

artık şeytanın

bacağını

kırmak istiyor

fakat bunun için

öncelikle tabiî

ki elemelerde

başarılı

olmaları lâzım.

Hırvatistan Futbolu

ırvatistan, bağımsızlığını kazanalı

henüz çeyrek asır geçmemesine kar-

şın günümüzde Avrupa futbolunun

millî takımlar düzeyindeki en saygın

ülkelerinden biri konumunda. Elbette

bunda uzun yıllar Yugoslavya’nın bir

parçası olmalarının ve sonrasında o

mirası çok iyi bir şekilde değerlendir-

melerinin de payı büyük. Fakat aynı

Yugoslavya’nın bünyesinden çıkan

başta Sırbistan olmak üzere Bosna-

Hersek, Slovenya, Makedonya gibi ül-

kelerin Hırvatların bu süreçte elde

ettikleri başarıların yanına bile yakla-

şamamaları hemHırvatların söz ko-

nusumirası değerlendirmekte en

doğru adımları atan taraf olduğunu

hemde sadece bumirasla yetinmeye-

rek futbol adına pozitif şeyler üret-

meye devam ettiklerini gösteriyor.

Hırvatistan’ın da bir parçasını teşkil et-

tiği Balkanlar, Avrupa kıtasında futbo-

lun en geç geliştiği yerler arasındaydı.

Bugünkü Hırvat topraklarında modern

olimpik sporların ve futbolun yayıl-

maya başlaması, 19. yüzyıl sonlarında,

aslen bir edebiyatçı olan fakat Stock-

holm’de yaşadığı dönemde başta jim-

nastik olmak üzere birçok olimpik

spordan etkilenerek ülkesine döndü-

ğünde bu sporları Hırvat gençliğine ta-

nıtmayı kendisine amaç edinen Franjo

Bucar’ın sayesinde olmuştu. Futbolun

bölgede ilk oynanmasıysa, genelde

H

28

29

Onur Erdem

1998 ruhunu arıyorlar